Savaş ve Baros: 4-1
Diyarbakır maçı öncesi ve sonrasında Ali Sami Yen'de görülmemiş protestolar vardı. Pankartlar ters asıldı, Leo Franco ıslıklandı. Jo yerden yere vuruldu! Bir de protesto bestesi hazırlanmıştı. Arda bile nasibini aldı. Tepki bununla bitmedi, kaptan kenara alınırken, rakip oyuncu muamelesi gördü!
Çek yıldız, tam dişine göre bir savunma buldu. İdmandaki kadar rahattı, Keita’nın adrese teslim ortalarını ıskalamadı. Neill ilk golünü attı ama Bebbe kadar alkışlanmadı!
Kendi stadında deplasmandaymış gibi oynayan Cim Bom, kolay görünen, zor bir maçı kazandı. Taraftarı sırt çevirse de Aslan liderin sadece 5 puan gerisinde ve halen zirve mücadelesinde...
Rakip zayıf olunca
Bu kadar kötü bir sezonun ardından Galatasaray için Şampiyonlar Ligi’ne kalmak büyük başarı olur. Sezon boyunca ligde, Avrupa’da, Türkiye Kupası’da çıktığı kritik maçların hiçbirini kazanamayan ve 29 haftada 6 mağlubiyet alan Galatasaray için Devler Ligi büyük ikramiye diyebiliriz. Galatasaray, sezon başından beri zayıf rakipleri karşısında Ali Sami Yen’de Aslan kesiliyor. Dün akşam da ‘zor bir sezon’ geçiren ‘gariban’ Diyarbakırspor’u dağıttılar.
Galatasaraylılar’ın aklına Milan Baros’un uzun sakatlık dönemi olmasa, puan cetvelinde nerede olurduk sorusu gelmiştir. Sakatlık futbolun içerisinde var ve kadronuzu ona göre kurmanız gerekiyor. Ama Baros’lu Galatasaray’ın ligde daha iyi bir yerde olacağı muhakkak.
Zayıf defansları affetmiyor
Diyarbakırspor’un şanssızlığı Baros’un iyileşmiş olmasıydı. Çek futbolcu ilk yarım saatte attığı iki golle, kümede kalma savaşı veren Diyarbakırspor’un ipini çekti. 3. golü tek başına hazırladı ve zor pozisyonda kaleciyi avladı. Ev sahibi takımda iyi oynayan bir diğer oyuncu Keita’ydı. Afrikalı futbolcu, zayıf defansları hiç affetmiyor. İlk 2 golde yaptığı asistlerle Galatasaray’ın uzun zaman sonra rahat bir galibiyet almasını sağladı.
Mücadelenin kritik pozisyonlarına gelirsek, 18’de Arda’nın pası ile son çizgide buluşan Keita, penaltı noktası üzerine ortaladı, Baros mükemmel bir kafa vuruşu ile takımını öne geçirdi: 1-0. 28’de Keita sağ kanattan ortaladı, yine Baros kafayı vurdu ve farkı ikiye çıkardı: 2-0. 51’de Arda’nın kullanığı kornerde Dos Santos’un rövaşatası, Neill’in önüne düştü, Avustralyalı sol ayağıyla sert vurdu: 3-0. 52’de Burak’tan topu kapan Baros, ceza sahasına girdi zor açıdan nefis bir plaseyle farkı 4’e çıkardı: 4-0. 72’de Abdullah sol kanattan son çizgiye indi, ortasına kale sahası içerisinde Bebbe kafayı vurdu ve maçın skorunu belirledi: 4-1.
Diyarbakır maçı öncesi ve sonrasında Ali Sami Yen'de görülmemiş protestolar vardı. Pankartlar ters asıldı, Leo Franco ıslıklandı. Jo yerden yere vuruldu! Bir de protesto bestesi hazırlanmıştı. Arda bile nasibini aldı. Tepki bununla bitmedi, kaptan kenara alınırken, rakip oyuncu muamelesi gördü!

