Kayıt
19 Ekim 2009
Mesajlar
10.451
Beğeniler
97
Takımı
Galatasaray
Oruç Nedir ?

İslâm'ın beş temelinden biri de Ramazan ayında oruç tutmaktır. Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Oruç tutmak suretiyle Allah'ın emrini seve seve yerine getiren mü'minlerin bağışlanacağını, günahlarının affedileceğini müjdeleyen Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Bir kimse inanarak ve mükâfatını umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır." Oruç, bütün dinlerde (inanç sistemlerinde) meşru kılınmış önemli bir ibadettir. İslam, orucun diğer semavi olan ve olmayan dinlerdeki ibadet dışı boyutuna son vermiştir. İslam, orucun yalnız şekli ile yetinmeyip, onun manevi hakikatine de gereken önemi vermiştir. İslam'da oruçla birlikte yalnızca; yemek yemek, cinsi yakınlıkta bulunmak gibi eylemler yasaklanmakla kalmamış, bununla birlikte; orucun gayesini, ruhi ve ahlaki kaidelerini bozan her türlü davranış da yasaklanmıştır.

Orucu Kimler Tutar ?

Bir kimseye orucun farz olması için şu üç şartın bulunması gerekir:

1. Müslüman olmak

2. Akli dengesinin yerinde olması

3. Ergenlik çağına gelmiş bulunmak.

Bu şartları taşımayanlara oruç tutmak farz değildir. Ancak henüz ergenlik çağına girmemiş çocukları, bünyelerine zarar vermeyecek şekilde oruç tutmaya alıştırmak uygun olur.

Orucu Bozan Durumlar

Oruca aykırı olan bir şeyin yapılması halinde oruç bozulur. Orucu bozan bazı şeyler hem kaza, hem de keffareti gerektirir. Orucu bozan bazı şeylerden dolayı da sadece kaza gerekir.

Orucu bozup kaza ve keffareti gerektiren şeyler

1. Oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek (yenilip içilen şey ister gıda, ister ilâç olsun).

2. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak.

3. Karı-kocadan biri ötekine zorla cinsel ilişkide bulunduğu takdirde zorla ilişkide bulunana kaza ve keffaret, kendisine zorla ilişkide bulunulan kişiye de kaza lâzım gelir.

4. Ağzına giren yağmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak.

5. Sigara içmek, öd ağacı veya anber ile tütsülenip dumanını içeri çekmek.

6. Buğday ve arpa tanesi yutmak.

7. Dışardan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak.

8. Yenmesi alışılmış olan çamur, kil ve kömür gibi şeyleri yemek. (Bazı kimseler bunları severek yerler.)

9. Az miktarda tuz yemek.

10. Karısının veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak. (Bundan zevk aldığı için kaza ve keffaret gerekir. Başkasının tükürüğünden iğrendiği için bundan keffaret gerekmez.

11. Kan aldırdıktan veya sadece karısını öptükten sonra orucu bozulduğu kanaatiyle bile bile orucunu bozmak.

12. Pamuk ve kağıt gibi yenmesi mutad olmayan bir şey yutmak,

13. Bir defada çok miktarda tuz yemek,

14. Yenmesi mutad olmayan zeytin çekirdeği yemek. Yenmesi alışılmış olan çekirdeği yemek ise keffareti gerektirir.

15. Taş, toprak, demir, altın ve gümüş gibi şeyleri yutmak.

16. İçi olmayan ceviz ve badem yutmak. (Bunların içi olanları yenildiği takdirde keffaret gerekir)

17. Burnuna ilaç çekmek.

18. Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak.

19. Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak. (Kendi isteği ile yutarsa keffaret gerekir.)

20. Zorlama ile oruç bozmak.

21. Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını yutmak.

22. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak.

23. Unutarak yeyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yeyip içmek.

24. Ağız dolusu kusmak. (Kendi isteği ile).

25. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek.

26. Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz. (İçeri çekilen duman sigara dumanı olursa keffaret gerekir.)

27. Güneş batmadığı halde-battı zannederek-iftar etmek.

28. İmsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek yemek.

29. Cinsel ilişki dışında kadına dokunmak veya öpmek sonucu boşalmak.

30. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak. (Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir.)

