Kayıt
31 Ocak 2008
Mesajlar
1.113
Beğeniler
0
Şehir
Africa
Adam dahi yani çok çalışıp çalışkanlık yada Günlük kullandığımız zeki bu çocuk tabiri gibi değil.
DEHA yani doğuştan öle :D : sonradan kazanılmış bir özellikde değil:. :D

O yukarıdaki videodada anlatılan olay temel göreelilik(herkezin bildiği izafiyet kuramı) :D adam zamanında bunu ortaya atığında yer gök inlemiş :D
muhterem diyorki : kurama göre :D
"Mekân dediğimiz şey, hariçte mevcut değildir. Bizim mekânda idrak ettiğimiz nesneler, aslında mevcudatın öz yapısından dış yapısına, yahut, dış yapısından öz yapısına doğru dizilme içinde bir bütündür ve zaman dahi bu diziliş içinde yer alan, birini ötekine göre kıyaslama metodundan başka bir şey değildir..."

yani her madde bir birinden bağımsız ve farklı değildir. her şey enerjidir gözle görülenler ise enerjinin yoğunlaşmış halidir :D cidden çok enteresan teorileri var :D
gerci günümüzde çoğu teorisi çürütüldü ama adam süper bi adamış ..

Adamın yerçekimi kuvettini kaldırmak için düşündüğü yol :D şu
asıl.. çekim kuvveti nasıl yok edilir.. kısa sürede sorusuna cevap verdi..

Masadan bir kağıt aldı.. ve etrafta bolca bulunan kalemlerden birini..
Kağıdın arkasını çevirdi..

Yazmaya başladı..

Kütle - Elektron Ve Karşıt Elektron

Elektron Ve Karşıt Elektronlar Enerjiden Oluşur..
Elektron Ve Karşıt Elektronlar Maddeyi Oluşturur..

Elektronların ağırlığı.. Karşıt elektronların ağırlığının iki katıdır..
Elektron pozitif.. Karşıt elektron negatif değer taşır..

Yani 80 kilo olarak tartılan bir cismi sadece elektron olarak tartsaydık 160 kg olurdu..
Ama karşıt elektronlar cismin ağırlığını dengeler..

Karşıt elektronların ağırlığı artırılır ve elektronlarla eşitlenirse..
Ağırlık Sıfır Olur..


Ve Arttırılmaya Devam Edilirse.. Kütle Negatif Bir Değer Kazanır..
diye hikaye devam ediyor

Kütlenin negatif olması :D zaman yolculuğu demek bi nevi :D

tabi sonra devam etti :D

zaman yolculugu olabilirmiydi :D adamın olaya bakış acısıda ŞU :

Zamanın olmaması..
Onun hızlı geçmesiyle eşdeğerdir..

Zaman o kadar hızlı geçmektedir ki yoktur..
Başlangıcı yoktur..
Sonu yoktur..
Anlamı yoktur tanımı yoktur..
Referans noktaları yoktur..

gerçi bi nevi hikaye ama :D


yani böle düşünen kaç kişi varki :D ne bilim adam muhteşem bakış acısına sahip :D
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
o aslında YARATICI nın varolduğundan ve insanın kalbinde ona olan inanç ve sevgisi olmadıgında oluşan şeyin ise kötülük oldugunu vurguluyor. bilirsiniz ki ateist değildi o müslüman değildi ama bir yaratıcının varlığına inanıyordu bu konuyla çok sözü vardır. darwincilerin sözde teorilerini çürüten birçok söz ve örneklemeleri vardır. ve son olarak videonun ana teması ALLAH c.c vardır ve tekdir kişi inanmasada onun varlığını dile getirmek zorundadır çünkü aksini ispatlayamaz...
 
