Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Kayne West

kanye_west1_300_400.jpg


Kanye Omari West (d. 8 Haziran 1977) Amerikalı rapçi ve hip hop prodüktörüdür. The College Dropout adlı ilk albümü 2004'te piyasaya çıktı, Late Registration 2005'te, ve üçüncü albümü, Graduation, 2007'de piyasaya çıktı. İlk üç albümü birçok ödül (dokuz tane Grammy Ödülü dahil), çok güzel eleştiriler ve ticari başarılar kazandı.Müzik hayatına yapımcı olarak başlayan Kanye West, kısa sürede rap şarkıcılığında yükselmeye başladı. Görkemli ve gösterişi seven karakteri basın tarafından pozitif yansıtıldı. Her zaman medya tarafından sevilen ve övülen West’i diğer rapçilerden ayıran en büyük özelliği ise özgüveni.

Her ödül töreninde gözükerek ya da performans göstererek yüzünü bilinçlere kazıdı. Çektiği videolar kendi içlerinde birer olaydı. Rolling Stone dergisine kapak oldu. Üreticilik ve yapımcılık yeteneği, kendisine yaptığı “Gold Digger”, “Jesus Walks” gibi parçaların dışında, Jay-Z ve Ludacris gibi rap sanatçılar için hitler çıkarttı.

West, 2002 yılında albüm anlaşması yaptıktan hemen sonra son derece ciddi ve trajik bir trafik kazası geçirdi ve bu kaza sonucu çenesi parçalandı. Fakat örnek bir azim gösteren Kanye West, verdiği sözü tutarak henüz daha tam iyileşmemişken hit şarkısı "Through the Wire"ı kaydetti. Kaza sonrası yaşadıklarını anlattığı bu şarkı dünya çapında bir hit oldu. Kısa sürede kendisini toparladı ve 2004 yılında ilk albümü olan “The College Dropout” u yayınladı. Bunun arkasından ön plana çıkan “Slow Jamz” single’ının yapımında Twista ve Jamie Fox’un yardımları oldu.



2005’te yapılan Grammy Ödül Töreni’nde 10 tane ödüle aday gösterildi. “The College Dropout”, “En İyi Rap Albümü” ödülünü alırken, “Jesus Walks”, “En İyi Rap Şarkısı” ödülünü West’e getirdi. Bunun dışında Alicia Keys’in seslendirdiği “You Don’t Know My Name” parçasıyla “En İyi R&B Şarkısı” ödülünü sanatçıyla paylaştı. 2005’te ikinci albümü olan “Late Registration”ı yayınladı. Albüm listelerde 1 numaraya çıkarak, büyük başarılara imza attı.

2006’da “Yılın Albümü” Grammy Ödülü’nü alırken, 2006 MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nden de “En İyi Hip-Hip Şarkıcı” ödülünün sahibi oldu. Aynı yıl canlı albüm “Late Orchestration: Live at Abbey Road Studios” yayınlandı.

2007 senesinde “Graduation” adlı 3. stüdyo albümünü piyasaya süren Kanye West, albüm yayınlanmadan önce “Chicago” adlı single’ı hayranlarına iletti. Albümün prodüksiyonunda Timbaland, DJ Toomp, Dwele, Jon Brion ve Mike Dean gibi isimlerle çalışan West, albümle birçok müzik eleştirmeninden tam puan aldı. Albümden ilk single’ı “Can’t Tell Me Nothing” adlı parçasına seçen sanatçı, 2. single “Stronger” ile Amerika listelerinde 2, İngiltere listelerinde ise zirveye yerleşmeyi başardı. Parçaya çekilen video kliple de büyük beğeni toplayan başarılı müzisyen, albümden 3. single için T-Pain ile olan ortak çalışması “Good Life”ı seçti.

26 Ağustos 2007'de HBO'nun serisi Entourage'da görünen Kanye West, "Good Life" single'ını ilk defa bu dizide ilk versiyonuyla duyurdu. Aynı sene, MTV Video Müzik Ödülleri Töreni'ne 5 dalda aday olmasına rağmen törenden eli boş döndü. Ödül töreninin açılışının kendisine söz verilmesine rağmen son anda Britney Spears'la anlaşan ve kendisini hiç bir dalda ödüle layik görmeyen Mtv yönetemine adeta ateş püskürdüğü gizli kamerayla çekilmiş sahne arkası videosu ise büyük bir olay oldu. 2007 Grammy Ödülleri'ne 8 kategoride aday olan sanatçı, bu sefer bunlardan ikisini evine götürmeyi başardı. Kanye West'in hem annesi hem de menajeri Dr. Donda West, geçirdiği estetik operasyonların oluşturduğu komplikasyonlar sonucu 10 Kasım 2007'de Los Angeles'ta kaldırıldığı hastanade hayata veda etti. Dr. Donda West'in ölümü, sadece Kanye West'i değil; birçok kişiyi üzdü. Bunlardan birisi de Jay-Z'ydi. 11 Kasım'da New York'ta verdiği bir konserde Jay-Z, konuyla ilgili duyarlılığını gösterdi ve izleyicilere şunları söyledi: "Hadi bir dakikalığına biraz ciddileşelim. Bu konserimi annesini kaybeden Kanye West'e adıyorum. Seninleyiz Kanye, güçlü kal!". Kanye West, olaydan birkaç hafta sonra Paris'te verdiği konserde 'Hey Mama' adlı şarkısından önce "Bu şarkıyı anneme armağan ediyorum." dedi; fakat şarkıya bir türlü başlayamadı. Sahnede gözyaşlarına boğulan Kanye West'in en büyük tesellisi ise, kendisini izlemeye gelen hayranlarıydı. Grammy Ödül töreninde yeni düzenlenmiş haliyle "Hey Mama"yı seslendiren Kanye West, salonda duygusal anların yaşanmasına neden oldu ve şarkı bittiğinde tüm salon kendisini ayakta alkışladı.



