Kayıt
25 Nisan 2007
Mesajlar
684
Beğeniler
0
Japonya Uzay Havacılık Dairesi (JAXA) ve Tokyo Üniversitesi'nde görev yapan Doç.Dr. Serkan Anılır, zamanda yolculuk konusunu yazdı.

Zamanda yolculuk dendiğinde aklımıza hep ünlü bilim adamı Stephen Hawking'in yaklaşımı gelir.

'Eğer zamanda yolculuk mümkün olsaydı, neden bugün gelecekten gelmiş zaman yolcularıyla karşılaşmıyoruz?'

Peki ya ileride zamanda yolculuk gerçekten mümkün olursa ve gelecekten gelmiş kişiler aramızda yaşayıp bizi izliyorlar ve içlerinden gülüyorlarsa? Gelin, hep beraber bu olasılığı düşünelim.

Zannederim, uzmanlık alanı olmasa da herkes, zamanda yolculuğun ancak ışık hızına ulaşabilmemiz durumunda mümkün olduğunu biliyordur.

Gelecekte, zaman yolculuğu ile ilgili bütün engelleri ortadan kaldırıp ışık hızından daha hızlı hareket etmeye yönelik teknolojiyi geliştirdiğimizi varsayarsak, nasıl bir zaman yolculuğu yaşanacağını da hayal edebiliriz.

Wells'in romanı ve 'warp' fikri

Zamanda yolculuk üzerine en tanınmış yazılı roman, ünlü yazar H.G.Wells tarafından kaleme alınmıştır. Romanda zaman makinası geçmişe ve geleceğe tek bir çizgi üzerinde hareket ederken, bugün zamanda yolculuğun gerçekleşeceğine inanan birçok bilim adamı, bazı zorlukları yok etmek için 'warp' fikrini ortaya atmaktadır.

'Warp'ı basit bir örnekle açıklayacak olursak, bir kağıdın sol alt köşesine (X), sol üst köşesine (Y) yazalım. X'den (şimdiki zaman) Y'ye (geçmiş zaman) bir çizgi çekelim.

Wells'in modelinde, zaman makinasını bu çizgi üzerinde hareket etmektedir. Ama, harflerin yazılı olduğu iki köşeyi kağıdı kaldırıp ortası sarkacak şekilde biraraya getirirsek, bu iki farklı nokta arasında hareket etmek için varolan çizgiyi takip etmek yerine direkt atlama yapabileceğimizi görürüz. 'Warp' budur.

Her ne kadar bu imkansız gibi düşünülse de, bugün doğadaki formlara baktığımızda, mükemmel bir kare veya dikdörtgen benzeri bir form göremeyiz. Doğa, bizim '3.5 boyut' ismini verdiğimiz mevcut form cetvelleriyle tanımlanamayan 'fraktal'lerden oluşur.

Kar tanesi ve yansımalar

Buna en güzel örnek ise bir 'kar tanesinin' şekli. Kyoto Üniversitesi'nden Prof. Dr. Koji Miyazaki ile beraber yaptığımız bir araştırma sırasında, kar taneleri ve benzer milyonlarca fraktal şekillerin aslında dördüncü boyuttan üçüncü boyuta yansımalar olduğunu bilgisayar modelleriyle kanıtlayıp başarılı olduk.

Einstein'in 'zaman' olarak tanımladığı dördüncü boyutun, belki de farklı bir kurgusu olan bir üst 'mekan' olabileceğine dair bir tez de geliştirdik.

Uzayın şekli ve boyut konusunu daha derinden kavramak, ileride belki de zaman makinasının önünü açabilir.

Zaman makinasına geri dönecek olursak, bugüne kadar büyük bütçeler ve derin araştırmalarla hazırlanmış bütün filmlerde kahramanımız zaman makinasıyla geçmişe veya geleceğe giderken, farklı zaman diliminde başladığı nokta ile çıktığı nokta aynıdır.

Örneği tekrar düşünürsek, bir kağıt üzerindeki iki nokta arasındaki çizgiyi takip etmeden o noktalar arasında gidip gelmek bir gün mümkün olsa da, herhalde o gün zaman makinası üzerine çalışanlar, çok önemli bir gerçeği fark edecekler. O da kağıdın hareket halinde olması... Yani uzayın hareket ediyor olması.

Nasıl mı?

Dünya saatte yaklaşık bin 600 km hızla dönmektedir. Eğer bir zaman yolcusu 'warp' ile, zamanda bir saat geriye gidecek olursa, çıkacağı nokta ilk başlangıç noktasından bin 600 km ötede olacaktır.

