Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
2030`da Mars`a İnsanlı Sefer Planı

Avrupa Bilim Vakfı ile Avrupa Uzay Kurumu, 2030 yılında Mars`a insanlı sefer düzenlemeyi planladığını açıkladı.

Avrupa Bilim Vakfı`ndan Dr. Jean-Claude Worms, `vnu.net.com` sitesinde, Avrupa Uzay Kurumu ile birlikte 2013 yılında Mars`a robot indirileceğini, 2030 yılı veya daha sonrası için de insanlı uçuşların planlandığını anlattı.

Ayrıntılı bilgi, ilgili kurumlarca Mayıs ayında verilecek.

Dr. Worms, Japonya, Çin veya Hindistan`ın da projeye katılabileceğini belirtti.

`Aurora` programı altında robotlu ilk sefer `ExoMars` adıyla düzenlenecek.

Avrupa Bilim Vakfı, 75 kuruluşu birleştiren 30 Avrupa ülkesinin kurumu
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Endeavour’da Hava Kaçağı

Uzay mekiğindeki sorunun kısa süre içerisinde giderilememesi durumunda 7 Ağustos’ta planlanan fırlatma işlemi ertelenebilir.

Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilecek olan uzay mekiği Endeavour’un basınç odasında ufak bir hava kaçağı tespit edildi.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA Sözcüsü Kyle Herring, mekiğin fırlatılmasının gecikmemesi için, kaçağın nedeninin en kısa sürede belirlenmeye çalışıldığını belirtti.

Sözcü, bu sorunun kısa süre içerisinde giderilememesi durumunda, 7 Ağustos’ta planlanan fırlatma işleminin erteleneceğini söyledi ve kabindeki kaçak onarılmadan mekiğin fırlatılamayacağını kaydetti.

Herring, mühendislerin hava basıncını düzenleyen vanaların her birini kontrol ederek kaçağın nedenini bulmaya çalıştıklarını, vanalardan birinin hatalı olması durumunda fırlatma tarihini etkilemeden, vananın kısa sürede değiştirilebileceğini belirtti. Herring, diğer fırlatma hazırlıklarının ise sorunsuz olarak sürdüğünü söyledi.

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Nüfusun % 21’i İnternet Kullanıyor

Türkiye’de nüfusun yüzde 21’inin internet kullandığı bildirildi. Bu oran nüfus olarak 16 milyona denk geliyor.

Avrupalıların yüzde 38,9’unun internet kullanıcısı olduğu bildirildi. Avrupa ülkeleri arasında en fazla internet kullanan ülke ise 50 milyon 471 bin kişi ile Almanya...

Türkiye ise 16 milyon internet kullanıcısı ile nüfus bazında 7. sırada yer alıyor. Ancak Türkiye, yüzde 700 ile Avrupa’da internet kullanımı en fazla artan ülke konumunda...
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
CS3'te multimedya araçları



Yaklaşık iki yıl kadar önce Macromedia'yı bünyesine katarak büyük ses getiren Adobe, hem kendi ürünleri hem de Macromedia ürün yelpazesinde en popüler ve kullanışlı yazılımları bir araya getirerek oluşturduğu Creative Suite 3'ün son iki sürümünü bugün piyasaya sürüyor. Adobe CS3 Production Premium ve Master Collection adıyla satılacak olan ürünler internet üzerinden sipariş edilebilecek.

1699$'lık Production Premium'da Premiere video düzenleme yazılımı ve AfterEffects'in güncellenmiş sürümleri de yer alıyor. 2499$'lık Adobe Master Collection ise film, video, ses, web ve mobil içerik üretimine katkıda bulunan 17 önemli ve farklı uygulamayı bünyesinde barındırıyor.

Hatırlanacağı gibi Nisan ayında CS3'ün web ve tasarım uygulamalarını içeren sürümü daha önceden satışa çıkarılmıştı. Çıkan son sürümler daha çok multimedya uygulamaları üzerine çalışan tasarım ve düzenleme programlarından oluşuyor
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Video paylaşımı korsanı unutturdu

Müzik ve film endüstrisi aksini iddia etse de istatistikler internet üstünde bireyler arası dosya paylaşımının gerilediğini ortaya koyuyor. Yükselen değerse video paylaşım siteleri

Genişbant ağ hizmeti sunan şirketlere yönelik çözümler hazırlıyan Ellacoya firmasının verilerine göre internet kullanıcıları arasındaki trafikte ciddi düşüş var. Özellikle bittorrent, emule gibi yazılım ve protokollerin kullanıldığı ve çoğunlukla korsan kopya takasına sahne olan bireyler arası paylaşım (P2P) toplam internet trafiğinin yüzde 37'sine ulaşmış durumda. Web sayfaları ve web tabanlı hizmetleri taşıyan HTTP protokolünün oranıysa yüzde 46.

