Kayıt
26 Eylül 2007
Mesajlar
468
Beğeniler
0
Şehir
Kocaeli


2009 E3′ünün en tatlı sürprizlerinden biri olarak karşımıza çıkmıştı Trine. Assassins Creed 2, Call of Duty Modern Warfare 2, God of War 3, Splinter Cell Conviction ve daha nice büyük isimlerin arasında parıldadı Trine. E3′ün en iyi serbest yapımı seçildi bir çok kişi farkında olmasa da. 2 boyutlu eski oyunları cilalayıp, günümüze uyarlama modasının tam gaz ilerlediği bu dönemde Trine da günümüzün teknolojisiyle bezenmiş, 2 boyutlu, harika bir platform oyunu olarak piyasaya çıktı.



Oyuna Zoya’yı kontrol ederek başlıyorsunuz

Pontius, Zoya ve Amadeus … Bir masal tadında başlayan oyunda, uzaklardaki bir krallığın çöküş hikayesi ve bu krallıkta bulunan Trine adındaki değerli bir taşa ( eşyaya ) ruhları hapsolan bu 3 karakterin hikayesi anlatılıyor. İlk bölümün antreman modunda geçtiği oyuna Zoya’yı kontrol ederek başlıyoruz. 20 küsür yaşlarında, çevik bir hırsız olan Zoya, kraliyet odasında rastladığı Trine’ı çalmak isterken ruhu bu taşa hapsoluyor. Zoya’dan sonra kontrolü devraldığımız Amadeus ise 35-40 yaşlarında, kadınların ilgisini çekmeye çalışan kendi çapında bir büyücü. Kendi çapında dedim çünkü büyücü denilince aklımıza hep düşmanlara fırlattıkları ateş topları falan gelir. Bu büyücü ise kadınları yaptığı sihirlerle etkilemeye çalışan kolpa bir büyücü :) Zoya’yı Trine’ın yanında gören büyücümüz bu bayanı kurtarmak adına taşa dokunarak kendisini de hapsediyor. Zoya ve Amadeus’u bu durumdan kurtaracak mı diye beklediğimiz 3. bir karakter olan şövalye Pontius, 40 küsür yaşlarında, göbekli, aklı yerine kılıcını ön plana atan biri. “Aa bu da ne, burada neler oluyor la?” modunda Trine’a yaklaşan Pontius da ruhunu Trine’a teslim ediyor. Böylece antreman bölümü sonra eriyor ve Astral Academy bölümüyle oyunumuz başlıyor.



Zoya ipiyle salınarak birçok engeli aşabiliyor

Kendilerini Krallıktan çok uzakta bulan bu üç karakter olan biteni Amadeus’un açıklamalarıyla kısa sürede anladıktan sonra, en tezinden Krallığa geri dönmenin planlarını yapıyorlar. Antreman bölümünde teker teker kontrol ettiğimiz bu 3 karakter ise ruhları birleştiğinden dolayı Krallığa ancak işbirliği yaparak dönebileceklerini farkediyorlar. Trine oyununun temelinde de bu 3 karakteri istediğimiz anda seçebilme ve birbirlerinden farklı olan yeteneklerini doğru platformlarda kullanarak engelleri aşabilme yatıyor. Sahip olduğu ok ile düşmanları uzak mesafeden avlayabilen Zoya aynı zamanda ipiyle yüksek yerlerden salınıp, engelleri aşabiliyor. Oyunun ilerleyen bölümünde sandıklardan bulacağınız yeni yeteneklerin yanında yeterli tercübe puanı toplayarak karakterlerimizin yeteneklerini geliştirebiliyoruz. Oyunun başında tek ok atan Zoya, ilerleyen bölümlerde 3 ok birden fırlatabilirken aynı zamanda ateş oku özelliği kazanarak karanlık bölgelerdeki meşaleleri yakarak etrafı aydınlatabiliyor. Etraftaki eşyaları kaldırabilme özelliğine sahip olan Amadeus da büyülü kareler ve düzlemler çizerek aşılması güç olan engellerin geçilebilmesini sağlıyor. Oyunun ilerleyen kısmında Amadeus’un yaratabileceği kareler ve düzlemlerin sayısı, vereceğiniz yetenek puanları ile artabiliyor.