Kanye West hiçbir zaman albüm satışlarının ya da liste başarılarının kendisini ilgilendirmediğini söylüyor. "Beni en çok etkileyen ve en büyük yarışımın olduğu adam Justin'dir." diyen West, Justin Timberlake'i övmeye devam ediyor: "Eğer Justin olmasaydı, benim ne videolarım, ne albümlerim bu seviyeye gelemezdi. Kendime rakip olarak hep onu gördüm. Birbirimizi hep etkilemişizdir. Şimdi baktığım zaman görüyorum ki, Prince ve Michael Jackson neyse, Justin ve ben de oyuz."

Kanye West, Timberlake'i böyle överken, 50 Cent için de tam tersi düşüncelerini dile getirmekten çekinmiyor: "İkimizin de albümü aynı zamanda çıkacak ve 50 Cent gerçekten çok iddialı şeyler söyledi bu konuyla ilgili. Benim albüm satışlarıyla ilgili hiçbir zaman bir kaygım olmadı. Önemli olan yaptığınız şarkılar ve bu şarkıların sizi sevenlerle olan ilişkisi. Ben şarkılarımda yaşadığım şeyleri yazıyorum, söylediğim her şey gerçek hayattan. Uyuşturucu veya silahlardan bahsetmiyorum şarkılarımda. Emin olun ki yılın 365 günü çalışmak, bir saniyede adam öldürmekten çok daha zor!" Özellikle son albümü "Graduation"ın çıkış tarihini özellikle 50 cent'in albümü "Curtis" le aynı tarihe denk getiren Kanye, Curtis'e meydan okuduğunu ve ondan daha fazla albüm satacağını söyledi. Curtis ise cevabı geciktirmedi ve "Eğer Kanye daha fazla albüm satarsa müziği bırakırım" dedi. Nitekim ilk hafta oranlarında Kanye West, 50 Cent'i altetti. 50 Cent'e şimdi ne yapacaksın sorusu yöneltiğinde ise "Bir sonraki albümüm daha şimdiden hazır, Ne müziği bırakması?!" cevabı vermiştir.

Sanatçı, 2008 Brit Ödülleri Töreni'nde En İyi Uluslararası Erkek Şarkıcı ödülünün sahibi oldu. Bunların dışında, West, GOOD Music adlı kendi plak şirketine sahip olmaktadır. West'in maskotu ve ticari markası bir oyuncak ayıdır, ve bu oyuncak ayı West'in her üç albümün kapağın üstündedir. Sıkı bir moda takipçisi olan West, Louis Vuitton'ın gönüllü elçisidir aynı zamanda ünlü sanatçı Takashi Murakami'yle anlaşması vardır. Son albümünün tasarımını bu kişi yapmıştır.

2004 yılından beri ünlü model Alexis Phifer'la birlikte olan West, 2007'nin son aylarında nişanlandıklarını ve yakında evleneceklerini duyurmuştur. Fakat annesinin ani ölümü bu olayı dondurmuştur. Nitekim ikili 2008'in Mayıs ayında ayrıldıklarını açıklamıştır. Sebep olarak da Kanye'nin yeni turnesi "Glow in the dark tour"a yoğunlaşmak istemesidir. Fakat Amerikan Tabloid gazetelerine göre ikilinin kısa zaman içerisinde tekrar barışmasına ve evlenmesine kesin gözüyle bakılmaktadır.

Diskografi

* 2004: The College Dropout
* 2005: Late Registration
* 2007: Graduation
* 2008: 808s & Heartbreak
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Leah Dizon

(24/09/1986 - ...)

220px-Leah_Dizon_cropped.jpg


Leah Donna Dizon, Japonya'da çok meşhur bir televizyon idolu, fotomodel ve şarkıcıdır. Annesi Fransız asıllı bir ABD vatandaşı, babası ise Filipinlidir. 2006 senesinde Leah Tokyo'ya taşındı bir Japon şirketinden manken olarak teklif alınca. Daha sonrada kendisi Japon dilinde şarkılar çıkarmaya başladı.



