Kayıt
11 Temmuz 2007
Mesajlar
2.169
Beğeniler
0


A.B.D.

Öğretmen Eğitimi Tarih – Sosyal Bilimler Kitabında;
1894-1896 yılları arasında Sultan Abdülhamit 100 binden fazla Ermeniyi katletti. Ermeniler Türklerin yayılmacı Pantürkizm planının önünde engeldi. Bu nedenle Türk yöneticiler onlardan kurtulmaya karar verdiler.

Ermeni Soykırımı Nasıl Gerçekleştirildi?
-Türk Ordusundaki Ermeni askerlerin silahları alındı, zor işler verildi ve daha sonra öldürüldü. Ermenilerin eğitim, siyaset, din ve kültür liderleri tutuklandı ve öldürüldü.
-İmparatorluk dahilinde yerel yetkililere, Ermeni nüfusa karşı nefret uyandırmalarını emreden talimatlar gönderildi.
-Kadın, çocuk ve yaşlılar tehcir bahanesiyle çöle ölüm yürüyüşüne gönderildi. Ermeni nüfusun bütün mallarına ve zenginliklerine Türkler el koydu.
-Bazı durumlarda, eğer Ermeniler Hristiyanlığı reddedip İslamı kabul eder ve Türk olduklarını söylerlerse hayatlarını kurtarabiliyorlardı. Ermeni soykırımının amacı Osmanlı İmparatorluğunun içindeki Ermenileri yok etmekti.
-Ermeni soykırımı Yahudi soykırımının öncüsüdür.
-1909 yılında Kilikya bölgesinde 30 bin Ermeni katledildi. 1915-1922 yılları arasında 1.5 milyon Ermeni öldürüldü; 500 bini de sürgüne gönderildi.
-Tehcir sırasında savunmasız kadınlar ve çocuklar Suriye Çöllerinde haftalarca yürümeye zorlandı; tecavüz ve işkenceye maruz kaldı. Binlercesi zorla Türk ve Kürt evlerinde ve haremlerinde alıkonuldu.

Aşağıdaki bilgilerin ışığında diğer soykırım örneklerini tanımlayınız.
-Osmanlı İmparatorluğu liderleri tarafından Ermenilere
-SSCB’de Stalin tarafından köylülere, memurlara ve askerlere
-Kamboçya’da Pol Pot yönetimi tarafından halka
-Ruanda’da Hutular tarafından Tutsi azınlığa




Rusya Federasyonu

İlköğretim Tarih Kitaplarında;
1875’in yazında Bosna-Hersek’te çıkan ayaklanma şiddetle bastırıldı. 1876’da Bulgaristan’da Osmanlı boyunduruğuna karşı bir ayaklanma çıktı ve Sırbistan ve Karadağ Osmanlıya savaş açarak Bulgar halkına yardıma koştular. Ancak az sayıdaki eğitimsiz ordu bozguna uğradı.
Türk idaresinin yaptığı kanlı katliamlar Rus toplumunda infial yarattı. Kamuoyunda Yugoslav halklarının korunması fikri yayılmaya başladı. Yönetimin resmi yasaklarına karşı çoğunluğu subay olan binlerce gönüllü Sırp Ordusuna katıldı.

Haritanın lejandında dört numaralı madde Kilikya Ermeni Devletini göstermektedir.

Bölünmüş Bulgaristan, Sultan’ın düzenli ordusu için kolay lokma oldu. Daha sonra Sultan I nci Murat ordularını Sırbistan’a sürdü. 1389’da, LAZAR komutasındaki sayıca çok üstün Sırp Ordusu, Kosova Ovası’nda, kahramanca savaşıp düşmanı kıstırdılar.

Fakat Prensin en yakın adamlarından biri Murat ile haince anlaşarak savaşın en önemli anında 12 bin askerini savaş alanından çekince, sarsılan Sırp Ordusu geri çekilmek durumunda kaldı.

