A

Anonymous

Guest
Kongo

Demokratik Kongo Cumhuriyeti, eski adı Zaire olan bir orta-güney Afrika devletidir.

2.345.410 km² yüzölçümü ile Afrika'nın üçüncü büyük ülkesidir. Nüfusu 58.317.930'dur. Başkenti Kinşasa'dır. Kinşasa ile komşu Kongo Cumhuriyeti'nin başkenti Brazaville arasında sadece Kongo Nehri yer alır ve dünyanın birbirine en yakın başkentleridir.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin komşuları Kongo Cumhuriyeti (batıda), Orta Afrika Cumhuriyeti, Sudan (kuzeyde), Uganda, Ruanda, Burundi, Tanzanya (doğuda) ile güneyde Zambiya ve Angola'dır. Belçika'dan bağımsızlığını 30 Haziran 1960'ta elde etmiştir. Ülkenin ismi, Kongo nehri havzasında yaşayan Bakongo kabilesinin dilinde "avcı" anlamına gelen "kongo"dan gelir. Geniş toprakları olan ülkenin, Atlas Okyanusu'na sadece kırk kilometrelik bir kıyısı vardır (Kongo Nehrinin denize döküldüğü yer).

Tarih [değiştir]

19. yüzyıl yarısında Avrupalılar, Orta Afrika’da sistematik olarak keşfe başladılar. Belçika Kralı II. Léopold, Henry Stanley’i anlaşmalar yapması için bugünkü Zaire topraklarına gönderdi. Stanley, Afrikalı şeflerle kralın kefil olduğu bir teşkilat adına anlaşmalar imzaladı. 1884-1885 Berlin Konferansı'nda ülke Leopold’un hükümranlığına ve mülkiyetine verildi. Ülkenin adı Serbest Kongo Devleti oldu. Leopold’un hükümet görevlileri Müslüman tüccarları ülkenin doğu kısmından çıkardı. Yerlilere çok acımasız ve insani olmayan davranışları ve faaliyetleri, milletlerarası bir skandala neden oldu. II. Leopold döneminde Kongo nüfusu 20-30 milyondan 9 milyonun altına düştü. Sonunda Leopold, Kongo bölgesinin kontrolünü Belçika’ya teslim etmek zorunda kaldı ve böylece sömürge dönemi başlamış oldu.
 
A

Anonymous

Guest
Eski mısır


Antik Mısır, Antik Çağ'daki en büyük medeniyetlerdendir. M.Ö. 3050 yılları civarında kuruluşundan önce, güney Mısır ve kuzey Mısır olarak ikiye ayrılmaktaydı. Güney Mısır, Nil nehri boyunca uzanan verimli vadi, Mısır tarihinde Yukarı Mısır olarak, kuzey Mısır, delta ise Aşağı Mısır olarak geçer.

Yukarı Mısır'ın tarihine değin bulunan en eski bilgiler M.Ö. 5000'li yılları göstermektedir; ancak kurucusu Tiu'nun doğum tarihi ya da yaşadığı dönem hala sırdır. Aşağı Mısır'a gelince, bilinen kurucusu Ro en ünlü kralı da Scorpion King - Akrep Kral filminde de ilham alınan Scorpion of Egypt (Mısır Akrebi), Zekhen'dir. Yukarı Mısır'ı kendi yönetimi altında birleştiren Zekhen'den sonra kral olan Narmer, Delta bataklıklarına doğru yayılmayı sürdürmüştür.

Narmer'in kuzey Mısır'daki; Wazner'in guney Mısırdaki egemenliği sonrasında; Hor-Aha (ya da Menes olarak bilinir) birleşik Mısır İmparatorluğu'nun ilk firavunuydu.

