Kayıt
22 Eylül 2010
Mesajlar
3.852
Beğeniler
33
Şehir
Antalya
Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyeleri Mehmet Cibara, Sedat Doğan ve Mehmet Karlı'nın katılımıyla Türk Telekom Arena'da Ülker Arena'daki utanç gecesiyle ilgili bir basın toplantısı düzenlendi.

Toplantının başlangıcında 13 Haziran'da Ataşehir'de oynanan Fenerbahçe Ülker maçına ilişkin yaşanan utanç dolu olaylar hakkında yapılan detaylı video kamuoyuna sunuldu.

Daha sonra ilk olarak söz alan Sedat Doğan "Değerli arkadaşlar, bir klibimiz daha var. Bu klip çok manidar bizim açımızdan. Geçen hafta bu maçın hakemleriyle ilgili bazı açıklamalarda bulundu Fenerbahçe kulübünün en üst düzey yöneticisi. İki hakemi eleştirirken birini hiç eleştirmedi. Diğer iki hakemin bazı şeyleri kovaladığını ifade etti fakat dikkatimizi çeken bir şey oldu. Dün biz farkı 10 sayıya indirmişken Ergin Ataman'a teknik faul çalıp öne çıkan değerli hakem hakkında konuşmadı. Bu hakemimizin ilginç bir özelliği var. Kendisi tapelerde Fenerbahçeli yöneticilerle konuşurken bazı şeyler söylemiş, o klibi de gündeme getiriyoruz" dedi.

Doğan sözlerinin devamında "İş sorgulamaya gelince sorgulanacak çok şey var. Tek bir noktadan bakamayız. Dün bir algı yönetimi süreci sonucunda, burada size video vasıtasıyla 15-16 başlık altında ifade etmeye çalıştığımız şeyler bir algı yönetimin sonucudur. Yayıncı kuruluşa yapılan baskılar, kameraların yerlerinin değiştirilmesi dahil. Salonda hiç kimsenin giremeyeceği, akredite olmayanların giremeyeceği, sahaya seyirci almak dahil. Yöneticilerimize yapılan son derece yakışıksız ve güvenlik kurulu toplantısı sonuçlarına ve Federasyonun, Galatasaray'ın ve Fenerbahçe'nin imza atmış olduğu güvenlik kurulu kararlarına rağmen çok yakışıksız şeyler yapıldı. Biz bugün bunun sonuçlarının ne olması gerektiğini irdeleyeceğiz. Protokol ile başlayalım. Güvenlik toplantısı neticesinde iki kulüp yöneticisinin nerede oturacağı belirlenmişti. Nitekim oradaki ilk iki maçta bu uygulandı. Burada Ülker Arena'nın işletmecisi olan Ülker Grubu ve bazı görevliler yakın, iyi niyetli bir şekilde ellerinden geleni yapmaya çalıştı. Bunun karşılığında Galatasaray biliyorsunuz Fenerbahçeli yöneticilerle beraber oturmak suretiyle onlara en iyi şekilde misafirperverlik gösterdik. Ve sonra 2-2 olunca, 2009'daki Efes-Fenerbahçe serisinde olduğu gibi aynı kişiler çıkıp ortamı gererek seriyi başka bir noktaya taşımaya çalıştılar. Çok ilginç bir durum daha var: Basketbol Federasyonu yetkilileri de buna çanak tutup görevlerini yapmamıştır. Güvenlik kurulunun almış olduğu kararların birinci uygulayıcısı TBF'dir. Fakat protokol ile ilgili bize tahsis edilen locaya gittikten sonra buradan çıkmamız gerektiği ve başka bir locaya davetli olduğumuz söylendi. Biz de gittik. Burası sonradan TBF'ye aitmiş, bunu öğrendik. Burada otururken bize gelen basketbol federasyonu yetkilileri siz burada oturamazsınız. Biz sizi davet ettik ama üzerimizde bir baskı var, buradan çıkmanız gerekiyor. Seyircinin arasında oturacaksınız dediler. Biz de neden bu baskıya direnmediklerini sorduğumuzda; Galatasaray yöneticilerinin burada oturması yanlış anlaşılabilir dediler. Dediler ama demin bu kliplerde gördüğünüz gibi o locanın tamamı Fenerbahçe forması giymiş olan seyircilere ayırmıştı. Fenerbahçeli oturunca bir şey olmuyor, zaten olmaması normal çünkü sizi Fenerbahçeliler seçtirmiş, onlar da görevden almayı, indirmeyi biliriz diyorlar, güzel. Belki de o yüzden rahatça oturuyorlar. Ama Federasyon görevini yapmıyor. Sayın Turgay Demirel siz görevinizi yapmıyorsunuz. Yine klipte gördünüz; birçok yapılan hakem hataları var. Bu hakem hataları ve hatta anonslar konusu çok önemli burada. Hakemler hata yapar diyebilirsiniz. Ancak anonslar konusunda, bizim antrenörümüze bu kadar küfürler ediliyorken ana avrat, ki sizin milli takım hocanız aynı zamanda. Ondan böyle bir hizmet bekliyorsunuz. Galatasaray Spor Kulübü de bu ülkenin hizmete ihtiyacı olduğu her anda ülkenin kurumlarının yanında olmuş. Ama siz hiç olmazsa o kişilere gerekli saygıyı duyup toplumun da duymasını sağlamalısınız. Fakat siz Milli Takım antrenörüne, Türk bayrağını temsil eden kişiye ana avrat küfredilirken siz hiçbir önlem almıyorsunuz öyle mi? Ve siz bu bayrağı temsil edeceksin, hem de yurtdışında temsil edeceksiniz! Biz Galatasaray olarak bu durumu asla kabullenmiyoruz. Büyük saldırılar olmuştur. Maç biter bitmez de olmuştur. Şimdi Mehmet Karlı kardeşim bu saldırılarla ilgili hukuki altyapıyı nakledecek" şeklinde konuştu.