Kayıt
31 Ocak 2008
Mesajlar
1.113
Beğeniler
0
Şehir
Africa
kallesnikof demiş ki:
o aslında YARATICI nın varolduğundan ve insanın kalbinde ona olan inanç ve sevgisi olmadıgında oluşan şeyin ise kötülük oldugunu vurguluyor. bilirsiniz ki ateist değildi o müslüman değildi ama bir yaratıcının varlığına inanıyordu bu konuyla çok sözü vardır. darwincilerin sözde teorilerini çürüten birçok söz ve örneklemeleri vardır. ve son olarak videonun ana teması ALLAH c.c vardır ve tekdir kişi inanmasada onun varlığını dile getirmek zorundadır çünkü aksini ispatlayamaz...
o koyu bir yahudi idi.ama malesef darwinin teorileri çürütülebilmiş değil ve hatta gün geçtikcede güçleniyor.kendi kafalarına göre çürütenler var fakat Uluslar arası bilim dünyasında bu çürütmeler geçerli değil.şurasıda var kimisi kabul eder kimisi etmez ama etmeyende çürütülmüş anlamına gelmez.
şu an ünide bioloji ve tıplarda okutulan çoğu kitap darwnin evrim teorisinden kalıntılarla dolup taşar.ben unideyken bile oda arkadaşım bioloji bölümündeydi çok iyi hatılarım kocaman bir kitabı vardı Evrim diye ...
kafama takılan yer :D aldof olsun darwin olsun bu isyankar nitche olsun hepsnin babası koyu birer papazmış :D yani neyken ne olmuşlar ...
hata darwinin biyografisinde bu teoriyi oluşturuken ,koyu katolik oldugundan dolayı büyük acılar çektiği yazıyor.yani adam koyu bir inançlı iken gözlerimleri sonucu ve yordamaları ile bu hale geliyo.. kimisi sanıyorki bu adam zaten ateist meteryalist inançları kötülemek için boyle bir şey uydurmustur yada artık her neyse .. böyle bişi yok adam 16 yaşına kadar babası papaz oldugu iiçin koyu inançlı bi adam gözlemleri ve araştırmaları bunun sonucu...
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
*babasının inanci kendini bağlar çünkü inanç meselesi yürekte olan biten bir meseledir. o yuzde nbabasının ınancı cocugu cocugun ınancı babayı dogru olarak etkılemez. insan babasından ayrı dusunebılır ve farklı ınanabılır.
*yahudi olması onemli değil onemli olan yaratıcıya ınanması.
*gün geçtikçe güçlenen teorileri burda sıralarmısın?
*üniversitelerde okutulması onun doğruluğunu kanıtlamaz ki zaten o düşüncede olan bir rektor yada unıversıte yonetımının yada mufredatı hazırlayan profesorlerın kendı inançsal düşüncelerine ters düşecek kendilerini madara edecek bir gerçegi okutmalarını beklemek yanlıs olurdu zaten.
*uluslararası bilim dünyası ve tarafsız yansız kendi siyasi fikir ve düşünceleri etkisi altında kalmadan yaşayan prof. lar evrimin okul mufredatlarında olmasını ne kadar yanlış oldugunu çoğu kez vurgulamışlardır ve çoğu üniversitede ozellıkle amerikan üniversitelerinde yasaklanma başlamıştır.çünkü tamamıyle yalanlarla dolu olan ve kanıtlanmayan aksıne çürütülen bir düşüncenin okutulması mantığada aykırıdır.
*elinde yeterince çakıl taşı alsan ve aynı noktaya atsan kendı ismini yazma ıhtımalın varmı sence? attığın taşlar yerde sıralanıp senin ismini yazsa mesela "tesadufen" bunu aklın mumkun kılıyormu? milyarda bir ihtimal bile değil.
* kullandıgı pc nin monitorunun markası ne acaba?
yada giydiğin elbisenin?
cep telefonun onunda bir üretici vardır mutlaka?( tabii tesadufen oluşmadılarsa :))
nasıl biri sana gelip aslında bu televızyon tamamıyle tesadufen oluşmuş. bu onceden salyangozdu salyongoz hucreleri yaw sıkıldık bıraz action biraz heyecan aradıkları için koyulmuşlar televızyon evrimine...
nasılki bir televızyonun bir arabanın uretıcısı olmadıgı düşüncesi insana aykırı kabul edılemez birşey geliyorsa kainatında bir yaratıcısız olmadıgı düşüncesi aykırı gelir.tabii düşünen insanlar için başkalarının düşüncesiyle düşünmektense kendi düşüncelerine yönel ve gerçeği gör.aldatmacalarla oylamama kendini
 