Antik Mısır; Augustus Caesar'in liderliğindeki Roma İmparatorluğu tarafından M.Ö. 30 yılında ele geçirilmiştir. M.S. 7. yüzyılda Araplar burada egemen olmuş ; 1517 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmıştır. 1882 yılında da Mısır ; İngiltere'nin kolonisi olmuştur.
Tarih Bölümleri [değiştir]

3000 yildan daha fazla olan Antik Mısır tarihini incelemek için bölümlere ayrırmak şarttır:

* Hanedanlık öncesi dönem
* Erken Hanedanlık ( 1 - 2 hanedanlar )
* Eski Krallık (3 - 6 hanedanlar )
* Birinci ara dönem ( 7 - 10 hanedanlar )
* Orta Krallık ( 11 - 14 hanedanlar )
* İkinci ara dönem ( 15 - 17 hanedanlar )
* Yeni Krallık ( 18 - 20 hanedanlar )
* Son ara dönem ( 21 - 26 hanedanlar )
* Pers dönemi
* Geç Hanedanlık ( 28 - 30 hanedanlar )
* Yunan dönemi
* Roma dönemi

Buluşlar ve İcatlar zaman çizelgesi [değiştir]

Hanedan Öncesi [değiştir]

* MÖ 3500: Senet, dünyanın en eski masa oyunu.
* MÖ 3500: Fayans, dünyanın ilk toprak çanağı.

Hanedanlar Dönemi [değiştir]

* MÖ 3300: Tunç işler (bknz: Tunç Çağı)
* MÖ 3200: Mısır hiyeroglifleri, tamamen geliştirilmiştir (bknz: Mısır'ın ilk hanedanı)
* MÖ 3200: Ondalık sistem[1], dünya daki ilk kullanımı
* MÖ 3100: Şarap mahzenleri, dünya daki ilk bilinen[2]
* MÖ 3100: Madencilik, Sina yarımadası
* MÖ 3050: Gemi yapımı Abidos'ta[3]
* MÖ 3000: Filistin ve Levant'a Nil'den ihracat: şarap (bknz: Narmer)
* MÖ 3000: Papirüs, dünyanın bilinen ilk kâğıdı
* MÖ 3000: Tıbbi müesseseler[4]
* MÖ 2900: muhtemelen çelik: karbon içeren demir[5]
* MÖ 2700: Cerrahi, dünya da bilinen ilk
* MÖ 2700: Üniliteral işaretler, dünyanın bilinen ilk alfabesinin temelini oluşturur
* MÖ 2600: Sfenks, bugün dünyanın en büyük tek taştan oluşan heykeli
* MÖ 2600: Mavna taşımacılığı, taş bloklar
* MÖ 2600: Djoser Piramidi, dünyanın bilinen ilk büyük çaplı taş binası
* MÖ 2600: Menkaure Piramidi ve Kırmızı Piramit, dünyanın bilinen ilk granitten yontulmuş işleri
* MÖ 2600: Kırmızı Piramit, dünyanın bilinen ilk 'gerçek' yumuşak-kenarlı piramidi
* MÖ 2580: Büyük Gize Piramidi; MS 1300 yılına kadar dünyanın en yüksek yapısı
* MÖ 2500: Arıcılık
* MÖ 2400: Astronomik Takvim, matematiksel düzeni nedeniyle Orta Çağ'da dahi kullanılmıştır
* MÖ 2200: Bira[6]
* MÖ 1860: muhtemel Nil-Kızıl Deniz Kanalı (12. Hanedan)
* MÖ 1800: Alfabe, dünyanın bilinen en eski
* MÖ 1800: Moskova Matematik Papirüsü, frustum hacmi için genel(leştirilmiş) formül
* MÖ 1650: Rhind Matematik Papirüsü: geometri, kotanjant analoğu, cebir denklemleri, aritmetik seriler, geometrik seriler
* MÖ 1600: Edwin Smith Papirüsü, yaklaşık MÖ 3000'e kadar uzanan tıbbi gelenekler
* MÖ 1550: Ebers Tıp Papirüsü, geleneksel ampirizm; dünyanın bilinen ilk belgelenmiş tümörleri (bknz: Tıp tarihi)
* MÖ 1500: Cam yapımı, dünya da bilinen ilk
* MÖ 1258: Barış antlaşması, dünya da bilinen ilk (bknz: II. Ramses)
* MÖ 1160: Turin Papirüsü, dünyanın bilinen ilk jeolojik ve topoğrafik haritası
* MÖ 5. yüzyıl-MÖ 4. yüzyıl (belki de daha erken): petteia ve seega, savaş oyunları; satranç oyununun muhtemel ataları (bknz: Satrancın kökeni)
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Medeniyetler Tarihi
Hun imparatoru (400-453).