Galatasaray Spor Kulübü'nün hukuk işlerinden sorumlu yönetim kurulu üyesi ve Galatasaray Üniversitesi hukuk fakültesi öğretim üyesi olarak hukuka dair kaygılarını dile getirerek söze başlayan Mehmet Karlı "Basketbol özelinde hukuka dair kaygılarımı paylaşmak için buradayım. Türkiye zor günlerden geçiyor. Her taraftar ciddi şiddet olayları görüyoruz. Ciddi şiddet olaylarının yaşandığı bir dönemdeyiz. Spor dünyası şiddet olaylarının en şiddetli yaşandığı camia olarak öne çıkıyor. Şiddetin tek bir ilacı vardır. Toplumsal şiddeti bitirmenin topluma huzur getirmenin, spor kamuoyuna huzur getirmenin en önemli ilacı hukuktur, hukuk kurallarını objektif ve tarafsız şekilde uygulamaktır. Hukukun uygulanmadığı yerde ne sporda ne ekonominin herhangi bir alanında gelişme, ilerleme kat edemezsiniz. Bu bizim tarihi tecrübemizde vardır. Ne zaman ki Osmanlı hükümdarlığının adaleti tam olmuştur, Osmanlı güçlü ve kalkınmıştır. Ne zaman ki adalet çökmeye başlamıştır, imparatorluk çökmeye başlamıştır. Her yükselen ekonomik birimin temelinde adalet ve hukuk vardır. Hukuk devletin mülkün ve sporun da temeli olmak zorundadır. Hukuku uygulamazsanız hangi aklı başında sponsor hangi aklı başında yatırımcı o sektöre girer? Şiddetin ve kuralsızlığın hakim olduğu bir yere girecek olan sponsorlar kendilerini ayaklarından vurmuş olacak ve spor gelişemeyecektir. O yüzden biz burada Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan herhangi bir ayrıcalıklı muamele talep etmek için bulunmuyoruz. Biz TBF'den hukukun gereklerinin altını çizmek için bulunuyoruz. Hukuk derken neleri kast ediyorum: Hukuk eşit uygulandığı sürece hukuktur. Her muhattabına, o hukuk kurallarının bağladığı her kişiye kuralları eşit şekilde uygulamak zorundasınız. Eşitlik ilkesine zarar verdiğiniz zaman, hukukun temel direğini ortadan kaldırırsınız. Final serisinde ilk cezamızı aldığımızda TBF saha içi ve saha dışında yaşanan olayları dahi ceza uygulaması kapsamına aldı. Şimdi kimse bize çıkıp bu en son maçtan sonra maç içinde şu kadar ihtar yapılmıştı, bu kadar ihtarda kalındı, maç sonrası olaylar bizi bağlamaz diyemez. Bu konudaki disiplin yönergesi hükümleri ve kanun hükümleri çok açıktır. Bir maç öncesi ve sonrasıyla bir bütün oluşturur. O maçın öncesi, sonrası ve maç dahilinde herhangi bir ihlal yaşandıysa ceza uygulaması yapacak olanlar bunların hepsini bir bütün olarak telakki etmek durumundadırlar. TBF disiplin kurulu üyeleri bu kuralı akıllarından çıkarmadan karar vermek durumundadırlar. Şu konunun da altını çizelim. Disiplin yönergesi 29. madde 2. paragraf 3. bend bu konuda çok açıktır. İkinci ihtardan sonraki her zaman saha kapatma veya başka yerde oynama cezası verebilir disiplin kurulu. Ve dediğim gibi maçın öncesi ve sonrası bir bütün olarak değerlendirilmek durumundadır.