Prens LAZAR’ın akrabası Miloş OBİLİÇ kasten esir düşerek Sultan’a götürülmeyi talep etti. Kahraman Sırp, Hükümdar ile karşılaştığı anda hançer ile Murat’ı vurdu. OBİLİÇ’İ hemen orada parçaladılar. Komutayı alan yeni Sultan öç almak üzere tüm esirlerin ve Prens LAZAR’ın katledilmesi emrini verdi.

Fatih, 200 bin kişilik ordu, 125 parçalık donanma ve yarım tonluk gülle atan devasa toplarla taarruza geçip şehri fethetti. İmparator 11 nci Konstantin elinde kılıcıyla öldü. Sultan; şehrin, surların, binaların kendisine ait olduğunu söyleyerek bunların dışındaki herşeyi yağma için askerlerine bıraktı. Üç gün süren yağmadan sonra ganimet ve kölelerden zengin olmamış bir tek asker kalmadı. Bizans Ordusu yok olmuş, ahalinin çoğu ölmüştü. Şehir İstanbul olarak adlandırılıp başkent oldu. Türkler tarafından bir çok Ortadoks kilisesi yıkıldı. Ayasofya ise camiye çevrildi.

Kemal, iktidarda güçlenince diktatörlüğünü kurdu. Demokratik ve kominist organizasyonları dağıtıp reformlara girişti. Türkiye’de Cumhuriyeti ilan edildi, ruhani dünya sekülarize edildi.

Güçlükler ekonomi ile sınırlı değildi. Çözümsüz bir çok sorun arasında Kürt sorununa dikkat etmek gerekmektedir. Lozan Antlaşması’na göre Kürtlerin yaşadıkları yerler Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırları dahilinde bölünmüştü.

60’lı yıllarda kurulmuş olan Kürdistan İşçi Partisi 1984 yılında Kürtlerin yaşadıkları bu dört ülkedeki topraklarda bir Kürdistan devleti kurmak amacıyla silahlı mücadeleye girişti. Ülkenin Güneydoğu Bölgesi’nde PKK savaşçıları ile Türk Ordusu arasında silahlı faaliyet başladı.

Askeri faaliyetler Türkiye’ye yıllık olarak 10 milyar dolara malolmuştur. Kürt sorununa çözüm halen bulunamamıştır.

Türkiye Miğfer Devletler’in kaçınılmaz mağlubiyetlerine kanaat getirince Almanya ve Japonya’ya savaş açtı. Bu açık sembolik hareket Türkiye’ye BM’nin kurucuları arasında yer alma olanağı sağladı. Fakat uluslararası prestijini büyük oranda kaybetti. Özellikle SSCB ile ilişkileri kötüleşti.





ALMANYA

İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında:

-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.
Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda birçok ülkeye paylaştırıldı. O ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi. Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı hedefleyen tüm girişimleri Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet kurma arzusundadırlar. Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri bölmekte, işkence yapmaktadır.
-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.


İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;

Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.
Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu onları göç ettirmeye başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için mücadele eden Ermeniler vardı.

Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan,
kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu halkın ölüme terk edilmesi Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.
Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti edilen bağımsız Ermenistan oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı Türkiye’de kalmıştır.


İlköğretim Tarih Kitabında;

Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı
Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından paylaşılmıştır.


İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;

Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.

Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,

Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan herkes kendini Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.
Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını
koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.
80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki
cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti.
PKK savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde
köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.