P2P trafiğindeki yüzde 37'lik oran yüksek gibi görünse de iki sene önce bu rakamın yüzde 65 tutarında olduğu hatırlandığında gerileme daha iyi anlaşılıyor. Uzmanlara göre bu düşüşün altında yatan sebeplerden biri de web tabanlı hizmetlerin artışı. Özellikle YouTube ve benzeri video sunum sitelerinin artışının bu trafiği düşürmede etkili olduğu iddia ediliyor. HTTP trafiğinin yüzde 46'sı bu tip video paylaşım sitelerinin üstünde dönüyor. Uzun süredir geliştirilen ve bittorrent protokolü üstünden yüksek kaliteli TV yayınlarını ulaştırmayı hedefleyen Joost gibi hizmetlerin yürürlüğe girmesiyle ağırlığın biraz daha bu yöne kayması bekleniyor.

Diğer yandan rakamlar P2P trafiğinin gerilemiş halinin bile yeteri kadar düşündürücü olduğunu gösteriyor. Bittorrent tohumu (seed) dağıtan popüler sitelerden Mininova'nın son altı ayda 1 milyar dosyayı kullanıcılara sunmuş olması da bunun ispatlarından biri.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Google davayı kazandı, Vista değişiyor

Microsoft, Google'ın açtığı dava sonrası Vista'da değişikliğe gideceğini açıkladı

Hatırlayacağınız gibi önceki günlerde Google tarafından Amerikan mahkemelerinde açılan davayla ilgili haberleri iletmiştik. Buna göre iddianamede Microsoft'un son işletim sistemi Vista'da tümleşik olarak gelen arama yeteneklerinin diğer yazılım firmalarının önünü tıkadığı ve kendi sistemlerini kullanmaya zorladığıyla alakalı şikayetlere yer verilmişti. Mahkemece yapılan incelemenin ardından hem Adalet Bakanlığı hem de Microsoft tarafından Vista'da değişikliğe gidileceği konusunda açıklamalar yapıldı.

Karara göre Microsoft, Vista'da kullanıcılara varsayılan masaüstü arama programını seçmek için şans tanıyan ilgili seçenekleri işletim sistemine ekleyecek. Anlık arama olarak bilinen fonksiyonla kullanıcılar herhangi bir anahtar kelimeyi yazmaya başladıkları anda arama sonuçları ekranda listelenmeye başlıyordu. Aynı işlem Windows'un Başlat menüsüne ve Internet Explorer'daki arama kutucuğuna da uygulanacak.

Yeniliklerin servis paketi veya güncelleştirilmiş yeni bir Vista sürümü şeklinde çıkarılması bekleniyor. Bu arada Microsoft, Vista için hazırladığı servis paketi Service Pack 1'in test sürümünün yıl sonuna doğru kullanılabileceğini de bildirdi.
 
Kayıt
24 Mayıs 2007
Mesajlar
3.806
Beğeniler
55
Şehir
İzmir, Bornova
Costun abi devam :mrgreen:

haber kalmayacak bu gidisle Evil or Very Mad
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Bu da şarjlı bisiklet
Şarjlı bisiklet kullanımı yaygınlaştı. Bakın nasıl birşey bu şarjlı bisiklet...
Saatte 30 kilometre hız yapabilen şarjlı bisikletlerin kullanımı sıcaklarla birlikte yaygınlaştı. Motosiklet kullanancılarını emniyet güçlerinin sıkı takip yapması ve yüksek cezalar yazmasının ardından zor günler geçiren vatandaşlar şarjlı bisikletlere yöneliyor.
"Ehliyet ve plaka derdine son" sloganı ile işe koyulan Osmaniyeli motosiklet ve bisiklet satıcısı Bülent Çelik, şarjlı bisikletlerin büyük ilgi görmeye başladığını söyledi.

