Durum
Daha fazla cevap için açık değil.

Absence

 
Kayıt
29 Aralık 2007
Mesajlar
8.261
Beğeniler
1
Ha rahibe lafı açılmışken hadi o adam saftı yada bişiler yaptırıldı ona ihraç edildi akp li belediye başkanı doğudan 2. 3. eş alın diyince başbakana peygamber diyen adamlar çıkınca laikliği kesinlikle kaldırmalıyız diyen millet vekilleri çıkınca noluyor
 
Kayıt
9 Mayıs 2007
Mesajlar
3.203
Beğeniler
0
Şehir
Hodri Meydan!
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Pkk'lıların oyuyla Evetcilerin oyunun ne alakası var gel gelelim ki yargıtayın içindende pkk'yla işbirligine hazır hayırcılar vardı bunları unutmayalım Tayyip geldiginde kasada 26 milyar $ vardı şimdiki para 76 milyar $ akp iktidarından önceki partilerin pisliklerini borclarını akp kapatıyor yazık ki göremiyorsunuz borcları kapamak için adam nabıcak belirli yerleri satıcak ama siz bunu anlayamazsınız.


Ps: Nede olsa evet cıkınca müslüman kadınlar rahibe gibi örtünecek. Bırakın bu işleri daha dün başıörtülü kadınları dışlıyordunuz madem o kadar laiksiniz başörtüsüyle üniversiteye girmeye calısan kadınların başörtülerini niye bi dini simge haline getiriyorsunuz. Laiklik bumu Atatürk adı altında o partide neler yapılıyor kim bilir.
+1905 :thumbsup:
Ayrıca sorarım AKP'yi beğenmeyenlere Tayyipten öncekiler dahamı iyiydi? Bununda yanlışları olabilir ama öncekilere göre daha iyi kanaatimce.
 

Wax Whine

.NET
Kayıt
9 Eylül 2007
Mesajlar
17.595
Beğeniler
30
Şehir
Bağdat Caddesi / İST.
Server
Aspendos
Takımı
Besiktas
NightStalker demiş ki:
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Pkk'lıların oyuyla Evetcilerin oyunun ne alakası var gel gelelim ki yargıtayın içindende pkk'yla işbirligine hazır hayırcılar vardı bunları unutmayalım Tayyip geldiginde kasada 26 milyar $ vardı şimdiki para 76 milyar $ akp iktidarından önceki partilerin pisliklerini borclarını akp kapatıyor yazık ki göremiyorsunuz borcları kapamak için adam nabıcak belirli yerleri satıcak ama siz bunu anlayamazsınız.


Ps: Nede olsa evet cıkınca müslüman kadınlar rahibe gibi örtünecek. Bırakın bu işleri daha dün başıörtülü kadınları dışlıyordunuz madem o kadar laiksiniz başörtüsüyle üniversiteye girmeye calısan kadınların başörtülerini niye bi dini simge haline getiriyorsunuz. Laiklik bumu Atatürk adı altında o partide neler yapılıyor kim bilir.
+1905 :thumbsup:
Ayrıca sorarım AKP'yi beğenmeyenlere Tayyipten öncekiler dahamı iyiydi? Bununda yanlışları olabilir ama öncekilere göre daha iyi kanaatimce.
Sor. Teayyipten daha iyiydiler.
 
Kayıt
19 Ekim 2009
Mesajlar
10.451
Beğeniler
97
Takımı
Galatasaray
yüzde 95,75 evet demişler bu kadar modernini ilk defa görüyorum vallaha çok zeki insanlar 8O
 
Kayıt
2 Aralık 2009
Mesajlar
1.442
Beğeniler
0
Şehir
SANA Bİ KORUM
Wax Whine demiş ki:
NightStalker demiş ki:
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Pkk'lıların oyuyla Evetcilerin oyunun ne alakası var gel gelelim ki yargıtayın içindende pkk'yla işbirligine hazır hayırcılar vardı bunları unutmayalım Tayyip geldiginde kasada 26 milyar $ vardı şimdiki para 76 milyar $ akp iktidarından önceki partilerin pisliklerini borclarını akp kapatıyor yazık ki göremiyorsunuz borcları kapamak için adam nabıcak belirli yerleri satıcak ama siz bunu anlayamazsınız.


Ps: Nede olsa evet cıkınca müslüman kadınlar rahibe gibi örtünecek. Bırakın bu işleri daha dün başıörtülü kadınları dışlıyordunuz madem o kadar laiksiniz başörtüsüyle üniversiteye girmeye calısan kadınların başörtülerini niye bi dini simge haline getiriyorsunuz. Laiklik bumu Atatürk adı altında o partide neler yapılıyor kim bilir.
+1905 :thumbsup:
Ayrıca sorarım AKP'yi beğenmeyenlere Tayyipten öncekiler dahamı iyiydi? Bununda yanlışları olabilir ama öncekilere göre daha iyi kanaatimce.
Sor. Teayyipten daha iyiydiler.

Tabi önceden şeker un ekmek sıraları iyiydi dimi . Kemerleri sıkmaktan kemerlerde delik kalmamıştı.

Ps: Chp nede olsa ATAMIZIN partisi ama artık o partiden eser yok yazık.
 
Kayıt
22 Temmuz 2008
Mesajlar
5.320
Beğeniler
0
Şehir
İzmir
Şeker,Un,Ekmek sıraları vardı ama devlet kurumları İsraillilere Amerikalılara satılmıyordu. Kriz vardı ama Kürt açılımı diyip ülkeyi bölmeye çalışan yoktu. Kemerleri sıkıyorduk ama Kürtler açık açık ölen pkk lılar için yas tutamıyorlardı, TVlerin önünde Anayasa paketinin Özerk kürdistan'a zemin hazırladığını söyleyemiyorlardı. Bunlarıda düşünmek gerek. Herşey para-ekonomi değil.
 

Wax Whine

.NET
Kayıt
9 Eylül 2007
Mesajlar
17.595
Beğeniler
30
Şehir
Bağdat Caddesi / İST.
Server
Aspendos
Takımı
Besiktas
Ak Parti iktidarlığında gerçekleşen Ak yolsuzlukların 1000000000de biri

1-İZMİR TCDD LİMAN TAŞIMA İHALESİ

TCDD İzmir Liman’ı için, yıllık 70 milyon $’lif yükleme-boşaltma isleri için ihale hazırlığı yapılıyor. Daha sonra ihaleden vazgeçiliyor. İhalesiz olarak 15 yıllığına Reha Denizcilik ve Raden Lojistik isimli 2 şirkete veriliyor. Şirketlerin, 15 yılın sonunda arzu ettikleri takdirde 15 yıl daha ise devam edebileceği sözleşmede yer alıyor. (Toplam 30 yıl süreli) Toplam 2 milyar 100 milyon $’lif is ihalesiz veriliyor. Bu firmalardan biri, sözleşme tarihinden 2 gün önce kuruluyor, diğeri de ayni gün kurulusu gerçekleşiyor. Bu şirketin büyük hisseli ortaklarından biri AKP’nin Bakırköy İlçe Başkanlığı’nı yapmış olan Rahmi Genç. Sözleşme imzalandıktan sonra bu kişi, hisselerini devredip, ayrılıyor. Olayın usulsüzlüğü dile getirilince, TCDD Reha Denizciliğin sözleşmesini iptal ediyor. Bu şirketin Genel Müdürü de, diyor ki; “TCDD’nin aleyhine dava açtık, davayı TCDD kaybederse 225 milyon $ tazminat ödeyecek, haberleri olsun.”SONUÇ: TCDD yapılan islerin usulsüz olmadığını açıklıyor.

2-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARAÇ SİGORTA İHALESİ

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ağır taşıtlar için, sigorta ihalesi açıyor. Bu ihale, 197 milyar lira ile AKP İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya’nin, önceden ortağı olduğu Büyükkaya Sigorta Aracılık A.S’ye veriliyor.SONUÇ: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ihalenin usule uygun olduğunu açıklıyor.

3-TCDD İSTASYON YENİLEME İHALELERİ

TCDD’den 10 istasyon yenileme ihalesi AKP Kadın Kolları MKYK Üyesi Emine Alioglu’na veriliyor. Bu AKP’li müteahhit hanim, ayni zamanda yeşil kart sahibi. Önce devletten yeşil kartı alıyor, sonra da 10 İstasyon yenileme ihalesini alıyor.SONUÇ: TCDD ihalelerin usule uygun olduğunu açıkladı.

4-GEBZE AKARYAKIT KAÇAKÇILIĞI OLAYI

5 trilyonluk bir hadise. Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kemal Albayrak dahil, bir çok bürokrat halen yargıda. Kemal Albayrak, AKP Kurucular Kurulu üyesi ve AKP Kırıkkale eski Milletvekili. Türkiye’de, yılda 1,5 milyar $’lif akaryakıt kaçakçılığının olduğu açıklanıyor.SONUÇ: Halen dava yargıda devam ediyor. Olayı ortaya çıkartan Kocaeli Emniyet Müdürü bilahare görev yeri değiştirildi.

5-TMSF OTEL İHALESİ

TMSF, Ceylan Grubu’ndan, banka borcuna karşılık 52,5 milyon $’a Antalya’daki Deluxe Resort Otel’i alıyor. Devir öncesi otel fiyatı, ekspertif raporunda bu şekilde belirtiliyor. TMSF, ayni oteli bu sefer 25.3 milyon $’a satıyor. Ulu soy Grubu alıyor. 27 milyon $ devlet zarar ediyor.SONUÇ: TMSF, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.

6-DERİNCE ARAZİ ALIMI OLAYI

Özelleştirme İdaresi, Yarımca Porselen Arazisi’ni, 30.5 milyon $’a bir özel şirkete satıyor. Erdemir, 82 milyon $’a ayni araziyi, bu sefer söz konusu özel şirketten satın alıyor. Devlet, 52 milyon $ kendi arazisinden zarar ediyor. Ve Erdemir yönetimi, 2 yıldır bir liman için arazi aradıklarını ifade ediyor, 20 gün içinde en pahalısını seçiyor.SONUÇ: Erdemir, yapılan işlemin usule uygun olduğunu açıkladı.

7-BALIKESİR SEKA KAĞIT FABRİKASI İHALESİ

Fabrika, 30 Haziran 2003′te 1.1 milyon $’a Albayraklar A.S’ye satılıyor. Özelleştirme İdaresi, piyasa değerini 51 milyon $ olarak belirliyor. Sonra Selüloz-Iş Sendikası, mahkemeden satışı iptal ettiriyor. Bu arada ihale iptal edildiği için, bu parayı Özelleştirme İdaresi talep ediyor. Şirket bununla ilgili henüz ödemede bulunmuyor. 12.7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit ediliyor. ( Yaklaşık 10 milyon $’lif ) Bu rakam stoktaki malların satılmasından ve alacakları tahsil etmesinden kaynaklanıyor. Mahkemenin iptal kararı Nisan 2004′te. Yani 10 ay sonra.SONUÇ: Maliye Bakanı, gerekenin yapılacağını açıkladı.

8-HALKBANKASI’NDA 30 MİLYON $’LIK KREDİ ZARARI OLAYI

Devlet Bakanı Ali Babacan’a, Net Holding’in 30 Milyon $’lif kredisinin geri alınamayacağı ve hemen müfettiş görevlendirilerek olaya el konulması, aksi takdirde zaman asımına uğratılacağı, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nca ve resmi yazılarla uyarıldığı halde, bir işlem yapılmamış ve30 milyon $ gibi bir alacak zaman asımına uğruyor. Benzeri bir iddia ile, 57. Hükümet’in Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Devlet Bakanı Recep Önal’ın, Yüce Divan’da yargılanmakta oldukları bilinmektedir.SONUÇ: Bakan ile ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. Müfettişle ilgili, görevi ihmalden dava açıldı.

9-TEKSTİLDE 1 KATRİLYONLUK HAYALİ İHRACAAT OLAYI

2004 yılında, 915.3 trilyonluk Katma Değer Vergisi tahsil edildi. Buna karşılık, 2 katrilyon 83 trilyonluk vergi iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 katrilyonluk hayali ihracata yapıldığı iddiası var. Bu konu ile ilgili Maliye Bakanı Unakitan; “Denizli’de 50 milyon $ ihraca ati olan bir firma, inceleme görmüş. 100 bin $’lif Rusya’ya yaptığı ihracaatlarin alicisi bulunamıyor. Yahu Rusya’da kimi buluyorsun ki? Arasan Rusya’da Başbakan’ı bile bulamazsın. Bu adamın adi olmuş hayalici. İnceleme yapılmış. İnceleme elemanı böyle demiş. İnceleme elemanı kim Allah askına? Maliye Bakanı adına inceleme yapıyor. Maliye Bakanı kim? Yahu Bakan benim ya!” diye konuşabilmiştir.SONUÇ: Bu konu ile ilgili bugüne kadar resmi bir soruşturma açılmamıştır.

10-MAVİ AKIM DOGALGAZDA EK PROTOKOL OLAYI

19 Kasım 2003 tarihinde, Ruslarla ek protokol imzalanıyor. Türkiye, “F1 Formülü” nden vazgeçip, Rusların istediği Fo’i kabul ediyor. Ve 1 Nisan 2005 tarihi itibariyle 8,5 milyar dolar fazladan ödemeye Türkiye razı oluyor. Ana Muhalefet Partisi, konuyla ilgili gensoru verdi. Sayın Başbakan bizzat oylamaya katılıp, gensorunun reddedilmesini sağladı.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ayni ve benzeri konudan, geçen dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in, formül değişikliği yaptı diye ve sonucunda devleti 257 milyon $ zarara uğratılmasına sebep olduğu iddiasıyla, Yüce Divan’da yargılanmakta olduğu biliniyor.