Amcası Küba'nın ölümünden sonra, Doğu Hun İmparatorluğu'nun yönetimini ele aldı (434). Batıda hüküm süren ağabeyi Bleda'yı 445'te öldürerek imparatorluğun tek hâkimi oldu. Sahip olduğu geniş topraklarla yetinmedi. Hükümdarlığı süresince Bizans'ı ve Batı Roma İmparatorluğu'-nu ele geçirmeğe çalıştı. Bunun için de sürekli bir anlaşmazlığı körükledi. Bizans'ı vergi ödemek zorunda bıraktı; Batı Roma'da hak iddia ederek toprak istedi, istekleri yerine getirilmedikçe de saldırdı.

Üstün savaş gücü sayesinde Roma ve Bizans'a korkulu günler yaşattı. 450'de Roma ordusuyla birleşen Gotlar karşısında çarpışarak Roma'ya kadar ilerledi. Batı Got Krallığı'nın sınırlarını zorladı, Catalaunum Ovası'nda yapılan kanlı çarpışmalarda her iki taraf da kayıp vermişti ama, Attilâ 452'de İtalya'ya ikinci bir saldırı yapmaktan vazgeçmedi. Milano'yu aldı. Roma'ya doğru ilerledi. Fakat açlık ve salgın hastalık yüzünden ordusunun kırılması onu papa Leo'nun teklifini kabul etmek zorunda bıraktı. Üçüncü bir saldırıya geçemeden de öldü.



Attilâ bir diktatördü, çevresinde âdeta dini bir korku uyandırırdı, ama adalete saygılı ve iyiliksever bir yöneticiydi. Gururluydu, pek az gülerdi. Hurafelere inanır, durmadan falcılara danışırdı. Roma'yı ele geçirmekten vazgeçmesine de boş inançlara bağlılığı sebep oldu.
20. Yüzyıl Tarihi Atatürk'ün Gizemi Dinler Tarihi Efes (Ephesos) Frigya Uygarlığı Genel İlginç olaylar İlginç Yaşam Öyküleri Medeniyetler Tarihi Osmanlı Tarihi Suikastler Tarihi Tarihe Geçen Kadınlar Tarihi Eserler Tarihi Gizemler Tarihteki İlginç Olaylar Türkiye Tarihi Ülkeler Tarihi İletişim Anasayfa
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Romalılar,
Roma şehrinin M. Ö. 753'teki efsaneli kuruluşundan sonra, iki yüzyıl boyunca, gelecekteki sitenin yedi tepesi üzerindeki küçük köylerde, tahta veya kerpiçten, yoksul evlerde yaşadılar. Bu köylü halk birkaç yüzyıl içinde, ışıklarını İskoçya'dan Afrika'ya, Atlantik'ten Küçük Asya'ya kadar saçacak olan büyük bir uygarlık yaratacaktı.

Başlangıçta, bu çok gösterişli gelişme Romalıların niteliklerinden do­ğuyordu: tokgözlü ve çalışkandılar, lüksten kaçınıyor, sade bir yaşam sürüyorlardı. Baba, bütün aile üzerin­de mutlak otorite sahibiydi (pater familias), kadın da çocukların eğiti­miyle uğraşıyordu. Din, gerek özel hayatta, gerek devlet gidişinde önem­li bir yer tutuyordu.

Toplum sıkı sıkıya örgütlenmişti. Kölelerden başka, iki ayrı sınıfı içeriyordu: siyasî iktidarı kullanan toprak sahibi zengin patriciler ve yok­sullukları nedeniyle iktidardan uzak tutulan, köylülerle, küçük esnaf ve zanaatçılardan oluşan plepler. Cumhuriyet döneminde, uzun bir müca­deleden sonra, plepler siyasî eşitlik ve devlet memurluğuna (majistralık) girme hakkını elde edeceklerdir.