AVUSTURYA

Avusturya tarihi, Avusturya vatandaşlarının belleklerine belli başlı olaylarla kazınmıştır. Bunlar Ortaçağ koyu Katolik baskısı, büyük yangınlar, savaşlar ve 1529 ile 1683 yıllarında yaşanan Türk kuşatmalarıdır. Türkler; merkezi ve Doğu Avrupa milletlerinde çoğunlukla çocuklarını kaçırıp yeniçeri ocağı için devşiren, eşlerini ve kızlarını kaçırıp hareme hapseden, akınlarla batı istikametine hem karadan, hem deniz ve Tuna Nehri’nden gelip soyup, öldürüp, çalan ve giden insanlar olarak nitelendirilirken, bu ülkelerde anneler pek yakın zamana kadar (ve belki de halen) çocuklarını ‘’Uyumazsan Türkler gelir, seni götürür’’ diye korkutup uyutmaya çalışırken, Avusturya bunlara ek olarak tarihini, Avrupa’yı ve Hristiyanlığı Türklerden kurtaran bir millet olma çerçevesine oturtmuş bir millettir
İki Türk kuşatmasının izlerini Avusturya’da her şehir ve kasabada izlemek mümkündür. Bunlara ilişkin sayısız kitap yazılmış ve sanat eseri (efsane, şiir, şarkı, roman, heykel, resim, tiyatro, film) yaratılmıştır. En ücra kasaba, köy kilisesinde dahi bir tabela üzerinde ‘’Türkler …. yılında buraya gelmiş ve soymuş, katletmiş, yakmış ve yıkmıştır’’ yazısı görülebilir. Viyana’da pek çok cadde ve meydanın ismi Türklerin adı kullanılarak türetilmiştir. Pek çok bina duvarlarında yarı gömülü (çoğu suni olsa da) yuvarlak taş bilyalar Türk gülleleri olarak turist çekmektedir. Şehir merkezindeki pek çoğu heykelde zafer kazanmış Avusturyalı komutan ayağı altında sarıklı bir Türk başı, yerde sürünen bir yeniçeri ve sancak gibi şeyler görülmektedir.
Pek çok sanat eserinde olduğu gibi askeri tarih müzesinde de Türklerle olan geçmiş yaşatılmaktadır. Burada Türklerden ele geçirilen ganimetlerin yanı sıra, temsili pek çok resme de rastlanmaktadır. Bu resimlerde Türkler sürekli zulmeden kişiler ve düşman modeli olarak hep çok çirkin, uzun bıyıklı, salyalı, iri gözlü olarak resmedilmişlerdir. Tarihinde pek çok milletle savaşmış olan Avusturya için diğer savaştıkları milletler bu kadar söz konusu değilken, Türklere dair geçmişi sürekli canlı tutmak, koyu Katolik olan Avusturya halkının milli benliğine ve dinine bağlılığının bir göstergesi olmuştur.
Alman Orient Enstitüsü Başkanı emekli yarbay Udo STEİNBACH, Avusturya medyasını Türkler alehinde etkilemektedir. Ona göre:
“Asıl sorun Atatürk tarafından yaratılan bu uyduruk Türk milletindedir. Uyduruk bir dil ve kültür. Önce Ermenileri sonra Rumları katlederek uyduruk bir cumhuriyet kurdular. Kürtleri neden tamamen kesmediler, merak ediyorum.” (1998)
Adı geçen kişi halen içinde Türk kelimesi geçen her faaliyette Avusturya ve Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede konuk konuşmacı olarak, üstelik Türkler ya da Türk sempatizanı olarak kendini gösterenlerce (örneğin Avusturya-Türk Bilim Derneği) görevlendirilmektedir.




DANİMARKA

Sayıları 25 milyona ulaşan Kürtler (13-14 milyonu Türkiye’de), dünyadaki anavatansız halktır. Burada bulunan ve Türk olarak adlandırılan halkın çoğu aslında Kürttür.
Türk Devleti Kürt halkının varlığını reddetmektedir. Kürtlerin demokratik hakları kısıtlanmaktadır. Parlementoya seçilmiş bile olunsa Türkiye’de Kürtçe konuşmak hapis nedenidir.
Türk polisi ve askerinin yargısız tutuklamaları, köyleri harap etmeleri Kürtleri sürekli tedirginlik içinde yaşamaya itmektedir.
Bölgedeki iç savaşta 37.000 kişi ölmüştür. Ayrıca 2.500 Kürt köyü yıkılarak boşaltılmıştır.
Yapılan baskılar nedeniyle Batı Avrupa’ya gelen yabancıların büyük kısmını Kürtler oluşturmaktadır.




