bilinçli bir şekilde ekilen nefret tohumlarının son kurbanı.
bilinçli yapılıyor ve besleniyor bu nefret ama. çünkü taraftarın stadyumda ya da televizyonda izlediği bir maçtan zihninde kalan son görüntü: şiddet!
oysa sahada birbirine giren futbolcular maç bittiğinde yanına peynir gibi karıyı, altına ferrariyi çekip malikanesine gidiyor. taraftarsa sırtında forması, boynunda atkısı eve dönüyor. futbola dair, spora dair en son gördüğü şey yüzünden de canından oluyor. oysa az önce sahada birbirini boğazlayan o 3-5 kanı bozuk bilmezsen kaçıncı rüyasında. niye kanı bozuk biliyor musun sahada birbirini gırtlaklayan o futbolcular?
sırf her fırsatta milleti birbirine kışkırttıkları için. nefretten ve öfkeden beslenip saygıyı ve hoşgörüyü yok ettikleri için. oysa bugün hangi takımı tutarsa tutsun alex'i, selçuk inan'ı, fernandes'i sevmeyen var mı? çevir sokakta gördüğün ilk insanı ve sor. bakalım tek bir olumsuz tepki alacak mısın bu insanlara dair.
alamazsın. çünkü o futbolcular her şeyleriyle adamlar. ne tribünlere oynayıp göze girmeye çalışan yavşaklardan oluyorlar ne de fair play ruhundan uzaklaşıp işin cılkını çıkarıyorlar.
bugün olmuş daha senin ne idüğü belirsiz topçuların tivitırda, orada burada birbiriyle sidik yarıştırıyor birader. ve yüzbinlerce takipçinin önünde birilerini hedef gösteriyor.
yazık ulan. insana saygısız olmasa bile yediğiniz ekmeğe saygınız olsun az bir şey. hiçbir vasfınız yok, babam sizi çoban tutmaz, siz kalkmış bu ülkenin en büyük kulüplerinde yatarak para kazanıyorsunuz ve bu yetmemiş gibi nefreti körüklüyorsunuz.
bitmeyecek ama bu ölümler ve bu siktiriboktan kavga. yüreğimize hoşgörüyü ve sevgiyi koymadığımız sürece son bulmayacak. ne medya, ne futbolcuların kendileri ne de kulüpler dur demeyecek asla buna. çünkü işlerine öyle geliyor hepsinin. nefret ve saygısızlık oldukça daha çok forma satışı ve daha çok para girecek kasalarına. ne kadar çok küfür ve olay, o kadar çok para ve ilgi.
yazıklar olsun. bu ülkede sporu, özellikle futbolu bu konuma getirdiniz ya ne desem boş. ne desem yersiz. bu nefreti körükleyen herkesin amına koyim demekle yetiniyorum sadece. burak yıldırım gibi gençleri ölüme yolladığınız için. hangi takımı desteklerse desteklesin, gelecekte her hangi bir çoğunun ölümüne de böyle sebep olacağınız için.
çok mu zor peki seni yeneni tebrik edip yendiğin takımı takdir etmek? bu kadar mı ilkelsiniz lan? hayatınız bu kadar mı eziklik ve yoklukla geçiyor? hiç mi bilmiyorsun, senle aynı takımı tutmayan bir insanın içindeki sevginin senin hissettiğin ve beslediğin sevgiyle aynı olduğunu? hiç mi aklıan gelmiyor sahi bu?
ne ara bu kadar sevgisiz, hoşgörüsüz ve rezil olduk biz? ne ara kaybettik olm insanlığımızı? ve ne ara, gencecik bir çocuğu sırf bizimle aynı renk formayı giymiyor diye öldürecek kadar yozlaştık.
yazıklar olsun. ne desem boş. büyük şampiyonaları ve turnuvaları televizyondan izlemek müstehak bize ama. bu kafa ve bu kalpler değişmediği sürece hiçbir şeyi haketmiyoruz. çünkü azız. sevgide, saygıda ve hoşgörüde.
ve bu gece soruyorum herkese: futbolu gerçekten çok seven yürekli adamlara/kadınlara; kaç galibiyet 1 can ediyor? ve kaç derbi bir evladı geri getiriyor?
mekanın cennet olsun güzel çocuk. hakkını helal et.
- galatasaraylı bir dost.