Leah Dizon Las Vegas, ABD'nin Nevada eyaletinde doğdu. Ailesi bir Casino işletiyordu. Babası Kalifornya'nın en büyük şehirlerinde işadamıydı. Leah Dizon'nın kendinden iki tane büyük abisi ve ablası var ve iki tane kendinden küçük kardeşleri. Kendisi çoğunlukla RnB ve Rock şarkılarla büyüdüğünü dile getirmiştir. Genç yaşlarda Leah Dizon dans dersleri aldı, ayrıca Amerika'da okula gittiği lise'de (High-School) tiyatro bölümünde oynadı. Dizon küçük yaşlardan beri şarkıcı olma hayaliyle yaşadı.

Leah Dizon lise'yi bittirdikten sonra Los Angeles'e taşındı ve mankenlik yapmaya başladı. Böylece Leah Dizon bir telefon firmasının reklamına katıldı ve çeşitli önemli araba dergilerinin kapakları için poz verdi. Verdiği pozlar sayesinde büyük bir hayran kitlesine ulaştı, özellikle Doğu Asya'da. Bir sene sonra resimleri internette çıktığında çeşitli arama motorları tarafından 2.000.000 kere arandı resimleri.



İnternette yaptığı araştırmalar sonucu Japonya'da bir ajanla itibara geçti. Sky Corporation'la çeşitli anlaşmalar sonucu, ABD'de mankenlik yerine kariyerini yurtdışında geliştirmeye karar verdi. Böylece Leah Japonya'ya yerleşti, Japonca bilmeyerek ve orda daha tam tanınmadan. Hayatındaki radikal değişimden sonra Japonca öğrenmek için ses kayıtlarıyla Japon dilini öğrenmeye çalıştı.

Kariyerini burdada manken olarak devam etti ama yinede Victor Entertainment plak şirketiyle anlaşma yaptı kariyerini şarkıcı olarak başklamak için. 2006 senesinin Ekim ayında Leah Dizon Kylie Minogue'nun Fever şarkısını söyledi. Şarkının bu versionu İnternet sitelerinde bulundu ve bunun üzerine bir hafta sonra ilk fotoğraf albümünü Petite Amieyi (Küçük Arkadaş) çıkardı. Bu albüm 2006 ve 2007 senesinin en iyi satan üçüncü albümü oldu. Bu albüm sayesinde Japon medyasında'da tanınmaya başladı kendisi.

14 Şubat 2007 senesinde Dizon ilk Single'lını "Softly'yi" piyasaya sürdü ve aynı zamanda ikinci fotoğraf albümü "Hello! Leah" 'yı. Softly aşk üzerine kurulan bir şarkıydı ve komple Japon dilinde söylendi. Bu şarkı beklenmedik bir başarı sağladı ve ORICON şarkı listelerinde yedi numaraya yerleşti ve nerdeyse 49000 kere satıldı. Böylece Leah Japon müzik dünyasına ilk adımını atmış oldu.

Leah her türlü show programlarınada bu başarısından sonra davet edilmeye başlandı. Dizon böylece eleştirilerede mağruz kaldı gerek ses ve gerek dil yüzünden. Böylece kendisi sıkı bir biçimde Japonca öğrenmeye kalktı ve müzik ve şan dersleri almaya başladı. 2007 senesinin Mayıs ayında MTV Video Music Awards Japan'da Leah Dizon en iyi erkek şarkıcı ödülünü vermekte görevlendirilmiştir.

Leah_Dizon_0547.jpg


Ödüllü verdikten dört gün ve şarkıcı kariyerinin başlamasından üç ay sonra Leah ikinci Single'nı "Koi Shiyō" 'yu piyasaya çıkardı. Bu şarkı "Softly"'ye nazaran daha oynak ve daha çok Pop (J-Pop) yönüne gidiyordu. Bu şarkıda Leah için bir başarıydı müzik listelerinde ilk haftada yedi numaraya yerleşti ve 44 bin kere satıldı. Bu şarkının yanında Leah iki tane şarkı daha çıkardı ama bunları piyasaya sürmedi. Şarkıların adı "Could you be the one" ve "Aishiteru Love Story" (アイシテル~ Love Story). Koi Shiyō şarkısı Lotte Tv reklamında (çikolata reklamı) kullanıldı ve Could you be that one? şarkısı'da PlayStation 3 Ninja Gaiden Digma TV reklamında kullanıldı. Leah her iki reklamda'da oynadı.

Leah_Dizon_0548.jpg
 

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
hızlı ve öfkelideki adamın adı neydi ya onla cahit arfınkini alabilirmiyim
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Cahit Arf

(d. 1910, Selanik - ö. 26 Aralık 1997, İstanbul)

Cahit Arf, Türk matematikçi. Kendi adıyla bilinen teoremleri, dünya çapında tanınmasını sağlamıştır.