FRANSA

Fotoğrafın altında “1918'den sonra Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni yetim ve öksüzleri" ibaresi bulunmaktadır. Fotoğrafta yerlerde çok kötü durumda, yarı çıplak küçük yaşlarda kız ve erkek çocuklar görülmektedir.
Eğitim sistemi itibarıyla ezberden çok, tartışma ve yorum yönteminin
uygulandığı bu ülkede, tartışma ve yorum yapmaya müsait bu resimle Osmanlı İmparatorluğu ilişkilendirilerek, sözde Ermeni soykırımı;
Ermeniler kimdir?
Bu çocuklar neden öksüz kalmışlardır?
Osmanlı İmparatorluğu içerisinde ne kadar Ermeni yaşıyordu?
Bunlara ne oldu?
gibi sorularla işlenmektedir.
Savaşta Avrupa'da en az 8 milyon insan ölmüş, milyonlarcası yaralanmış veya sakat kalmıştır ve üstelik savaş 1 milyondan fazla Ermeninin göç ettirilmesi ve katledilmesiyle 20 nci yüzyılın ilk soykırımı sonucunu doğurmuştur.
Fotoğrafta, bir bina önünde üç Ermeni din adamı ve önlerinde yerde yatan öldürülmüş insanlar (Kitaba göre Ermeniler) görülmektedir. Fotoğrafın altında "Ermeni katliamı (1919)" yazısı ile "1915'te Türk Hükümetinin aşırı uçtaki kanadınca alınan önlemler, İmparatorluktaki Ermenilerin büyük bir bölümünün yok edilmesine yol açtı. (en az 600 bin ölü)" açıklaması bulunmaktadır.
"Cephede Savaş Dehşeti" isimli konu alt başlığında "Bu savaş esnasında 20 nci yüzyıl, ilk soykırım ile tanışmış oldu. Büyük çoğunluğu Müslüman olan Osmanlı İmparatorluğunda Hıristiyan Ermeniler, Rus saldırılarına destek vermekle suçlandılar. 1,5 milyon Ermeni kadın, çocuk, erkek 1915'te sürgüne gönderildi ve Türk hükümetinin emri ile katledildi" ifadesi yer almaktadır.
Fotoğrafın altında "1915'te Ermeni Katliamı" yazısı ile "Ermenilerin tutuklanma ve sürgüne gönderme kararını kim aldı?" sorusu bulunmaktadır. Söz konusu fotoğrafta ise elleri tüfekli, fesli ve bıyıklı, asker elbisesi giymiş iki kişi ile, kafatasları görülmektedir.




GÜNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ

İlköğretim Okuma Kitabında;

“Harap Bir Köy” adlı okuma parçasında, köyün 1974 yılında Türkler tarafından harabeye çevrildiği anlatılmaktadır. Parçada köy halkının her şeyi bırakarak köyü terk ettiği dramatize edilerek resimli bir şekilde anlatılıyor.
Kuzey Kıbrıs Yunanlıları Türk Ordusu tarafında evlerini terk etmek ve adanın özgür bölgelerine göç etmek zorunda bırakıldılar.
Parçada; kuzeyde bıraktığı evi ziyarete giden ailenin büyük kızı dönüşte iki salyangoz getirir. Evin küçük kızı salyangozları görünce gözleri dolar: “Evlerini sırtlarında taşıyorlar, keşke ben de aynısını yapabilseydim.”
“Göç” başlıklı yazıda, Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yaşanan nüfus mübadelesinde Yunanlıların evlerini, topraklarını satıp göç ettikleri konusu trajik bir şekilde anlatılmaktadır.
Yazıda, Mihalis KASİALOS adlı bir halk sanatçısının (ressam) 1973’te Paşaköy’de inşa ettirdiği ve duvarlarını dillere destan bir şekilde kendi elleri ile resmettiği kilise anlatılmaktadır. Yazının devamında 1974 ağustosunda Türk Askerlerinin köye girip birçok masum kişi ile birlikte yaşlı KASİALOS’u da öldürerek etrafa zarar verdiklerinden bahsedilmektedir. Sonunda ise yaşlı KASİALOS ölmüş olsa bile resimlerinin ölümsüz bir şekilde orada kalacağından söz edilmektedir.
1821 ayaklanmasını anlatan yazıda; Sakız Adası’nın Türkler tarafından yerle bir edildiği, köy ve şehirlerin yakıldığı; kadın, çocuk ve ihtiyarların boğazlandığı, genç kızların ise yine Türkler tarafından köle pazarında satıldığı anlatılmaktadır.
İzmir’in Türklerin eline geçmesi ve devamında yaşanan nüfus mübadelesinin trajik bir şekilde anlatıldığı yazı; İzmir’in alevler içinde kaldığı, Yunanlı nüfusun canlarını kurtarmak için küçük sandallara dolup denize açıldığı görüntüsü yaratılan bir resimle desteklenmiştir.