Aynı zamanda Pazartesi kulübümüzün itirazını değerlendirecek olan tahkim kurulu üyelerine de bir çağrım var. Seyircisiz oynama cezamıza tedbir talepli bir itirazımız bulunmaktadır ve bu itiraz tedbir taleplidir, yürütmeyi durdurma taleplidir. Eğer kendileri bu kararı almayı ertelerlerse, bazı örneklerde olduğu gibi bir haftalık sürece yayarlarsa çok doğaldır ki bu karar bir anlam ifade etmeyecektir. Ve Galatasaray erteleme talebinin ne anlama geldiğini çok iyi anlamış olacaktır. VE hukukçular olan disiplin kurulu üzerlerine düşen görevi yerine getirmedikleri için ömür boyu bunun vebaliyle hukuken ve vicdanen yaşayacaklardır. Bu karar en acil şekilde alınması gereken bir karardır. Hukukun uygulanması aynı zamanda tarafsızlık gerektirir. Bir hakim, bir hakem, yani hüküm veren kişi tarafsız olmak durumundadır ve tarafsızlığını da göstermek durumundadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin, anayasamızın 90. maddesi mucibince bütün kanunlarımızın üstünde olan Avrupa insan hakları sözleşmesinin bu konuda neyi emrettiği çok açık ve nettir. Sadece söz konusu olan adaletin sağlanması değil, adalet mekanizmasının uygulandığı kişilerin de adaletin sağlandığını görmesi gerekmektedir. Yaşı müsait olanlar hatırlar; bu ülkede devlet güvenlik mahkemeleri vardı ve asker üyeler bulunmaktaydı. AİHM ne dedi? Bu asker üyeler hukuka uygun kararlar veriyor olabilirler, insanların şahsiyetiyle ilgilenmem. Ama asker üye olmaları görüntüde adalete tarafsızlığa haleldar eder, o yüzden bu bir ihlaldir dedi. Aynı husus çok açık biçimde hakemler, o hakemleri eğiten koordinatörler, eğitmenler ve o hakemleri atayan federasyonlar için de geçerlidir. Tarafsız olmalılar ve bunu göstermelidirler. Suç soruşturmalarında, hüküm verilmiş suç soruşturmalarında isimleri tapelerde geçen kişiler maçlara atanıyorsa, tapelerde konuştukları ve lehine karar vermeyi vaad ettikleri takımın maçına atanıyorlarsa haysiyet sahibi her kişinin yapması gerektiği gibi federasyon görev verse dahi ben bu maçı yönetemem diyip görevden aflarını talep etmelidirler. Tarafsızlık her aşamada uygulanmalıdır. Hukukun gereğinin bir üçüncü hususu: Suçlar cezasız kalmamalıdır. Eğer bir suç varsa, ve o suça dair bir öngörülmüşse ve bir ceza kararı alınmışsa o ceza tatbik edilmelidir. Hukuk devletinde yargı organının kararının tatbik edilmemesi, verilen cezanın tatbik edilmemesi mevzu bahis dahi olamaz. Az önce VTR'lerde izlediniz. Haklarında açık bir şekilde hak mahrumiyeti verilmiş olan kişiler hukuka, devlete, adalete baş tutar şekilde, ben istediğimi yaparım der şekilde, bu cumhuriyet içinde kendi ayrı cuhmuriyetleri varmış gibi bir iddia halinde, hukuk kurallarını yerle bir ederlerse bunun da bir cezası olmalıdır. Kimse bize disiplin yönergesinde açık hükümler var demesin. 11. madde çok açıktır. Bu kişiler oraya sadece seyirci olarak girmemiştir. Hepiniz gördünüz etrafa emirler yağdırmış, sadece yöneticilerin girebileceği yerlere girmişlerdir. Tamamen yönetici vasfı ve işlevi içinde davranmışlardır. Hiçbir hukuk devleti kendi kurallarına, kendi vermiş olduğu cezalara uyulmamasını hoş görüp kabul edemez. Hukuk devletinde dördüncü önemli husus: Yurttaşların can ve mal güvenliği esastır. Bu ülkenin milli takım antrenörü olan kişi sahadan onlarca polisin arasında polis şapkası takarak çıkmak zorunda kalıyorsa, kafasına yabancı maddeler yağdırılıyorsa ve yetkili organlar buna karşı herhangi bir tedbir almazlarsa o organların meşruiyeti sorgulanmaya başlar. Çünkü insanlar can ve mal güvenliklerini kendileri koruyacak noktaya gelirler. Bir toplum için en tehlikeli aşama budur ve o toplumda anarşi hakim olmaya başlar. Kimsenin basketbol camiasını anarşiye sürüklemek gibi bir hakkı yoktur. Hukuk, hukuk devleti insanların namusunu, şerefini, haysiyetini korumak zorundadır. Günümüzde modern hukuk sisteminin temelinde insan hakları yatar. Devletin ve hukukun meşruiyet nedeni insan haklarıdır. Ve insan haklarının temelinde insan haysiyeti bulunur. Korunması gereken insan haysiyetidir. Saatlerce, bir koro halinde bu ülkenin milli takım antrenörüne, sporcularına anne-kız kardeş dinlemeden yöneticilerin provokasyonuyla küfürler ediliyorsa buna izin veren, buna karşı en ufak ceza yaptırımı uygulayıp uygulamayacağını hala muğlak bırakmaya çalışan federasyon yöneticileri varoluş nedenlerini sorgulamak zorundadırlar.

