TurKKillS

Buralıyım
Kayıt
14 Mart 2007
Mesajlar
4.641
Beğeniler
19
Şehir
geriden...
Takımı
Galatasaray
Kurtlar Vadisi Pusu'nun Abdülhey'i Kenan Çoban'la süper röportaj... İşte özel hayatı...



Arkadaşımız Ali Buhara Mete merak edilenleri sordu, Kenan Çoban 'dobra dobra' anlattı.



Ali Buhara Mete: Hobileriniz arasında neler var? Oyunculuktan kalan zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Kenan Çoban: Fazla futbol oynayamıyorum sakatlanma tehlikesinden dolayı. Çünkü ters bir hareketle ayağın aylarca alçıda kalabilir. Üç dört ayı buluyor iyileşmesi onu da biz zamanında yaşamıştık. İlla kendinin yaşaması değil karşı tarafın da yaşaması bir tecrübedir. Onun dışında su kayağı yapıyorum en büyük zevklerimden birisi. Denizi çok seviyorum.

A.B.M: Ne tür müzikler dinliyorsunuz?
K.Ç: Türkü dinlemeyi çok seviyorum.

A.B.M: En çok sevdiğiniz türkü hangisidir ?
K.Ç: Bahçede yeşil çınar... Dilime dolanan bir türkü, söyleyen olursa dinleriz yani...

A.B.M: En çok sevdiğiniz film hangisi ?
K.Ç: Kanlı Elmas, Kirli Para, Kara Şahin Düştü, Yalanlar Üstüne, Savaş Tanrısı, Milyon Dolar Bebek, Turnuva... Genelde işim gereği aksiyon filmlerini seyrediyorum...

A.B.M: Genç oyuncu adaylarına ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Oyuncu olmanın ilk koşulu sizce nedir ?
K.Ç: Başarıya ve kendine inanmak aslında. Kendine inandığın zaman yapamayacağın şey yok...

A.B.M: Özel hayatınızla hiç gündeme gelmiyorsunuz... Bunun için özel bir çaba sarf ediyor musunuz ?
K.Ç: Hayır, zaten dışarıdayım genelde…

A.B.M: Çok rezerve yaşamıyorsunuz yani ?
K.Ç: Hayır, kendimi geri çekeyim, aman yüzüm eskimesin diye bir çabam hiç olmadı. Görmek isteyenler zaten görüyorlar. Oturduğum belli mekânlar vardır, kendimi eve kapatmış değilim.

Bir kare fotoğraf için 1600 km yol geldi

A.B.M: Hayranlarınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz? Bizimle paylaşabileceğiniz çarpıcı bir hadise var mı ?
K.Ç: Azerbaycan'a gittiğim zaman bir adam bizim orada olduğumuzu duymuş 1600 kilometre yoldan gelmiş. Sadece benimle bir kare fotoğraf çektirmek için. Ve ben şu soruyu sordum; “Evet sen 1600 kilometre geldin de benim burada bu kadar duracağımı nereden biliyordun? Ya biz gidip geri dönseydik” dedim. O da “Bir 1600 kilometre daha gelirdim” dedi.

Evlenmeyi düşünmüyorum

A.B.M: Evlenmeyi düşünüyor musunuz ya da düşündünüz mü? Aile kurmak gibi bir istek ve arzunuz var mı?
K.Ç: Hiç düşünmedim. Nasip...

A.B.M: Hayatta en çok örnek aldığınız kişi kimdir? Hayranlık duyduğunuz sözünden duruşundan etkilendiğiniz birisi de olabilir…
K.Ç: Necati Şaşmaz'ı örnek aldım bugüne kadar, bundan sonra da alacağım. Çünkü başarısına inandığım bir insan. Konservatuar mezunu değilim ama onu gördüğüm zaman başarılı olduğunu görebiliyorum. Başarılı olmak için çok çalıştığını görüyorum. Onun çalışmasını gördükçe daha bir zevkle çalışmaya başlıyorum. Az çalıştığım şeyi de onunla tamamlıyorum çünkü ondan da çok şey öğrendim…

A.B.M: Ne öğretti size? En önemli öğrendiğiniz şey nedir Necati Şaşmaz’dan ?
K.Ç: Kendine güvenmek. Biz bir araya geldiğimiz zaman hep birlikte senaryo çalışıyorduk. Birbirimizin eksiğini tamamlamaya çalışıyorduk. O çok büyük bir etken…

En çok kimi seviyor ?

A.B.M: Ailenizden sonra hayatta en çok sevdiğiniz kişi kimdir ?
K.Ç: Yine Necati Şaşmaz. Ve tabii sevdiğim dostlarım. Özellikle senaryoyu yazan ağabeylerimiz. Onlar bana bir fırsat verdiler ve bana üç şey söylediler; birincisi kendime inanmam, ikincisi çalışmak ve son olarak da kendimi geliştirmek. Bu doğrultuda çalıştım ve umarım buna layık olmuşuzdur. Allah beni sevdiğim dostlarımdan ayırmasın.



Korkuları var mı ?

A.B.M: Oyunculuk dışında bundan sonra yapmak istediğiniz ya da gerçekleştirmediğiniz bir hayaliniz var mı ?
K.Ç: Yapmak istediğim şeyi zaten yapıyorum. Hayat her şeyi sunuyor çünkü, çalışmayı çok seviyorum. Biraz stresli birisiyim biraz panik yaparım ama olumsuz hiçbir şey düşünmem. Bu da sabırdan kaynaklanıyor. Çok sabırlı bir insanım...

A.B.M: Hayatta en çok korktuğunuz şey nedir? Abdülhey'i ne korkutur ?
K.Ç: En çok yalandan, iftiradan ve güzel giden bir şeyin huzursuz bir şekilde bitmesinden korkarım. Onun dışında bir şeyden korkmuyorum. Sevgisi ve saygısı olan bir insanın hiçbir şeyden korkacağını sanmıyorum. Bu korkma, birinin önüne çıkıp seni korkutması da değildir..

A.B.M: Zaten kastım da o değil…
K.Ç: Sevgi ve saygısı olan bir insanın hiçbir şeyden korkacağını sanmıyorum.

A.B.M: Zaten sevginin hükmettiği yerde korkunun yer alması söz konusu bile olamaz dediğiniz gibi...
K.Ç: Çünkü o saygın olmadığı zaman kimseden saygı bekleyemezsin. Sevgin olmadığı zaman da kimseden sevgi bekleyemezsin. Zaten o da hedefine olmalı.

A.B.M: Bu keyifli röportaj için teşekkür ederiz.
K.Ç: Ben de teşekkür ederim.
 
Yukarı Alt