11-281 MILYARLIK “HUZURLU ORTAM BULMA” OLAYI

Atilla Basoglu’nun Adana’da şirketi var. Şirketinde Maliye vergi incelemesi başlatıyor. Atilla Basoglu’nun ailesine ait Adana-Yüregir’deki “Yüksel Tekstil” de, vergi kaçırdığı gerekçesiyle, bir süre önce baskın yapılıyor. Ve usulsüzlük dolayısıyla şirkete, 600 milyarlık ceza kesiliyor. Atilla Başoğlu CHP Adana Milletvekili. Bir müddet sonra CHP’den istifa edip, AKP’ ye geçiyor. Ve AKP’ ye geçtiginde ” huzurlu bir ortam buldum” diye bir açıklama yapıyor. AKP Adana Milletvekili Atilla Basoglu’nun aile şirketiyle ilgili 600 milyarlık cezasının, 319 milyara indirildiği ifade ediliyor.SONUÇ: Bu olay kamuoyuna “281 milyarlık huzur ortamı” diye yansıyor.

12-İZMİR HALKAPINAR KAPALI SPOR İNŞAATI İHALESİ

İzmir’de yapılacak Kapalı Spor inşaatı ihalesi için, ilan verilmemiş. 30 trilyonluk bir is. AKP Çankaya Belediye Başkan Adayı’nın sahibi olduğu şirkete, usulsüz olarak verildiği ileri sürülüyor. Hatta 2004 yılı Yatırım Programı’nda, söz konusu salon için, ödeneğin bulunmadığı da ifade ediliyor.SONUÇ: İhalenin usule uygun yapıldığı açıklandı.

13-ULUSAL MARKER TEMİN İHALESİ

Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK) 2002-2004′te ihale sürecini başlattı. EPDK önce Ekim 2004′te bir yeterlilik ilanına çıktı ve denildi ki; “ben bu ihaleyi 1 Ocak 2005′te bitireceğim ve marker kullanımına başlayacağım”. Bu ilandan sonra, 3 defa yeni teknik ve idari şartlar getirildi. Ve 2 ayda 200 adet detektör temin etme zorunlulugu getirildi. Tek firmaya yönlendirildi. O da “John Hogg” adli İngiliz firması. 100 trilyonluk iş.SONUÇ: İhale bitirildi. Onaylanma safhasında.

14-SSK’DA İLAÇ YOLSUZLUĞU OLAYI

Roche’un, SSK’ya piyasaya sattiginin 2-3 misli fazla fiyatla ilaç verdigi tespit edildi. Bu konuyla ilgili dava açıldı. Dava sürecinde, SSK’nin 2 üst düzey yöneticisi tutuklandi. 16 sanikli dava, Istanbul 10 Agir ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Savcilik iddianamesinde, SSK’nin nasil batirilmaya çalisildigina yer verildi. Ve Türkiye’nin, ilaç sirketlerine fazladan 6 milyar $ ödedigi ifade edildi.SONUÇ: Yargilama devam ediyor.

15-AYCELL-ARIA BİRLEŞMESİ KONUSU

İtalya Basbakani Silvio Berlusconi’nin ricasi üzerine, AYCEEL-ARIA birlesmesinden dogan AVEA’nin yaklasik 3 milyar $’lif zarari, Hazine’ye yüklendi. Ileri sürüldügüne göre; ” Başbakan Recep Tayyip Erdogan, Basbakanlik Teftis Kurulu’nun, kamuyu zarara ugratan ve “hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal suçu” isledigini öne sürülen Aycell yöneticilerinin, Savciligin soruşturma istemine onay vermedi. Erdogan eski yöneticilerin uyarilmasina, haksiz edinildigi düsünülen bir paranin tahsiline onay verdi. Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) Aycell’e iliskin 2003 yılı raporuna göre, sirkette Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı ve Danismanlar’a, “ortalama yasal ücret tavanindan” fazla ücret baglandi. Bu konuda YDK’nin istegi ile Hazine’ce yapılan uyarilara ragmen Türk Telekom A.S. ve Aycell yasalara aykiri bu durumu sürdürdü. Bunun üzerine YDK, “ivedi durum raporu” hazirladi. Bu rapor üzerine, Basbakanlik Teftis Kurulu soruşturma başlattı. Hazirlanan raporda, Basbakanlik ve Hazine’nin bagli olduğu Devlet Bakanligi’nin talimati ve mevzuata aykiri olarak, Aycell yönetiminin yüksek serbest ücretlere soruşturma asamasinda da yüzde 15 zam verdigi ve bunu uyguladığı bilgisi yer aldı. Raporda, “Şirket yönetiminde yetkilerine verilen kamu kaynagini sorumlulukla kullanmayan, bu suretle kamu zararina yol açan Aycell Yönetim Kurulu Başkanı, Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin durumunun, “hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal” hükümlerine uydugu cihetle haklarinda kamu davasi açilmasi ve gereğinin takdir ve ifasi için raporun Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na gönderilmesi istendi. Ancak, Başbakanlığa sunulan bu onay teklif yazisi, Erdogan tarafindan, “raporun Ankara Cumhuriyet Bassavciligi’na gönderilmesi” sikki hariç, digerleri “uygun” görülerek, onaylandi. Oysa, Devlet eski Bakanı Hüsamettin Özkan’i Yüce Divan’a gönderen olayda da, YDK raporlarina göre, Halkbankasi’ni zarara ugratan bürokratlarla ilgili olarak Teftis Kurulu’nca hazirlanan raporun geregi yapılmamış ve bir buçuk yil Özkan’ın masasında bekletilmişti.”SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi. Aycell ile Aria kanun çıkartılmak suretiyle birleştirildi.

16-İKTİSAT GAYRİ MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI

İktisat Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı şirketi, Güneş Turizm Seyahat A.S.’ye18 milyon 250 bin $’a satılıyor. 30 Aralık 2004′te. Para 4 yıl vadeli ödenecek, bir açık arttırma yapılmıyor. Güneş Turizm, “Albayraklar Grubu”nun bünyesinde bir şirket. 31 Aralık 2004′te TMSF bir portföy raporu hazırlıyor, bağımsız denetim kurulu raporu çıkartıyor. İstanbul ve Bodrum’da bina,arazi,otel toplam değeri 38 trilyon.( Resmi rapora göre) 31 Aralık 2004′te kasada 10.9 trilyon nakit var olduğu ifade ediliyor. Bunu 30 Aralık 2004′te satıyor. Toplam 48 trilyonluk şirket, 25 trilyona satılıyor. 23 trilyon zarar edildiği ifade ediliyor.SONUÇ: yapılan işlemin usule uygun olduğu açıklandı.

17-AYCELL-SIEMENS ANLAŞMASI OLAYI

Siemens’ten alacağı 10 milyon Euro’nun tahsili için harekete geçen Aycell, Bakan Binali Yıldırım’ın engeline takıldı. Aycell, 2001 yılında Siemens ile sözleşme imzaladı. Ancak, Siemens yükümlülüklerini yerine getirmedi. Konuyu araştıran Aycell Komisyonu ve Hukukçular, bu nedenle Siemens’in günlük 96 bin Euro ceza ödemesi gerektiğini belirledi. Miktar artınca, Aycell alacağını tahsil etmek için girişimlere başladı. Bu aşamada devreye Bakan Yıldırım girdi. Aycell Yönetimi, apar topar değiştirildi. Yönetim Kurulu Başkanlığı’na, Bakan Yıldırım’ın Gemi Sanayi A.S.’de beraber çalıştığı Cahit Paksoy getirildi. Bu sırada Siemens de, milletvekillerine Aycell hattı karşılığında bedava cep telefonu dağıttı. Bunun ardından alacaklar rafa kaldırıldı.SONUÇ: Konu ile ligimi yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.

18-BAŞBAKANLIK TADİLATI İLE İLGİLİ KONU

Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina’da büyük çaplı tadilatlar yaptırıldı. Ana Muhalefet Partisi, 3 Kasım seçimlerinin ardından, 58 ve 59′ncu Hükümetler döneminde, Başbakanlık Yeni Bina, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Merkez Bina’da yapılan bu büyük çaplı tadilatları, TBMM gündemine taşıdı. Ana Muhalefet Partisi, 2003-2004 bütçelerinde bakim-onarım için cüzi ödenekler dışında bu tür bir tadilat için kaynak ayrılmazken, bu is için hangi kalemden ne kadar ödenek kullanıldığı ve ihale açılıp açılmadığı sorularının Başbakan Recep Tayip Erdoğan tarafından yanıtlanması için bir soru önergesi verdi. Verilen soru önergesinde, Erdoğan’a su sorular yöneltildi:” -2003-2004 yıllarında yenilenen Başbakanlık Merkez Binası, Başbakanlık Konutu ve Başbakanlık Yeni Binası’nda yapılan tadilat ve yenileme için hangi kalemden, ne kadar ödenek ayrılmıştır?-Bu yenileme ve tadilatlar için ihale açılmış midir? Bu isler hangi yöntemle verilmiştir? Hangi şirket veya şirketler ne kaderlik bedeller söz konusu isi üstlenmişlerdir?-Merkez Bina’nın sil alanı içinde olması sebebiyle yenilenmesi için Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan izin alinmiş midir?-İşlemleri Mücahit Aslan mi yaptı? Önergesinde, bu yenileme ve tadilat işlemlerinin Başbakanlık Danışmanı Mücahit Aslan’ın koordinasyonuyla yapıldığını öne süren Ana Muhalefet Partisi, Erdoğan’a “Mücahit Aslan’la cezaevinde birlikte hapis yattınız ve sonrasında Aslan’ı yanınıza Danışman olarak aldığınız doğru mudur? Doğruysa Aslan’ın cezaevinde yatma sebebi nedir? diye sordu.-Ödemeler örtülü ödenekten mi? Yine önergede, yenileme ve tadilat için müteahhitlere ödemelerin Vakifbank’taki bir hesaptan yapıldığının belirtildiği de ifade edilerek, “Bu hesap hangi hesaptır? Bu islerle ilgili tutarla örtülü ödenekten mi yapılmıştır? “SONUÇ: Bu konuyla ilgili bugüne kadar bir açıklama yapılmadı.

19- EMLAK GAYRİ MENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI OLAYI

Emlak Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı (GYO) A.S.’nine, 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği kat karşılığı arsa projelerinde, 1.1 milyar YTL (katrilyon lira) tutarındaki kamusal servetin müteahhit firmalara “örtülü kazanç” seklinde aktarıldığı ileri sürüldü. TOKI’ YE ait Emlak GYO’nun projeleriyle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu ile SPK’nin ortak soruşturma yapması istendi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK), 2003-2004 yıllarında ihale edilen ve inşaatı devam eden yedi projeyle ilgili özel inceleme raporu hazırladı. Besi İstanbul Atasehir’de, ikisi de İzmir Mavisehir ve İstanbul Yukarı Dudulu Köyü’ndeki projelerde, Emlak GYO’nun arsalarının gerçek değerinin altında gösterildiği, müteahhitler tarafından yüklenilen inşaat maliyetlerinin ise şişirildiği ileri sürüldü.SONUÇ: Konu ile ligimi yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmedi.

20-KAYSERİ ELEKTRİK DAĞITIM ŞIRKETİ KATKI PAYI KESİNTİSİ OLAYI

Kayseri Elektrik A.S.’de, %10′luk enerji fonu katkı payı kesintisi Enerji Bakanı Hilmi Gülercin oluruyla %1′e indiriliyor. Oysa Bakanlık Teftiş Kurulu’nun bu şirkete açtığı davadan 74 trilyonluk alacağı var. 2002′den beri devam ediyor. Sadece böyle bir şey Bakanlığın aleyhine yıllık 20 trilyonluk bir fondan vazgeçme anlamına geliyor. Söz konusu firmanın daha önce Genel Müdürlüğü’nü yapmış olan ve halen AKP Kayseri Milletvekili olan Taner Yıldız’ın, bu kararda etkisinin olup olmadığı merak ediliyor.SONUÇ: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

21-BİNGÖL DEPREM KONUTLARI OLAYI

Bingöl’de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nca 2016 konut insaf ediliyor. Tanesini 38 milyardan yaptırıyorlar. TOBB de ayni yerde ve ayni projeyle 480 konut yaptırıyor ve ayni konutu 30 milyara mal ediyor. 1 konutta 8 milyar fark ediyor. Toplam TOKI, 12 trilyon fazla ödemede bulunuyor. Başbakan’ın da katıldığı görkemli törenle teslim edilen konutların daha içine girmeden çürüdüğü ileri sürülüyor.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

22-TEKEL TOKAT SİGARA FABRİKASI MAKİNA İHALESİ

Tekel, 10 Haziran 2004 tarihinde Tokat Sigara Fabrikası’na, sert paket kutulu sigara paketleme makineleri alimi için ihale açıyor. Ve sözleşme şartnamesinde “makinelerin kullanılmamış ve yeni olması koşulu” bulunuyor.13 milyon 840 bin Euro’ya malalan makinelerin bazılarının yeni, bazılarının da kullanılmış olduğu anlaşılıyor. Tekel’e tanesi, 1,7 milyon Euro’ya satılan bu makineler, Beyaz Rusya’ya 570 bin Euro’ya satılmış. Bu fark edilince AKP, Meclis’e Torba Yasası ile bir madde getiriyor. Tekel tarafından ithal edilen kullanılmış makinelerin, satın alınmasına izin verilmesi öngörülüyor. Bu isi örtbas etmek için, Tekel ile ilgili maddenin yürürlük tarihi ihale öncesine çekiliyor. Böylelikle, yaklaşık 24 trilyonluk kullanılmış mal satan İspanyol Firması’ndan alınan makineler, aklanmış hale getirilmek isteniyor.SONUÇ: Tekel’in bu ihalesi, “Tütün,Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK)” ca iptal ediliyor. Tekel Yönetim Kurulu da, makinelerin iade edilmesi kararını alıyor. Ancak, konu ile ilgili tazminatların miktarı ve bunun sorumlularının kimler olduğu konusu, henüz sorusturulmus değil.