TBF yöneticilerine, disiplin kurulu üyelerine ve o federason altında hakemlik görevi icra edenlere son bir mesaj vermek istiyorum. Az önce saydığm hususlarla ilgili olarak; biz sizden haysiyetli davranmanızı istiyoruz. Lütfen bu ülkenin çok nadide bir kurumunu temsil ettiğiniz unutmayın. Bir kişi gelip size parmağını sallayarak azarlıyorsa boynunuzu eğmeyin. Biz sizden bizim önümüzde boynunuzu eğmenizi istemiyoruz. Biz sizden kimsenin önünde eğilmenizi istemiyoruz. Biz sizden sadece hukukun önünde eğilmenizi istiyoruz. Onun dışında herkesin karşısına dik bir başla çıkmanızı istiyoruz. Biz sizden sadece ve sadece kendi haysiyetinizi korumanızı bekliyoruz. Haysiyetli davranın, hukuk kurallarını eşit ve tarafsız şekilde uygulayın. Dik durun, kimsenin önünde eğilmeyin. Unutmayın sizleri büyük kılacak olan şu anda oturduğunuz veya önümüzdeki yıllarda oturacağınız koltuklar değildir. Koltuklar geçicidir ama bu gök kubbede nasıl bir seda bıraktığınız önemlidir. Bu gök kubbede hoş ve haysiyetli bir seda bırakmaya çalışın.