Şarjlı bisikletlerin trafik, ehliyet, muayene gibi bürokratik engelleri olmadığını ve motosiklet gibi pedal çevirmeden gittiğini aktaran Çelik, satın alma durumu olmayan vatandaşlara ise kiralama yoluna gidiyor.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Playstation 3 ile TV seyretmek
En geç mart 2008'de Yeni Zelanda pazarına, Playstation 3 için bir DVB-T-Alıcısı geleceği konuşuluyor. Bunu "The Press" gazetesine açıklayan ise Sony pazarlama yöneticisi Warwick Light.Oyun konsolundaki sabit disk ise artık TV'den kayıt yapabilmeyi sağlayacak. Bu aksesuarın Avrupa'ya ne zaman geleceği henüz belli değil
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Futbolcuya beste yaptıran futbol topu
Aldığı darbelere göre farklı müzik sesleri çıkaran SoundBall adlı futbol topu tasarımı, erkek oyunu olarak bilinen futbolu, müziğin tınıları ile yumuşatıyor.Hareketleri algılayan yeni bir futbol topu tasarımı, aldığı darbelere göre müzik sesi çıkartarak, futbol oyununa ritm katıyor.
Hem müzisyen hem de mucit olan Aleksei Stevens tarafından tasarlanan SoundBall adlı futbol topunun bu işlevi, hareket algılayıcı sensörler, Bluetooth ve bir bilgisayarın birlikte çalışması ile gerçekleşiyor. SoundBall'un içinde bulunan hareket algılayıcı sensörler, yuvarlanma, hızlı darbe, düşme ve kendi etrafında döndürülme gibi hareketleri algılayıp; bunları Bluetooth teknolojisi ile yakınındaki bilgisayara gönderiyor.

Hareket datalarını Bluetooth aracılığı ile alan bilgisayar, bu dataları, üzerindeki yazılımı kullanarak, önceden eşleştirilmiş elektronik seslere çeviriyor. SoundBall'un her hareketinin, bu şekilde elektroniksese dönüştürülmesi, mücadele ve kazanma arzusunun ön plana çıktığı ve erkek sporu tanımlaması yapılan futbola, müziğin ritmini katarak yumuşatıyor.

Türkiye'de liglerin başlamasına az bir sürenin kaldığı bu günlerde, SoundBall'un bizim ligimizde kullanıldığı takdirde ne tarz ilginç kompozisyonlar ortaya çıkaracağını da düşünmeden edemiyoruz. Kim bilir? Belki oynanan karşılaşmanın kalitesi karşısında seyir zevki yaşayan taraftarın, bunun yanında kulaklarının da bayram etmesini sağlayacak futbol topu, çokça şikayetçi olduğumuz küfürün, tribünlerden silinmesine de katkı yapar.

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Tıbbın 10 mucizesi
Teknoloji ilerleyip araştırmalara ayrılan fonlar arttıkça, insanoğluna hayatı zehir eden hastalıklara karşı kazanılan zaferlere her gün bir yenisi ekleniyor. Tıptaki son yenilikler, buluşlar ve uygulamalar arasında küçük bir tura ne dersiniz? 1-Bağışıklık kazanan hastalıklar Tıp biliminde hastalıklara karşı verilen en büyük mücadelelerden biri, ilginç bir biçimde, "bağışıklık sistemi"mize karşı veriliyor. Bedenimizin kendi savunma sistemi, bazı hastalıklar karşısında "isyan ederek", koruması gereken organları savunmasız bırakabiliyor. Şimdilerde 80 değişik tipi tespit edilen bu hastalıklar arasından en yaygın olanı eklem iltihabı (romatoid artrit). Yakın zamanlara kadar antienflamatuar ilaçlarla eklem iltihabının yol açtığı ağrıların kontrol altında tutulması sağlanıyordu.Araştırmacılar, hastalık üzerindeki çalışmalarını, bu vakalarda ortaya çıkan iltihaplanmaya yol açan iki "şüpheli" üzerinde yoğunlaştırdılar: Tnf alfa ve T lenfosil... Tnf alfa, kanserll hücreleri öldürüyor, adını da burdan alıyor. Ancak, bağışıklık sistemindeki düzen bozulduğunda, eklem iltihabına yol açan hücreler de üretebiliyor. Tnf alfayı durdurmaya yarayan ilaçlar, iltihabın azalmasını sağlıyor. T lenfosit isi harekete geçebilmek için, aynı banka kasalarında olduğu gibi iki anahtara ihtiyaç duyuyor. Bu demek oluyor ki, bunlardan birisi bloke edildiğinde hareket etmesi önlenebiliyor. Blokajda kullanılan araç, aslında bir antikor ve "abatacept" adını taşıyor. Bir yıllık uygulamanın sonunda, bu antikor ile tedavi edilmiş hastalarda, öteki yöntemler uygulanmış hastalara oranla daha hızlı bir iyileşme görülmüş.