23-HUMMER CİP’Lİ 9.8 TRİLYONLUK İHALE OLAYI

Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in oğlunun düğününe, Milli Eğitim Bakanı’nın esi Şahsenem Çelik’le birlikte, Hammer Cip’le giden Melek İpek’in ortak olduğu şirketin, okullarda dağıtılan bedava kitap kampanyasına katıldığı ve bedava kitap ihalesine katılıp, 9.8 trilyonluk ihale aldığı ifade ediliyor.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklama, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

24-ULAŞTIRMA BAKANI’NIN OĞLUNUN GEMİ KİRALAMA OLAYI

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 24 yasındaki oğlu Erkan Yıldırım, ihalesiz olarak Ankara Feribotu’nu alıyor. Santur isimli şirket almış oluyor. Bu feribotun, günlüğü en az 15 bin $’dan kiralanması gerekirken, 9 bin $’a kiralandığı ifade ediliyor. Burada önemli bir konu da, Çeşme- Bindisi arasında Devlet, Samsun Feribotu’nu isletiyor. Madem bu hat is yapıyor da, Devlet 2 feribotu neden isletmiyor? Ankara Feribotu ucuza kiralandığı için, bilet fiyatlarında indirim yapılıyor. Ankara Feribotu, 740 yolcu ile Çeşme’ye gelirken, Samsun Feribotu 400 yolcuda kalıyor.SONUÇ: Konu ile ilgili Ulaştırma Bakanı’nın yaptığı açıklamalar, kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

25-İZMİR SORU KİTAPÇIĞI İHALESİ OLAYI

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, seviye tespit sınavı soru kitapçığı için, 320 bin öğrencinin durumunu belirlemek üzere, ihale açıyor. İhale; öğrenci basına 265 bin lira teklif veren firma yerine, 470 bin lira teklif veren, Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen’in kardeşi Ömer Faruk Ergezen’e ait “Sarakuska” adli şirkete veriliyor. İhalenin teknik şartnamesinde yer alan “kesinleşmiş SSK ve vergi borcu bulunmadığına dair belge istendiği” maddesiyle ilgili evrak, 14 Aralık’ta Milli Eğitim Müdürlüğü’ne geliyor. Ancak, 13 Aralık’ta sözleşme imzalanıyor. 120 milyarlık bir is.SONUÇ: Kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

26-THY 36 AİRBUS UÇAK ALIMI KONUSU

THY’nin, Özelleştirme kapsamında iken halka arzı, %51′den fazlası amaçlandığı halde THY’nin uçak alimini, özelleştirilmeden sonra gerçekleştirilmesi beklenirdi. THY, Mayıs 2004 tarihine kadar Kamu İhale Yasası’na tabii idi. Çıkartılan bir yasa ile THY uçak alımlarını, İhale Yasası’na tabi olmadan gerçekleştirilmesi imkan dahiline getirildi. THY Genel Müdürü, uçaklara 1,5- 2 milyar $’lif bir ödeme yapılabileceğini söylemişti. AirBus ise, rakamın 3 milyar $’i geçecegini açıkladı. Uçakların kaç liraya alındığını, başka firmalarla bir görüşme yapılıp, fiyat istenip istenmediği açıklanmıyor.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

27- BOTAŞ’IN FERNAS ŞİRKETİ’NE İHALESİZ 24,5 MİLYON $’LIK İŞ VERİLMESİ OLAYI

Fernas şirketi, CHP’den Akü’ye geçen Batman Milletvekili Mehmet Nezir NASIROGLU’nun kuzenine ait. İhalesiz is sözleşmesini BOTAS yapıyor. BOTAS Genel Müdürü; ” İsi yapsa da, yapmasa da Fernas şirketi’nin 24,5 milyon $ ödeyeceğini ve bunun doğru bir karar olduğunu ” savunuyor.SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

28- MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI 62 İLKÖĞRETİM OKULU İHALE OLAYI

Konuyla ilgili Ana Muhalefet Partisi, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK hakkında soruşturma önergesi veriyor ve bizzat Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla, AKP Grubu çoğunluğu ile soruşturma açılmasını reddediyor. Bilindiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı (Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanlığı), 07.06.2004 tarihinde, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (IMKB) 8 yıllık Temel Eğitimi desteklemek amacıyla, kendi kaynaklarından sağladığı 500 trilyon liralık kaynak ile, 44 farklı ilde toplam, 958 bin 166 metre karelik, 135 adet ilköğretim okulu inşaatı ile ilgili bir paket içinde 62 adet ihaleyi yaptı… Akabinde, Bakanlık değerlendirmesini tamamlayarak sonuçları ihaleyi kazananlara bildirdi… Bir taraftan, farklı illerde, ayni sınıf ve standartta inşaatlar için çok farklı fiyatlar onaylanırken; diğer taraftan ayni ihalede teklif edilen en düşük fiyatlar gözerdi edilmiş, kabul edilen teklifler, daima ortalamanın üstünde fiyat veren firmalara ait olmuştur… En düşük fiyatlı teklif, BIRINCI sıra olmak ve tüm tekliflerin küçükten büyüğe sıralanması halinde, toplam 62 ihale içinde, örneğin, “en ucuz teklif sıralamasında” BIRINCI, IKINCI ve ÜÇÜNCÜ firmalara HIÇ IHALE VERILMEMISTIR… Sonuç olarak; Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, EN YÜKSEK TEKLIFLERI ONAYLAYARAK, (KDV hariç) 86 trilyon 291 milyar liraya kadar bir Kamu kaynağı kaybına yol açacak işlemlere göz yummakta hiç bir sakınca görmemiştir. – M.E.B.’nine ONAYLADIGI Fiyatlarla İhale toplamı.. 379.944 milyar TL. -M.E.Banin REDDETTİĞİ, En düşük Fiyatlarla İhale toplamı 293.653 Milyar TL. -Kamu kaynağı KAYBI………………..: 86 trilyon 291 milyar TL. -KDV dahil, Kamu kaynağı KAYBI.. : 101 trilyon 823 milyar TL.SONUÇ: Resmi açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

29- 2. BEYAZ ENERJİ YOLSUZLUĞU OLAYI

Enerji davasında 3 AKP’li var. Ankara Cumhuriyet Savcılığı, Enerji Bakanlığı’ndaki ihale yolsuzluklarıyla ilgili dava açtı. İddianamede, 18 sanık, “çete kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, rüşvet”le suçlanıyor. İddianamede ayrıca, işadamı İbrahim Selçuk’un AKP Genel Sekreter’i Idris Nadim Şahin’le görüşerek, Bakanlığın Teftiş Kurulu’nu etkilemek için, baskı yaptığı da yer aldı. Ankara Cumhuriyet Savcısı Şemsettin Özcan’in hazırladığı iddianamede, sanıklarla ilgili ulaşılan sonuçlar söyle yer aldı: ” İbrahim Selçuk’un, Enerji Bakanlığı’nda aldığı siyasi güç ve çeşitli yöntemlerle oluşturduğu baskı, şiddet ve tehdit sonucu çıkar amaçlı suç örgütü oluşturduğu, bu örgütü yönettiği, örgüt adına faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu faaliyetler doğrultusunda Bakanlığa bağlı anonim şirketler tarafından çıkarılan tüm ihalelerle ilgilendiği, ihaleleri kendi şirketi Ezgi adına almasa dahi, şirket sahibi diğer sanıklar adına alınması için, yoğun çaba sarfettigi, bu amaçla ihalelerin ertelenmesini, şartnamelerin değiştirilmesini temine yönelik faaliyetlerde bulunduğu ortaya çıkmıştır.” İddianamede, işadamı İbrahim Selçuk’un, AKP Ağrı Milletvekili Cemal Kaya ile olan telefon görüşmelerine vurgu yapıldı. Kaya’nın, Selçuk’u arayarak esi üzerine kayıtlı Aram Şirketi’ne, EÜAS’dan ihale alma girişiminde bulunduğunun anlatıldığı iddianamede, “Bu amaçla Karga mis, Özlüce ve Urca ihaleleri ile ilgili ayrıntılı görüşmeler yaptıkları, bu görüşmelerde sanık Selçuk’un, Milletvekili Cemal Kaya’ya yapması gereken kırımları dahi söylediği, Cemal Kaya’nın teklif edilen bazı ihaleleri küçük bularak, kendisine daha büyük ihaleler vermesini istediği ifade edildi. İddianamede, Selçuk’un, müfettişlerce hazırlanan teftiş dosyasının Adliye’ye intikal ettirilmemesi için Teftiş Kurulu Başkanı Cevdet Malkoç’a baskı yapması için, AKP Genel Sekreteri Idris Nadim Şahin’le görüştüğü ve Malkoç’a Şahin aracılığıyla baskı yapıldığı dosyanın halen Teftiş Kurulu’nda incelendiği kaydedildi.SONUÇ: Yargılama devam ediyor. CHP’den Akü’ye geçen ve iddianamede suçlanan Ağrı Milletvekili Cemal Kaya, Milletvekilliği’nden istifa etti. AKP Genel Sekreteri Idris Nadim Şahin ile ilgili herhangi bir fezleke düzenlenmedi.

30-JOKEY KULÜBÜ’NDEN SHÇEK PAYININ ALINMAMASI OLAYI

Türkiye Jokey Kulübü, at yarışları hasılatından %1′lik payın, SHÇEK’ alınmamasının engellenmesi olayı. SHÇEK Kuruluş Yasası’nın 18.maddesinin h bendine göre, “kanuna göre şans oyunları tertip eden kurumların, hasılattan %1′lik payın SHÇEK’ verilmesi” gerekir. Türkiye Jokey Kulübü, bu parayı ödememiş ve Tarım Bakanlığı’nı mahkemeye vermiştir. Ankara 6. İdare Mahkemesi, SHÇEK lehine karar vermiş ve bu kararın uygulanmaya konulması beklenirken, Devlet Bakanı Gül dal Akait, özel bir avukatlık bürosunun talebi doğrultusunda, yasaya aykırı işlem yapılması talimatını veriyor. Bu özel avukatlık bürosunun ortaklarından birisinin Murat Aksu olduğu ve babasının da, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu olduğu anlaşılıyor. Kanunu uygulamayan Tarım ve Köy isleri Bakanı Sami Güçlü ile görevini kötüye kullandığı için Devlet Bakanı Gül dal Akait için, Ana Muhalefet Partisi tarafından soruşturma açılması isteniyor. Fakat, Meclis’te AKP Grubu’nun çoğunluğu tarafından reddediliyor.SONUÇ: Konuyla ilgili yapılan resmi açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

31- MALİYE BAKANI’NIN OĞLUNUN MISIR İTHALİ OLAYI

Maliye Bakanı Kemal Unakitan’in oğlu, Gümrük Vergisi % 70′e çıkmadan hemen önce, 4 bin ton çerezlik mısır ithal ediyor. Ve ithalden sonra, Gümrük Vergisi miktarı yükseltiliyor. Maliye Bakanı, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “oğlum o mısırları, tavuklarına yedirecek” diye ilginç bir görüş sergiliyor. İfade edidigine göre, 4 bin mısırla bir yıl boyunca 175 bin tavuğun beslenmesi söz konusudur. Ve bu miktarda bir tavuğun da olmadığı ileri sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, mısır ithalinden 360 milyar kar elde edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, 17 Nisan 2003′te mısır İthali’nde Gümrük Vergisi %20′ye indiriliyor. 15 Temmuz 2003′te 4400 ton ADB menselli mısır ithal kontrol belgesi alıyor ve 4 Ağustos 2003′te 4000 ton mısır ithal ediliyor ve Gümrük Vergisi hemen bu ithalden sonra yükseltiliyor. 8 Ağustos 2003 tarihinde % 45′e yükseltiliyor. Daha sonra da söz konusu vergi, % 70′e yükseltilmiştir.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları kamuoyunu tatmin edici olmamıştır.

32- MALİYE BAKANI’NIN KAÇAK VİLLASI VE RESMİ MÜHÜRLERIN SÖKÜLMESİ OLAYI

Üsküdar Belediyesi’nin 3 kez mühürlenmesine rağmen, mührü kırarak oturduğu viladin bahçesine bir de kaçak villa inşa eden Unakıtan, depreme dayanıklı bina yaptırmak için belediyeye başvurunca, kaçak viladin hikayesi de ortaya döküldü. Kaçak villanın şikayet konusu olması üzerine, İçişleri Bakanlığı Başmüfettişi Şahin Demir, olayı incelemeye başladı. Bir gün sonra Üsküdar Belediyesi, bir gazeteye villanın yıkılması için ilan verdi. Gerekçe olarak da, evin bulunamadığı belirtildi. Yıkım için verilen ihale ilanına başvuran kimse de çıkmadı. Demir, raporunda önemli ifadelere yer verdi. Raporda, “Belediye Başkanı, bu olayda görevini kötüye kullanarak, adeta ruhsatsız inşaatın bitirilmesi için gayret göstermiştir. İnşaat, kalitesi ve mevkii açısından son derece rantı yüksek bir halde tamamlanmıştır. Bu durum da dikkate alındığında kaçak yapının tamamlanmasında ilgililer ile inşaat sahibi (Kemal Unakitan) arasında yasal olmayan ilişkilerin olabileceğini akla getirmektedir” denildi.SONUÇ: Maliye Bakanı, oğlu ve kızının villalarının kaçak olduğunu; ancak Belediye’nin kendisine düsen hizmetleri yerine getirmediği için kaçak duruma düştüklerini açıkladı.