Hikayede EOKA’cı Grivas’ın da lakap olarak aldığı efsanevi Diğenis AKRİTAS’ın Beşparmaklar ile öyküsü anlatılmaktadır. Beşparmaklar’ın ilk çağlardan beri Helenlere ait olduğunu vurgulanmaktadır.

Öykü ilk çağ dönemine ait olmasına rağmen konu Türklere getirilmekte ve Eflaklı bir Yunan çocuğun nöbet yerine giderken Türk-Arap korsanların Kıbrısa saldırdıkları ve adanın yeşil kıyılarının kızıl kana bulandığı anlatılmaktadır.
Nöbetçi çocuğun, arkadaşlarına, kardeşlerine kılıçlarını kuşanıp Türkler ve Araplara karşı savaşmaya çağırdığı bir kahramanlık öyküsü olarak anlatılmaktadır.

“Türk İşgali” adlı şiirde Barış Harekatı dramatize edilerek anlatılmaktadır.






ERMENİSTAN

İlköğretim Tarih Kitaplarında;

Birinci Dünya Savaşı Kafkas Cephesinde, Başlangıçta; Türkler büyük başarılar elde ettiler. Orada yaşayan Ermenileri, Yunanlıları, Asurluları katlettiler...
İlk olarak Osmanlı Ordusundaki Ermenilerin ellerinden silahlarını aldılar ve onları yok ettiler. Ermenilere yolların inşası, barikatların kurulması ve yüklerin taşınması gibi en ağır işleri veriyorlardı. Sonra da askerler ya da polis onları ellişerli-yüzerli gruplar halinde götürüp katlediyordu.
İkinci adım; önde gelen Ermenileri (doktor, öğretmen, din adamı, parti üyeleri vs) hapsedip yok etmekti. Ermenileri düşünen beyinlerden mahrum bırakıyorlardı. Ekseriyetle 18-45 yaş arasındaki genç Ermeni erkekleri sürgüne gönderiliyor ve yok ediliyordu. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ise mecburi göçe ve katliama maruz kalıyordu.
Ermeni halkının göç ettirilmesi ve katliamı 1914 sonu ile 1915 ilkbaharı ile başlar. Türk Devleti Ermeni ahalisini Ortadoğu’nun çöllerine sürgün ediyordu. Sürgün süresince Ermenilerin neleri varsa talan ediliyordu. Güzel kadınlar ve kızlar Müslümanların haremine götürülüyordu. Kürtlerin, çetelerin, polis ve askerlerin saldırılarına maruz kalıyorlardı. Yola devam edemeyenler öldürülüyordu.
Sürgün yerine, sürgün edilenlerin %10’u ulaşıyordu; örneğin Trabzon’dan kovulmuş 3000 Ermeniden Halep’e 35 kişi ulaştı. Kalanı öldürüldü, ya da açlıktan, susuzluktan ve çeşitli hastalıklardan öldü. Güney şehirleri köle pazarlarına dönüşmüştü. Buralarda Ermeniler çok ucuza satılıyordu.