Kayıt
31 Ocak 2008
Mesajlar
1.113
Beğeniler
0
Şehir
Africa
*bak ben bu işin içindeyim Çocukla aileyi farklı tutamasın .Çocuk ailenin aynasıdır..bunu eğitim ve gelişim psikolojisi okursan anlarsın
*ben orda yahudiliğini vurgulamadım. sonuçta inançlı bir insan .insanların neye inanıp neye inanmadığı beni ilgilendirmez.yahudiside bir puta tapanıda.
*güçlenen teori darvinin teorisidir.teorinin anlatıldığı kitap ise darwinin ilk kitabı "türlerin kökeni kitabıdır." türlerin hayata kalma mücadeleri sonucunda geçirdiği adaptasyon sürecidir.
her ne kadar inkar etsende insan bir türdür.ve sürekli değişim halindedir.bu süreç homoerektustan başlar homosafiyene kadar devam eder.
en basit örneklerinden biride nesli tükenen hayvanlardır.baskın türün yaşama mücadelesi zayıf türü yok eder.
*2.cisi :D sen teorinin ne demek olduğunu bilmiyorsun neden diceksin :D
bak üstadım Teori dediğimiz şey gerçekliği yada aksi kanıtlanmamış fikirler ve bulgulardır.
onun için en başta güçlenmeye başlamıştır dedim.ben burda doğrudur yada yanlıştır demedim.
*Ünilerde okutulan kitaplar yalanlarla dolu değildir bunlar bilimsel bulgularla oluşturulmuştur.yazarları prof lardır.Bilim dediğin olay deneysel yöntemlerden geçer..günümüzde sağlık ve anatominin bu yerlere gelmesinde bunlar etkili olmuştur.
sen yazılan kitaplara güvenmessen yada bu bulguların gerçekliğini yani Darwinin teorini uluslararası bilim dünyasında çürüten bir şey gösterebilirsen bende inanacam :D yani bu harun yahyanın saçma sapan yazdığı kitaplarla çürümez zaten çürütebilseydi yukarıda bahsetiğim gibi teori olmazdı.
avrupanın ve türkiyedeki eğitimi hiçe sayıyorsan ben bu adamlardan daha çok biliyorum diyosan buna dicek lafım yok.
*her şeyde bir olasılık vardır bu olasılık trilyonda bir dahi olsa bunu değerlendirmek gerekir.bu olayları tesadüfen olayı yada çakıl taşı olayı ile karşılaştıramasın ... ordada bir gözlem bir hipotez veri veri akışı var.
*üretici ve inanma olayı insanlar inanma ihtiyacı duyarlar bunu şöyle acıklayayım nasıl acıkıyosan tualetın geldiginde tualete gidiyosan bu inanma konusuda fizyolojiktir.insan bir şeye inanma ihtiyacı güder bu Allah olur put olur yada batıl inanç olur yada uğurlu sayısı olur hiç bir şeye inanmayan batılda olsa dünya üzerinde insan yoktur.yani bilinen en eski Dİn dünya üzerinde paganizmdir.dinler taraihi kitabı varsa elinde tarafsız ona bakabilirsin.
insan oğluyu için inanma dedğim gibi fizyolojiktir.zaman gelir hiç bir şey kalmaz ise insanoğlu ayağına takılan taşa tapar.

gerçek araştırılarak... tabi bu kaynak litearatürün geniş tutman lazım ... çok basite indirgemişsin olayları Türlerin kökeni kitabıda sana bilimsel bir dayanaktır ve doğada binlerce örneği vardır ukarıdada bellirttim.
ha bu yazılanların birazı yanlıştır diye koca bilimsel bir kitabı çöpe atamasın bu batıllıktan ve sığ görüşten kurtulmak için okuman lazım.


Mükemmelik adaptasyon sürecinde baskın türün gelişimi sırasında dünyaya ayak uydurma sürecidir. en mükemmel insan doğaya ayak uydurabilen ve onu kullanabilendir.Ğüçlü ve kendini geliştirebilen tür herzaman mükemmeldir.
bu örneğini zaten günümüzdede görebilirsin siyasi yönden bu abdnin emperyalist politikaları
çindeki olan uygur katliamı vs vs..

yeri gelmişken ekliyeyim bunu senin düşüncenle tezatlaşmak için yada Allahın var yada yok oluğunu tartışmak için kesinlikle yazmadım Yani yazılanları kesinlikle yanlış anlama.
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
*öncelikle dinen bu böyledir.kişinin imanı kendinedir.babam evliya olsa bana ahirette faydası olmayacaktır rabbim ne isterse o olur.o yuzden kişinin inancı onemlidir.yahudi yani bir ilah a inanıyor.
*ki inançlı olan müslüman olmasa bile cehennemde ateistlerden daha iyi konumda olacaklar.inanmayanların vay haline...
*meşhur evrimci Dobzhansky tarafından aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

"Evrime ait hadiseler, eşsiz, tekrarlanamaz, ve geri dönüşümsüzdür. Yani bir kara omurgalısını balığa dönüştürmek imkansızdır. Çünkü tersine dönüşüm ve değişme yoktur. Deneyci ilmi metodun böyle eşsiz tarihî hadiselerin çalışılmasına uygulanabilirliği, son derece sınırlıdır. Ayrıca bu tarihî hadiseleri kapsayan zaman aralıkları, bir insanın veya insanlığın ömrünü oldukça aşar. Bununla beraber şurası açıktır ki, anti evrimcilerin, evrim için tatmin edici, tartışmasız kabul edilebilecek bir delil isteklerini yerine getirmek, yukarıdaki sebeblerden dolayı imkansızdır."