Doktorasını yapmak için gittiği Almanya'da, matematikçi Helmut Hasse ile birlikte önemli çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonunda, matematikte Hasse-Arf Kuramı'nı geliştirdi. Arf değişmezi, Arf halkaları ve Arf kapanışları gibi kendi adıyla bilinen matematiksel terimleri bilim dünyasına kazandırdı.

2009 yılından itibaren 10 Türk Liralık banknotların arka yüzünde resmi bulunacak.





Cahit Arf 1910 yılında Selanik Kaylar kazasında doğdu. Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamladı. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti.

Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryus profesörlüğe yükseldi ve 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Kolej'de Matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.

Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1967 yılında Türkiye'ye dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1985 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

Cebir ve Sayılar Teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum 1990'da 3 ve 7 Eylül tarihleri arasında Arf'in onuruna Silivri'de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve Geometri üzerine ilk konferanslar da 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur.

Cahit Arf 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle vefat etmiştir.



Cahit Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusundaki yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin "Arf değişmezi" ve "Arf halkaları" gibi literatürde adıyla anılan çalışmaları matematik dünyasının ünlü matematikçileri arasında yer almasını sağladı. Matematik literatürüne "Arf Halkaları, Arf Değişmezleri, Arf Kapanışı" gibi kavramların yanısıra "Hasse-Arf Teoremi" ile anılan teoremler kazandırmıştır.

Matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine her zaman "Matematiği ezberlemeyin kendiniz yapın ve anlayın" demiştir. Hakkından yazılmış bir yazıda şöyle denmiştir: "...Bir zamanlar integrali bilen kimselerin matematikçi, üstel fonksiyonu bilenlerin ise büyük matematikçi sayıldığı ülkemizde derin matematik konularının tartışılacağı hayal bile edilemezdi. Cahit Arf, Türkiye'de matematiğin o günlerden bu günlere gelmesinde en büyük rolü oynamıştır."

 
Kayıt
13 Ekim 2007
Mesajlar
1.802
Beğeniler
0
Şehir
İnönü

İbrahim Tatlıses 1954 yılında Şanlıurfa’da bir mağarada doğdu. Yedi çocuklu kalabalık ve fakir bir ailenin çocuğuydu. Babası gariban bir ciğerciydi. Çocuk yaşlarda çalışmaya başladı, yaşamın ağır yükünü omuzladı. İnşaatlarda soğuk demir ustalığı yaptı. Adanalı bir sinemacının, inşaatta türkü söyleyen bu muazzam sesi duymasıyla birlikte şöhret yolu açılmış oldu. Önce Adana'da ardından Ankara'da çeşitli gazinolarda sahne aldı. Yetmişli yılların ortalarına doğru İstanbul'a geçerek orada sahne almaya başladı.

İlk albümü...
Tatlıses, ailesinin ve çevresinin yardımıyla ilk kasetini çıkarır. 1977 yılında çıkardığı "Ayağında Kundura" adlı kırkbeşlik plakla tüm Türkiye'ye sesini duyurdu. Ardından "Sabuha", "Dom Dom Kurşunu", "Bir Mumdur" gibi türküleriyle Türkiye'de fırtınalar koparır.

80’li yıllar...
Seksenli yıllarda tüm Avrupa ve Ortadoğu ülkeleri onunla tanıştı. Yunanistan'dan Suudi Arabistan'a, Almanya'dan Afganistan'a çok geniş bir coğrafyada, milyonlarca hayran edindi.
Kasetleri ve posterleri bazı ülkelerde milyonlarca satarken yurtiçinde ve yurtdışında sayısız ödülün sahibi oldu.

Seksenli yıllarda çıkardığı "Allah Allah", "Kara Zindan", "İnsanlar" ve "Fosforlu Cevriyem" gibi albümlerinin satışı milyonları aştı. 80'li yıllar İbrahim Tatlıses'in yılları olmuştu.

90’lı yıllar, ticarete atılım ve unutulmaz şarkılar...

Sanatçı 90'lı yıllarda türkülerden, Arabesk müzik tarzına geçti.

90'lı yıllar aynı zamanda İbrahim Tatlıses için ticaret hayatının da başladığı yıllar oldu.
Tatlıses Turizm, Tatlıses Lahmacunculuk, Tatlıses Otelleri gibi birçok şirket kuran sanatçı, şarkıcılığından kalan zamanlarda bunlarla uğraşmayı tercih etti.

İbrahim Tatlıses, 1991 yılında müzik sektörünün kurumsallaşmasında ilk adımı atan Raks Müzik'le anlaştı. Ve ertesi yıl "Ah Keşkem" adlı albümüyle çıktı hayranlarının karşısına...