2-Tıbbi stentler
Tıp dünyasından bir müjdeli haber de damarlara ilişkin. Artık atardamarların tıkanma riski yok! Yeni yöntemler sayesinde "kalp-damar sorunları"na bağlı birçok hastalık çözülebilecek. Peki ama nasıl?30 yıldan beri, kalp ve damarlarda ortaya çıkan sorunların giderilmesinde cerrahi müdahale ön plana çıkmış bulunuyor. Cerrahlar atardamarı kateterle açarak bir "stent" yerleştiriyorlar. Kesin sonuç alınıyor mu? Alınıyor alınmasına ama Almanya'daki Hamburg Üniversitesi doktorlarından Joachim Schofer bir konuya dikkat çekiyor; "Cerrahi müdahale ile açılan bu damarların üçte biri daha sonra yeniden kapanıyor". Dr. Schofer, bu saptamayı, yaptığı uzun soluklu bir araştırma ile kanıtladı. Schofer'in gözlem altına aldığı 380 hastanın yarısına eski, yarısına da yeni tip stent takılmış. Alınan sonuç şöyle: Eski tip stent takılan hastalarda damarların kapanma oranı yüzde 40 iken, yeni tip stent takılan hastalarda bu oran yalnızca yüzde 6. Nitekim, Hol landa'da Rotterdam Araştırma Enstitüsü'nün 500 hastayı izledikten sonra açıkladığı sonuçlar da Dr. Schofer'in çalışmalarını doğruluyor.

3- Kalpteki kök hücreler
ABD, Pittsburg'daki McGowan Rejeneratif Tıp Enstitüsü doktorlarından Amit Patel, kalp yetmezliğinden şikayetçi 20 hasta üzerinde bir uygulama yaptı. Patel, hastaların hepsine koroner by-pass uyguladı. Ancak, bunlardan 10'unun kalbine by-pass sırasında kalça kemiği iliklerinden aldığı iki tip "kök hücre" enjekte etti. Bu hücreler gelişmelerini tamamlamamışlardı ve bir dokuya hayat vermeye elverişliydiler.Ameliyat tarihinden yaklaşık altı ay sonra, McGowan Enstitüsü yetkilileri, bu uygulamanın yapıldığı hastaların sol kalp kapakçıklarının (kalbin kanı vücuda pompalayan bölüm kapakçığı), öncesine oranla yüzde 24 daha iyi işlediğini açıkladılar. Dr. Patel, kalp yetmezliğinden şikayetçi 40 yeni hasta üzerinde de çalışmalarını sürdürüyor. Belki, hepimiz gün gelecek kendi kök hücrelerimize teşekkür borçlu olacağız. Kim bilir?

4-Türk uygulamasıyla by-pass: "Epidural"
Şimdilerde yapılan by-pass ameliyatları, "epidural" anestezi ve bir robot yardımıyla yapılıyor. Böylesi hem güvenli hem de ucuz. Yakın zamanlara kadar, by-pass oldukça zor bir ameliyat sayılıyordu ve genel anestezi uygulanarak yapılıyordu. Altı yıl önce, Ankara'da çalışan kalp cerrahı Haldun Karagöz "epidural" adı verilen yeni bir yöntem keşfetti. İki omur arasına yapılan anestezik iğneyle, acının beyin tarafından algılanması engelleniyor. Böylece, ameliyat sırasında hastanın bilinci açık kalıyor. Bu arada by-pass küçük bir robot yardımıyla gerçekleştiriliyor.Haldun Karagöz'ün keşfettiği bu yeni anestezi, en hızlı yaygınlaşan ameliyat yöntemlerinden biri oldu. Günümüzde doktorların yüzde 20'si bu tekniği kullanıyor. Pittsburg Üniversitesi kalp operasyonları programının bölüm başkanı olan Marco Zenati, şu sıralarda kalp yüzeyinde hareket edecek Tem adlı bir robot üzerinde çalışıyor. Bu robotun üretilmesi ile Haldun Karagöz'ün "mucize anestezi"si daha da mükemmelleştirilebilir!

5- SARS: Zamanında durdurulan hastalık
Günümüzün en çok korkulan hastalıklarından biri olan ve "akciğer katili" diye anılan SARS; son bir yıl içinde köşeye sıkıştırılmış gibi görünüyor. Şubat 2004'ten bu yana yeni bir tedavi yöntemi uygulanmaya kondu.ABD'de, Massachussets Boston Dana Faber Kanser Araştırma Enstitüsü'nde bulunan yöntemle yalnızca Sars değil, başka hastalıklar da kontrol altına alınabilecek. Mucizeyi yaratan bir antikor: "80 R". Adeta, hücrelere saldıran virüsleri zıpkınlıyor. Londra'da, Queen Mary Tıp Okulu'ndan Dr. John Oxford, "Antikorlar hakkında her şey bilindiği için, bu yeni terapinin, yani 80 R'nin kullanımı son derece güvenli. Hastalığın semptomlarını belirler belirlemez uygulamayı başlatıyoruz" diyor.