Dikkat ediniz ki Dobzhansky, deneyci ilmî metodun evrimi çalışmaya tatbikinin imkansız olduğunu söyledi. Diğer deyişle, evrim teorisi, "bilimsel teori" olarak adlandırılamaz demektedir. Çünkü, bugünkü bilim anlayışına göre, deneye ve teste tabi tutulmayan bir teori "bilimsel" değildir.evrimi koruyan ve deney bile yapılmasını istemeyen bir baskı gücü var bilim adamlarının üstünde.hatırlıyorum bır toplantıda prof. oktar babuna evrim hakkında konuşma yapacakken hemen evrimin baskıcı yandaşları mikrofonunu almışlar konuşmasına izin vermemişlerdir? bu neyi göstermektedir. evrim koca bir yalan ve onu bu şekilde korumaya çalışıyorlar.
 
Kayıt
31 Ocak 2008
Mesajlar
1.113
Beğeniler
0
Şehir
Africa
// üstadım Çok güzel ama
bende devam edeyim bir Dobzhansky koyu bir evrimcidir."Nothing in Biology Makes Sense Except in the Light of Evolution"böyle bir kitabı vardır.türkçesi ise "Evrimin Işığı Olmaksızın Biyolojideki Hiçbirşeyin Anlamı Yoktur" bu adam evrimi insakar edemez ve bu adam inançsızda değildir.
bununda babası papazdır. ve yazılarında evrimi dine entegre etmiştir.ve Tandırnın insanları evrim geçirecek şekilde şekilde yaratığını anlatmıştır.
2.cisi yukarıdaki verilen bilgiyi hangi kaynaktan aldıysan onuda söyle yani böyle bir söylemin oludğunu var sayarsak bunu nerden okudun yani Alternatif biolojiye dogru kitabından alıntı ve bundanda fetullah gülenin sızıntısından okumuşsun ve alıntı yapmışsın.
yani mantıklı inanan insanlar evrimi çürütmek isticek. VE böyle bir yazının bana hangi kitabında geçtiğini söyle Dobzhansky böyle bir şey diyebileceğini sanmıyorum ....

var sayalımki dedi :D

yukarıda uzun uzun anlatım sen benim yazdıklarımı okumuyosun ama ben seninkini okuyorum.
Teori : tam olarak kanıtlanamayan yada akside kanıtlanamayan bulgulardır..
ve Dobzhansky bu söylemi onun bilimsel teori olmadığı anlmına gelmez çünkü Evrim türlerin kökeni ve adabtasyon olayları insan maymundan geldi gibi basit bir veriyle sınırlı değildir.. bunu n bir çok örneği vardır. dedim yukarıdada bellirtim.
2. solucan delikleri teorisi vardır aynı bunun gibi buda kanıtlanabilmiş değildir fakat aksida kanıtlanamamıştır.
yani kanıtlanma olayı dedğim gibi kanıtlanmamış olabilir fakat aksi kanıtlanmışda değildir.

Verdiğin örneğin kitabında devamında bak ne yazıyor.

Ne acıdır ki, bugünkü biyoloji, bu tür ispatlanamamış teoriler üzerine kurulmuş bir fantezi gibidir. Böyle olunca da ona ilmî demek oldukça zordur.

yani bu günkü biolojiyi komle çöpa atıyor ve fantazi ürünü olarak gösteriyor.yani bunlar yanlış şeyler alıntı yaptığın yerde İnançları dogrultusunda bazı şeyler mutlaka tutacak uyduracak verilen Ne acıdır ki, Koca bilim çöpte bunu kafan alabiliyormu.. bu biraz bağnazlık gibi geldi.
gördüğün gibi 2 kelimede bu günkü bioloji ilmini çöpe attı koca bilim fantazi ürünürdür diyor alıntı yaptıgın yer malum alıntı yapılan kişiler inançlı kişiler ve buda onların vazifesi ..
ve bu teorileri çürütmek için yazılmayan ve olmayan şeyler uyduracaklar...Dobzhansky yukarıdaki yazısı gibi.
önceki yazımdada bellirtim ama sen benımkıleri okumuyosun atesit bir insan olamaz gerekcesi önceki yazıda.
evrimin koca bir yalan olduğunu zaten sadece cemaat kabul ediyor düşünsene onun yalan oldugunu ve su anki bioloji biliminin fantezi ürünü oldugunu soyluyorlar
e kendine sor :D madem yalan biz buralara nasıl geldik bilimde ilerleme olarak biliyosunki tıp ve cogu bilim dalının altında biolojik kaynak literatürü yatıyor.
doğal bir seleksiyon vardır ve devam da etmektedir.bununönüne gecilemez..bu bilgiler ve dünya değişimi türlerin değişimi ve adaptasyonu gerçektir ve çürütülme söz konusu bile değildir.

