Kayıt
21 Aralık 2007
Mesajlar
1.240
Beğeniler
0
Şehir
--
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Kendi parti tüzüğünü 2011 seçimlerine kadar değiştiremeyeceğini söyleyenlerin, Anayasamızı 1 haftada 1 ayda değiştireceğini söylemesi kadar sululuk olur mu?" dedi.


Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yeni yasama yılında, TBMM, siyasi partiler, milletvekillerine başarı dileklerini iletti.

23 Nisan’da TBMM’nin 90. kuruluş yıl dönümünün kutlandığını anımsatan Erdoğan, "Gazi Meclis"in 90 yıl boyunca millet iradesinin tecelligahı, reformların, ilerlemenin ve demokrasinin öncülüğünü yaptığını kaydetti.

TBMM’nin son 8 yılda ülkenin ve milletin geleceği adına hayati önemde ve tarihi nitelikte reformlara imza attığını belirten Erdoğan, parti gurubu ve hükümetin sarsılmaz duruşu sayesinde millet iradesi ve hakimiyetine yönelik her türlü müdahalenin etkisiz kaldığını söyledi. Erdoğan, "Meclisimiz çok büyük dirayet ve sağduyu örneği gösterdi. Milletin karar ve tercihleri her şeyin üzerinde tutuldu. Meclisin saygınlığı en üst seviyede muhafaza edildi. Bu sayede demokrasimiz çok büyük güç kazandı. Geçmişte çeşitli tarihlerde TBMM’ye ve demokrasiye yönelik müdahaleler, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasındaki uyumu bozmuş, erklerin yetki sınırlarını tartışılır bir hale getirmiştir" dedi.

AK Parti olarak 3 Kasım seçimlerine "Yeter söz de karar da milletindir" diyerek girdiklerini, 3 Kasım akşamından itibaren bu ilkeyi yaşatmak için her türlü zorluğa ve zorlama yoruma, her türlü demokrasi dışı girişime cesaretle göğüs gerdiklerini ifade eden Erdoğan, bugün 8 yıl öncesine kıyasla çok daha güçlü, millet iradesi ve demokrasiyi çok daha özümsemiş, bunun gereğini yerine getirme konusunda çok daha kararlı bir Meclise sahip olunduğunu kaydetti.

Erdoğan, Türkiye’de demokrasi güç kazandıkça, demokratik reformlar hayata geçtikçe siyaset kurumu ve Meclis’in güvenirliğinin arttığını, itibarının yükseldiğini belirterek, "Hiçbir kurumun, kuruluşun, gücün, erkin, TBMM’nin üzerinde olamayacağı, bu meclise ve onun saygın üyelerine hükmedemeyeceği, bu yüce Meclise yön ve rota çizemeyeceği yine 8 yılda her fırsatta ortaya konmuştur" diye konuştu.

Demokrasi dışı oluşumların, hukuk dışı örgütlenmelerin, çetelerin Meclise istikamet veremeyeceğinin Meclis tarafından, "AK kadro" tarafından kararlı şekilde ifade edildiğini ve gereğinin yerine getirildiğini ifade eden Erdoğan, milletvekillerinin gayretli çalışmalarının siyasetin imajını da olumlu yönde etkilediğini söyledi.

Gazi ve kurucu Meclis devraldıklarını, gelecek nesillere gazi bir Meclis, kurucu bir Meclis, ileri demokratik standartlara sahip bir Meclis bırakacak olmanın gururunu yaşadıklarını kaydeden Erdoğan, "Ülkemizin itibarıyla birlikte TBMM’nin de itibarını koruduğunuz, o itibarı daha yüksek seviyelere taşıdığınız için sizlere ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" dedi.

23. dönemde ülke için hayati derecede reformlar gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, TBMM’nin bu dönemde 5. yasama yılında da çalıştığını, bunun TBMM’Nin 90 yıllık tarihinde nadir bir durum olduğunu ifade etti. Kendilerinden önce Meclislerin 3-4 yasama yılını tamamlayamadan erken seçimlere gittiğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye artık seçimlerin zamanında yapılmasına alışmak durumdadır" dediklerini ve her dönemde her anı millete hizmet için sarf ettiklerini kaydetti.

Erdoğan, Anayasa değişiklik sürecinde gösterdikleri fedakarlık nedeniyle milletvekillerine teşekkür etti. Erdoğan, "12 Eylülde emeklerimizin karşılığını aldık" dedi.