31. Ramazan orucuna niyet etmiyerek yeyip içmek. (Keffaret, niyet edilerek başlanan orucu bilerek bozmaktan lâzım gelir. Oruca niyet edilmeyerek yeyip içtiği takdirde sadece o günün orucunu kaza eder.) Ancak mazaretsiz olarak ramazan orucunu tutmamak büyük günahtır.

32. Misafir iken oruca başlayıp ikamete niyet ettikten sonra yemek.

33. Mukim iken oruca başlayıp sefer mesafesi yolculuğa niyet ederek bulunduğu yerin sınırlarını geçtikten sonra orucu bozmak. Sayılan bu şeylerden birini yapan kimsenin orucu bozulur ve bozulan orucun gününe gün kaza edilmesi gerekir. Bunlardan biri ile orucu bozulan kimse akşama kadar orucu bozacak bir şey yapmamalıdır.

Orucu Bozmayan Durumlar

1. Oruçlu olduğunu unutarak; yemek ve içmek.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, (sakın) bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir."(45) Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup oruca dayaniblen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz.

2. Bir suya dalıp kulağına su kaçmak

3. Kendi isteği olmayarak boğazına toz ve duman girmek

4. Kendi isteği olmayarak kusmak

5. Kendiliğinden içeriden gelen kusuntu yine kendiliğinden içeriye gitmek

6. Uyurken ihtilâm olmak (yani uyurken cünüplük hali meydana gelmek

7. Dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak veya düşünmek sebebiyle boşalmak

8. Karısını sadece öpmek

9. Geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayıp gündüz yıkanmak

10. Dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak

11. Ağzındaki tükrüğü yutmak. Ağzından dışarı çıkıp tamamen ayrılan tükrüğü tekrar yutmak orucu bozar

12. Ağzına gelen balgamı yutmak

13. Kafasından burnuna gelen akıntıyı içine çekip yutmak

14. Ağzına aldığı (meselâ dişine koyduğu) ilâcın tadı boğazına varmak

15. Erkeğin tenasül organına ilâç veya su akıtmak

16. Göze ilâç damlatmak

17. Kan aldırmak

18. Gözlerine sürme çekmek

Bu saydığımız şeylerin hiçbirisi orucu bozmaz.

Oruca ne zaman ve nasıl edilir?

Orucun önemli bir şartı da niyettir. Niyetsiz oruç geçerli değildir. Bu sebeple; niyetin ne zaman ve nasıl yapılacağının bilinmesi gerekir. Niyet zamanı itibariyle oruçlar ikiye ayrılır:

1- Akşamdan itibaren gündüz kuşluk vaktine kadar niyet edilebilen oruçlar:
Bunlar, Ramazan ayında tutulan, belirli günlerde tutulması adanan oruçlar ile nafile olarak tutulan oruçlardır. Bu oruçlara geceleyin imsak vaktinden önce niyet edilebileceği gibi gündüz kuşluk vaktine kadar da niyet edilebilir, gece niyet etmek daha faziletlidir. Gündüz oruca niyetin caiz olması, imsaktan sonra birşey yemeyip içmemeye ve orucu bozan bir iş yapmamaya bağlıdır. Eğer oruca aykırı bir şey yapılmış ise gündüz niyet caiz olmaz.

2- İmsak vaktinden önce geceleyin niyet edilmesi gereken oruçlar:
Bunlar da; Ramazanda tutulamayıp başka zamanda kaza edilen Ramazan orucu ile her çeşit keffaret oruçları, başlanıp ta bozulan nafile oruçların kazası ve mutlak olarak adanan (zamanı belirlenmeyen) oruçlardır. Bu oruçlar için belirlenen bir vakit olmadığından bunlar için imsaktan önce geceleyin niyet etmek lâzımdır. Bu oruçlara tan yeri ağardıktan yani imsak vakti geçtikten sonra niyet edilmez.

Normal olarak oruca sahur yemeğini yedikten sonra niyet edilir. Ancak sahurda uyanamayıp yeme içme zamanının bittiği imsak vaktinden sonra kalkan bir kimse, güneş doğmuş olsa bile, kuşluk vaktine kadar o günün orucuna niyet edebilir. Yeter ki, imsak vaktinden sonra orucu bozacak bir şey yapmasın. Sahura kalkmak istemeyen bir kimse akşamdan sonra yarının orucuna niyet edebilir, geceleyin kalkıp tekrar niyet etmesi gerekmez. Niyet esasen kalb ile olur. Yani geceleyin, yarın oruç tutacağını kalbinden geçiren kimse niyet etmiş demektir. Oruç tutmak düşüncesi ile sahur yemeğine kalkan kimsenin bu düşüncesi de niyettir. Oruca kalb ile niyet etmek yeterlidir. Ancak kalb ile yapılan bu niyeti dil ile söylemek daha iyidir. Bu sebeple, oruç tutacak olan kimse, hem içinden niyet etmeli, hem de dili ile: "Niyet ettim Ramazan-ı şerifin yarın ki orucuna" diye söylemelidir. Her günün orucuna ayrı niyet etmek lâzımdır.