Uğur Bayar ve Mustafa Özhan ikilisinin müzik yönetmenliğini yaptığı albüm, söz ve müziği kendisine ait "Ah Keşkem"le çıkış yaptı. "İki Gözüm İki Çeşme" ve "Yar Diline" gibi popüler parçaların yanı sıra kendisine ait eserleri yorumladı.

1993 yılında çıkardığı albüm ise "Mega Aşk" adını taşıdı. Mustafa Özden'in yönetmenliğini ve aranjörlüğünü yaptığı albümde Selami Şahin, Yusuf Hayaloğlu, Ali Gencebay, Arif Sağ, Hasan Kaplan'a ait parçalarla birlikte kendi şarkılarını yorumladı.



1994 tarihini taşıyan "Haydi Söyle" albümü Burhan Bayar, Arif Sağ, Özkan Turgay ve Zafer Dalgıç'tan oluşan uzman bir kadro eşliğinde hazırlandı.

‘Haydi Söyle’, ‘Nankör Kedi’, ‘Saza Niye Gelmedin’ ‘Tombul Tombul’ gibi parçalar büyük beğeni kazanırken, Tatlıses köklerini de unutmayarak ‘Maraş Maraş’ adlı derlemesini seslendirdiği Kazancı Bedih'i de müzikseverlere tanıtmış oldu.

İbrahim Tatlıses, 1995 yılında "Klasikleri" albümünü yaptı.

"Ben De İsterem" adını taşıyan 1996 tarihli albümüyle yeni bir satış rekoruna imza attı.
Sendur Güzelel'in yönetmenliğini, Osman İşmen'in aranjörlüğünü yaptığı çalışmada yer alan "Fırat" türküsüyle uzun süre listelerde kaldı.

‘Allah’ım Neydi Günahım’, ‘Yakamoz’, ‘Yol Ver Dağlar’ gibi popüler parçaları kendisine has üslubuyla yorumlayarak 1996 ve 1997 yılında sayısız ödülün sahibi oldu.

Hızını kesmeyerek ertesi yıl "At Gitsin" albümünü piyasaya sürdü. Tatlıses bu albümde, Kayahan'ın ‘Odalarda Işıksızım’, Sezen Aksu'nun ‘Erkekler’ ve Yıldız Tilbe'nin ‘Anam’ adlı parçalarını yorumladı. ‘Bi Tanem’, ‘Güneş Doğmuyor’ ve ‘Ağlıyorum Kahrımdan’ adlı parçalarını seslendirdiği yeni bir yeteneği, Cengiz İmren'i müzikseverlere tanıttı.



Tatlıses, son albümü “Neden” ile 2008 yılında yeniden hayranlarının karşısında.


İbrahim Tatlıses, seksenli ve doksanlı yıllar boyunca çevirdiği sinema filmleriyle de çok yönlü bir sanatçı olduğunu kanıtladı. Talk Show programları hazırladı, çeşitli sanatçıların klip, senaryosunu kendi yazdığı filmlerin ve dizilerin de yönetmenliğini yaptı.

İbrahim Tatlıses, yalnız sanatçı kişiliğiyle değil, yanında çalıştırdığı iki bin kişiyle ve hâlâ insanlara iş alanları açan başarılı işadamı kimliğiyle de Türkiye'nin sayılı isimleri arasında yer alıyor.

Yönetmen, oyuncu, senarist, söz yazarı, besteci ve yorumcu İbrahim Tatlıses'in sahip olduğu şirketler grubu; gıda, film, prodüksiyon, turizm, havacılık ve yayıncılık dallarında faaliyetlerini sürdürüyor.

Çocukları...
İbrahim Tatlıses, Şanlıurfa'da bulunan eski eşinden 1 erkek ve 2 kız, sinema sanatçısı Perihan Savaş'tan bir kız ve yine sinema sanatçısı Derya Tuna' dan 1 erkek çocuğu sahibi...


Albümlerinden bazıları...
Sevdim de Sevilmedim, Doldur Kardeş İçelim, Kara Sevda, Aldırma Gönül, Ceylan, Gülmemiz Gerek, Yaşamak Bu Değil, Mutlu Ol Yeter, Yalan, Mavi Mavi, Gülüm Benim-Gülümse Biraz, Allah Allah-Hülya, Fosforlu Cevriyem, Söylim mi?, Vur Gitsin Beni-Yemin Ettim, Ben Aşk İçin Ölürüm, Ah Keşkem, Mega Aşk, Haydi Söyle, Ben de İsterem, At Gitsin,
Selam Olsun, Yetmez Mi?, Tek Tek, Aramam, Sizler için, Neden...

Bu topic e giren herkez bu sanatcıyı sevmiyor olabilir..burada tatlıses le ilgili bildiğiniz ya da bilmediğiniz bilgilerini sizinle paylaşmak istedim .