33- TÜPRAŞ İHALE OLAYI

2004 yılında 15 milyar $ cirosu bulunan ve 500 milyon $ net kar eden TÜPRAS’in, Zorlu Grubu ve Rus TAF-NEFT Konsorsiyumu’nun iptal edilen satışında, değeri 1,3 milyar $ idi. Bilahare TÜPRAS’in % 14.7′si 446 milyar $’a satılıyor. Bu durumda TÜPRAS’in bu fiyattan hesap edildiğinde, toplam piyasa değeri yaklaşık 3 milyar $ ediyor. Yani ayni TÜPRAS’in çok kısa bir süre içerisinde, fiyatı ortalama % 50 artmış oluyor . ve halen TÜPRAS, AKP iktidarı tarafından satılmaya devam edilen bir kurum olarak ortada duruyor. TÜPRAS gibi, stratejik bir kurulusun, yangından mal kaçırır gibi satılmaya çalışılmasının amacının ne olduğunu ve eğer mahkeme yapılan satışı iptal etmeseydi, meydana gelen yaklaşık 1,5 milyar $’lif zararın sorumluluğunun kimlere ait olacağı merak edilmektedir.SONUÇ: İktidardan, kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

34- ÇORLU MOTİF TEKSTİL A.Ş.’NİN TPAO’YA BORCU KONUSU

Çorlu’daki Motif Tekstil San.Tic.A.S., TPAO’dan doğalgaz alıyor. Borcu 1,5 trilyonu asıyor ve ödeme yapmıyor. Bunun üzerine TPAO, doğalgazı kesiyor ve söz konusu firmayı icraya veriyor. İddiaya göre, Başbakan Recep Tayip Erdoğan devreye giriyor. Verdiği talimatla gaz tekrar bağlanıyor. Ve konu resmi yazışmalara da yansıyor. Merak edilen hususlar şunlar; -TPAO’ya 1,5 trilyon borç takan ve hakkında icra işlemleri başlatılan bu firmaya, gazin bağlanması konusundaki emir, bizzat Başbakan tarafından verildi mi? Verilmişse sebebi nedir? -firmanın sahipleri kimlerdir? Bunların Başbakan’la ve AKP ile bir siyasi yakınlığı var midir? firmanın sahipleri, Başbakan’a nasıl ve kimleri aracı koyarak ulaşmışlardır? -Söz konusu firmanın borcunun daha sonra 3 trilyona yükseldiği söyleniyor. Bu doğru mudur?Söz konusu olan firmanın, TPAO’ya olan borcunu ödemeden kapandığı ileri sürülüyor. Bu gerçek ise, Devlet burada ne kadar zarara uğramıştır? V e bunun sorumluları kimlerdir? eğer Başbakan bir talimat vermemişse, Basbakan’nin ismini kullanıp belge düzenleyenlerle ilgili bir soruşturma açilmismidir?SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

35- TOKİ’DEN BAKAN KARDEŞİ’NİN İHALE ALMASI OLAYI

TOKI 24 Mart 2004′te toplam bedeli 1 trilyon 580 milyar lira olan İstanbul Halkalı 3.Etap Konut Projesi’nin sosyal donatı, alt yapı ve çevre düzenlemesi isi için ihaleye çıktı. İhaleyi Ticaret Sicil Kayıtları’nda Fatih Demir yürek ve Dede Sahbudak’in ortak gözüktüğü Demars İnşaat şirketi % 31,69 fiyat kirimi yaparak kazandı. 8 Ekim 2004′te teslim edilmek koşulu ile 7 Mayıs 2004′te şirket ile sözleşme imzalandı. Ancak, teslim tarihi geçmesine rağmen is tamamlanamadı. İhaleyi kazanan Demars İnşaat’ın kağıt üzerinde gözükmemesine rağmen, asil sahibinin Ömer Faruk Ergezen olduğu ifade edildi. Ömer Faruk Ergezen’in, geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Bakanı’nın Zeki Ergezen’in kardeşi’nin olduğu ve kardeş Ergezen’in TOKI’nin yani sıra Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan da ihaleler aldığı ileri sürülüyor. İfade edilen Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen’in kardeşinin ihalelerde kayrıldığı seklindedir. Geçen hafta görevden alınan Bayındırlık Eski Bakanı Zeki Ergezen, Milliyet Gazetesi’nden Safiha Çolak’a yaptığı açıklamada; ” Ye yiyen Bakan’ı görevden alırlar, ye da yedirmeyeni ” demişti. Ulaştırma Eski Bakanı Yasar Topçu, Zeki Ergezen’in Bakanlığı döneminde kendisine geldiği ve kardeşi için kendisinden ihale istediğini de açıklamıştı.SONUÇ: Konuyla ilgili resmi bir açıklama yapılmamıştır.

36- DATA TEKNİK ŞİRKETİ’NİN İHALE ALIMLARI OLAYI

Ülker Grubu Şirketleri’nden Data-Teknik Bilgisayar’a, bazı kamu ihalelerinin usulsüz olarak verildiği ileri sürülmektedir. PTT Genel Müdürlüğü’nün otomasyonu için 3 bin, büro için de bin olmak üzere toplam 4 bin adet bilgisayar Data-Teknik Bilgisayar kazandığı, PTT’nin bu bilgisayarlar karşılığında Data-Teknik’e 4 trilyon 348 milyar ödeyeceği ve Data-Teknik’in30 Eylül 2004′te başlamak üzere 4 yıl içinde söz konusu sözleşme süreci içinde teslim edilmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayni şirketin Adalet Bakanlığı’nın 20,5 trilyon lira bedelli teknik donanım ihalesini kazandığı ve Türk Telecom’a ADLS kurulumu ve servis desteği ihalesini yine Data-Teknik tarafından kazanıldığı ve ayrıca Adalet Bakanlığı’nın UYA kapsamında Mahkeme Kalemleri’ne dağıtılmak üzere 10 bin masa üzeri bilgisayar, Hakim ve Savcilar’a verilmek üzere 8 bin diz üstü bilgisayar temini isini de üstlendiği ifade edilmiştir. İleri sürüldüğüne göre, Ülker mamullerinin dağıtım ve pazarlamasını yapan şirkette Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın da bir müddet öncesine kadar ortak olduğu, bu nedenle söz konusu ihalelerde belirtilen firmanın kayirildigi ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama bugüne kadar yapılmamıştır.

37- EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GİYİM İHALESİ

İçişleri Bakanlığı’nın açtığı, toplam 22,8 trilyonluk ihalenin büyük bir bölümü Albayrak Turizm İnşaat A.S.’nine aldığı ve 12 trilyon 680 milyar liraya 200 bin adet polis monte dikimi isini, SIYASI NEDENLERLE söz konusu firmaya verildiği ileri sürülmektedir. Yine, Sümer Holding A.S.’ye ait TÜMOSAN ihalesini de Albayraklar Şirketleri’ne bağlı ALÇELIK yapı Is.A.Senin aldığı ve bu ihalenin de sorusturulmasi gerektiği ifade edilmiştir.SONUÇ: Bu ihalelerle ilgili herhangi bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.

38- TOKİ’NİN 280 TRİLYONU ASYA FİNANS’A YATIRMASI KONUSU

Toplu Konut İdaresi’nin (TOKI) Bütçe Yasası’ndaki “kamu kurumları, kaynaklarını kamu bankalarında tutar” ilkesini çiğneyerek, 280 trilyon lirasını özel finans kurumu (ÖFK) Asya Finans’ta tuttuğu belirlendi. Faizsiz bankacılık yapan Asya Finans ilişkisiyle ilgili belge ve dokümanların da üzerine “gizli” damgası vurularak, Erdoğan’a iletildiği öğrenildi. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) TOKI faaliyetleriyle ilgili raporunda, kurum yönetiminin “kamu zararına neden olduğu” sonucuna varildi. Birçok konunun “iz bırakılarak” ifade edildiği ana raporun ekinde, İstanbul ve Ankara’da özel firmalarla ortak inşa edilen toplu konutlara “özel inceleme raporunda” yer verildi. TOKI, hızlı toplu konut üretimi amaçlı projelerde “gelir paylaşımı modeli” Nis esas aldı. İstanbul Halkalı, Ataköy, Ümraniye ve Kozyatagi’nda, Ankara Eryaman’da gerçekleştirilen 10 bine yakın konut üretilmesini amaçlayan 10 proje için açılan ihalelerde firmalar, tekliflerini “idareye bırakacakları paylar” üzerinden hazırladı. İhaleler sonuçlandığında, geçmiş yıllarda yüzde 50′nin üzerindeki “TOKI paylarının” yüzde 25-30 civarına çekildiği ortaya çıktı. Bir firmadan gelen istek üzerine, sözleşmelerin “satış hasılatını kullanma yöntemini” düzenleyen hükmünde değişiklik yapıldı.”Yüklenici, İdare’nin uygun göreceği bir bankada İdare adına TL hesabi açacaktır” seklindeki hüküm “bir bankada veya bir özel finans kurumunda hesap açılacaktır” seklinde değiştirildi. Böylece, satış hasılatının Asya Finans’ta tutulmasının yolu açıldı. Hukuk Müşavirliği ile İdari Mali İsler Dairesi’nin karsı çıkması sonuç vermedi. TOKI Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar ise, yaptığı açıklamada, ÖFK’lara yatırılan paranın kuruma ait olmadığını belirterek, “O para bizim paramız değil. Müteahhitlere “paranızı oraya yatırmayın” diyemeyiz” demişti. YDK, kurum parasının bir ÖFK’ da tutulmasının, kamu kurumlarının bütün kaynaklarını kamu bankalarında tutulmasını (kamu haznedarlığı) öngören Bütçe Yasası’nın 10.maddesi’ne uygun olup olmadığının belirlenmesini, durumun soruşturma konusu yapılabileceğini ifade etti. Bütçedeki kamu haznedarlığı hükmü, istisnai uygulamalar için Başbakan’ın iznini şart koşuyor. TOKI’nin ise, Asya Finans’ta hesap açmak için izin de almadığı belirlendi.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

39- – THY’DA E-POSTA VE İHALELER KONUSU

THY’nin, çeşitli alim ve hizmetlere ilişkin yapmakta olduğu ihalelerin, Kamu İhale Yasası uygulamaları dışında, ilginç metotlarla yapıldığı ifade edilmektedir. bazı ihalelerin gerçekleşmeden önce, THY Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hamdı Topçu tarafından bazı işadamları, bazı kamu görevlileri, bazı gazeteciler, bazı milletvekillerine ihale bilgileri içeren e-postalar gönderdiği ifade ediliyor. Konu KIT Komisyonu’nda THY hesapları incelenirken gündeme getiriliyor. AKP’LI Hemze Albayrak, Hamdı Topu’nun E-posta adresinden 40 kişiye gönderilen ve THY tarafından 19 Nisan-25 Mayıs 2004 tarihleri arasında açılan ihalelerle ilgili bilgileri içeren notları dağıttığı, buna mukabil THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlitekin’in “Bütün ihaleler davul zurna ile ihale edilir. Bütün ihale duyurularını elimizden geldiğince ese dosta gönderiyoruz. Böylece varsa ihale mafyasının kafasını kırıyoruz” diye açıklama yaptığı ifade edilmektedir. Cevabi aranan sorular şunlardır:” Bu 40 özel kişi kimlerdir? Bunlar, bunların yakınları veya bunların aracılık yaptığı yakınları THY’nin açtığı ihalelere girmismidir? Girmişlerse ihale almışlar midir? THY ile bağları naladır? Hangi ölçülere dayanarak bu40 özel kişiye E-posta göndermişlerdir? İhale süreci Internet sitesinde neden yer almamıştır? E-posta gönderilenlerin arasında AKP yakınlığı ile bilinen bir gazetenin Ankara Temsilcisi de var midir? Ve yine cevap aranılan bir diğer soru; Kıt Komisyonu’nda AKP’li bir milletvekili, E-posta ile bildirilen ihalelerin araştırılması için önerge veriyor ve bu önerge diğer AKP’lilerin oyları ile reddediliyor. Neden? “SONUÇ: Hükümetten konu ile ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştır.

40- TCDD İSKENDERUN LİMAN BAKIM – ONARIM İHALESİ

İskenderun Limanı sınırları içindeki yaklaşık 11 bin 16 m2′lik kizaklama tesisinin, ilave yatırımlar ile mevcut amacına uygun islerde ve tersane nitelikli olarak kullanılmasına yönelik 1 Nisan 2004 tarihinde yapılan ihaleyi, TESKO Endüstriyel isimli firma aldı ve tesis 30 yıllığına bu firmaya kiralandı. TCDD ile TESKO Endüstriyel arasında yapılan yap-islet-devret sözleşmesine göre, sözleşmeyi takip eden ilk 6 aylık sürede, firmanın aylık kira bedeli olarak 4.7 milyar lira ödemesi ve bu süre zarfında Liman’a 1 trilyonluk yatırım yapması karar altına alindi. TCDD’ye ait kilavuzlama hizmeti veren deniz araçlarının bakim onarım hizmetlerini eskiden kendi personeli ile gören TCDD, bu hizmetin TESK O’YA devredilmesinin ardından ilk 6 ayda firmaya 1 trilyon 200 milyar lira ödedi. Buna karşılık firma TCDD’ye ilk 6 ayda kira bedeli olarak toplam 28.2 milyar lira ödedi. TESK O’NUN en büyük ortağı Sadık Bal, Reha Denizciliğin de ortakları arasında yer alan bir isim. Reha Denizcilik, TCDD İzmir Limanı yıllık 70 milyon $’lif yükleme boşaltma isini ihalesiz olarak, 30 yıllığına alan 2 şirketten birisidir. TCDD İzmir Limanı olayında, AKP Eski Bakırköy İlçe Başkanı’nın da isminin yer almış olması dikkat çekmektedir. İskenderun’daki ihaleye sadece TESK O’NUN teklif verdiği ve 6 aylık süre içinde tesislere 1 trilyon liralık yatırım yapma sözü vererek isi aldığı, ama buna mukabil söz konusu süre içerisinde bu yatırımın yapılmadığı öne sürülmektedir. Yine ifade edildiğine göre, TCDD’nin denize girişi bile sakıncalı bulunan, 30-40 yıllık ekipmanlarını kullanmaya devam eden TESK O’YA yatırım yapacağı için kirada da kolaylık sağlandı. Tesisin 23 milyar lira olarak belirlenen kira bedeli, 6 aylık süre için 4.7 milyara düşürüldü.SONUÇ: TCDD, konu ile ilgili yaptığı açıklamada yapılan işlemlerin usule uygun olduğunu bildirdi.