gazetelerde zamanında yazdı insan oglunun 1000 yıl sonraki hali diye belki okumussunuzdur buda bi teori kısa boylu kel kafalı kafa biraz daha büyük buda bir adaptasyon ve uyum sürecidir.
belli bir neslin yok olması baskın türün zayıf türü ortadan kaldırmasıdır.

yani işin özü u bilgi literatürü inanmaya engel değildir.Türlerin kökeni ve buna benzer kitaplar Dobzhansky da kitabları İnanmaya engel değildir. insan hem inanaır hemde bunları araştırabilir.çünkü bilgilerin çoğu günümüzde gerceklesen olaylarıdır.sen eger evrim olayını maymunla sınırlı tuatarsan zaten hiç bir yere varamayız evrim geniş bir yelpazedir ve bunun içinde tanrının varlıgını kanıtlayan şeylerde vardır.bu bilimseldir bu bilime yüz dönülemez..

hele hele koca dünya literatürü ve bioloji kitapları sızıntı yada F.gülenin ufacık bir alıntı ile yazısı ile çöpe kesinlikle atılamaz.ben sana inanma yada inan demiyorum.ama sadece biraz araştır.kitabı oku diyorum .. okuyunca dinden cıkılacagınıda zannetmiyorum güncel bilgiler var koca kitab 2 örnek yüzünden çöpe atılıyor bu yanlış.
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
öncelikle yazdıklarını okuyorum ve tek tek madde ile cvp vermeye çalışıyorum.teorı ne demek bilirim sayılsalcıyım tekrar etmene gerek yok. ben son yazdıklarımı zor güç yazdım işim vardı yarım kaldı cevap yazardım her yazdıgına yoksa.
*acıkcası her yazdıgına cevabı yine kainatın kendısı verir.gercekten yazdıklarının kabulu ıcın akli melekelerini yitirmiş olmalı insan.(sana diye yazmıyorum)
*söylediğim gibi herşeyin bir üreticisi varda mukemmel bir işleyişe sahip olan kainatın neden yok?
*bu konuyu uzatmaya gerek yok cevap yazmayacagım çünkü gerek yok herşeyin cevabı yine kendinde.baktıgında bir güle güzel bir kuşa bunun tesadüflerden ibaret yaratıcısız olmadıgını göreceksin yada görmeyeceksın o ruh ve yüreğine kalmış.iman güzel şey bunu unutma yoksa emin ol yazdıklarının cevabı var yazmaktanda gocundugum yada eksik kaldıgım yok kolaylıkla bulursun cevapları asıl sen arastır derım sadece darwıncı yazarları okuma mesela al kuran-ı kerimi oku yada alimlerin kitaplarını.orda neyi göreceksin tam gerçeği! onu okudugunda şu şöyle olunca şu şuna karar verır sonra şu olmaya başlar felan fılan hıkayelerını değil sadece gerçeği....
*DARWİN, bir arkadaşına yazdığı mektupta Türkler için “Aşağılık ırk , barbar , yok edilecek toplum “ diye bahsetmektedir (The Life and letters Of Charles Darwin , New York ,1.Cilt, Sayfa :266 )
biyoloji bilimi ne zamandan beri ırkları bu yönden inceliyor oda ayrı bir konu
*yazdıklarıma ya harun yahya nın yada fetulah hocanın dıye elının tersı ıle ıtıyorsunda senın osyledıklerını kabul etmemızı ıstıyorsun :) işte tarafsız olma ve iç dünyandaki fırtınalardan uzak düşünebilme yetinin olmadıgını göstermektedirki buda yanlış olandır...
*Ne yani? Elektriğin bile yaygın olarak kullanılamadığı, alüminyumun bile henüz elde ediedilemediği bir devrin çok sınırlı bilimsel imkanları ile oluşturulmuş hipotezleri milletimize bilim diye sunmak hiç hoş değil:

Darwin’in yaşadığı devirde radyasyonla ceninin değişime uğradığı bilinse idi, eminim Darwin çok daha farklı düşünce mecralarına yönelirdi…

Büyük kitabımız, Kur’an-ı Kerim’de zaten yaratılışın tamamlanmadığı ve yeni yeni türlerin yaratılmasının sürdüğü açıkça belirtilmekte iken Darwinism’i antitez delili sanmak ne derece haklı bir bilimsel yaklaşım olabilir, acaba?
*“Allah yanında İsa’nın durumu, aynen Âdem’in durumu gibidir. Allah, Âdem’i topraktan yaratıp, ona “ol” dedi, o da derhal oluverdi.” (Âl-i İmran, 3/59)
*“Ve hani Rabbin meleklere: “Ben,” demişti, “kuru çamurdan, şekillenmiş bir çamurdan bir beşer yaratacağım. Bu itibarla, Ben onu düzenlediğim, insan şekline koyduğum ve içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için (inkıyat) secdesine kapanın.” (Hicr, 15/28-29)
*“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratıp, o ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar türeten Rabbinize karşı gelmekten sakının.” (Nisa, 4/1)
*“İnsanı bir parça sudan yaratıp, soy ve evlilik bağından oluşan bir sülâle haline getiren de O’dur. Senin Rabbin her şeye kâdirdir. (Furkan, 25/54)
*"O, biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir." (Mülk Suresi, 3-4) burada göğün yedi katından 14 asır önce bahsedilmiş ve bu mucizenin ta kendisidir. işte gerçek ise yaratılış ve ALLAH u tealanın yaratmasındadır.