Saygılar..
8)
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Vin Diesel



Doğum: 18 Temmuz 1967. New York.

Gerçek Adı: Mark Vincent

Aile: Tiyatrocu bir baba ile astrolog bir annenin çocuğu. Paul adlı bir ikiz kardeşi ve iki de kızkardeşi var.

Çocukluk: 7 yaşında, arkadaşları ile gizlice bir tiyatroya girdiler. Yakalandılar ve her hafta tiyatroya gelerek küçük bir rol oynamakla cezalandırıldılar. İlk oyunculuk deneyimi böyle bir olayla başlamış oldu.

Başlangıç: 17 yaşında yapılı vücudu sayesinde para kazanmak için gece klüplerinde bodyguard olarak çalışmaya başladı. Yaklaşık 10 yıl kadar bunu devam ettirdi. İsmini bu zaman diliminde arada Vin Diesel'e çevirdi. 1994 yılında o zamana kadar deneyimlerini anlatan Multi-Facial adlı bir kısa film senaryosu yazdı ve üç gün içinde çekildi.

Çıkışı: Aradan geçen yıllarda hiçbir rol bulamadı. Ta ki, 31 yaşına geldiğinde Steven Spielberg tarafından Saving Private Ryan'daki Caparzo rolü için seçildi. Böylece ciddi anlamda sinemaya adım atmış oldu.

Şöhret: Riddick adlı suçluyu oynadığı bilimkurgu "Pitch Black" ile tanınmaya başladı. "The Fast and The Furious" ile artık herkesin bildiği bir isim yaptı. En az bir üçleme olacak "XXX" ise onu yeni aksiyon yıldızı yapmak için yeterliydi.

Biliyor musunuz ?: Ailesinin kökleri İrlanda'dan Meksika'ya, İtalya'dan Almanya'ya kadar uzanıyor.

Hayran olduğu oyuncular Mel Gibson ve Morgan Freeman.

Söz: "Hepsi birer seri olacak üç film teklifi almıştım -Pitch Black, XXX ve The Fast and the Furious"- ve seçim yapmak zorundaydım. Hepsinde oynamam imkansızdı." Neden "The Fast and the Furious" devam filmi teklifini reddettiği sorusu üzerine.


Filmografi

* Riddick(2004)
* XXX2 (2004)
* El Diablo (2002)
* XXX (2002)
* Knockaround Guys (2001)
* Fast and the Furious, The (2001)
* Pitch Black (2000)
* Boiler Room (2000)
* Iron Giant, The (1999)
* Saving Private Ryan (1998)
* Strays (1997)
* Multi-Facial (1994)​
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
V.İ.P sanırım asıl istediğin buydu :wink1:


Paul Walker



Paul William Walker IV, emekli kanalizasyon müteahhiti Paul William Walker III ile eski model Cherly Crabtree nin çocukları olarak 12 Eylül 1973 de Glendale, Kaliforniya da dünyaya geldi. Büyükbabası William Walker (diğer adıyla "Irish" Billy Walker) Pearl Harbor baskınından kurtulanlardan biriydi ve aynı zamanda da donanmanın orta siklet boks şampiyonuydu. Dedesi ise II. Dünya Savaşında General Patton'ın komutasında İtalya'nın istilası sırasında bir tank müfrezesini kumanda etti. Kendisinden küçük Caleb ve Cody adında iki erkek kardeşi ve Ashlie adında bir kız kardeşi olan Walker, Ahir Zaman Azizi olarak Mormon Mezhebi'ne mensup muhafazakar bir ailede yetişti.

Glendale de büyüyen Walker, ilk önce Alfred Nobel Okulu'na ardından Foreman Lisesi'ne devam etti. 1991 de mezun olmasının ardından birkaç kolejlerde deniz biyolojisi okudu.

Geçmişte çeşitli suçlar işlediğinden kendisi de bahseden ünlü oyuncu, bunlarla ilgili hiçbir zaman ceza almadı.

1980 lerin sonunda modelliğe başlayan Paul Walker, oyunculuk kariyerine, içlerinde Monster In The Closet (1987) ve Tammy and the T-Rex'in (1994) bulunduğu düşük bütçeli B sınıfı filmlerle başladı. 1993 yılında pembe dizi The Young and The Restless'da (Yalan Rüzgarı) kısa bir süre rol aldı. 1998'de oynadığı ve alaycı eleştiriler alan Meet the Deedles daki rolüyle ilk kez geniş bir kitleye ulaştı. Ardından Reese Witherspoon'la oynadığı ve lise takımında oynayan bir basketbolcuyu canlandırdığı Pleasentville filmi ile iyi karşılandı. 1999-2001 yılları arasında ise genç izleyiciye hitabeden She's All That ve Varsity Blue gibi filmlerde oynadı.