41- ÖZÜRLÜLER İDARESI’NIN KİTAP İHALESİ KONUSU

Özürlüler İdaresi Başkanlığı “İşlevsellik ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırılması” baslıklı bir kitap hazırlıyor. Nehir Yayınevi ihaleyi alıyor. Ve 21.12.2004 tarih ve 821672 numaralı fatura ile 12 milyar 750 milyon liralık faturayı, ÖIB’den tahsil ediyor. ÖIB’nin Başkan Vekili’nin Mehmet Aksoy olduğu, kitabin basımı için olur verenin de, ayni ismin bulunduğu, Aksoy’un “AB Sürecinde Özürlüler Politikası” ve “Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine” isimli kitapların, yayınlanmış olduğu basımevinin “açı kitaplar” olduğu ve ÖIB’den ihale alan Nehir Yayıncılık ile açı Kitaplar firmasının, ikisinin de adresinin “Ankara Cad. Vilayetler Han Cagaloglu-İstanbul” da bulunduğu ileri sürülüyor ve yine iddia edildiğine göre, söz konusu yayınevinin eski ortakları arasında, Devlet Bakanı Besin Atalar bulunmaktadır. İddiaya göre, ÖIB söz konusu Bakanın eski yayınevini ihalelerde kollamaktadır.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir soruşturma ve açıklama yapılmamıştır.

42- ENERJİ BAKANLIĞI AVUKATLIK BÜROSU SÖZLEŞME KONUSU

Enerji Bakanlığı’nın bünyesinde güçlü bir hukuk müşavirliği ve çok sayıda resmi avukatları bulunduğu halde, Enerji Bakanlığı’nın dava takipleriyle ilgili olarak bir özel hukuk bürosu ile avukatlık sözleşmesi imzaladığı ifade edilmektedir. Coşar Hukuk Bürosu’nun, bu anlaşma gereği, ÇEAS,KEPEZ davasını 1 trilyon 262 milyar lira vekalet ücreti ile almış olduğu ifade edilmektedir. Bakanlığın söz konusu büroya, konu ile ilgili olarak 631 milyar ödemede bulunduğu anlaşılıyor. Coşar Hukuk Bürosu’nun sahibinin Av.Aydın Coşar olduğu ve Başbakan Erdoğan’ın Danışmanı ve AKP Kurucuları’ndan Cüneyt Zapsu’nun da ayni zamanda avukatlığını yaptığı ifade edilmektedir.SONUÇ: Konuyla ilgili Enerji Bakanlığı’ndan kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunulmamıştır.

43- MALİYE BAKANI’NIN BEYKOZ’DAKİ ORMAN ARAZİSI KONUSU

Maliye Bakanı Unakitan’in, Beykoz Çavusbasindaki biri 34 dönüm, diğeri 17 dönüm olmak üzere toplam 51 dönüm, 2 B orman arazisini zilyetle üzerine geçirdiği ifade edilmektedir. Bugünkü parasal değerinin 10 milyon $ olduğu ve tapusunun bulunmadığı bu arazinin, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 16 Haziran 1997′de zilyetle aldığı söylenmektedir. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, raporunda “Orman arazileri, rant grupları ve arazi mafyaları tarafından parsellenerek, köy el senetleriyle, orman köylüsüyle hiç ilgisi olmayanlara satılıyor” denilmiş idi. Bilindiği gibi AKP iktidarı, 2B orman arazileri satışlarını kolaylaştıran bir yasa çıkartmış ve kanun Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla veto edilmişti. Kanunun yeniden çıkması halinde Unakitan’in söz konusu orman arazisinin de tapu alınır hale getirileceği ifade edilmiştir.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın konu ile ilgili açıklamaları kamuoyunu tatmin etmemiştir. Ve iktidar 2B orman arazileri ile ilgili yasayı çıkartma gayretlerini sürdürmektedir.

44- SSK FAKTÖR-8 VE SU İHALESİ

Hemofili hastalarının kanamalarını durdurmak için kullanılan Faktör-8 ilacının ve suyunun birlikte satılması gerekirken, SSK’ya ayrı ayrı satıldığı ve bu şekilde Kurumun 3 trilyona zarara uğratıldığı iddia ediliyor. SSK’nın İstanbul satın Alma Müdürlüğü aracılığıyla, 22 Aralık 2003′te açılan ve SSK Yönetim Kurulu’nun 23 Ocak 2004′te onayladığı, KDV hariç 78 trilyon liralık ilaç ihalesinde Faktör-8 ilaç alımlarında usulsüzlük yapıldığı ifade edilmektedir. KDV hariç toplam 8 trilyon liralık Faktör-8 alimi ihalesinin şartnamesinde garip bir şekilde Eritropoietin (NeoRocorman ve Eprex) ve Interferon (Roferon) kalemlerinde, olduğu gibi alınacak üniteler ayrı ayrı tanımlanmış, ( 250 IÜ, 500 IÜ, 1000 IÜ gibi) bu da yetmiyormuş gibi, kurutulmuş Faktör-8 fraksiyonunun sulandırılması için kullanılan distileraf) su miktarları da ayrı ayrı belirlenmiştir. 5 ml, 10 ml ve 20 ml olarak ayrı ayrı tanımlama yapılarak 10 firmanın rekabet ettiği bu pazarda, SSK’nın rekabetle fiyat kırma gücü azaltılmıştır. İhale Komisyonu,12 Ocak’ta uyarı yapmasına rağmen, 23 Ocak’ta SSK Yönetimi onay vermiş ve İhale komisyonu, ihalenin teknik şartnamesinin hatalı yazılması nedeniyle başlangıçta 8 trilyon lira olan Faktör-8 alim tutarındaki yanlısı, son anda görerek, tuttuğu tutanakla bir ölçüde hatayı telafi etmeye çalışmıştır.SONUÇ: Konuyla ilgili SSK’dan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

45- BAŞBAKAN IÇIN SATIN ALINAN VIP UÇAĞI KONUSU

Başbakan’ın kullanımı için İtalya’dan alınan AIRBUS JIJI -319 tipi uçağın Türkiye’ye maliyetinin ne olduğu ve uçağın aliminin niçin ihalesiz gerçekleştirildiği açıklanmamıştır. Bir iddiaya göre, tadilatlarıyla birlikte yaklaşık 50 trilyona malalan uçağın, ihalesiz alınması, bazı usulsüzlük iddialarını da gündeme taşımıştır. Konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yazılı olarak verdiği cevapta; ” Havacılık sektöründe uçak alim ve kiralamalarına ilişkin mali hususların gizliliği temel kuraldır. Gizlilik hususu tüm uçak alim-satım sözleşmelerinde zorunlu olarak yer alan bir madde olup, uçak fiyatlarının açıklanması mümkün olmamaktadır. Ancak, söz konusu uçağın fiyatı makul piyasa rayicinin bir miktar altındadır.” İleri sürüldüğüne göre, uçağın esas fiyatının açıklanmamasının esas sebebinin, alim fiyatının normal piyasa şartlarının çok üzerinde olduğu içindir.SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.

46- ASYA KALKINMA BANKASI GENEL KURUL İHALESİ

Asya Kalkınma Bankası’nın 38.Genel Kurul Toplantısı ihalesiyle ilgili usulsüzlük yapıldığı, ihalenin kamu ihale mevzuatına tabi tutulmadığı ve isin doğrudan temin yöntemleriyle yapıldığı ifade edilmektedir. Teknik şartnameye göre belirtilen kalemler için, ihalede en düşük teklifi veren Lavada Tomur- Symeon Turizm Konsorsiyumu 1 trilyon 380 milyar vermiş iken, yerine en yüksek teklifi veren Seter- Visitur Ikın Konsorsiyumu 4,5 trilyona verildiği ileri sürülmektedir. KDV dahil, toplam rakam yaklaşık 6 trilyonu bulan bu ihalenin usulsüz olduğu iddia edilmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

47- TCDD ANKARA-ESKİŞEHİR TREN YOLU İHALESİ

TCDD, Ankara-Eskişehir tren yolu ihalesi yapılmış, 206 km.lik yolun yapımı için maliyet, 435 milyon $ olarak belirlenmiştir. İfade edildiğine göre, ek islerle söz konusu ihale 600 milyon $’a ulaşmıştır. Yine ileri sürüldüğüne göre, projeyi yapan firma ile imalatı yapan firma ayni firmadır. Bir firmanın hem projesini, hem de isin maliyetini üstlenmesi İhale Yasası’na uygun olmadığı, böyle bir durumda, proje maliyetine yansıyacak imalat rakamlarını da firmanın çıkarları doğrultusunda belirleneceği ve hiçbir yerde bu tarzda bir ihalenin yapılmadığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu ihalede usulsüzlük olduğu ve kamunun ciddi manada zarara uğratılacağı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

48- ISKUR’DAKİ EĞİTİM İHALESİ KONUSU

Uskur Ankara İl Müdürlüğü, 31.01.2003 tarihinde “Özelleştirme Sosyal Destek Projesi” kapsamında Dünya Bankası Kredili, Yönetici Sekreterlik Eğitimi için ihale açmıştır. 63,5 milyar liralık bu ihalenin usulsüz olarak Denge Bilgisayar Şirketi’ne verildiği ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, Uskur bünyesinde bazı ihaleler konusunda, baskı gördüğü için Uskur’da Şube Müdürü olarak çalışan Ali han Turan’ın, bu ihale baskılarına dayanamayıp, beyin kanaması geçirmek suretiyle öldüğü ve bu konuyla ilgili olarak da esinin açtığı davanın halen sürdüğü ifade edilmiştir. İddiaya göre, bu ihalelerde usulsüzlük ve kayrılma vardır.SONUÇ: Konu ile ilgili olarak resmi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak söz konusu Denge Bilgisayar şirketi, kazandıkları ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadığını ifade etmiştir.

49- ÇAYKUR NAKLİYE İHALESİ

Çay İsletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) 2005 yılı çay nakliyesi isinin, Başbakan Erdoğan’ın yakınları iki tasıma kooperatifi ile 2 nakliye firmasına ihalesiz bir biçimde ve yüksek fiyatlar karşılığında verildiği iddia edildi. Aküyüz Uluslararası Nakliyat’ın sahibi Sayım Aküyüz, olayı suç duyurusu ile yargıya taşırken, durumu mektupla Başbakan ve Bakanlara şikayet etti. Çay kur, toplam 70 bin 500 tonluk 2005 yılı paketli çay nakliyesi için 1,2 ve 3 Şubat 2005 tarihlerinde İstanbul, İzmir, Ankara, Kayseri, Samsun, Mersin, Diyarbakır ve Erzurum hatları için ihale açtı. Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun ve Mersin için en düşük teklifi Aküyüz Nakliyat verdi. Ancak, Aküyüz İnşaat kısa bir süre sonra ihalelerin iptal edildiğini öğrendi ve iptal gerekçelerinin bildirilmesini talep etti. Birkaç hafta önce ikinci en iyi teklifi verdiği hatlar için Akyüz’e “fiyatı aşağı çekebilir misiniz?” diye soran Çay kur, iptal gerekçesinde kurumun tüm nakliye isinin tek bir firmaya verilmesinin “riskli” olacağı endişesinin kararda etkili olduğunu ifade etti. Aküyüz Nakliyatlar’in yıllardır 7-8 katrilyonluk TEKEL ürünlerini taşımakta olduğunu ifade eden Aküyüz, iptal gerekçelerinin hiçbirinin doğru olmadığını söyledi. Aküyüz, 25 Mart’ta yazdığı bir mektupla, olayı Başbakan Erdoğan’a da şikayet etti. İadeli taahhütlü gönderilen mektubuna, Erdoğan’ın “Yolsuzluğu kim yaparsa, bizim getirdiğimiz adamlar dahi olsa kafasını koparacağız” sözünü anımsatarak başlayan Aküyüz, “Bilginiz olmadığına inandığımız, size yağcılık adına yapılan ihale yolsuzluğu ile Hazine’ye milyarlara malalan olayı arz etmek istiyoruz” dedi. Çay kur ise, suç duyurusuna konu olan olayla ilgili sessiz kalmayı tercih etti.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