Daha önce de kaygılarını dile getirdiklerini ifade eden Mehmet Cibara "Bizler yine hatırlayacaksınız Şubat 2014'te bir divan toplantısında bu konuyu ve buralara geleceği noktasında gerekli yetkililerin dikkatini çekmiştik. İnanın sportif başarı ve başarısızlık öncelikli bir konu değil bizim için. 31 Aralık itibariyle Galatasaray Spor Kulübü kuruluş gününden bu yana amatör branşlarda en başarılı yılını geçirmişken; 83 kupa, 1 kıtalarası kupa, 2 Avrupa Şampiyonluğı, 8 şubede Şampiyonlar Ligi oynama başarılarına erişmişken aynı şeyi söylüyoruz. Biz şiddete, küfüre, salonlardaki bu teröre karşıyız. Hukuk çerçevesinde yerel yöneticiler, merkezi yöneticiler, spor teşkilatı, İçişleri Bakanlığı gerekli kanunları uygulasın. Aksi takdirde bu iş çok kötü bir noktaya gidiyor. Her türlü işbirliğine hazırız. Gelin konuşalım, fikrimizi söyleyelim dedik. Bunları Şubat ayında ifade ettik. Ama maalesef geldiğimiz nokta tamamen hukuk dışında cereyan etmektedir. Ve gittikçe kötüye giden bir durum vardır. Hiçbir kulubün taraftarının, sporcusunun canı, haysiyeti alınacak kupalardan önemli değildir. Biz halen süreç bitene kadar, seri bitene kadar geçen sezondan aldığımız kupa neticesinde şampiyonuz, son şampiyonuz ve bu sene de şampiyon olmak için elimizden geleni yapacağız. Ama dediğim gibi artık Türk sporunun rayına girmesi lazım. Herkesten gerekli desteği bekliyoruz" dedi.

Son olarak tekrar söz alan Sedat Doğan "Takımımızın, teknik heyetimizin sonuna kadar arkasındayız. Onların yanındayız. Biz onların başarılı olacağına can-ı gönülden inanıyoruz. Biz taraftarımızla birlikte Son Topa Kadar mücadele edeceğiz. Şartlar ne olursa olsun, bunun içerisine gerekiyorsa Federasyonu yenmek de dahil, ne gerekiyorsa hukuki çerçevede, taraftarımızla birlikte, ki onlardan da suhulet rica ediyoruz. Takımı sonuna kadar desteklesinler. Galatasaray Spor Kulübü şiddete karşıdır. Bunun için de yöneticileri ellerinden geleni yaparlar. Fakat Türkiye'ye şiddeti getiren kişilerin devlet tarafından elimine edilmesi lazım. 6222'yi mi kullanırsınız, Türk ceza yasasını mı kullanırsınız. Bu ortamı bu noktaya getiren kimse bu insanları artık elimine etmek devletimizin görevidir. Bunu federasyon da tek başına yapamaz. Türkiye'de bu spor şiddetini ortaya çıkartanlar her ortamda her yeri geldiğinde her dara düştüğünde provokasyon yapan kişiler bellidir. Bu kişileri elimine etmek gerekiyor. Bizim saha kapatılması cezasına itirazda bulunduk. Eğer dünkü maçtan sonra karşı tarafın sahası da kapanmıyorsa biz bize verilen cezanın hukuksuz olduğunu bütün kamuoyuyla paylaşacağız. Bunun da bilinmesini istiyoruz. Gerekirse başka bir basın toplantısı yapma planımız var. Süreci takip ediyor olacağız" cümlesiyle toplantıyı sonlandırdı.

Galatasaray.org
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
20 Nisan 2010
Mesajlar
14.245
Beğeniler
0
Şehir
Caspian
Bir Fenerbahçe'li olarak karşılıklı çirkeflik yapıldığını düşünüyorum.Yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak Fenerbahçe deplasmandayken başladı bu olaylar.
 
Kayıt
22 Eylül 2010
Mesajlar
3.852
Beğeniler
33
Şehir
Antalya
Bu mesaj Rochas rumuzlu uyeden alinti yapildi
Rochas demiş ki:
Bir Fenerbahçe'li olarak karşılıklı çirkeflik yapıldığını düşünüyorum.Yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak Fenerbahçe deplasmandayken başladı bu olaylar.
İlk maçlar Fenerin evinde oynandı . Fenerbahçe yönetiminin her zamanki yaptığı çirkeflik bunlar. Taraftarını geçtim yönetimi ayrı çirkef davranıyor. Galatasaray Yedek futbolcularının olduğu bölmenin cam kısmı kaldırılmış . bi çok ihlal vardı maçta.
 
Yukarı Alt