2001 yılında Vin Diesel'le birlikte başrolünde oynadığı Fast and the Furious (Hızlı ve Öfkeli) filmiyle müthiş bir çıkış yakalayan Walker, bu filmin ardından birçok aksiyon macera filminde oynadı. Walker aynı zamanda devam filmi 2 Fast 2 Furious da (2003) da rol aldı.

Şubat 2001'de MostBeautifulMan.com tarafından ayın en güzel erkeği seçilen Walker, 2002 yılında People Dergisi tarafından Dünyanın En Güzel 50 İnsanı arasında yeraldı.

2006 yılında aksiyon filmi Running Scared ve Antartika'da çekilen macera filmi Eight Below filmlerinde oynadı. Aynı zamanda bir aile filmi olan Disney yapımı Eight Below, gösterime girdiği ilk dört gün içinde 24 milyon dolardan fazla gişe hasılatı yaptı. Ondan önce rol aldığı Timeline ve Into The Blue adlı filmleri kötü eleştirilen alan Walker, bu filmde oldukça beğenildi ve olumlu yorumlar aldı. Running Scared filmindeki rolü yönetmen Wayne Cramer'e göre, Walker'ın şimdiye kadar oynadığı roller arasında kendi kişiliğine en yakın olan roldü.

503852.jpg


Santa Barbara, Kaliforniya'daki Huntington Plajı'nda yaşayan ve surf yapmaktan hoşlanan Walker'ın, eski kız arkadaşından annesiyle birlikte Hawaii de yaşayan Meadow Rain (28 ocak 1999) isimli bir kızı var. Brazilya Jujitsusu yapan Walker'ın bir av köpeği, bir Chesapeake Bay köpek yavrusu ve kovboy adında bir de atı var.


Ps:Aah ah bi ben oynayamadım Jessica ile. :P
 
Kayıt
13 Ekim 2007
Mesajlar
1.802
Beğeniler
0
Şehir
İnönü
Quensis ordaki resimde olan adam bizim burdaki erhan abiye çok benziyor inanamassın cafede ona RİDDİCK diyoruz, ne kadar kaslı bölgeleri birbirilerine uymasada benziyorlar :mrgreen: :D
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
virtuez demiş ki:
Quensis ordaki resimde olan adam bizim burdaki erhan abiye çok benziyor inanamassın cafede ona RİDDİCK diyoruz, ne kadar kaslı bölgeleri birbirilerine uymasada benziyorlar :mrgreen: :D
Niye inanmıyım canım :mrgreen:
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
V.I.P demiş ki:
V.İ.P sanırım asıl istediğin buydu :wink1:
Elbette çok teşekkür ettim
Rica Ederim.İstek yapan tek kişi olduğun için sana ayrıca teşekkür ettim ^^

Orhan Veli Kanık

( 1914)- (1950)

807.jpg


1914 yılında İstanbul’da doğdu.Ankara Gazi Lisesi’ni bitirdi (1932). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ndeki öğrenimini yarıda bıraktı (1935), Ankara’ya giderek PTT Umum Müdürlüğü’nde çalıştı (1936-1942), Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’na memur oldu (1945), oradan ayrılınca (1947) Yaprak dergisini çıkardı ( 1 Ocak 1949’dan 15 Haziran 1950’ye kadar 28 sayı çıktı, Son Yaprak adlı özel bir sayı ölümü üzerine arkadaşları tarafından çıkarıldı). 14 Kasım 1950 tarihinde beyin kanamasından öldü. Rumelihisarı mezarlığına gömüldü.

Kişiliğini belli eden ilk şiirlerini arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le birlikte Varlık dergisinde yayımlamaya başladı, büyük bir ilgi gördü, sağlığında kendinden çok bahsettiren şair oldu. Şiiri bir takım kalıp ve klişelerden, şairanelikten, yıpranmış benzetmelerden kurtararak, daha kısa daha basit bir şekle soktu; yalın bir halk dili kullandı, gündelik sözlerle zaman zaman (Aralık 1936-15 Nisan 1940,38 şiir), çok kısa zamanda büyük yergi ve espriden faydalanarak, gündelik yaşantılar üzerine yazdı.

xfisiltix_OrhanVeli.jpg


ESERLERİ
Şiir kitapları: Garip (Oktay Rıfat ve Melih Cevdet’le beraber, 1941), Garip (yalnız kendi şiirleriyle, genişletilmiş 2. baskı,1945), Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949).

Sağlığında bu altı kitaba aldığı şiirleriyle, bu kitaplara girmemiş başka şiirleri, ölümünden sonra tek kitap halinde basıldı: Orhan veli, Bütün Şiirleri (1951).

Düzyazıları, eleştiri ve hikayeleri: Orhan Veli, Nesir Yazıları (1953, 2. b. Denize Doğru adıyla, 1970) adlı kitapta toplandı. La Fontaine’nin 49 fable’ini nazımla Türkçe’ye çeviren şair (La Fontaine Masalları, 2 kitap, 1943), aynı şekilde Nasrettin Hoca Hikayeleri (1949) adlı kitabında da Hoca’nın 72 fıkrasını nazma çevirdi. Çeviri kitaplarının sayısı 12’dir.