Katliamlardan kurtulmak için çok sayıda Ermeni yurtlarını kendileri terketti. Kasım 1914’ten 1916’ya dek çoğunluğu kadın ve çocuk yüzbinlerce Ermeni, Rusya’ya, Doğu Ermenistan’a göçtüler. Katliamlar ve sürgün nedeniyle Batı Ermenistan, asıl sahibinden yani Ermeniler’den mahrum kaldı. (İstanbul ve İzmir’de yaşayan Ermeniler’in tamamı sürgün edilmedi.)
1915-1918 yılları arsında Jön Türklerin siyaseti soykırım olarak adlandırılmalıdır. Çünkü onların amacı Ermeni Milletinin kökünü kazımaktı. Osmanlı Türkiye’sinde yaşayan 2,5 milyon Ermeniden 1,5 milyonu öldürüldü ya da açlıktan, çeşitli hastalıklar yüzünden öldü. 200 bin Ermeni zorla Türkleştirildi. Vahşiler, imparatorluğun 66 şehir ve 2500 köyünün Ermeni ve Hristiyan halkını yok ettiler. 2350 kilise ve manastır, 1500 okul talan edildi ve yıkıldı. Osmanlılar; bankalardaki paralarına, onlara ait topraklara, çiftliklere, menkul ve gayrimenkullere el koydu.
Türkiye tarafından, Ermeni sorununun çözümlenmesi amacıyla 1915-1923 yıllarında yapılan Ermeni soykırımının tanınması Ermeni milleti için prensip anlam taşımakladır.
Soykırım olayının tanınmasıyla; Ermeni milletinin toprak taleplerinin ve uğratılan zarar tazminatının tanınması konuları ortaya çıkmaktadır.





Birçok dünya ülkelerinin ilköğretim kitaplarında bu gibi yalan yanlış anlatımlar yapılıyor.Çocuk yaşda gençlerin beyinlerini yıkıyorlar.Bu gibi devletlerle anlaşma yapılmadan önce ilk olarak ders kitaplarındaki bu karalamaları kaldırmaları gerekir.Bu ülkelerin bakanları,yaşlıları kendi emellerini beceremediler.Türk ulusunu yıkmayı beceremediler.Şimdide gençlere kendi yapamadıklarını onlara anlatmaya çalışıyorlar.Türkiyenin en büyük dış sorunları budur.Ama bu konuda hiçbir girişim yapılmıyor.Düşmanımızı dostumuzu bilelim.Hiç bir yazılarında bizim lehimize sonuç yok,hep aleyhimizedir...

Not: Bu yazıların tamamını öğrenmek istiyorsanız benimle özelden iletişime geçebilirsiniz.Size birçok avrupa-asya ülkesinin ders kitaplarındaki yazıları verebilirim.Araştırmacılara duyurulur.


 
Kayıt
31 Ocak 2008
Mesajlar
1.113
Beğeniler
0
Şehir
Africa
İddaa lı paylaşım fakat Kaynak varmı peki ? kim yayınlıyor kim çeviriyor yada hangi kitaplar :)
demişsin hayabilgisi kitabı merakladım kuzenıume sordum boyle birşey YOK diyor :

yadai hangi siteden aldıysan yada kendin çevirdiysen bu çevirileri hangi kitaptan çevirdiğine kaynak gösterebilirmisin üstadım.

Hayat bilgisi dersi bi nevi unvıversite tarih bolumu deki konular gibi bu bi kere banada saçma geldi ?

Altıntı yaptıgın site ve ya her neyse bi kaynak gösterirsen iyi olur merak edıyorum kımler yayınlamış ?

teşekürler paylaşım için
 
Kayıt
22 Mayıs 2007
Mesajlar
5.015
Beğeniler
0
BlackMarshall demiş ki:
ALMANYA

İlköğretim Yardımcı Yayını Coğrafya Atlasında:

-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı) olarak gösterilmiş,
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiş,
-Haritanın Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.”
yazmaktadır.
Bir halk milliyeti için savaşıyor (Kürtler). 5000 yıldır yaşadıkları bölgede
Osmanlı ve Perslerin değirmen taşları arasında kalmışlardır. Onların bölgesi Birinci Dünya Savaşı’nda birçok ülkeye paylaştırıldı. O ülkelerden hiçbiri Kürtlere bağımsızlık ya da dil özgürlüğü vermedi. Bölgede petrol olması durumu gerginleştiriyor. Kürtlerin bağımsızlığı hedefleyen tüm girişimleri Türkiye ve Irak tarafından çoğunlukla kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
(Kürtler)16-20 milyonluk bir topluluktur. Türkler bölgeye gelmeden önce de
burada yaşıyorlardı. Toplam beş bölge ülkesinde yaşayan Kürtler devlet kurma arzusundadırlar. Türkiye ve Irak’ta, askerler ve Kürtler arasında silahlı çatışma olmaktadır. Türk Askerleri aileleri bölmekte, işkence yapmaktadır.
-Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki bazı iller “kürdistan”,
-Karadeniz Bölgesi’ndeki Canik Dağları “Pontus Gebirge” (Pontus Dağları)
olarak gösterilmiştir.
-Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi “Armanisches Hochland” (Ermeni Dağlık Alanı),
-Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir kısmı “kürdistan” olarak gösterilmiştir.
-Kıbrıs’ı gösteren kısmında “Türkiye tarafından işgal edilmiştir.” yazmaktadır.


İlköğretim Coğrafya – Atlas Yardımcı Yayınında;

Haritada Türkiye-İran sınırı kürdistan olarak gösterilmiştir.
Ermenilerin Rus ordusunu desteklemesinden korkan Osmanlı İmparatorluğu onları göç ettirmeye başladı. Gerçekten de ulusal bağımsızlığı için mücadele eden Ermeniler vardı.

Göç oldukça kanlıydı; yüz binlerce Ermeni göç yolunda açlık ve yorgunluktan,
kervanları soyan göçebelerin baskınlarından hayatlarını kaybettiler. Bu halkın ölüme terk edilmesi Talat Paşa Hükümetinin saf Türk ya da saf Müslüman Anadolu oluşturma hedefinin bir işaretiydi.
Ermenilerle ilgili: Türkler tarafından 1914-1918 yılları arasında soykırım yapılmıştır. Sevr’de garanti edilen bağımsız Ermenistan oluşturulamamıştır. Ermenilerin topraklarının büyük kısmı Türkiye’de kalmıştır.


İlköğretim Tarih Kitabında;

Kürtlerle İlgili: Türkiye’de resmi olarak Kürt yoktur, bunun yerine “Dağlı
Türkler” vardır. Kürdistan Kürtlerin yaşadığı bölgedir. Burası Türkiye, İran, Irak tarafından paylaşılmıştır.


İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;

Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.

Haritada: Halen Kürtlerin yaşadıkları bölgeler,

Planlanmış kürdistan (Sevr’e göre),
Bağımsız kürdistan cumhuriyeti (1946-1947) olarak gösterilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Ülkede yaşayan herkes kendini Türk hissetmeli ve Türkçe konuşmak zorundadır.
Fakat özellikle Doğu Anadolu’da çeşitli halk grupları geleneksel yapılarını
koruyarak yaşamaktadır ve Türk Devleti’ni yabancı görmektedirler.
Birinci Dünya Savaşı galipleri Kürtlere kendi devletlerini kurma sözü vermişti.
80’li yıllarda Kürdistan İşçi Partisi’nin bağımsızlık savaşı şiddetlendi. İki
cephe arasında kalan Doğu Anadolu halkı bunun acısını çekti.
PKK savaşçıları kadınları, çocukları öldürdü. Türk Ordusu iki binin üzerinde
köyü tahrip etti. Türk Ordusu işkencecidir.
ilkokuldan beri burada okuyorum bir benim haberim yok... -.-
 
Kayıt
23 Kasım 2008
Mesajlar
2.202
Beğeniler
0
Bu ülkelerin kitaplarında yazanlar biraz fazla abartılma olmuş.
Gerçeklik payı tabiki vardır ancak bu kadar da değildir.
 