DEV BİR ESER

Etrüsk hükümdarlarının birkaç yüzyıl süren krallığı döneminden sonra, M.Ö. 509'da, cumhuriyet kuruldu. Artık bütün vatandaşlar korniş adlı meclislerde toplanan populus romanus'u. (Roma halkı) meydana getiri­yordu. Bunlar her yıl, ülkeyi yönet­mekle görevli majistraları seçiyorlardı: quaestorlar (maliye), aedilisler (idare), praetorlar (adliye). Bunların üstünde, iki konsül, yürütme yetkisini ellerinde tutuyor, ordulara kumanda ediyor ve devlet başkanı görevi yapıyorlardı. Bu çeşitli görevlere birbiri ardından yükselmek cursus honorum oluyordu. Nihayet bütün eski majistralar da iç politikayı denetleyen ve dış politikayı yöneten senato'yu oluşturuyorlardı.

Serüven düşkünü fatihler, uyanık tacirler veya çiftçiler olan Romalılar, kılıcı da, pulluğu da aynı coşkuyla kullanıyorlardı. Topraklarını bu yöntemlerle genişlettiler. Romalılara bo­yun eğen her ulus onlara çok sayıda asker ve köle sağlıyordu. Yurttaşlar sayıları gitgide artan kölelere yavaş yavaş kendi işlerinin çoğunu yüklemeğe başladılar. Bu sistem yüzyıllar boyunca sürüp gidecek ve Romalılara geniş bir imparatorluk çerçevesinde çok yönlü dev bir eser yaratma olanağını verecekti: sayısız anıtların, yolların, sukemerlerinin yapılması; madenlerin ve taş ocaklarının işletilmesi, sulama işleri. Ama, yine aynı sistem, Romalılardaki çaba harcama duygusunu silecek, onları kavimler göçü karşısında silâhsız bırakacak ve bu kavimler Miladın IV. yy. dan itibaren, Romalıların nüfuzunu tamamen yok edeceklerdi.

YÜKSELİŞ VE GERİLEME

M.Ö. III. yy.dan itibaren girişilen büyük fetihler döneminde Roma, bütün «eyaletler»den gelme karmakarışık bir kalabalığın kaynaştığı, pek canlı bir kenttir: ustaca sarılmış togaları içinde ağırbaşlı yurttaşlar; Galya'lı, Daçya'lı veya Nübya'lı köleler; Fenike'li tacirler; iş arayan Sicilya ve Afrika köylüleri biraradadır.

Akdeniz dünyasında, fethedilen bütün ülkeler Romalıların parlak uygarlığından yararlanıyor, onların mitolojisini, sanatını ve tekniklerini benimsiyorlardı: yollar ve köprüler yapılıyor; şehirler amfiteatrlarla, zafer taklarıyla, hamamlarla, tapınaklarla ve bazilikalarla süsleniyordu. Zengin evler gözalıcı fresklerle veya renkli mozaiklerle kaplanıyordu. Nihayet Latince (Latium'un anadili) hemen hemen her yerde yöresel lehçelerin yerini alıyor ve bütün başeğmiş ulusların resmî dili oluyordu.

Patriciler ve plepler arasındaki geleneksel çatışmayla büsbütün alevle­nen toplumsal haksızlıklar, sonunda cumhuriyetin bağrında gittikçe ciddileşen kargaşalıklara yol açtı. Uzun iç savaşlar M.Ö. 31 yılında, Sezar'ın yeğeni Augustus'un bir imparatorluk kurmasıyla sonuçlandı. İktidarın görkemi içinde başlayan bu yeni rejim, altı yüzyıl sonra, gerilemeyle son bulacaktı (Son imparatorluk). Bu arada, değişen Roma toplumu da artık üç sınıfa ayrılıyordu: sayıları gittikçe azalan kentliler, büyük toprak sahipleri ve toprağı işleyen kolonlar.
 
