Kahvenden bir yudum bile almamışsın korktun mu beni kırk yıl sevmekten?
AR'mut deyip geçmeyin onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur.
'Bedenime sahip olabilirsin, ama ruhuma asla' diyenler kasapta mı satılıyor?
Hani diyordun ya,,
"it gibi seviyorum seni"...
Aşk bitti !
İtliğinle kal ...
Beni bir öküz sanma sakın. Çünkü sen, o kadar hülyalı bir tren değilsin!
Attığın kazıkları saklıyorum.. Saklıyorum ki, gün gelip bana döndüğünde seni oturtacak yerim olsun.
Geri gelmemelisin. Ya olduğun yerde kalmalısın ya da gittiğin yerde.. Sen bu hayatta gördüğüm en hoş'çakal'sın neticede.
Tecavüzden sonra "zevk aldın mı?" diye sormak nasıl abesle iştigalse,
gidişinin ardından aylar sonra arayıp,,
"Nasılsın, ne yapıyorsun?"
diye sorman da o kadar abesti işte...
"Uyuz bir itin kasığındaki pire kadar mutluyum...
Ve başını çöpe soktuğu için,
kıçı açıkta kalan bir kedi kadar tetikteyim..."
Tut ki mutluyum...
Tut ki yıkıldım....
Sana ne !!!
Özne olmayı bırakıp; zamir oldum, edat oldum, yüklem oldum.
Ama senin gibi, aşk ile ihanet arasına bağlaç olmadım asla.
Kusura bakma dünya, biz seninle anlaşamıyoruz..!
Ya ben sana fazla geliyorum,
Ya da sen benim hayallerime dar geliyorsun...
Ayır bizi hakim bey. .
...Zaten görücü usulü evlendik. .
...Ne ona sordular bunu alır mısın? diye,
Ne de bana sordular dünya'ya gelir misin? diye...