neyse lafı uzatmıyacagım darwın konusunda yazdıkların bu yazdıklarımın yanında değersiz dir. unutmaki bir fikir olsun ki her söylediği teorıden ibaret olsunda bu kadar itibar görsün... zorlamalarla engellemelerle din düşmanlığı ile ateistleştirilmek istenen insanlar üzerinde bir oyun değilmi bu? beni ALLAH u teala yarattı vallahi maymundan gelmedim :) atam maymun değildi adem di... vesselam
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
güzel ve akılcı bir yorum,

"Evet, Evrim teorisi hiçbir zaman ispatlanmadı. Hiçbir zaman bir canlının başka bir canlıya dönüştüğü kanıtlanmadı. Bunun için de birçok bilim adamınca kabul görmez.
Bu nedenle de ismi teoridir.
Bunu zaten tüm bilim dünyası da kabul eder.
Bizdeki bazıları hariç.
Türkiye’de at gözlüklü bir takım çevreler hala bu kabulü yapmamakta ısrarcıdır. Onlara göre maymunlardan geldiğimize inanmamak bir nevi bilim dinine inanmamaktır. Gericiliktir. Ortaçağ zihniyetidir.
Onlara göre Dünya tesadüfen varolmuştur.
Onlara göre binlerce derece sıcaklığındaki dünyada, üstelik atmosfer bile yokken nasılsa DNA oluşmuştur. DNA sıcaktan bunalmış, kendi çevresinde zar oluşturmuş. sonra tek hücreli olmaya karar vermiş, yani canlanmıştır.
Onlara göre bu tek hücrelilerin canları bir gün sıkılmış “toplu halde birlikte yaşayalım” demişler ve çok hücrelileri oluşturmuşlar.
Olmamış bu çok hücreliler, toplanmışlar balık olmaya karar vermiş, yüzmüşler.
Balıklar “yav şu kara nasıl bir şey” diye merak ederek karaya ayak basmışlar.
Karada sürünürken, yürümeyi, yürürken, koşmayı, koşarken uçmayı bile öğrenmişler.
Hatta bunların bazıları fil olurken bazıları sinek olmayı tercih etmiş.
Olmamış iki ayakları üzerinde yürümüşler.
Yürürken düşünmüş, akıllanmış ve sonunda da İnsan olmuşlar...
Söylerken bile saçmalığı her yerinden akıyor.
“Buna gerçekten inanıyor musunuz?” diye sorduğumuzda ise şu karşılığı verecekler. “O öyle değil” Peki nasıl?. Çıt yok. Hayatınızda Allah için bir Evrim kitabı okudunuz mu? Yine çıt yok.
Hoş olay bilimsel olmadığı için aklı başında biri bile azıcık düşünse saçmalığı anlar.
Hayatında bilimsel bir kitabın kapağını açmamışlar niye tartışırlar peki?.
Çünkü din düşmanlığı gözlerini kör etmiştir.
Çünkü Evrimin saçmalıklarına inanmak, dine inanmaktan daha mantıklı gelir onlara.
Çünkü maymundan gelmek, Adem’den olmaktan daha güzel görünür.
Çünkü tesadüf tanrısı, Yüce bir Yaratıcı’dan daha akılcıdır(!)
Çünkü bilgileri yoktur. Bilseler zaten tartışmanın anlamsız olduğunu bilirler.
İnsanı geçtik, hayvanı bitkiyi geçtik, balığı vs geçtik, tek hücrelileri bile geçtik sadece tek bir DNA’nın oluşması ihtimalinin katirilyon katirilyon katirilyon katirilyon,...da bir olduğunu biliyor musunuz?. (1 rakamının yanına 620 sıfır atın) Yani.. İMKANSIZ...
1 ton demir çubuğun kendi kendine bir Ferrari olma ihtimali bile DNA’nın tesadüfen oluşması ihtimalinden büyüktür.
Sadece DNA için ihtimal bu. Şu muazzam kainat içindeki trilyonlarca canlının oluşma ihtimalini size bırakıyorum. Tesadüfe yer olabilir mi?.
Hayır diyorsanız olayların bir tesadüf olmadığını düşünüyorsanız, bunların hepsinin üstünde bir gücün, belli bir programın varolduğunu düşünüyorsanız... İşte bu düşüncenizin bilimsel karşılığına “Yaratılış Teorisi” deniyor.
Evrim teorisi.. Bu da Yaratılış Teorisi. Peki sizin tartışmasını yaptığınız Bilim ve Teknik dergisi yayın hayatı içinde hiç Yaratılış teorisine yer verdi mi?.
42 yıl boyunca binlerce kez Evrim teorisini yazan bu bilim(!) dergisi hiç Yaratılış teorisine ilişkin tek bir satır karaladı mı?
İkisi de teori değil mi?
Ama bunu savunursanız bizim at gözlüklü Evrimcilerimiz sizi gericilikle suçlayacaktır.
Bırakın onlar maymundan geldiklerine inansınlar.
Bunların ataları bir zamanlar dünyanın yuvarlak olduğuna ve döndüğüne de inanmamıştı.
Peki sizce de herşey tesadüf mü?."
Mehmet KIVANÇ - Haber 7
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
tek bir dna nın bile katirilyon katirilyon katirilyonda... da bir oluşma ıhtımali varken bu dna ların bir araya gelerek farklı bir canlı oluşturma ihtimali sence nedir? katirilyanunun bilmem kaç katirilyonda biri kadar yani imkansız bile demek gerekmez çünkü zaten öyledir.
 
