Kayıt
5 Mart 2009
Mesajlar
1.177
Beğeniler
0
Şehir
>>> ÖSS <<< ZEDEEEE :@:@
İki heyecanı birden yaşayan Kıraç, bebeğinin geleceğini çizdi. Neler neler istedi?

Son albümü Garbiyeli müzik marketlerde yerini alırken sanatçı bir kız çocuğu babası oluyor. Doğacak bebeklerine Iraz Elif adını uygun gördüklerini söyleyen Kıraç onun geleceğini planlamış vaziyette; ‘Kızım fizik, matematik ve bir dövüş sporu bilmeli, en az bir enstrüman çalmalı’

Türküdür, Anadolu rock’tır, dizi müzikleridir her şey onun eline, ağzına çok yakışıyor. En azından büyük bir kesim böyle düşünüyor. Kovboy şapkasıyla türkü söylerken bile onu yadırgamıyoruz artık. Çünkü kendine has bir adam olduğunu biliyoruz Kıraç’ın. Son albümü Garbiyeli ile tekrar aramızda. Kahramanmaraş’ta esen bir rüzgara konulan yerel isimden adını alan Garbiyeli türkülerden oluşuyor. Kıraç bu albümün diğer albümlerden farklı olan tarafının ‘samimiyet’ olduğunu düşünüyor. Kuşkusuz bu zamana kadar yaptıkları da bir ölçüde samimiymiş ama Garbiyeli’nin stüdyodaki doğum öyküsü bir hayli ilginç: ‘2001 yılında zamanımın büyük bölümünü stüdyoda geçirdiğim günlerde yaptığım kayıtlardı bunlar. Çok hüzünlüydüm. Neden öyle olduğumu hatırlamıyorum ama tek başıma elimde gitarla bu şarkıları tek başıma kaydettim. Kimseler yoktu yanımda. Seyirci, mikserleri kullanan biri... Kimse... Küçücük bir odada mikrofonla ben vardım.’

BU DÜNYAYA AİT DEĞİLİM

37 yaşına giren Kıraç’la hayatın ortasında genel manzaranın nasıl göründüğü üzerine konuşuyoruz. ‘Ağır bir soru oldu bu’ diyor. Dünyaya biraz dışından bakıyormuş ve sanki bu yeryüzüne ait değilmiş gibi hissettiğini söylüyor. Elbette bu cümleler kulaktan beyne gittiği anda akla Mustafa Topaloğlu gelmiyor değil. Alakası yok tabii. Devamını Kıraç getiriyor: ‘İnsanoğlunun sempatik tarafları kadar kötülükleri de çok. Genel olarak bu, benim dünyam değilmiş gibi geliyor. Bilimin, felsefenin, aklın, gerçekten hissedilerek oluşturulmuş bir sevginin dünyası benim dünyam. Bu dünya böyle değil. Benim yurdumda en çok bozlaklar, türküler şampiyon olmalı, başka ülkelerden ithal edilen kültürler değil. Her alanda kendi kültürümüzün yansımalarını ortaya koymalıyız. Gelecek bizim gibi ülkeler için kesin bir yıkım. Biraz daha kalabalık olsaydık güzel bir dünya yaratabilirdik. Küreğe asılan forsalar vardı eskiden. Herkes ritmik şekilde küreklere asılır ve o gemi ilerlerdi. Şimdi sanki sadece ben o küreğe asılıyormuşum gibi hissediyorum. Bu gemi gitmez ki. Batmaması için çok insanın çekmesi gerek.’

Sanatçının heyecanı sadece yeni albümünün piyasaya düşmesi değil elbette. Kıraç aynı zamanda kısa bir süre sonra baba oluyor. Eşi Ayşe Şule Bilgiç kısa bir süre sonra bir kız çocuğu dünyaya getirecek.

DAHA BEN ÇOCUĞUM AMA...

‘Bazen şaka gibi geliyor. Ben daha çocuğum nasıl bebek dünyaya getirebiliriz, diye bazen düşünüyorum’ diyor. Allah’tan tek dileği kendisiyle diyalog kurmaktan zevk alacak bir çocuğunun olmasıymış. Elbette en başta sağlıklı olsun başka bir şey istemiyorum diyor. Diyor ama sonrasında biraz deştiğinizde kızıyla ilgili gelecekteki beklentilerini sıralayıveriyor: ‘Kızımın çok iyi fizik, matematik ve bir dövüş sporu bilmesini, bir enstrüman çalmasını istiyorum. Mutlaka koşmak, yüzmek gibi standart olan sporlarla ilgilenmeli.’

Kıraç’la röportaj yaptığımızda kızı dünyaya gelmemişti. Bu sayfalar baskıya girdikten sonra yani perşembe günü eşi doğum yaptı. Şule Bilgiç-Kıraç çiftine minik kızlarıyla bir ömür boyu mutluluklar!
 
Yukarı Alt