Kayıt
17 Eylül 2007
Mesajlar
2.534
Beğeniler
0
Şehir
Hamburg
Bu yalanlara kanıt gösteremedikleri gibi birde okullarda okutup beyin yıkamalarına ben bölücülüğün daniskası derim.Bir avuç topragıma göz diken kim olursa olsun onu o topraga gömerim. :)
 
Kayıt
13 Ekim 2007
Mesajlar
2.705
Beğeniler
0
Şehir
S.Agustin/Madrid
Türkiye gibi bir ülkeyi rahat bırakmak işlerine gelmez.Terörle mücadeleyi siyasete yansıtmıyoruz , bunu siyasetçilerimiz gururuna onuruna yediremiyor. Eğer Türkiye terör silahını bir siyasi güç olarak kullanırsa çok yol alır bu 1.
Adamlar bizi rahat bırakırsa Türkiye , gazetelerde okuduğumuz ülkelerin planlarını alt üst eder , Osmanlının Yükselme devrini yaşaması gibi kendi yükselme devrini yaşar bu 2.
Adamlar bize karşı sadece kürt bahanesini kullanmaz. Bu tür kışkırtmaların sonu yok bizim toplumumuz bunu anlamıyor işte.Adamlar sağ - sol diye böler . Kürt - Türk diye böler . Laik - Müslüman diye böler. Ne yazıkki okumuş bilgili kültür sahibi nüfusumuz ülkemizde azınlıkta. Geriye kalan okumamış cahil kesimi ise kandırıyorlar o hain sen kahramansın diye , eline silahı veriyorlar ki kardeş kardeşi vursun.
ps:siyaset anlat anlat bitmez bi girersem ilk uygarlıklardan girerim , global dengelerden çıkarım. 1 tane dürüst adam kalmaz. Sizlerinde iyi bildiğinize yazık olur. :coffee:
 
Kayıt
30 Aralık 2008
Mesajlar
254
Beğeniler
0
Zaten herkes diğerleri hakkında gerçekleri çarpıtarak yazar.

-ABD kendisinin dünyanın bir çok yerine demokrasi götürmelerini anlatmaz

-Rusya katlettiği sibir türklerini ve uç kutupları çektiği Kazaklar ile özbekleri anlatmaz.

-Ermenilerin terör örgütü 200 bombalı saldırıda 40 küsür Türk'ü öldürdü.

-Avusturya balkan topraklarımızı işgal edince oradaki Türklerin nasıl azaldığı anlatılmaz.

-Kıbrıs çıkarması neden yapıldı? Rumlar Türkleri katletmiyor muydu? Ecevit olmasa ne kadar daha katledilecekti kimbilir.

-Alman Nasyonel Sosyalistler Alman olmayanları öldürmedi mi? Ondan daha açık olan bir yahudi katliamı var.


lakin bu haberin doğruluğu beni pek inandırmadı.
 
Kayıt
30 Haziran 2007
Mesajlar
5.436
Beğeniler
0
İlköğretim Hayat Bilgisi Kitabında;

Türkiye ile İlgili: Konuşulan resmi dil Türkçe ve Kürtçe’dir. Yönetim şekli
1982’den bu yana cumhuriyettir.
Kürtler, Türkiye ve Irak yönetimiyle çatışma içinde ve birçok insanlarını
kaybetmiş durumdadırlar. Su sorunu çözülmeden bölgedeki Kürt probleminin de çözülmeyeceği ortadadır.
Irak rejiminden kaçan Kürtlerden 6700 kişi Türk sınırında, kirli su ve buna
bağlı hastalıklardan dolayı öldü.

Amma sallamışlar he 1982'ymiş :coffee:
 
Kayıt
22 Nisan 2007
Mesajlar
405
Beğeniler
0
arkadaşım şunların bayrağını gözümüze sokmuşsun biraz küçültemedin mi :(
 
Kayıt
13 Mayıs 2009
Mesajlar
1.326
Beğeniler
0
Şehir
Kagoshima/Japonya
onlar bızım soyledıklerımıze yalan der bız onların soyledıklerıne yalan
onlar avrupanın tamamı amerıka cografyası -rus cografyası akdenızın bır cok yerı
bız ıse turk cografyası
peki şu an güç kimde ???
onlarda para - teknoloji - askerı alanda bır cok guc var ancak
unutmayalımkı bızdede ıman - allah ınancı var burda hesplasamassak bıle
bırde bunun öbür dünyası var
 
Yukarı Alt