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
443
Beğeniler
0
Şehir
SiLKRoaD NaSıL oYNaNıR,"konum"uz bu çocuklar..!
Evrim Teorisi Termodinamiğin İkinci Kanununa terstir

TERMODİNAMİĞİN İKİNCİ KANUNU:
Gözlenen her şeyde, düzenlilikten düzensizliğe doğru bir gidiş vardır. Bu, gelecekteki transformasyonlar için mevcut enerjinin dağılımını yansıtır.1
İKİNCİ KANUN, bir başka şekilde şöyle ifade edilir:
Kâinatta ki her şeyin devamlı olarak, enerji vererek, düzenli halden daha düzensiz bir hale dönüşme eğilimidir.2
Bu kanunu biz de kendi çevremizde gözleyebiliriz. Odamı zı düzeltmek için bir gayret sarf ederiz, fakat kendi haline bı raktığımızda hızla ve kolayca dağılır. Binaları, makinaları ve vücudumuzu mükemmelen çalışan bir düzende yapmak ne kadar zorsa, bütün bunları tahrip etmek ve bozmak da o de rece kolaydır. Gerçekten yapacağımız tek şey hiçbir şey yap mamaktır; her şey, enerji vererek, kendiliğinden bozulup, çarpışarak parçalanacaktır. İşte ikinci kanunun mahiyeti bu dur.3
Şimdi termodinamiğin ikinci kanununu, Huxley tarafın dan, tarif edilen şekliyle Evrim Teorisiyle karşılaştıralım:
Evrim geniş manada; zaman içinde vuku bulan basitten yüksek yapılı canlılara doğru yüksek seviyede bir organi zasyonu netice veren bir işlem olarak tarif edilir.4
Gözlenen bütün tabiî sistemlerde düzensizliğe doğru gitme eğilimi vardır. Bu gerçek hem mikro hem de makro seviyeler de olmak üzere bütün kâinatta geçerlidir. Bu eğilimin zıddına cereyan eden bir olaya şimdiye kadar tesadüf edilmemiştir. Çünkü bu bir tabiat kanunudur.
Diğer taraftan Huxley'in tarif ettiği şekliyle genel Evrim Teorisine göre, tabiî sistemlerin daha da yüksek seviyede bir karmaşıklığa sahip olacak şekilde düzensizlikten düzenliliğe doğru eğilimleri vardır. Bu temayül, güya ister mikro, ister makro seviyede olsun kâinatın her noktasında geçerlidir. So nuç olarak; toz parçacıklarının insana evrimleştiğine inanıl­maktadır.
Böyle seçkin bir insanın, bu iki hadise arasındaki temel tezatı görmemesi cidden anlaşılması zor bir şey. Her ikisinin de doğru olamayacağı aşikârdır. Fakat hiçbir modern bilim ada mı termodinamiğin ikinci kanununa karşı çıkacak cesareti kendinde bulamaz.
Evrimciler tarafından bu iki hadise karşısında verilen her zamanki cevap termodinamiğin ikinci kanununun yalnız kapalı sistemler için geçerli olduğudur. İddialarına göre, eğer sistem bir dış enerji kaynağına açıksa, dışarıdan sağlanan enerjinin harcanmasıyla bu sistem içinde karmaşık bir düzen oluşturulup devam ettirilebilir.
Nitekim güneş sistemimiz bir açık sistemdir ve güneşten dünyaya enerji sağlanmaktadır. Evrim olayı esnasında yeryü zündeki entropi azalması veya bir başka ifade ile düzenliliğin artması güneşteki entropi artışı ve düzenlilik azalmasından daha çok gerçekleşmektedir. Sonuç olarak, düzenlilikte net bir azalış meydana gelerek termodinamiğin ikinci kanunu­nun bozulmadığı söylenmektedir.
Düzenli halin teşekkülü ve devamı için açık bir sistem ve uygun bir dış enerji kaynağı gerekli fakat yeterli olmayan şartlardır. Çünkü yönlendirilmemiş kontrolsuz enerji yapıcı değil yıkıcıdır.