-"BÖYLE SULULUK OLUR MU?"-

Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği tartışmalarına değinerek, muhalefete yönelik eleştirilerini sürdürdü. 26 maddelik değişiklik sürecinde muhalefetin "bu telaş niye, seçim yaklaştı, 2011 seçimlerinden sonra yapalım" dediğini yineleyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Şimdi 2011 demiyorlar. ’Bir haftada Anayasayı değiştiririz’ diyorlar.

Zam geldi ’bir ayda değiştiririz’ diyorlar. Kendi parti tüzüğünü 2011 seçimine kadar değiştiremeyeceğini söyleyenlerin, kalkıp Anayasamızı 1 haftada, 1 ayda değiştireceğini söylemesi kadar sululuk olur mu? Yani Türkiye Cumhuriyetin Anayasası senin partinin tüzüğünden daha mı basit. Tüzük dediğin nedir ki? Hukukçu değilim ama gönder bir haftada hazırlayıp verelim. Tüzük bu... Anayasa dediğimiz olay farklı. Ana muhalefet partisinin başkanına söyledim, önünüze öyle bir kelime gelir ki haftalarınızı alır. Oturalım, çalışalım, 2011 sonrasına hazırlıklarımızı yapalım, 2011’den sonra da konsensüsü bir komisyonla beraber sağlayalım." TBMM eski Başkanı Köksal Toptan döneminde komisyon kurulması için davet yapıldığını, buna ’hayır’ dendiğini ifade eden Erdoğan, "Bize uzlaşma dersi veremezsiniz. Bunlar vesikalarla ortada" dedi.

-"HODRİ MEYDAN DİYECEĞİZ"-
Hazırlıklara başladıklarını belirten Erdoğan, "2011 seçimlerinden sonra hodri meydan diyeceklerini" kaydetti.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Aldığımız oy ne olursa olsun, parlamentodaki temsilimiz ne olursa olsun gelin hepimiz aynı miktarda görevlendirmelerimizi yapalım, hemen uzlaşma komisyonunu kuralım, çalışarak güzel bir Anayasa oluşturalım. Yeni Anayasamızı bu şekilde meydana getirelim. Buna hazırız.

Şu anda hazırlanmış olan bir İçtüzük var, gelin onu gözden geçirelim.

Hemen halledelim.

Meydanlarda başörtü başörtü dolaştın. 3 maddelik bir konu. Eğer dürüst, samimi davranıyorsan hemen görevlendirmeni yap, talimatını ver, ben de talimatımı vereyim, hemen arkadaşlarımız bir araya gelsinler. MHP’den, BDP’den de gelsinler.

Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Diyanet İşleri Başkanlığını kabul etmiyor musun? Cumhuriyetimizin kurumu. Cumhuriyetin kurumlarına saygı duyuyorsan bu konuda hazır olan kurumumuz Diyanet İşleri Başkanlığı. Bu çalışmaya Diyanet İşleri Başkanlığını da katalım. Birlikte yapılan çalışmayla, bu ülke bu başörtüsü sorununu, milyonların sorununu ortadan kaldıralım. Bunu sağa sola çekmeye, istismara gerek yok. Pakistan’dan, İran’dan örnekler vermeye gerek yok.

Tasarımcılara gitmeye gerek yok. Nasıl istiyorsa öyle giyinsin. Yani başörtüsü takmayana ’sen niye streç pantolon giyiyorsun’ diyor musun veya ’şalvar türü pantolon giyiyorsun’ diyor musun veya ’askılı niye giyiyorsun’ diyor musun? Bırak nasıl giyiyorsa öyle giysin. Asıl demokrasi, özgürlükler bu... Bunu yapalım. Bu konuda bile kendi içlerinde birbirlerine girdiler. Veremezler kararı. Bunlar hepsi istismar ifadeleri. Biz hep söyledik: Eğer dürüst davranıyorsanız, siz lokomotif olun, biz vagon olalım. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, üzümü yemek. Milyonların sorununu gelin çözelim. Senin sayın ortada, 101-102, biz 335 kişiyle sizin peşinize takılırız, yeter ki şu işi çözelim. Ama ona kılıf da uydurmayın. Gelin bu işi çözelim." Şu ana kadar TBMM Başkanlığına bu konuda bir müracaat yapılmadığını kaydeden Erdoğan, "Hepsi blöftü, blöf. Bu blöfü bu millet yutmaz. Bunu bir defa bilmemiz lazım" diye konuştu.
 
Yukarı Alt