Tabii ki bu durumda, uzaya dışarıdan bakacak olursak, dünyanın aynı bir saat içinde güneşin etrafında da 107 bin km yol katettiğini, güneşin de Samanyolu galaksisinde 810 bin km, Samanyolu'nun da Andromeda galaksisine doğru 240 bin km, 'Local Group' adı verilen bizim sistemimizin de Virgo kümesine doğru 2 milyon 770 bin km ve komple olarak Virgo sisteminin de 'Great Attractor' adı verilen görünmeyen bir kümeye doğru 2 milyon 150 bin km ile hareket ettiğini düşünmemiz gerekir.

Zamanda yolculuk hayalleri ile yola çıkan pilotumuz, sadece ve sadece bir saat geriye dönmeye kalkışırsa, yola çıktığı noktadan yaklaşık 5 milyon kilometre uzaklıktaki farklı bir noktada ortaya çıkacaktır.

Burada önemli olan, yolculuğa başladığı noktada gene ortaya çıkmış olsa bile, bu sırada uzay bir saat içinde hareket etmeye devam etmiştir.

Bu kadar kötümser olmamak için, olaya bir de iyi tarafından bakalım. 5 milyon kilometre uzakta çıkma olasılığından bahsettiğim halde, bütün yıldız ve kümelerin aynı yöne hareket etmediği gerçeğini göz önünde bulunduracak olursak, buradan birbirlerini sıfırlama şansları olduğunu söyleyebiliriz.

Bugün bilim adamlarının 'uzayın duvar kağıdı' olarak da tanımladıkları arka plandaki 'kozmik kısa dalga fon radyasyonu' (Büyük patlama, yani Big Bang adını verdiğimiz evrenin doğuşunda meydana gelen patlamadan geriye kalan radyasyon) ölçümleri ışığında, dünyanın saatte yaklaşık 1 milyon 400 bin km hareket ettiğini biliyoruz.

Bu uzaklıkları şu ana kadar sadece bir saatlik bir zaman yolculuğu macerası olarak düşündük. Bunu günlere, aylara, yıllara vurursak ortaya çıkan mesafe farklılıklarını zannediyorum herkes hesaplayabilir.

Basit bir örnek verecek olursak, 2105 yılından zamanımıza dönmeye çalışan bir kişi, dünyadaki başladığı noktadan yaklaşık 1 trilyar kilometre uzakta çıkacaktır, bize o noktada mesaj gönderse, dünyaya ulaşması yaklaşık 47 gün alacaktır.

Uzay keşifleri

Eğer bu şekilde bir yolculuk imkanı olursa, yani uzayın sürekli hareket halinde olmasını kendi avantajımıza çevirmek istersek, bunlardan birisi uzay keşifleri olabilir.

Mesela aynı hesaplama sistemi ile gidersek, şu an ki bulunduğumuz noktada 17.4 gün sonra Jüpiter gezegeninin olacağını tahmin ederek (dünyaya en yakın olduğu zamanda 587 milyon kilometre) buna ayarla¤¤¤¤¤ bir keşif gemisini gönderebiliriz.

Tabii ki x-y düzleminde başarılı olunacağı tahmin edilse bile, uzay ortamındaki x-y-z sisteminde düşünürsek, belki uzaklık olarak doğru noktada çıkabiliriz ama Jüpiter'in o andaki konumuna göre tam olarak yanında çıkma şansımızın çok zayıf olduğu da bir gerçektir.

Ancak bu teknoloji eğer başarılı olursa, mesela dünya yörüngesine uydu veya benzeri yük taşıması için son derece pratik bir çözüm olabilir.

Hayal gücümüzü zorlamaya devam edecek olursak, ben bir gün zaman makinasıyla yolculuk yapma şansını yakalasam iki seçeneğim vardır.

Birincisi ne kadar dünyadan uzakta ortaya çıksam bile, en kısa zamanda dünya ile bağlantı kurup yönümü bulmak ve geriye dönmeye çalışmak.

İkincisi ise, zaten geri dönemeyeceğim gerçeğini kabul ederek, gitmişken sonuna kadar gideyim fikrine de sarılarak, uzayın başladığı zamana dönmek.

Acaba Big Bang patlamasının olduğu ana kadar gidebilir miydim? Uzayın henüz bin yaşında olduğu ve sadece taneciklerden meydana geldiği bir döneme dönebilecek olsam, acaba benim zaman makinem de o anda tanelerine ayrılır mıydı?

'Warp' fikrinde zamanın etrafında dönerek, yani o çizgi üzerindeki olaylardan etkilenmeyerek hareket edebileceğimizi varsa¤¤¤¤¤, 'Big Bang'den öncesine dönmeye kalkışsaydık? Bu durumda uzayın varolmayacağı ve uzayın varolmasından dolayı ortaya çıkan ve insanlar tarafından yorumlanarak 'fizik kanunları' olarak kabul edilmiş, ve benim zaman makinamla o noktaya kadar gitmeme imkan sağlamış bütün kuralların da varolmayacağını düşünersek?