50- 30 TRİLYONLUK BUĞDAY VURGUNU DOSYASI

şirketler Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) 140 bin liraya ihracata yapmak kaydıyla, aldıkları 10 bin ton buğdayı ortalama 300 bin lira fiyatla iç piyasaya sürdüler.Trilyonluk vurgunda, Toprak Mahsulleri Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu ise, şirketlerin haksiz kazanç sağlamasını “ihraç etmek için ucuza alınan buğdaylarla şirketler, istediğini yapabilir” diye savundu. TMO, Kırşehir Kaman, Adapazarı, Konya, Bolu, Ankara, Aksaray’da Dahilde İsleme İzin Belgesi (DIIB) kapsamında, yani ihracata yapılması kaydıyla piyasanın yari fiyatına, bazı özel şirketlere buğday sattı. Un yaparak ihraç etme sözüyle, buğdayları ucuza alan şirketler, buğdayları iç piyasada sattı. Bu kapsamda, Ocak-Şubat ayları içinde, Kırşehir Kaman’da TMO tarafından, Satışlar Emirler Gıda Sanayi, Kısmet Un Sanayi ve Fatoglu firmasına toplam 10 bin ton buğday satıldı.TMO buğdayları, üreticiden 290-390 bin lira arasında almıştı. Ancak, söz konusu firmalar, ihracata sözü verdiği için buğdayların kilosu için yaklaşık 140 bin lira ödedi. Ihracaat taahhüdünde bulunan firmaların, kısa bir süre sonra buğdayların büyük bir kısmini iç piyasada sattığı ileri sürüldü. Kırşehir ve Mucur civarında, şirketlerin ihracata yapmak için aldıkları buğdayları sattıklarının ortaya çıkmasının ardından, Kırşehir Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan durumu önce Kaman’daki TMO ajansı ile görüştü, ancak buradaki yetkililer emrin TMO Genel Müdürlüğü’nden geldiğini belirttiler. Durumu Tarım Bakanı’na ve TMO Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililere aktaran Kayhan’a, TMO Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu imzası ile bir bilgi notu gönderildi.bilgi notu, İç Ticaret Şube Müdürü Hafit Tekin, Ticaret Daire Başkanı Faruk Mor tas imzalı üst yazı ile gönderildi. Yazıda, TMO’nun Kaman’da DIIB kapsamında 10 bin tonluk buğday satışı yaptığı, bu buğdayı ise Satışlar Emirler, Kısmet ve Fatoglu firmalarının aldığı ifade edildi. Yazıda, “Firmalar zaman zaman piyasadan mevcut fiyatlarla aldıkları buğdayı isleyerek, un ihraç etmektedirler. Bu firmalar, DIIB kapsamında ihraç ettikleri un karşılığında, hak ettikleri buğdayı TMO’dan aldıklarında, tekrar un ihraca ati söz konusu değil ise aldıkları bu buğdayları istedikleri şekilde değerlendirme imkanına sahiptirler” denildi. Yazıda, ucuza alınan bu buğdayların ülke içinde satılmasında bir sakınca olmadığı ifade edildi. Yazıda, “sistem içerisinde bu uygulama zaman zaman yapılmakta olup, firmaların ne şekilde hareket edecekleri firmaların tercihidir” denilerek, TMO’nun konu ile ilgisinin sadece firmalara DIIB kapsamında buğday satışından ibaret olduğu ifade edildi. Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan, TMO’nun bu buğdayları 360-390 bin lira arasında bir fiyatla üreticiden aldığını dile getirerek, bu buğdayların zararına şirketlere satılıp, devletin zarara uğratıldığını belirtti. Kaman’da devletin zararının 30 trilyon lirayı bulduğunu ve üreticinin emeğinin şirketlere peşkeş çekildiğini dile getiren Kayhan, yaşananların dünyada bir örneğinin daha olmadığını söyledi.

SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

51- ERZURUM’DA PASİNLER SİGARA FABRİKASI VE ARAZİSİ OLAYI

Erzurum’un Pasinler İlçesi’ne bağlı Cögender Köyü’nde, trilyonlar harcandıktan sonra yarim bırakılan Pasinler Sigara Fabrikası ve arazilerinin, usulsüz olarak MÜSIAD Üyeleri’nden kurulduğu söylenilen bir şirkete verildiği iddia edilmektedir. 27 yılı askın süredir ekilip, biçilemeyen 1000 dönümden fazla fabrika arazisine organik tohum üretimi yapmak için bir araya gelerek, Cögender A.S.’yi kuran köylüler, araziyi satın almak, kiralamak, tahsis yapılmasını sağlamak için ilgili makamlara ve Özelleştirme İdaresi’ne 2003 yılından bu yana 7 kez başvurmuşlar. Buna karşılık söz konusu fabrika ve arazileri ortakları MÜSIAD üyesi olduğu ileri sürülen EGES A.S.’ye bedelsiz olarak verildiği ileri sürülmüştür. Ve konuyla ilgili 9 Mayıs’ta Güneş Gazetesi’nde bir ilan yayınlatmışlar. İlanda “Arazisi köyümüze ait iken, yöre insanından 400 kişi çalıştırılacak vaadiyle, değerinin altında istimlak edilen Pasinler Sigara Fabrikası, hayata geçirilemedi. Atıl kalan arazide AÜ Ziraat Fakültesi’nin görüşleri doğrultusunda organik tohum üretmek için köy halkı, Çögender A.S.’yi kurdu. Araziyi satın almak, kiralamak ve tahsis kapsamı dahilinde isletmek üzere ilgili bütün makamlara ve Bakanlıklara müracaat ettik. Yedi resmi müracaatımıza rağmen bize menfi veya müspet cevap vermeyenler, 4 ay önce kurulan ve isminin önünde “MÜ” olan SIAD’in bir ay önce kurduğu EGES A.S.’ye bedelsiz olarak peşkeş çekmekte,katkılarından dolayı; Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’i, Tarım Bakanı Sami Güçlü’yü Milletvekilleri Ömer Özyilmaz, Mustafa Ilıcalı, Muzaffer Gül yurt’u, Vali Cehalettin Güvenç’i ve MÜSIAD Erzurum Şubesi’ni kınıyoruz” demişlerdir.SONUÇ: Erzurum Valisi, arazinin karşılıksız, içindeki binaların ise kira karşılığında EGES’ verileceğini açıklamıştır. Konu ile ilgili başkaca bir soruşturma söz konusu değildir.

52- İSTANBUL İL SAGLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ 750 MİLYARLIK USULSÜZLÜK OLAYI

İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı’nın, Sağlık ocağı yaptıracağım diye usulsüz olarak 750 milyar para topladığı ve sonra bu parayla alınan malzemeleri sattığı ileri sürülmektedir. Sağlık ocaklarından sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Celal Şahin hakkında, Güngören’de, Akıncılar Sağlık Ocağı’nı yaptırmak için çeşitli şirketlerden makbuz karşılığı para topladığı, elde edilen miktardan kalan 750 milyar liralık tıbbi malzeme ve inşaat malzemesini gazete ilanı ile satışa çıkardığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Sağlık ocağı yanına, kayınbiraderi eczane açan Dr. Şahin, makbuzların sahte, imzasının da taklit olduğunu öne sürerek, “Bunları İstanbul dışına, rüşvet aldıkları için sürdüğüm iki teknisyen yapıyor. Akıncı Sağlık Ocağı’nın yerinde market vardı, marketi sağlık ocağı ve eczaneye dönüştürdük. Esnaftan 30-40 milyar lira bağış topladım. Bağışçıların ismini de pirinçten bir plakayla, Sağlık Ocağı’nın girişine astım. diğer makbuzlardaki imzalar bana ait değil, sahte” dedi. Sağlık Müdürlüğü’nde memurluk yapmaya maddi olarak ihtiyacı olmadığını öne süren Dr. Şahin, “Benim Sentez Temizlik şirketim, Melihan medikal malzeme firmam, Zeytin burnu’nda bir polikliniğim vardı. Bu islerimi devrettim. Ben bu görevde isteyerek durmuyorum. Temizlik İhale Komisyonu Başkanıyım. İstesem çatır çatır ihale alırım. Bir ihale 3-4 trilyon lira, ama almıyorum” diye konuştu.SONUÇ: Konu ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor.

53- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İHALE KAZANAN FİRMA TARAFINDAN AĞIRLANMASI OLAYI

Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bünyemin Kara ve Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürü Adnan Ünal, Bakanlığın ihalelerine giren VAISALA firması tarafından, Finlandiya’da ağırlandıkları ve bütün faturaların söz konusu firma tarafından ödendiği ifade edilmektedir. 6-10 Haziran 2004 yılında Finlandiya’da ağırlanan söz konusu bürokratların tüm harcamalarının, Bakanlıktan çok sayıda ihale alan VAISALA firması tarafından ödendiği, daha sonra konu kamuoyuna intikal edince de, söz konusu bürokratların, söz konusu firmaya bu paraları geri ödedikleri ileri sürülmektedir. Yine bir başka iddia, açılan bir ihalenin iptal edilmesi ile ilgilidir; “Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürlüğü (DMI) 10 adet havsalanda Otomatik Meteoroloji sistemi satın almak üzere, Ağustos 2004′te ihale açar. Bu ihale için 4 Ekim 2004 tarihinde VAISALA firması ile 1.674.590 Euro bedel karşılığı sözleşme imzalanmış. DMI yine 2004′te 76 adet Otomatik meteoroloji istasyonu için ihale açılmış. Bu ihaleye üç firma katilmiş. Jinyang firması 1.631.066 ABD Doları, Elice firması 1.820.000 ABD Doları, Vansala firması 2.376.360 ABD Doları teklif vermiş. Bu ihaleyi en yüksek fiyatı verdiği için VAISALA alamaz. Bunun üzerine “Ödenek yetmedi, fiyatlar biraz pahalı” gibi gerekçelerle, ihale tamamen iptal edilir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

54- TOKİ’DE MİLLETVEKİLİ AYRICALIKLARI KONUSU

Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, TOKİ’de usulsüzlükler saptadı. Cumhurbaşkanlığı DDK müfettişleri Toplu Konut İdaresi’nde gerçekleştirdikleri denetimlerin sonuçlarını raporlaştırdılar. Rapora göre, 26 Eylül 2003 günlü 1059 şayili Başkanlık onayıyla, Bilkent 3′ncü Etap, C3 ve C4 Blok konutlarının açık satış yöntemiyle satışa çıkarılmasına karar verildi. açık satış, ilk gelenin konutu alması biçiminde uygulanıyor. satışı ilan edilen lüks konutlarla ilgili olarak milletvekillerinin giriştiği usulsüzlük rapora söyle yansıdı: “satışı ilan edilen konutlarla ilgili olarak “bir grup milletvekili adına” bir milletvekili, 8 Ekim 2003 tarihli bir dilekçeyle İdareye başvurarak, C1,C2,C3 ve C4 tipi konutlardan 19′unun “blok satış” yöntemiyle kendilerine satılmasını istemişlerdir. Önerilen fiyat, idarece belirlenen satış bedelinin çok altında olmasına karsın, İdare Başkanı’nın 8 Ekim 2003 günlü onayıyla 21 konut satıştan çekilmiştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nda konunun eleştirilmesi üzerine, satıştan çekilen konutlar 19 Şubat 2004 tarihinde “açık arttırma” ile satışa sunulmuştur. ilan edilen ve devam eden bir ihalede bir kişim konutun satıştan çekilmesinin dayanağı yoktur. Konut satışlarında rekabeti esas tutan, hiçbir gruba ayrıcalık tanımayan yöntemler kullanılması gerekmektedir.” Söz konusu olay, raporun “Usulsüz Olarak satıştan Çekilen Konutlar” baslıklı bölümünde yer aldı. Olayda AKP’li bir milletvekilinin de adı geçmişti. Milletvekilinin TBMM’nin en önemli komisyonlarından birinde Başkan olduğu belirtilmişti.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Söz konusu daire satışlarındaki ayrıcalığının kaldırıldığı ve işlemlerin usule uygun sürdürüldüğü açıklanmıştır.

55- YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ PERSONEL TAŞIMA İHALESİ

Yüksek İhtisas Hastanesi’nin ayni koşullarda yaptığı iki ihale arasında, yüzde bine yakın fark olduğu ifade edilmiştir. Hastane’nin, 2004′te gece vardiyası personel tasıma isi, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun beş üyesinin “yüzde 92 pahalı” muhalefetine karsın 420 milyar 480 milyon liraya verildi. 2005 yılı için ayni isin ihalesinin ise 43 milyar 690 milyon liraya verilmesi dikkat çekici bulundu. Hastane’nin 2004 yılı gece vardiyası personelinin taşınması isi için ihaleye çıktı. 29 Aralık 2003 tarihindeki ihaleye 2 şirket katildi. Kokar Turizm Taşımacılık 481 milyar, Koçlar Turizm Taşımacılık Limitet şirketi ise 420 milyar 480 milyon lira teklif verdi. Kokar Turizm Taşımacılık şirketi eksik belgeleri tamamlamadığı gerekçesiyle ihale dişi bırakıldı. Koçlar Turizm’in 420 milyar 480 milyon liralık teklifini, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun Başkan da dahil, 5 üyesi ” geçen yıla göre yüzde 92″ daha yüksek olduğuna ilişkin şerh koyarak karsı çıktılar. Ancak, ihalenin ita amiri olan Prof. Dr. Adnan Çobanoglu ihaleyi uygun görerek onayladı. Ayni isin 2005 yılı ihalesine ise 10 şirket katildi. İhale komisyonu verilen tekliflerden 6′sini geçerli bularak incelemeye aldı. Komisyon, en düşük teklif olan 43 milyar 690 milyon 500 bin lirayı veren Onursal Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne ihalenin verilmesini uygun buldu. İki ihale arasındaki farkın kaynağı, merak konusu olmuştur.SONUÇ: Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.