Kayıt
7 Nisan 2007
Mesajlar
769
Beğeniler
3
Galya
Fransa'nın eski adıdır. Eski Galya, aşağı yukarı bugünkü Fransa topraklarının ancak, Ren Irmağı'na kadar uzanan kısmını kapsar. Bu geniş bölgede yaşayan Galyalılar aslında, M.Ö. I. binyılda Güney Almanya'dan gelen ve Galya'yı istilâ eden Keklerdir. M.Ö. VI. yy. sonlarında ikinci bir Kelt istilâsı olmuş, bu istilâcılar önceden yerleşmiş halklara karışarak, Galyalılar adı verilecek olan yeni bir halk oluşturmuşlardı. M.Ö. III. yy. sonlarında, Ren Irmağı'ndan Pireneler'e, Manş Denizi'nden Provence kıyılarına kadar Keltler, yerleşmelerini tamamlamış oluyorlardı.

Kelt uygarlığı

Galyalıların birçok tanrısı vardı. Onlara açıklanamaz gibi gelen her şeye, gökcisimlerine, rüzgârlara tapınırlardı. Ruhun ölümsüzlüğüne de inanıyorlardı. Çok iyi çiftçiydiler, toprağı tekerlekli sabanla sürüyorlardı; dökmecilik, kuyumculuk, çömlekçilik sanatında usta zanaatçılardı. Ticaretleri de gelişmişti. Buğday ve tuzlama etin şarap ve zeytinyağı ile takas edilmesi, M.Ö. III. yy.da paranın kullanılmasına yol açacaktı.

Roma Fethi

Massalia'daki (Marsilya) Foça kolonisi, Galya'yı fethetmek için, Romalılara başlangıç noktası oldu. Romalılar M.Ö. 154 yılında, bu sitenin çağrısı üzerine, onları komşu kabilelere karşı korumak için, işe karıştılar. Böylece Galya'nın güneyine yerleşip yavaş yavaş Akdeniz kıyısını işgal ettiler, yönetim merkezi Narbonne olan Provence eyaletini kurdular ve İspanya'ya giden bir ticaret yolu açtılar.

Zaten sarsılmış bulunan Galya, Kimber ve Toton istilâsıyla (M.Ö. 109-101) bir defa daha sarsılmış, yakılıp yıkılarak pek zayıf düşmüştü. M.Ö. 60'a doğru, Germenler tarafından tehdit edilen Galyalılar, Provence valisi Sezar'dan yardım istediler ve Sezar, istilâcıları püskürttü. Roma'nın fethi gerçek anlamıyla, askerlerini Galya'nın hemen hemen her yerine yerleştiren Sezar ile başlamış ve M.Ö. 54 yılına doğru, Sezar kendisini bu ülkenin hâkimi sayabilecek duruma gelmişti.

Galyalılar bağımsızlıklarını yitirdikleri zaman genç Vercingetorix'in ardında toplandılar, ama bu önder düşmana yenildi (M.Ö. 52) ve Romalılar, Galya'ya kesinlikle egemen oldular.

V. yy .da, göçmen kavimler Galya'yı istilâ edince Roma İmparatorluğu dağıldı. Ortaya çıkan kargaşalıktan, ülkenin ekonomisi büyük zarar gördü. Ama çok geçmeden eski Galya, Frank kralı Clovis'in buyruğunda yeniden birleşecek ve yavaş yavaş Fransa haline gelecekti.

Alesia

M.Ö. 52 yılında Alesia'ya çekilen Vercing6torix orduları, Sezar ile lejyonları tarafından kuşatıldı. Romalılar şehri kuşattılar, hendekler kazdılar, çitler, tahta perdeler diktiler, insan tuzakları kurdular. Galya'nın her yanından akın akın yardım gönderildi, ama Vercingetorix son bir çatışmadan sonra, yurttaşlarının canını kurtarmak için teslim olmağa karar verdi.
 
A

Anonymous

Guest
Başlık aşagıda çürüyo Crying or Very sad Crying or Very sad Crying or Very sad Crying or Very sad
 
Yukarı Alt