'Terminator' filminde zamanda geriye giderek, ileride lider olacak insanların ailelerini yok etme düşüncesi nereye kadar mümkün bilemiyorum.

Buna başka bir yaklaşım getirsem, mesela ileride olacak çok büyük bir felaketi dünyaya mesaj olarak yolla¤¤¤¤¤ tedbir almaları için uyarabilirdim.

Bu belki ileride mümkün olabilir ancak böylesine bir felakette ölmesi gereken bir kişi, benim yollayacağım mesaj sayesinde kurtulur ve ileride dedemi bir kavga sırasında öldürürse?

Zaman yolculuğu tartışması yıllarca sürer...


alıntıdır...
Not: Verildiyse çok özür dilerim
 

Jigsaw

Aileden
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
8.653
Beğeniler
0
Şehir
Istanbul
Bence yapılamaz. Eğer zamanda yolculuk yapıp annemi beni doğurmadan önce öldürürsem ben nasıl doğmuş olabilirim. Eğer ben doğmadıysam annem benim tarafımdan nasıl öldürülebilir? Bu paradoks evrende çatlaklara kadar gider sonuç 0.
 
Kayıt
21 Haziran 2007
Mesajlar
994
Beğeniler
0
Jigsaw demiş ki:
Bence yapılamaz. Eğer zamanda yolculuk yapıp annemi beni doğurmadan önce öldürürsem ben nasıl doğmuş olabilirim. Eğer ben doğmadıysam annem benim tarafımdan nasıl öldürülebilir? Bu paradoks evrende çatlaklara kadar gider sonuç 0.
zamanda oynanabildigi bir gercek.kanitlanmis bir gercek. ama suan icin uzun zamanda kucuk farklar yaratilabiliyor(hıza bagli zamanin hizinin degismesi). ilerde kimbilir neler olur hic belli olmaz.bunlar suanda insan beyninin sınırlarini asan seyler.bosa felsefe yapmaya gerek yok :lol:
 
Kayıt
8 Eylül 2007
Mesajlar
1.821
Beğeniler
0
Şehir
Bu bir gizli dildir ki ruha dolmakta Kızıl havalar
zaman yolculuğu mümkün fakat geleceğe mümkün geçmişe değil.bir insanın makina kullanarak uzayda ışık hızından daha hızlı gitmesi ile zamanın yavaşlaması olayı.Hani bahsederler bilmem kaç ışıkyılı falan işte o hız zamanla ölçülüp biçilir.Geleceğe gidiş olabilir ama dönüş olamaz.günümüz teknolojisindede mümkünatı yok :mrgreen:
 

Jigsaw

Aileden
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
8.653
Beğeniler
0
Şehir
Istanbul
BøBa demiş ki:
zaman yolculuğu mü**ün fakat geleceğe mü**ün geçmişe değil.bir insanın makina kullanarak uzayda ışık hızından daha hızlı gitmesi ile zamanın yavaşlaması olayı.Hani bahsederler bilmem kaç ışıkyılı falan işte o hız zamanla ölçülüp biçilir.Geleceğe gidiş olabilir ama dönüş olamaz.günümüz teknolojisindede mü**ünatı yok :mrgreen:
Bak bu olabilir. 2107'ye gitmek lazım...
 
Kayıt
20 Haziran 2007
Mesajlar
7.709
Beğeniler
0
Jigsaw demiş ki:
BøBa demiş ki:
zaman yolculuğu mü**ün fakat geleceğe mü**ün geçmişe değil.bir insanın makina kullanarak uzayda ışık hızından daha hızlı gitmesi ile zamanın yavaşlaması olayı.Hani bahsederler bilmem kaç ışıkyılı falan işte o hız zamanla ölçülüp biçilir.Geleceğe gidiş olabilir ama dönüş olamaz.günümüz teknolojisindede mü**ünatı yok :mrgreen:
Bak bu olabilir. 2107'ye gitmek lazım...
niye senin chardamı banlandı cem abi :mrgreen:
 

Dampyre

Buralıyım
Kayıt
9 Nisan 2007
Mesajlar
3.218
Beğeniler
0
Şehir
Neptune..!
BaD_BoY demiş ki:
Jigsaw demiş ki:
Bence yapılamaz. Eğer zamanda yolculuk yapıp annemi beni doğurmadan önce öldürürsem ben nasıl doğmuş olabilirim. Eğer ben doğmadıysam annem benim tarafımdan nasıl öldürülebilir? Bu paradoks evrende çatlaklara kadar gider sonuç 0.

dedigin şeye benzedi yumurtamı tavuktan çıktı tavukmu yumurtadan çıktı
zuhahaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa :mrgreen: :mrgreen: :mrgreen:
onun cevabı bulundu yav :lol: :mrgreen:
 
Yukarı Alt