56-SAĞLIK BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İLAÇ ŞİRKETİ TARAFINDAN YURTDIŞINDA AĞIRLANMALARI OLAYI

Yurtdışındaki gezilere Sağlık Bakanı’nın onay vermesinin ciddi kuşku uyandırdığı ve ilaç şirketlerinin Sağlık Bakanlığı üzerinde etkin bir rol oynadıkları iddia edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nda ruhsatlandırmadan sorumlu üç bürokratın Pfizer İlaç firması sponsorluğunda Almanya’ya gönderildiği ifade edilmiştir. Pfizer İlaçları Limitet şirketi, 16 Aralık 2003′te Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünü var’a yazı yazarak, Bonn kentinde 12-13 Ocak 2004 tarihleri arasında toplantı yapılacağı bildirdi. Müsteşar’dan, toplantıya, İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde ruhsatlandırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile onun uygun göreceği, iki ruhsatlandırma görevlisinin gönderilmesini isteyen Pfizer, tüm masrafların firma tarafından karşılanacağını iletti. Sağlık Bakanı Recep Akdag ve Müsteşar Ünü var ise, 7 Ocak 2004 tarihinde, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü İlaç ruhsatlandırma Dairesi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Tokaç ile ruhsatlandırma Dairesi Şube Çalışanlarından Eda Cindoglu ve Ahu Güney’in toplantıya görevli olarak katılmasına olur verdi.SONUÇ: Konuyla ilgili bir açıklama yapılmamıştır.

57-EÜAS SEYİTÖMER,AFSİN-ELBİSTAN SANTRALLERİ’NDEKI İHALELER

Elektrik Üretim A.S. Genel Müdürlüğü Malzeme ve Yönetim Ticaret Dairesi Başkanlığı’nın 2004 yılı içinde yaptığı Seyitömer Termik Santral İsletme Müdürlüğü personel tasıma ihalesi için Kamu İhale Kurumu’na başvuruda bulunuldu. yapılan incelemelere Elektrik Üretim A.S.’nine isteklilere ihale sonucunu bildirmeden sözleşme imzalamış olduğu belirlenerek, bu yöntemle ilgili firmaların şikayet haklarının dahi ellerinden alındığını saptandı. Kurum, usulsüzlükler için suç duyurusunda bulunma kararı aldı. EÜAS’in 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği Seyitömer Termik Santrali’nin bakim ve onarım ihalesi, Afşin- Elbistan B Termik Santrali Tesis Müdürlüğü’nün hizmet alimi ihaleleri de başvuru üzerine, Kamu İhale Kurumu tarafından denetime alindi. Yasaya aykırılıklar nedeniyle iki ihalenin de iptal edilmesi benimsendi. EÜAS’in 2004′te gerçekleştirdiği “120 bin ton kıraç tası alimi” ne ilişkin ihaleyse, başvuru yapılmasına karsın, Kamu İhale Kurumu’nun yetkisi dışında kaldığı için incelenemedi.SONUÇ: Bakanlıktan konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.

58- TOKİ’DEKİ TAŞIT VE PERSONEL ALIMI OLAYI

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nca “hasılat paylaşımı” ile yaptırılan yedi adet toplu konut projesinde, 773 trilyon lira tutarındaki kaynağın müteahhitlere aktarılarak, kamunun zarara uğratıldığı müfettişlerce saptanırken, konut şantiyeleri için müteahhitlere aldırılan taşıtların da makam aracı olarak kullanıldığı belirlendi. TOKİ, son iki yılda 70 sözleşmeli personeli de sınavsız, duyurusuz ise aldı. TOKİ’nin hasılattan aldığı payın yüzde 30′lar seviyesinde kaldığı, bazı projelerde bu oranın yüzde 23′lere kadar gerilediği belirlendi. Bu şekilde sözleşmeyle bağlanan 2.3 katrilyon liralık 7 projede, kamunun 773.9 trilyon lira zarara uğratıldığı saptandı. Konut ihaleleri yoluyla TOKİ’nin zarara uğratıldığı YDK raporlarına yansırken, konut projeleri şartnameleri kapsamında müteahhitlere aldırılan taşıtların da sözleşme hükümlerine aykırı olarak şantiyelerde kullanılmadığı, TOKİ yöneticilerine tahsis edildiği belirlendi. Bu yöntemle müteahhitlere satın aldırılan ve her türlü bakim ve akaryakıt ihtiyacı müteahhitlere karşılatılan 37 araçtan ikisi TOKI Başkanı Erdoğan Bayraktar’a, üçü Başkan Yardımcıları’na, besi Bayraktar’ın Danışmanları’na, diğerleri de Hukuk Müşaviri, Daire Başkanları, Şube Müdürleri’ne tahsis edildi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın kuruma personel alımında da sınav şartını asmak için isçi ve memur yerine sözleşmeli personel yöntemine başvurduğu belirlenirken, 70 kişinin bu yöntemle ve ülke çapında herhangi bir duyuru yapılmadan alındığı ileri sürüldü. İdarenin 2003 ve 2004 yıllarında iktidar partisi milletvekilleri ile Başkan Erdoğan Bayraktar ve başkan yardımcısının, akraba, es-dost ve hemsehrilerinin ise yerleştirildikleri iddia ediliyor.SONUÇ: Konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

59- TRT’DEKİ İZLENMEYEN BAZI DİZİLERE 10.5 TRİLYON LIRA ÖDENMESİYLE ILGILI KONU

TRT’de 2004′te 28 diziye 10 trilyon 448 milyar lira harcandığı, “Paydos, Üvey Ana, Dudaktan Kalbe, Yol Palas Cinayeti, Aşk Mahkumu ve Sihirli Lamba” Programları’na 944 milyar ödendiği, yayını devam eden dizilerin program basına maliyeti, 1 trilyon 403 milyar olduğu, basarisiz olan programların da çoğunun yayından kaldırıldığı ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, TRT’ye yapım satan şirketlerin kurucuları ve ortaklarının arasında, TRT’de görev yapan müşavirlik, danışmanlık hizmeti veren kişiler ve yakınlarının var olduğu ileri sürülmektedir. Ve yine TRT’de birçok yerli-yabancı film ve dizilerin usule uygun olmadan ve fazla fiyatla satın alındığı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.

60- MALİYE BAKANI’NIN HAYALİ İHRACAAT DOSYASI

Devlet Bakanı Kür sat Tümen’e bağlı olan Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, bir soruşturma raporu hazırlıyor. Bu raporda, 1 milyar 162 milyon $’lif hayali ihracata olayının gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Ve yine bu raporda, Kemal Unakitan’in 1995-1998 yılları arasında Albaraka Türk Yöneticisi iken, yaklaşık 200 trilyonluk bir hayali ihracattan sorumlu olanlar içinde ismi zikrediliyor. Teşekkül halinde hayali ihracata yapmak ve evrakta sahtecilik iddiasıyla yargıya intikal ettirilmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı, hayali ihracata yapan firmalara aracılık eden firmalardaki yöneticilerin cezai sorumluluğunun kaldırılmasını öngören bir kanun tasarısı hazırlıyor. eğer tasarı bu şekilde kanunlaşır ise, Unakitan ile ilgili yeni bir af çıkacağı ifade ediliyor.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Affın çıkartılması çabası sürdürülmektedir.

Ak parti zamanında özelleştirilen tabiri yerindeyse satılan kurumlar

ERDEMİR,
İSDEMİR,
PETKİM
Divrigi Demir Madeni,
Hekimhan Demir Madeni,
İskenderun İsdemir Limanı,
Ereğli Erdemir Limanı
ÇELBOR
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (Tasfiye edildi)
TÜPRAŞ Blok Satış,
TÜPRAŞ USAŞ Hissesi,
TÜPRAŞ 18 Taşınmaz
Amasya Şeker Fabrikası
Kütahya Şeker Fabrikası,
Adapazarı Şeker Fabrikası
ESGAZ, BURSAGAZ .
ETİ Elektrometalurji A.Ş.,
ETİ Gümüş A.Ş,
ETİ Bakır A.Ş,
ETİ Krom A.Ş
Çayeli Bakın İşletmesi A.Ş.
K.B.İ. A.Ş. Samsun İşletmesi
K.B.İ. A.Ş. Murgul İşletmesi
Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
Çeşme Limanı,
Kuşadası Limanı
Trabzon Limanı,
Dikili Limanı
Şehir Hat. Hiz. ve Gemiler,
Sümer Holding-BUMAS
Sümer Holding.-Merinos Halı
Sümer Holding.-Eryağ A.Ş.
TEKEL Alkollü İçkiler
TEKEL İkiz Kuleler,
SEKA- Afyon, Balıkesir, Aksu, Kastamonu, Karacasu, Akkuş Yibitaş Torba İşletmesi,
HAVELSAN A.Ş.
ASPİLSAN Askeri Pil San. ve Tic. A.Ş.
MEYBUZ A.Ş.
İstanbul ve Kütahya'da 3 Arsa ve çeşitli İllerde 24 Taşınmaz
USAŞ Hissesi ve USAŞ'ın 11 Lojmanı
TÜGSAŞ A.Ş. Gemlik Gübre San. A.Ş.
SAMSUN Gübre San. A.Ş.
İGSAŞ
SÜTAŞ
KTHY
EBÜAŞ - 6 adet Taşınmaz
Deniz Nakliyatı T.A.Ş. 3 Tanker
Başak Sigorta A.Ş.
Hilton Oteli
Araç Muayene İstasyonları
T.C.D.D. İzmir Limanı
T.C.D.D. Derince Limanı
Sümer Holding A.Ş.'ye ait Mazıdağı Fosfat Tesisleri
Sümer Holding A.Ş. NİTRO-MAK Makine Kimya Nitro Nobel Kimya Sanayi A.Ş. Sümer Holding A.Ş. Barit Öğütme Tesisi

İşsizlik 5.5 milyona çıktı
Dış borçlar tavan yaptı
Çiftçi battı dindarlar zengin oldu

Bu da AKP'nin enleri

1-en yüksek iç borç: 251 katrilyon (180 milyar dolar) akp’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda hazine’nin iç borç stoku 150 katrilyon liraydı. 2006 aralık sonu itibariyle hazine iç borç stoku 251 katrilyon liraya ulaşmıştır. akp son 4 yılda hazine’nin iç borç stokunu 101 katrilyon lira artırmıştır. dolar cinsinden iç borç stokuna bakıldığında; 2002 yılı sonunda 92 milyar dolar olan iç borç 2006 yılı sonunda 180 milyar dolara yükselmiştir. akp iç borcu dolar cinsinden 88 milyar dolar artırmıştır.

2-en yüksek dış borç:302 milyar dolar akp iktidara geldiğinde türkiye’nin toplam dış borcu 171 milyar dolardı. 2006 yılı sonu itibariyle toplam dış borç 302 milyar dolardır. akp’nin 4 yıllık iktidarı döneminde ülkenin toplam dış borcu % 77 oranında 131 milyar dolar artmıştır. 2006 yılı sonu itibariyle devletin dış borcu 84 milyar dolar, özel sektörün dış borcu 114 milyar dolar, sıcak para 80 milyar dolar, yabancıların mevduatı 24 milyar dolar olmak üzere toplam 302 milyar doları aşmıştır.

3-en yüksek toplam borç: 481 milyar dolar akp iktidara geldiği 2002 yılı sonunda ülkenin toplam dış borcu ile hazine’nin toplam iç borcu toplamı olan toplam borç 263 milyar dolardı. 2006 yılı sonunda ise hazinenin toplam iç borcu ile ülkenin toplam dış borcunun toplamı olan toplam borç 481 milyar dolar olmuştur.

4-en yüksek özel sektör dış borcu: 114 milyar dolar 2002 yılı sonunda özel sektörün dış borcu 44 milyar dolardı. 2006′da özel sektörün dış borcu 114 milyar dolar olmuştur.

5-en yüksek reel sektör dış borcu:73 milyar dolar 2002 yılı sonunda reel sektörün (bankalar dışındaki üretim sektörünün) dış borcu 33 milyar dolardı. 2006 yılı sonuna doğru reel sektörün dış borcu 73 milyar dolar olmuştur.

6-en yüksek kişi başına borç: 6.600 dolar akp iktidara geldiğinde kişi başına düşen toplam borç tutarı 3.845 dolardı. 2006 yılında ise kişi başına borç 6.600 dolar olmuştur.

7-en yüksek hane halkı borç tutarı: 55,9 katrilyon 2002 yılı sonunda hane halkının toplam 3,4 katrilyon tl bankalara borcu bulunmaktaydı. 2006 yılında hane halkının bankalara olan borcu toplam 55,9 katrilyon tl’ye çıkmıştır. yani millet geleceğini yemeğe başlamıştır.

8-en yüksek hane halkı borcu/hane halkı kullanılabilir gelir oranı: %24,6 hane halkının bankalara olan borcunun kullanılabilir gelirlerine oranı 2002 yılı sonunda % 4,3′idi. 2006 yılında % 24,6�ya yükselmiştir. bu oran hane halkının kullanılabilir gelirlerinin 4′de 1′ine yakın kısmını kadar bankalara borçlandığını göstermektedir. hane halkı bankalara borçlanırken bankalarda yurt dışına borçlanmaktadır. dolayısıyla milletin bankalara olan borcu aslında milletin dışarıya olan borcuna dönüşmüştür. çünkü bankalar dışarıdan borç olarak aldığı parayı millete kredi kartı ve tüketici kredisi olarak borç vermektedirler.

9-en yüksek iç borçlanma tutarı: 425 milyar dolar akp’nin 4 yıllık iktidarı döneminde toplam 425 milyar dolarlık iç borçlanma yapılmıştır. her yıl ortalama 106 milyar dolarlık iç borçlanma gerçekleştirilmiş olup bu tutar bu güne kadar görülen en yüksek meblağdır. akp borç ana para ödemelerinin tamamını yeni borçlanma ile ödediği için 4 yılda toplam 425 milyar dolar borçlanma yapmış ve 1 inci en’de görüldüğü gibi iç borç toplamını 88 milyar dolar artırmıştır.