Çek yıldız, tam dişine göre bir savunma buldu. İdmandaki kadar rahattı, Keita’nın adrese teslim ortalarını ıskalamadı. Neill ilk golünü attı ama Bebbe kadar alkışlanmadı!
Kendi stadında deplasmandaymış gibi oynayan Cim Bom, kolay görünen, zor bir maçı kazandı. Taraftarı sırt çevirse de Aslan liderin sadece 5 puan gerisinde ve halen zirve mücadelesinde...
Rakip zayıf olunca
Bu kadar kötü bir sezonun ardından Galatasaray için Şampiyonlar Ligi’ne kalmak büyük başarı olur. Sezon boyunca ligde, Avrupa’da, Türkiye Kupası’da çıktığı kritik maçların hiçbirini kazanamayan ve 29 haftada 6 mağlubiyet alan Galatasaray için Devler Ligi büyük ikramiye diyebiliriz. Galatasaray, sezon başından beri zayıf rakipleri karşısında Ali Sami Yen’de Aslan kesiliyor. Dün akşam da ‘zor bir sezon’ geçiren ‘gariban’ Diyarbakırspor’u dağıttılar.
Galatasaraylılar’ın aklına Milan Baros’un uzun sakatlık dönemi olmasa, puan cetvelinde nerede olurduk sorusu gelmiştir. Sakatlık futbolun içerisinde var ve kadronuzu ona göre kurmanız gerekiyor. Ama Baros’lu Galatasaray’ın ligde daha iyi bir yerde olacağı muhakkak.
Zayıf defansları affetmiyor
Diyarbakırspor’un şanssızlığı Baros’un iyileşmiş olmasıydı. Çek futbolcu ilk yarım saatte attığı iki golle, kümede kalma savaşı veren Diyarbakırspor’un ipini çekti. 3. golü tek başına hazırladı ve zor pozisyonda kaleciyi avladı. Ev sahibi takımda iyi oynayan bir diğer oyuncu Keita’ydı. Afrikalı futbolcu, zayıf defansları hiç affetmiyor. İlk 2 golde yaptığı asistlerle Galatasaray’ın uzun zaman sonra rahat bir galibiyet almasını sağladı.
Mücadelenin kritik pozisyonlarına gelirsek, 18’de Arda’nın pası ile son çizgide buluşan Keita, penaltı noktası üzerine ortaladı, Baros mükemmel bir kafa vuruşu ile takımını öne geçirdi: 1-0. 28’de Keita sağ kanattan ortaladı, yine Baros kafayı vurdu ve farkı ikiye çıkardı: 2-0. 51’de Arda’nın kullanığı kornerde Dos Santos’un rövaşatası, Neill’in önüne düştü, Avustralyalı sol ayağıyla sert vurdu: 3-0. 52’de Burak’tan topu kapan Baros, ceza sahasına girdi zor açıdan nefis bir plaseyle farkı 4’e çıkardı: 4-0. 72’de Abdullah sol kanattan son çizgiye indi, ortasına kale sahası içerisinde Bebbe kafayı vurdu ve maçın skorunu belirledi: 4-1.
Herşey bir günde nasıl da değişiverdi ne garip ! Tamam kazandılar ama rakip Diyarbakırspordu. Rakibin isminin önemi yok gerçi sahada olmayan bir takım vardı adeta.Bu zor zamanında Galatasaray için belki de en iyi şanstı. Maçın tamamını izlemedim özete baktım ve goller de gül gül öldüm. Metin Aktaş adeta şaklabanlık yapmış. Baros'u savunması gereken oyuncu onun 3-5 metre önünde takılıyordu
Asıl düşünülmesi gereken sahada hiçbir ümidi olmayan bir takımdan gol yenmesi. Neyse ligin zirvesi iyice karıştı her takımın eşit şansı var bence. Zevksiz maçlar bizi bekliyor 