Meselâ, güneşten gelen ultraviyole ışığın büyük bir kısmı nı absorbe eden atmosferin üst kısmındaki koruyucu ozon ta bakası olmaksızın yeryüzünde hayattan bahsedilemez. Böyle radyasyonlara maruz kalan bakteriler bir kaç saniyede ölür ler. Çünkü ultraviyole ışınlar veya herhangi bir radyasyon çe şidi kimyevî bağları parçalar ve proteinlerle DNA molekülleri gibi biyolojik yönden aktif makro moleküllerin oldukça kompleks olan yapılarını bozar. Hayatî öneme sahip bu önemli moleküllerin bozulmasını hemen ölüm takip eder.
Kompleks moleküllerin ve sistemlerin daha basit bileşik lerden teşekkülünde, bir dış enerjiden başka şeylere de ihti yaç olduğunu, Simpson ve Beck'in şu ifadesinden anlamakta yız:
"Düzenin tesisi ve devamı için basit bir enerji sarfiyatı ye terli değildir. Bir çini dükkânında bir boğa iş yapabilir, fa kat hiçbir zaman bir organizasyon ortaya çıkaramaz. İş yapma, belirli bir çalışmayı gerektirir ve bunun için de bir çok hususiyetlerin olması gerekir. Her şeyden önce, nasıl iş görüleceğinin bilinmesi icap eder.5
Nitekim, yeşil bir bitki, sahip olduğu son derece karmaşık fotosentez sistemi sayesinde güneşten gelen ışık enerjisini yakalar ve bu ışık enerjisini kimyevî enerjiye dönüştürür. Ye şil bitkideki diğer kompleks sistemler sayesinde bu kimyevî enerji basit bileşiklerden kompleks molekül ve sistemlerin ya pılmasında kullanılır. Çok önemli bir husus da yeşil bitkilerin bu kompleks enerji dönüşüm mekanizmalarını yönlendirme, devam ettirme ve çoğaltma görevlerini üstlenen bir genetik sisteme sahip olmalarıdır. Bu genetik sistem olmaksızın hüc re içi olayların cereyanında hiçbir hususiyet olmayacak, bir kaos ortaya çıkacak ve hayat imkânsız hale gelecektir.
Öyleyse bir sistemde kompleksliğin teşekkülü için şu dört şartın yerine getirilmesi lâzımdır:
1— Sistem, bir açık sistem olmalıdır.
2— Uygun bir dış enerji kaynağı bulunmalıdır.
3— Sistemin enerji dönüştürme mekanizması olmalıdır.
4— Bu enerji dönüşüm mekanizmalarını yönetme, devam ettirme ve çoğaltma için bir kontrol mekanizması bulunmalı dır.
Evrim açısından çözülemeyen bir problem de böyle komp leks enerji dönüşüm mekanizmalarının ve genetik sistemlerin, nasıl ortaya çıktığıdır. Çünkü termodinamiğin ikinci ka nunu olarak ifade edilen ve kâinatta geçerli bir tabiat kanu nuna göre, sistemlerin düzensizliğe doğru tabiî eğilimleri var dır. Daha basit bir ifadeyle; makineleri yapmak için makinalara ve bu makinaları işletecek birilerine veya bir şeylere ih tiyaç vardır.
Yaratılışa inanan birisi, tamamen bilim dışı olan evrim hi potezine karşı çıkar. Bu âlemin bütün ileri kompleksleriyle beraber ortaya çıkmasını ve devamını tabiat üstü bir Yaratı cıya verir ve kâinattaki ince ve hassas nizamın kurucusu ve işleticisi olarak bir yaratıcıyı görür. Yaratılışçılık bilim üstü bir modeldir. Fakat ilmin en belirgin kanunlarıyla çelişen evrim hipotezi gibi bilim dışı değildir.

Prof.Dr. Adem Tatlı
 
Yukarı Alt