6- Bir karaciğer, iki hayat...
Tıp dünyasına yeni bir armağan daha var: Üretilen yeni bir protein ile vücudun nakledilen bir organı reddetmesi engelleniyor! İtalya kökenli bu teknik, alınan karaciğerin bir çocuk ve bir yetişkin arasında paylaştırılmasına dayanıyor. Nakil için alınan ciğer, biri büyük öteki küçük iki parçaya bölünüyor. Küçük parça hasta olan çocuğa, büyük parça ise bir yetişkine yerleştiriliyor.Bu tekniğin asıl ilginç olan yanıysa, organ nakillerinde en büyük sorun olan vücudun reddini büyük ölçüde ortadan kaldırması. Burada, "CP-690-550" adını taşıyan ve bünyenin organ nakIini kabul etmesini sağlayacak olan bir molekül başrolü oynuyor. Bu molekÜı, nakledilen organ ın vücut tarafından reddedilmesinde en büyük rolü oynayan antikortarın etkisiz hale getirilmesini sağlıyor.

7- Urlara karşı organ nakli
Günümüzde kansere karşı yeni stratejiler üretiliyor: Monoklonal antikorlar, moleküler tedavi, ilik nakli gibi... Yeni tip organ nakline bir örnek olarak, aynı hastadan alınan kemik iliğinin nakledilmesi verilebilir. Yakın zamana kadar, kemik iliği, yalnızca lösemi vakalarında kullanılıyordu. Oysa, artık kemik iliğinin Hodgkin Hastalığı vakalarında da kullanılabileceği kanıtlandı.İtalya'daki Milano Üniversitesi'nin İlik Nakli Bölüm Başkanı Paolo Corradini'nin yönteminde, önce kemik iliğindeki kök hücreler belirleniyor, sonra da hastanın kanında bulunan kök hücreler alınarak donduruluyor. Hastalık ilerlediğinde, kemik iliğinde bulunan hücreler ile tümörlü hücreleri yok eden güçlü bir kemoterapi uygulanıyor. Hemen ardından, dondurulan kök hücreler hastaya geri enjekte edilerek, kemik iliğindeki hücrelerin yeniden yapılandırılması sağlanıyor. 2004 yılının Haziran ayında, Corradini, uygulamanın ilk sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar her açıdan ümit vericiydi. Tedavi edilen 70 hastadan 58'inde iyileşme vardı, yani yüzde 82'yi bulan bir oran!

8- Lazer sayesinde iyileşen bacaklar
Varis... Birçok kişiyi ağrıdan kıvrandıran, hayatı zehir eden bir damar sorunu. Yeni denenen bir sistemle, ciddi varis olaylarında yüzde 83-96 oranında iyileşme kaydedildi. Varislilerin en büyük sıkıntısı, yürüyüş sırasında bacaklarına akut bir ağrının saplanması. Ağrılar, genişleyen damarların ayaktaki kan dolaşımını engellemesinden kaynaklanıyor. Hemen önlem alınmazsa, zamanla bacağın kesilmesine bile neden olabiliyor. Çarelerden biri, böyle hastaların damarlarına anjiyoplasti ile stent yerleştirilmesi; ama, ileri yaştakiler için yöntem oldukça riskli. Bu hastaların imdadına lazer ışınları ile yapılan ameliyatlar yetişti. Bu tür anjiyoplastilerde, cerrah, kateter ile damara girip tıkanma noktasına ulaşınca, devreye lazer giriyor ve tıkanıklığı oluşturan kitleyi buharlaştırıyor.

9-Damarı kurtaran eko
Radyon sinyalleri yardımıyla hangi damarların ve damarlardaki hangi bölümlerin tıkanıp olup, olmadığını belirlemek, tıp dünyasında elde edilen yeni başarılardan bir başkadı. Araştırmalar sonucu, özellikle böbrek ve kalp damarlarının tıkanmasından oluşan rahatsızlıklarda son yıllarda büyük gelişmeler kaydediliyor. Bu konuda önemli olan damar çeperini kaplayan plankların nasıl kavrandığını belirlemek. Güney İtalya'nın Mercogliano kentindeki Montevergine Hastanesi'nde görev yapan Dr. Paolo Rubino ile Almanya'nın Leipzig kentindeki Herzzentrum Üniversite Hastanesi'nden Dr. Giancarlo Biamino, damara yeni nesil bir kateter ile girip tıkanıklık açılıncaya kadar ilerliyorlar. Kateterin ucunda, 20-30 MHz'lik sinyaller veren 64 verici var. İzleme sırasuında duyulan ekodaki yoğunluk, plağın durumunu gösteriyor.