Amadeus ateş topu atamıyor ama kare çizebiliyor

Kalkanı ile düşmanların saldırılarına ve platformlardan düşen maddelere siper olan Pontius aynı zamanda kılıcı ile yakın dövüşe girip düşmanları kolayca alt edebiliyor. Ayrıca daha sonraları kazanacağı yetenek puanları ile charge kabiliyetine sahip olup, düşmanlara uzaktan çabucak yaklaşıp, onları geri püskürtebiliyor. Bunun dışında her bir karakterin zayıf olduğu noktalar da var. Yüzme bilmeyen Pontius suda direk batarken, Amadeus düşmana yanlızca çizeceği kareleri kafasına düşürmekle zarar verebiliyor. Kalabalık düşman topluluklarında yakın dövüş özelliğine sahip olmadığı için zorlanan Zoya ise bu açığını hızı ve çevikliğiyle kapatıyor. Bu anlattıklarımın doğrultusunda tahmni edeceğiniz gibi oyunu oynarken sürekli karakter değiştirmek zorunda kalacaksınız. Trine her ne kadar çizgisel bir oyun olsa da bölüm içinde bazı engelleri illa bir karakter ile aşmak zorunda kalmıyorsunuz. Yani, Amadeus ile daha rahat aşabileceğiniz bir engeli Zoya ile de aşabiliyorsunuz. Bu tamamen sizin tercihinize ve aklınıza kalmış. Bazen bir engeli aştıktan sonra; ” ya aslında büyücü ile çok rahat geçebilirdim burayı ” diye yaptığınız tercihlerin çok doğru olmadığı sonradan da aklınıza gelebiliyor.



Zoya ile burayı zıplayarak geçebilirim. Ama ya yerdeki tuzağa düşersem ?




Amadeus’u kullanarak işi garantiye alalım…

Aksiyon, platform, puzzle ve çok az da olsa rol yapma özelliklerinin karışımı olan Trine bulmaca ve aksiyon dengesini çok güzel yakalamış. Oyunun puzzle ve aksiyon ağırlığı % 50′ye yakın. Ne hiç bir bölümde çok az düşman keserek, daha çok bulmaca çözerek ( bulmaca dediğim, aklınızı kullanıp aşmanız gereken engeller ) ilerliyorsunuz ne de tam tersi. Rol yapma öğeleri çok az var dedim, yanlızca karakter geliştirme ekranı ( o da çok limitli zaten ) ve envanterinizde taşıdığınız çeşitli eşyalar bu öğeleri oluşturuyor. Oyunun masalsı bir sunumunun olması da oyuna RPG havası veren ayrı bir faktör. Her bir bölüm açılırken loading ekranında hikayenin devamının kısa bir şekilde anlatılması bu masalsı havayı yaratıyor. Ayrıca karakterler arası konuşmalar da bölümlerin hemen başında ve kimi zaman da sonunda oluyor. Oyunun masalsı havasına katkı yapan en önemli unsurlardan biri de oyunun müzikleri. Sırf günün yorgunluğunu atmak için oyunu açıp, 5 dakika bu müziklerden birini dinlemek bile insana yetiyor. Oyunun görsel özelliklerine geldiğimizde ise 2 boyutlu bir oyunun ancak bu kadar güzel görünebileceğini söylemek istiyorum. Işıklandırmalar, parlama efektleri, kaplamalar başarılı bir şekilde sunulmuş. Grafiklerden beklentinin minimum olacağı bir oyun aslında Trine. Ama grafiklerin bu kadar güzel gözükmesi oyuna da pozitif katkı yapmış gerçekten. Ayrıca bölüm tasarımları da oldukça hoş, genelde renkli, büyülü, masalsı bir dünyayı anlatan bir yapıda. Forsaken Dungeons gibi zindana indiğimiz bölümlerde bile grafiklerin sevimliliği sayesinde karanlık bir hava oluşmuyor.



Her bölümden önce masal anlatılır gibi hikaye özetleniyor

Trine 1 Temmuz tarihinde Steam üzerinden 29.99 $ satış fiyatıyla yayımlandı. Oyunu PSN üzerinden PS3 için daha ucuza indirebiliyorsunuz. Oyunu ayrıca kutulu olarak da satın almak mümkün. Steam’in bu oyun için biçtiği fiyat biraz yüksek. 8-10 $ daha ucuz olması daha makul gibi görünen oyun ise vereceğiniz parayı gerçekten hakediyor. Tek kişilik oyunun yanı sıra offline olarak oyunu co-op olarak da oynamak mümkün. Oyunun multiplayer modu ise malesef bulunmuyor. Oyunun bir kere bitirdikten sonra tekrar oynamanız da olası. Her bir bölümde bulunan gizli yerlere ulaşmak veya Trine’ın büyülü dünyasına geri dönüş yapmak oyunu tekrar oynamanız için olası sebepler.

Eski tip oyun tarzını yeni teknoloji ile birleştirip büyülü bir dünyada sevimli bir şekilde sunmuş Frozenbyte ve Nobilis. Bir serbest yapımdan bekleyeceğiniz birçok hata ve kusuru barındırmayan, aksine pozitif oyun yapısı ve sunuşu ile oyuncuyu kendine bağlayan bir oyun Trine. Yüksek ücretini ve sınırlı oyun modu haricinde pek fazla eksisi bulunmayan oyunu bu yaz sıcağında temin etmeniz şiddetle tavsiye edilir. Oyunu satın almadan önce denemek isterseniz de oyunun demosunu indirmeniz iyi olur.

Karakter Resimleri:

Zoya


Amadeus



Pontius






Gerçekten Harika Bir oyun.​
 
Yukarı Alt