RUÇLUYA MEKRUH (YASAK) OLAN ŞEYLER

1. Bir şey tatmak.

Ancak zorunlu hallerde bir şey yutmamak kaydiyle yemeğin tuzuna bakılabilir. O takdirde mekruh olmaz.

2. Gereksiz olarak bir şey çiğnemek. Çocuğu için bir şey çiğnemesi gereken kadın, bu işi yapacak başka bir yol bulamazsa küçük çocuğunu korumak maksadıyla çiğneyebilir.

3. Kendine güveni olmayan kimsenin hanımını öpmesi ve kucaklaması.

Bir boşalma olmaması durumunda böyledir. Eğer öpmek veya kucaklamakla boşalma meydana gelirse mekruh olmakla kalmaz, oruç bozulur.

4. Tükrüğünü ağzında biriktirip yutmak.

5. Kan aldırmak veya ağır bir işte çalışmak gibi kendisini zayıf düşüreceğine kanaat getirdiği bir iş yapmak. (Zayıf düşürmeyeceğine kanaat getirirse mekruh olmaz.)

ORUÇLUYA MEKRUH (YASAK) OLMAYAN ŞEYLER

1. Gül ve misk gibi şeyleri koklamak

2. Gözüne sürme çekmek

3. Kendisinden emin olmak kaydıyla hanımını öpmek. Kendisine güveni olmadığı takdirde mekruhtur. Çünkü, bu davranış orucun bozulması ile sonuçlanabilir.

4. Misvak kullanmak, ağzını fırça ile temizlemek.

5. Ağzına su alıp çalkalamak.

6. Burnuna su çekmek.

7. Banyo yapmak

Orucun faydaları nelerdir ?

Kur'an-ı Kerimde orucun farz kılındığını bildiren ayetin sonundaki "ta ki korunasınız" ifadesi orucun hikmetine dikkati çekmektedir. Allah Teala, her derde bir deva, her hastalığa bir ilaç verdiği gibi kötülüklere karşı da korunma vasıtaları vermiştir. İşte orucun bir özelliği de bizi kötülüklerden koruyan bir ibadet oluşudur. Nitekim Peygamberimiz orucun bu özelliğini hepimizin kolayca anlayabileceği şekilde güzel bir benzetme ile açıklayarak şöyle buyurmuştur:

"Oruç bir kalkandır, o halde oruçlu kötü söz söylemesin. Kendisi ile çekişip kavga etmek isteyen kimseye iki defa, "ben oruçluyum" desin." Bir kalkanın sahibini düşmandan koruduğu gibi oruç da aynı şekilde kişiyi kötülüklerden ve günah işlemekten korur. Oruçlu, kötülüğü başlatan kişi olmayacağı gibi, kendisine fena söz söyleyen ve kavga etmek isteyenlerin bu davranışlarına karşılık: "Ben oruçluyum, ben oruçluyum" diyerek nefsine hakim olacak ve kendisini kavganın içine çekmek isteyenlere uymayacaktır. Böylece oruç, bir kalkan gibi kişiyi kötülüklerden korumuş olacaktır.

Oruç, bize daima Allah'ı hatırlatır, sorumluluk duygusunu geliştirir. Bir ay boyunca devam eden bu manevî eğitim sonucu Allah korkusu kalblere iyice yerleşir, bunun olumlu tesiri ile de insan davranışlarını kontrol altına alarak her türlü kötülükten uzaklaşmış olur. Oruç, basit bir 'aç kalma' olayı değildir. Onu sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış olur. Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlak eğitimidir.

İslam bilginleri orucun üç mertebesi olduğunu bildirilmiştir:

Birincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur. Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir. Ancak bunun gayesine ulaşması için oruçlunun ikinci basamağa yükselmesi lazımdır.

İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur. Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlakî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur.

Orucun sağlık yönünden faydalarını bir kere de uzmanlarından dinleyelim:

"Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur. Aksine (Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz) hadis-i şerifinde işaret edildiği gibi, vücûda faydası vardır. 8-16 saat sindirim cihazının, karaciğerin dinlenmesi kendi kendini toparlaması büyük bir faydadır."

"Oruç normal sıhhatli olan insanlar için çok faydalı bir perhiz teşkil eder. Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar genellikle Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar. Bu suretle 11 ay zarfında vücutta depo edilen zararlı yağlar erimiş olur. Bu ise asrımızda herkese tavsiye edilen en önemli sağlık kuralıdır. Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır. Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna bağlı pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar. Demek oluyor ki oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar."

Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız değil, konuyu inceleyen yabancı bilim adamları da dile getirmektedir:

1940 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan ünlü bilim adamı, Dr. Alexis Carrel "L'Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde: "Oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sağlık bakımından çok yararlı olduğunu." söyler.

Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir. Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur.

Allah Teala şöyle buyuruyor: "Andolsun, şükrederseniz elbette (nimetimi) artırırım." Sabır, başarıya ulaşmanın en önemli şartlarından biridir. Sahip olduğu helal şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur.

Böyle bir insan hayatta karşısına çıkabilecek sıkıntılar karşısında sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır. Acılı ve üzüntülü durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek soğukkanlılığını korur. Orucun askerlik ve yurt savunması bakımından da ayrı bir önemi vardır. Savaş zamanlarında cephedeki asker, yiyecek ve içecek bulamadığı zaman açlığa ve susuzluğa katlanmak zorunda kalabilir. oruç tutmaya alışmış olanlar, böyle zorluklara daha kolay dayanırlar.

Oruç çeşitleri

5 çeşit oruç vardır:

1- Farz olan oruçlar: Ramazan ayında oruç tutmak. Ramazanda tutulamayan orucu başka günlerde kaza etmek ve keffaret oruçları da farzdır.

2- Vacip olan oruçlar: Adak oruçları ile bozulan nafile oruçları kaza etmek gereklidir.

3- Sünnet olan oruçlar: Muharrem ayının dokuzuncu gününü onuncu günü ile veya onuncu gününü onbirinci günü ile birlikte oruç tutmak sünnettir.

4- Müstehab olan oruçlar: Kamerî ayların onüç, ondört ve onbeşinci günleri ile haftanın pazartesi ve perşembe günleri ve Ramazandan sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmak sevaptır.

5- Yanlış olan oruçlar: Yanlış olan oruçlar iki kısımdır:

a) Tenzihen yanlış olan oruçlar: Muharrem ayının sadece onuncu günü ile yalnız cuma ve yalnız cumartesi günlerinde oruç tutmak, akşamdan iftar etmiyerek bir günün orucunu ertesi güne birleştirmek yanlış olduğu gibi, kişiyi zayıf düşürmesi ve orucu âdet haline getireceği için senenin tamamını oruç tutmak da yanlıştır.

b) Tahrimen yanlış olan oruçlar: Ramazan bayramının birinci günü ile kurban bayramının dört günü oruç tutmak tahrimen yanlıştır. Bu günler, Allah'ın kullarına birer ziyafet günleridir.


Saygılarımızla,

 
Kayıt
19 Ekim 2009
Mesajlar
10.451
Beğeniler
97
Takımı
Galatasaray
War Cry demiş ki:
@1

ellerine sağlık brom bilmeyipte oruç tutan yoktur heralde :kalp:
eksik bilgisi olanda bu rehberi okuyarak bilgilenebilir :kalp: :muck:


RiqueLme demiş ki:
Nina Ricci demiş ki:
RiqueLme demiş ki:
ben lisede bu kadar yazı okumadım

özet geç ^^
özet geçmeyi bende isterdim fakat her madde çok önemli ^^
hacım bende gece gece ne hikmetse keyfim cok yerinde :mrgreen:
takılacak insan arıorm ^^
gel takılalım hacım zaman bol ^^
 
Kayıt
3 Ağustos 2007
Mesajlar
2.042
Beğeniler
0
Şehir
HeLL
Göze ilaç damlatmak emin misiniz bozmadığına?? Annemler sordu bilen kişilere bozar demişler. Tutamıyorum bu yüzden oruç.
 
Yukarı Alt