10- Kansere karşı genlerin savaşı
Habis veya zararsız tümörlere çare bulunuyor, organ naklinde yeni uygulamalara gidiliyor, antibiyotiklere bağışıklık kazanarak ilaçları etkisiz kılan mikroplarla savaşta yeni kazanımlar elde ediliyor. Düşman kendini yenilese de, tıp alanındaki başarıların ve mucizevi tedavi yöntemlerinin ardı arkası kesilmiyor.Örneğin Gendicine, geleceğin tedavi yöntemi olabilir mi? Gelen ilk veriler, Çin' de geliştirilen bu yeni tedavi yönteminin ümit verici sonuçlar sağladığını gösteriyor. Çinli araştırmacılar, bugüne kadar Gendicine tedavisini uyguladıkları 135 hastadan elde ettikleri verileri açıkladılar. 16 aylık tedavinin ilk 8 haftasında, haftada bir kez olmak koşuluyla, hastalara Gendicine enjekte ediliyor ve eşzamanlı olarak radyoterapi uygulanıyor. Bu ikili yöntemle, 135 hastanın yüzde 64'ü sağlığına kavuştu. Alınan sonuç, yalnızca radyoterapi ile iyileşen hastalara göre üç kat daha olumlu...Çinlilerin geliştirdiği yöntem, kabul görüp onaylanan ilk gen tedavisi. İtalya Milano'daki San Rafaello Hastanesi'nden Dr. Claudio Bordignon; "gelecek iki yıl içinde ABD ve Avrupa'da tümörlere karşı gen tedavisi uygulamasına geçilecek" öngörüsünde bulunuyor.

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3



Canavar Gibi Dizüstü



Bir dizüstü bilgisayar düşünün. 4 çekirdekli işlemci, 4 GB RAM, 750 GB sabit disk, 1 GB ekran kartı… Şimdi düşlerden gerçeğe dönme zamanı geldi. Canavar gibi laptop, SDN'de.Eurocom firması, websitesinden sunduğu bir hizmet sayesinde kullanıcılara istediği özellikte bir dizüstü bilgisayar oluşturma şansı tanıyor. Performans konusunda da uçmanıza olanak sağlayan firmanın seçenekleri arasında neler var neler. Çift çekirdekli işlemcilerle tanışmayan kullanıcılar çoğunluktayken, dizüstüne eklenen dört çekirdekli işlemciden tutunda SLI ekran kartına ve RAID 5 sabit disklere kadar son teknolojileri bulabiliyorsunuz.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Dalga şeklinde kablosuz ergonomik klavye
Ağustos ayından itibaren 89$'lık fiyatıyla satışa çıkacak olan ürün bilindik ergonomik klavyelerden biraz daha farklı.Bilindiği gibi ergonomik klavyelerde tuş takımları kullanıcılara on parmak yazma alışkanlığı kazandırılmak üzere tasarlanıp yerleştiriliyor.

Wave'de ise hızlı yazdırmak ön planda. Kablosuz klavyedeki tuş takımları dalga şeklinde yerleştirilmiş. Aynı zamanda tuşların boyları ve açıları da standartların dışında. Dalga şeklindeki tasarım birbirne yakın tuşlar arasında daha hızlı geçiş yapmaya da olanak sağlıyor.

Set halinde alınabilecek olan üründe fare de kablosuz ve ergonomik bir yapıya sahip.

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Efsane bilgisayar Commodore geri döndü
[u80'li yıllarda bizi ekranların başına kilitleyip eğlenceli saatler geçirmemize yardımcı olan Commodore, tahtını hızla gelişen teknolojisi nedeniyle masaüstü bilgisayarlara bırakmış ve uzunca bir süre ortalıktan kaybolmuştu. Oyunseverler için yüksek performanslı bilgisayarlar ve şık kasa tasarımlarıyla yeniden su yüzüne çıkan firma "bu yarışta ben de varım" demek için çabalıyor. Farklı konfigürasyona sahip bilgisayarlar 3500$'dan başlayan fiyatlarıyla da dikkat çekiyor.

Oyunseverler için tasarlanan bilgisayarın, dış yüzü kişiselleştirilebilen kasaları yüksek yoğunluklu ve katmanlı ses yalıtımına sahip. Böylelikle işlemci ve fan gürültüsü düşürülüyor. XX, GX, GS ve G diye dört farklı modeli bulunan bilgisayarlardan öne çıkan iki modelin temel özellikleri ise şöyle:

Commodore XX

Intel® Core™2 Extreme Quad-Core işlemci, QX6800: 2.93GHz 8MB Cache
ASUS® P5N32-E NVIDIA® nForce® 680i SLI™ ana kart
2 x 500GB 7200 RPM SATA Raid 0 sabit disk
2GB Corsair™ DOMINATOR™ Twin 2x2048-8500C5D hafıza (1066MHz)
DVDRW optik sürücü
850W ICE Cube güç kaynağı
Creative Sound Blaster® X-Fi Xtreme Gamer
2x NVIDIA® GeForce® 8800 ULTRA 768MB SLI™ ekran kartı