Asım Bezirci’nin derlediği çeviri şiirleri ise Çeviri Şiirler (1982) adıyla; düzyazıları da, yenide Bütün Yazılar I, II (1982) adıyla yayımlandı.
Orhan Veli/Bütün Eserleri dizisinin ilk kitabı Edebiyat Dünyamız (1975)’da şairin düzyazıları, konuşma ve röportajları (haz. Asım bezirci), ikinci kitapta Bütün Şiirleri (1975) derlendi.

HAKKINDA YAZILANLAR
Adnan Veli Kanık, ağabeyinin biyografisi ile basında çıkmış yazılarından seçme parçaları şu kitapta derledi: Orhan Veli İçin (1953).
Şair üzerine bir inceleme Asım Bezirci’nin, zengin bir bibliyografya da veren Orhan Veli Kanık adlı eseridir (1967).



Şiirleri

- Resim Silinmiş.
orhan_veli_siir.jpg


- Resim Silinmiş.​
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
V.I.P yazdı:
Alıntı:
V.İ.P sanırım asıl istediğin buydu :wink1:

Elbette çok teşekkür ettim


Rica Ederim.İstek yapan tek kişi olduğun için sana ayrıca teşekkür ettim ^^
Aslında aklımda çok isim var ama okul olduğu için paralel olarak pc yi pek fazla açamıyorum yani bakma fırsatım olmuyor
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
V.I.P demiş ki:
V.I.P yazdı:
Alıntı:
V.İ.P sanırım asıl istediğin buydu :wink1:

Elbette çok teşekkür ettim


Rica Ederim.İstek yapan tek kişi olduğun için sana ayrıca teşekkür ettim ^^
Aslında aklımda çok isim var ama okul olduğu için paralel olarak pc yi pek fazla açamıyorum yani bakma fırsatım olmuyor
Sen yaz elinden geldiğince hem bende birşeyler öğrenmiş oluyorum :thumbsup:
 

V.I.P

Old School
Kayıt
27 Ağustos 2007
Mesajlar
4.563
Beğeniler
1
Şehir
Ankara
Takımı
Fenerbahce
Quensis demiş ki:
V.I.P demiş ki:
V.I.P yazdı:
Alıntı:
V.İ.P sanırım asıl istediğin buydu :wink1:

Elbette çok teşekkür ettim


Rica Ederim.İstek yapan tek kişi olduğun için sana ayrıca teşekkür ettim ^^
Aslında aklımda çok isim var ama okul olduğu için paralel olarak pc yi pek fazla açamıyorum yani bakma fırsatım olmuyor
Sen yaz elinden geldiğince hem bende birşeyler öğrenmiş oluyorum :thumbsup:
ozaman massa ve tracy mcgrady ninkini istiyorum
 
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesajlar
7.427
Beğeniler
0
Şehir
In Dem Kampus
Felipe Massa
(25 Nisan 1981, Sao Paulo-....)

massa.jpg


İtalyan Ferrari takımı adına yarışan Brezilyalı F1 pilotudur. 1. 66 m boyunda ve 59 kg ağırlığında olan Massa, yarış pilotluğuna karting yarışlarıyla başladı. 1999 yılında Formula Chevrolet Şampiyonası'nda 5. oldu ve ertesi yıl da Formula Renault Şampiyonası'nı kazandı. 2001 yılında ise Avrupa F3000 Şampiyonası'nı kazandı. Aynı yıl Sauber takımı ile Mugello'daki test sürüşlerine katıldı. 2002 yılında ise Sauber takımının F1 pilotluğunu yaparak F1'e başladı. O sezonki en iyi derecesi beşincilikti. 2003 yılını Ferrari'nin test pilotu olarak geçirdi. 2004 ve 2005 yıllarında da Sauber takımının F1 pilotluğunu yaptı. 2004'teki en iyi derecesi dördüncülük,2005'teki en iyi derecesi ise onüçüncülüktü. 2006 yılında İtalyan Ferrari takımına transfer oldu. Kariyerindeki ilk birinciliğini 27 Ağustos 2006 tarihinde yapılan Türkiye Grand Prix'inde elde etti. İstanbul Park'ta yapılan bu yarışı Massa, pole pozisyonu almasının da avantajıyla büyük bir rahatlıkla kazandı. 26 Ağustos 2007 tarihinde İstanbul Grand Prix'ini de birincilikle tamamlayarak İstanbul'da double yaptı.

Kariyerinin ilk birinciliklerini Türkiye'de kazandığı için bir anda Türkiye aşığı oldu. Türkçe'yi öğrenmeye başladı, Türkiye ile yakından ilgilendi.

massa_roberto_B.jpg


 
Yukarı Alt