Kayıt
25 Nisan 2007
Mesajlar
684
Beğeniler
0
Feinstein Tıp Araştırmaları Enstitüsündeki psikiyatri araştırmacıları zekayı etkileyen bir genle ilgili bulgular keşfettiler. Hardvard Genetik ve Genomik Ortaklar Merkezi ile yapılan ortak araştırma şizofren hastalarla sağlıklı bireylerin genetik yapılarını karşılaştırdı. Daha önce şizofreni ile bağlantısı belgelenmiş Dysbindin-1 (DTNBP1) geninin genel kavrama yetisiyle de alakalı olduğu bulundu.

[Dahası:]

Sağlam bulgular genel kavrama yetilerinin, özellikle zekanın, genetik etmenlerden etkilendiği gösteriyor. Var olan bulgular zaten Dysbindin geninin kavramadaki etkisini belirtiyor. Dysbindin geninin sıralamadaki çeşitliliklerine bakıldığında bir sıralamanın risk değişkeni taşıyıcılarında düşük seviyedeki kavrama yeteneklerini, taşıyıcı olmayanlara kıyasla, belirgin şekilde etkilediği görüldü.

Araştırma 213 akraba olmayan şizofren hastayla 126 akraba olmayan sağlıklı gönüllüleri kıyasladı. Her iki grubun da kavrama yetileri ölçüldükten sonra DNA örnekleri incelendi. Örneklerde özellikle 6 DNA sıralama çeşitliliğine bakıldı. Tek nükleotid polimorfozu (SNP) olarak bilinen bu sıralama türlerinin Dysbindin geninde bulunan özgül bir çeşidinin (haplotip) genel kavrama yetisiyle bağlantılı olduğu görüldü. Bu genin risk değişkeni türünü taşıyanların kavrama yetilerinin taşımayanlara kıyasla belirgin bir şekilde daha düşük olduğu belirlendi.

Dysbindin geninin insanlarda zekayı etkilediği açıklanırken aynı zamanda bu etki miktarının toplamın sadece %3ü olduğu da vurgulandı. Bu model zeka belirlenirken birçok çevresel ve genetik etmenin var olduğunu desteklemekte. Dysbindin genindeki bir değişim bu iletişimi bozup sinir hücrelerinin ölümüne yol açarak kavramada ve zekada bozukluğa yol açabilir.

Dysbindin genin sinir sistemi üzerindeki etkisi tam olarak bilinmemesine rağmen kavrama , hafıza, mantık, anlama ve iletişim yetisileriyle ilgili bölgelere yoğun olarak bulunmakta. Araştırmacılar Dysbindin geninin bu bölgelerdeki sinir hücreleri arasındaki iletişimde ve hayatta kalmalarında önemli bir etkisi olduğunu varsayıyorlar.

Feinstein Tıp Araştırmaları Enstitüsü

alıntıdır..

Verildiyse çok özür
 
Yukarı Alt