Commodore GX

Intel® Core™2 Quad işlemci Q6600: 2.4 GHz 8MB Cache
ASUS® P5N32-E NVIDIA® nForce® 680i SLI™ ana kart
2x 500GB 7200 RPM SATA Raid 0 sabit disk
2GB Corsair™ XMS2 Twin2x2048-6400C4 hafıza (800MHz)
DVDRW optik sürücü
750W ICE Cube güç kaynağı
Tümleşik (onboard) Hi Definition 7.1 kanallı ses
2 x NVIDIA® GeForce® 8800 GTS 640MB ekran kartı

Vista Ultimate sürümü yüklü olan sistemde emulatorler sayesinde hafızadaki elliden fazla klasikleşmiş C64 oyunu da oynanabiliyor.
][/u]
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Casper'dan 14,1 İnçlik Nirvanalar
Yeni dizüstü bilgisayar modellerini tanıtan Casper ekonomik olup da ağır sıklet olmayan ürünlerini kullanıcıların beğenisine sundu. Yeni modeller SDN'de.


Birçok taşınabilir bilgisayar çözümünü ülkemizdeki kullanıcılara sunan Casper, Nirvana serisi ürünlerine yenilerini ekliyor. 14,1 inçlik yeni seri ürünler üzerlerinde standart olarak kamera, DVD sürücü ve küçültülmüş bir tasarımla geliyor.

Yeni üç ürün 633 dolar + KDV ila 829 dolar + KDV arasında değişen fiyatlara sahip. Ürünlerin üzerinde kart okuyucu bulunuyor ve sistem bellekleri 512 MB ve 1 GB şeklinde.


Casper'ın sunuduğu üç yeni model burada;

Casper Nirvana CPC1860-7B04
:: Intel Celeron M 440
:: Kablosuz Ağ
:: Windows Vista Starter
:: 512 MB DDR2 667 MHz Bellek
:: 80 GB SATA Sabit Disk
:: 14,1 inç WXGA
:: 128 MB Paylaşımlı Ekran Kartı

Casper Nirvana CPD1860-7B04
:: Intel Core Duo T2350
:: Kablosuz Ağ
:: Windows Vista Basic
:: 512 MB DDR2 667 MHz Bellek
:: 80 GB SATA Sabit Disk
:: 14,1 inç WXGA
:: 128 MB Paylaşımlı Ekran Kartı

Casper Nirvana CPD1860-8D04
:: Intel Core Duo T2350
:: Kablosuz Ağ
:: Windows Vista Basic
:: 1 GB DDR2 667 Mhz bellek
:: 120 GB SATA Sabit Disk
:: 14,1 inç WXGA
:: 128 MB Paylaşımlı Ekran Kartı

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Görünmez Klavye Piyasada
İsviçre kökenli Sensoboard firması görünmez klavye geliştirdi. Bu klavye, iki elinize birden takılıyor ve kullanıldığı zemin üzerinde parmak hareketleriyle çalışıyor. Ancak bu ürünü kullanmak için kullanıcının klavyedeki tuşların yerini bilmesi ya da klavye üzerinde 10 parmak yazabilmesi gerekiyor
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Kullanıcıyı gözünden tanıyan fare

Gözdeki iris tabakasını tarayarak, bilgisayara güvenli giriş sağlayan fare, gözünüzün içine baktığı gibi cebinize de bakıyor.


Japon Qritek firması, bilgisayar güvenliği konusundaki uygulamalara bir yenisini fare donanımı üzerinde getirdi. Gözün iris tabakasını tarayarak kullanıcı güvenliği sağlayan fare, 315 dolar olan yurtdışı fiyatı ile de sadece gözünüze değil cebinize de bakıyor.

Fare, üzerinde bulunan merceğin altındaki sensör ile kullanıcıya iris taraması yapıyor ve önceden girilmiş bilgiler ile karşılaştırmalı doğrulama işlemini gerçekleştiriyor. Farenin, bilim kurgu filmlerini andıran işlevi sayesinde, kullanıcı gezegendeki 6.7 milyar kişi arasında ayırt edilebiliyor. Kullanıcı, bu işlem gerçekleştikten sonra bilgisayara giriş yapabiliyor veya korumalı dosyalara erişebiliyor.

Bu kadar ileri teknolojiye sahip farenin bağlantı için kabloya ihtiyaç duyması hayal kırıklığı yaratıyor. Acelesi olan bir kullanıcının bilgisayara hızlı şekilde giriş yapmak içinfareyi tutup gözüne doğru çekmesi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bunun yanısıra yurtdışında 315 dolar satış fiyatına sahip ürün, insanın aklına ilk anda, şifreleri akılda tutmanın ya da bilgisayarın bulunduğu odaya sıkı bir kilit takmanın daha ucuza mal olduğunu getiriyor

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Bilgisayar klavyesi tarih oluyor
Bilgisayarda yazı yazarken klavyeyi yavaş kullananları sıkıntıdan kurtarmak üzere yeni bir teknoloji geliştirildi. İsrail'in EPOS şirketi, klavyeyi kullanmadan elindeki kalemle bilgisayara yazı yazmak isteyen ya da bir toplantı esnasında alınan notları bilgisayara kaydetmeye imkan veren bir uygulama geliştirdi.
EPOS'un dijital kalemi, tablet bilgisayarlardan farklı olarak; yazı için herhangi özel bir ekran ya da kağıda ihtiyaç duymuyor ve her yüzeyde yazabiliyor. Dijital kalemde gerçek mürekkep kullanılıyor, bundan dolayı kullanan yazısını görebiliyor. Dijital kalem, aynı zamanda kablosuz mouse olarak da kullanılabiliyor.

 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Türk mucitten konuşan araba
NTV ve Kanal D'deki Türk mucit yarışmalarında bilişim dalında dördüncülük ödülü alan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastaneleri Teknik Koordinatörü Recep Metin Yerdelen, şimdi de konuşan araba 'Funika Barış'ı yaptı.

Araç, tanımadığı kişiler tarafından kullanılmak istendiğinde asla çalışmıyor. Şeritten ayrılırsanız sizi uyarıyor. Yağ, benzin, motor ısısı bilgilerini konuşarak bildiriyor. Alkollü olarak araca binmeye kalkıştığınız anda hemen sizi uyararak en yakın polis birimine ve ailenize kısa mesaj yoluyla olayı bildiriyor.

Aracınızı kullanırken yorulur ya da uykunuz gelirse sizi sözlü olarak ikaz ediyor. Üçten fazla SMS uyarısı alırsanız motoru kapatıyor ve SMS ile gereken yerlere bilgi veriyor. Sürücü müdahaleye uğradığında bütün kapıları kapatıp, camları otomatik olarak kilitliyor ve motoru durduruyor.

42 yaşındaki elektrik mühendisi Yerdelen, "Konuşan Araba Funika Barış" isimli projesine 1999 yılında başladığını, projesine merhum Vali Recep Yazıcıoğlu'nun destek verdiğini söylüyor. Valinin trafik kazası sonucu ölümü üzerine projeye destek bulamadığını ve çalışmalarını yarıda kestiğini anlatan Yerdelen, "Ben de 'konuşan elbise' isimli projeye ağırlık verdim. Bu projeme Funika Holding yetkilileri destek verdi.

Konuşan araba projemden de bahsettim ve bu proje için destek sözü aldım. Yetkililer, bu iş için bana bir araç tahsis ettiler. Geçtiğimiz hafta yine bir trafik kazasında yakın arkadaşım olan Barış Akarsu'yu kaybettim. Anısına sahip çıkabilmek için projeme Funika Barış adını verdim." diyor. Yerdelen, "Konuşan Araba Funika Barış" ismiyle patentini aldığı projenin insan sağlığı yaşam destek sistemi ve güvenlik özelliklerini ihtiva ettiğini dile getiriyor.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Selle doğan ülke
Yeni bir araştırma, yüz binlerce yıl önce meydana gelen devasa bir selin bugünkü İngiltere'nin bulunduğu kara parçasını ana karadan kopardığını ortaya koydu.
Araştırmaya göre, 400 bin yıl önceki bir buzul çağında meydana gelen ve sel sularının saniyede bir milyon metre küp su getirdiği bu doğal felaketin ardından, deniz seviyesi yükselerek bugünkü Manş denizini oluşturdu.

Bu felakette ölüm olup olmadığının bilinmediği ancak felaket yüzünden bu topraklarda ilk insanlarla bazı memelilerin göçünün sona ermiş olabileceği belirtildi.

İngiltere'nin büyük bir sel sonucunda ada haline geldiği teorisi ilk kez 1980'lerde ortaya atılmıştı. Ancak Nature dergisinde yayınlanan bu yeni araştırmada, o zamanlar bulunmayan yüksek çözünürlüklü sonar dalgalarından yararlanıldı.

Bilim adamlarının Manş denizi yatağının üç boyutlu yüksek kalitede görüntülerini elde ettikleri bu yöntemle, Manş denizi yatağının ortasında devasa bir vadinin bulunduğu tespit edildi.

 
Yukarı Alt