10-en yüksek faiz ödemeleri toplamı: 148 milyar dolar akp iktidarı 2003-2006 yılları arasındaki 4 yıllık dönemde 126 milyar dolar iç borç, 22 milyar dolar dış borç faiz ödemesi olmak üzere 4 yılda 148 milyar dolar faiz ödemesi yapmıştır. ayda 3,1 milyar dolar faiz ödeyen akp, günde ortalama 103 milyon dolar faiz ödemiştir.

11-en yüksek dolar bazında hazine borçlanma faizi: % 27,6 akp döneminde hazine dolar cinsinde 2003 yılında % 46,3, 2004 yılında % 30,8, 2005 yılında % 23,1 ve 2006 yılında % 10,2 olmak üzere son 4 yılda ortalama % 27,6 oranında borçlanmıştır. halbuki ecevit döneminde bile yani 1999-2002 yılları arasında dolar cinsi hazine borçlanma maliyeti % 13,9 idi. akp dolar cinsinde en yüksek faizle borçlanan cumhuriyet hükümetidir. bu da yabancı yatırımcılara en fazla kaynak aktardığı anlamına gelmektedir.

12-en yüksek ithalat: 137 milyar dolar 2002 yılı sonunda ithalat 52,5 milyar dolardı. 2006 yılı sonunda ithalat 137 milyar dolar olmuştur. söz konusu tutar cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamıdır. akp en yüksek ihracat yaptım derken en yüksek ithalatı gizlemektedir.

13-en yüksek ithalata bağımlı ihracat: % 68 1997 yılında 100 birim ihracat için 56 birim ithalat yapmak gerekmekteydi. bu oran yani ihracatın ithalata bağımlılık oranı sürekli yükselmiş ve 2002 yılında % 62′ye çıkmıştır. akp’nin 4 yıllık iktidarı döneminde düşük döviz kuru nedeniyle ihracatın ithalata bağımlılığı daha da artarak % 68′e yükselmiştir. bunun manası 100 birimlik ihracat için 67 birimlik ithalat yapılması zorunlu olmuştur. bu da ihracat artışının ithalat artışını zorunlu kıldığını ve artan ihracatın ülkeye döviz kazandırmak bir yana döviz kaybettirdiğini açıkça ortaya koymaktadır.

14-en yüksek dış ticaret açığı: 52 milyar dolar akp’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda dış ticaret açığı yani ithalat ihracat farkı 15,6 milyar dolardı. 2006 yılı sonu itibariyle dış ticaret açığı 52 milyar dolardır. akp’nin 4 yıllık iktidarı döneminde türkiye ekonomisi toplam 152 milyar dolar dış ticaret açığı vermiştir. 1950-2002 yılları arasındaki 52 yılda oluşan toplam dış açığı ise 194 milyar dolardır.

15-en yüksek cari açık: 35 milyar dolar 2002 yılı sonunda cari açık yani ülkeye mal ve hizmet karşılığı giren ve çıkan döviz farkı 1,5 milyardı. 2006 yılı sonunda cari açık 35 milyar doları aşmıştır. akp iktidara geldiğinde gsmh’nin binde 9′u oranında olan cari açık 2006 yılı sonunda gsmh’nin % 9′una ulaşmıştır. 2003-2006 yılları arasında toplam 77 milyar dolar cari açık oluşmuştur. halbuki 1950-2002 yılları arasındaki 52 yılda toplam 45 milyar dolar cari açık meydana gelmiştir.

16-en fazla sıcak para: 80 milyar dolar akp iktidara geldiğinde türkiye’deki sıcak para miktarı 24 milyar dolardı. 2006 yılına gelindiğinde ülkedeki sıcak para miktarı 80 milyar dolara yaklaşmıştır. sıcak para miktarındaki 56 milyar dolar tutarındaki artış; ülkeye 56 milyar dolarlık sermaye girişi olduğu anlamına gelmemektedir. nitekim 2003-2006 yılları arasında ülkeye giriş yapan toplam sıcak para 32 milyar dolardır. 32 milyar dolar olarak ülkeye giriş yapan sıcak para doların değer kaybetmesi ve borsa endeksinin yükselmesi sayesinde 80 milyar dolarlık bir varlık haline gelmiştir. yabancı yatırımcılar borsaya 13 milyar dolar sıcak para girişi yapmış daha sonra düşen döviz kuru ve yükselen borsa endeksi nedeniyle 32,5 milyar dolarlık bir varlığa sahip olmuşlardır.

17-en yüksek rezerv: 88 milyar dolar akp iktidara geldiğinde rezerv olarak tutulan döviz miktarı 38 milyar dolardı. bunun 28 milyar doları merkez bankası rezervleri, 10 milyar doları da çeşitli bankaların muhabir bankalarda yani yurtdışında ve kasalarında tuttukları rezervdi. 2002 yılı sonunda atıl olarak bekletilen rezervler gsmh’nin % 21′i oranındaydı. 2006 yılına gelindiğinde ise merkez bankası rezervleri 61 milyar dolara, çeşitli bankaların muhabir bankalarda yani yurtdışında ve kasalarında tuttukları rezervler ise 27 milyar dolara yükseldiği için toplam rezervler 88 milyar dolar olmuştur. yurt dışından yüksek reel faiz ile borçlanılarak elde edilen ve çok düşük faizle çeşitli ülkelerin hazine bonolarına bağlanan yani ülke kaynaklarında atıl bekletilen rezervlerin gsmh’ye oranı 23′e yükselmiştir.

18-en yüksek dışarıya kaynak transferi:35 milyar dolar 2003-2006 yılları arasında cari açığı finanse etmek için yurda giren sıcak para ve dış borçlanma için 35 milyar dolar faiz ödenmiştir.

19-en yüksek kredi kartı borçları: 20 katrilyon 2002 yılı sonunda kredi kartı borçları 4 katrilyon tl idi. 2006 yılında ise kredi kartı borçları 20 katrilyon liraya ulaşmıştır.

20-en yüksek tüketici kredileri: 44 katrilyon akp iktidara geldiğinde tüketici kredileri 2 katrilyon lira civarında olup toplam kredi hacminin sadece % 6,3′ünü oluşturmaktaydı. 2006 yılında tüketici kredileri 44 katrilyon liraya yükselip toplam kredi hacminin % 26,8′ini oluşturmaktadır.

21-en yüksek bankacılıkta yabancı payı: % 37 akp döneminde yabancı bankalar türk bankalarının % 37’sini ele geçirmişlerdir. yabancı bankalar türkiye’de şube açmak yerine daha çok var olan bankaları satın almışlardır. özelleştirme ve tmsf satışları ile mali sektör yabancıların kontrolüne geçmiştir. bankaların yabancıların eline geçmesi demek türkiye ekonomisinin yabancıların kontrolüne girmesi demektir.

22-en yüksek imkb’de yabancı payı: % 70 akp’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda yabancıların imkb’de işlem gören hisse senedi ve devlet borçlanma senetlerine bağlanmış portföy yatırımları 6.362 milyon dolardı. yani imkb’de yabancı payı, 3.450 milyon doları hisse senedi, 3.579 milyon doları da devlet borçlanma senedi olmak üzere toplam 6.362 milyon dolardı. 2006 yılı sonu itibariyle yabancıların borsadaki yatırımları; 34.892 milyon doları hisse senedi, 26.019 milyon doları devlet iç borçlanma senedi olmak üzere toplam 60.915 milyon dolara ulaşmıştır. yabancı yatırımcıların borsadaki payı % 70′e yükselmiştir. yabancılar borsada hisse senedi satın alarak başta bankacılık olmak üzere bir çok şirketin kontrolünü ele geçirmişlerdir.

23-en yüksek tarımsal üretimden kopuş: 1.280.000 kişi akp döneminde tarım sektöründe istihdam edilen nüfus 1.280.000 kişi azalarak 6.809.000 kişiye düşmüştür. aynı dönemde sanayi sektörü ise sadece 757.000 kişiye iş sağladığı için 523.000 bin kişi işsiz kalmıştır.

24-en yüksek tarımsal ürün ithalatı: 24,4 milyar dolar 2003-2006 yılları arasında 24,4 milyar dolarlık tarımsal ürün ithal edilmiştir. 2002 yılında ithalatın % 7’sini oluşturan tarımsal ürün ithalatı 2006 yılında toplam ithalatın % 10′unu aşmıştır.

25-en yüksek işsiz sayısı: 4.321.000 kişi 2002 yılı sonunda işsiz sayısı 3.484 bin kişi idi. 2006 yılı sonunda resmi işsiz sayısı 2.344 bin, iş bulma umudunu kaybettiği işin iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı 1.977 bin kişiye yükselmiştir. böylece resmi rakamlardaki işsiz sayısı 4.321 bin kişiye ulaşmıştır.

26-en yüksek tl cinsinden rantiye geliri: % 26 akp döneminde parasını bonoya yatıranlar yıllık % 26, borsaya yatıranlar % 25,4 oranında reel gelir elde etmişlerdir. dolar kurunun sürekli düşmesi nedeniyle yurtdışından dolar cinsinden ülkeye gelip tl’ye çevrilerek borsa ve bonoya yatırım yapan yerli ve yabancı rantiyeciler; hem borsa ve bonodan hem de doların değer kaybetmesinden kazanmışlardır.

27-en yüksek dolar cinsinden rantiye geliri: % 85,5 100 doları 2002 yılı sonunda 1.650.000 tl’den tl’ye çevirip 165 milyon tl’ye sahip olan rantiyeci bunu hazineye borç vererek değerlendirdiğinde 2006 yılı sonu itibariyle; 409 milyon tl’ye sahip olacaktır. bunu 2006 yılı sonu itibariyle 1.430.000 tl’den dolara çevirdiğinde 286 dolar edecektir. yani 4 yılda 100 dolarını 286 dolara çıkartmış olacaktır. bu da dolar bazında yıllık % 46,5 oranında gelir elde etmek anlamına gelmektedir. 100 doları 2002 yılı sonunda 1.650.000 tl’den tl’ye çevirip 165 milyon tl’ye sahip olan rantiyeci bu parasını borsaya yatırdığında 2006 yılı sonu itibariyle; 643 milyon tl’ye sahip olacaktır. bunu 2006 yılı sonu itibariyle 1.430.000 tl’den dolara çevirdiğinde 442 dolar edecektir. yani 4 yılda 100 dolarını 442 dolara çıkartmış olacaktır. bu da yıllık % 85,5 oranında gelir elde etmek anlamına gelmektedir.

28-en yüksek yabancıya kaynak aktarımı: 187 milyar dolar 2003-2006 yılları arasında uygulanan yüksek reel faiz-düşük döviz kuru nedeniyle türkiye ekonomisi 187 milyar dolar kaynak transfer etmiştir. son 4 yılda ihracatı aşan ithalat nedeniyle dış aleme 152 milyar dolar, dış borç faiz ödemesi ve kar transferi olarak 35 milyar dolar dış aleme kaynak transfer edilmiştir.

29-en yüksek faiz/enflasyon oranı(enflasyona göre en yüksek faiz): faiz hesaplamalarında asıl önemli olan enflasyon faiz farkıdır. akp döneminde enflasyon hızla aşağı doğru çekildiği halde faizler aynı hızla düşmediği için enflasyon faiz farkı en düşük düzeye inmiştir. akp iktidarında enflasyon/faiz farkı % 43′e inmiştir. refah-yol iktidarında bu oran % 89′idi. yani akp döneminde enflasyon ancak faiz oranlarının % 43′ü oranında olduğu için reel faiz yüksek kalmıştır. halbuki refah-yol iktidarında enflasyon faizin % 89′u oranında olduğu için reel faiz doğal olarak düşmüş hatta bazı aylarda negatif olmuştur.

30-en yüksek bankacılık gelirleri: 138 milyar dolar 2003-2006 yılları arasında bankacılık sektörü 197 katrilyon (yani 138 milyar dolar) faiz, komisyon ve aracılık geliri elde etmiştir. aynı dönemde gsmh ise 198 milyar dolar artmıştır. yani artan gsmh’nin yaklaşık olarak % 70′i bankacılık sektörünün faiz, komisyon ve aracılık gelirlerinden oluşmaktadır. bu da artan milli gelirin % 70′inin bir avuç rantiyeciye gitmesine karşılık, artan milli gelirin sadece % 30′u 73 milyon halka ait olduğu için; mg artarken halk fakirleşmiştir.

31-en yüksek vergi yükü: % 33,3 akp iktidara geldiğinde sosyal güvenlik kesintileri dahil toplam vergi yükü gsmh’nin % 31,3′ü idi akp döneminde vergi yükü gsmh’nin % 33,3′e yükselerek cumhuriyet tarihinin en yüksek oranına ulaşmıştır.

32-en yüksek dolaylı vergi oranı: % 72 zengin ve fakirden eşit tutarda alındığı için adaletsiz olan dolaylı vergiler akp döneminde temel vergi kaynağı haline gelmiştir. akp iktidarından önce vergi gelirlerinin % 66,3�ünü dolaylı vergiler oluştururdu. akp iktidarında toplam vergi gelirlerinin % 72’si dolaylı vergilerden oluşmaktadır.

33-en yüksek kapanan şirket sayısı: 8.996 2002 yılında 3.495 adet şirket kapanmıştır. 2006 yılında kapanan şirket sayısı 8.996′ya yükselmiştir. kapanan şirket sayısındaki artış % 157′dir. 34-en yüksek protestolu senet sayısı: 1.177.910 protestolu senet sayısı 2006 yılında 1.177.910′a çıkmıştır. ekonomik istikrarın en önemli göstergesi olan protestolu senet sayısı 2002 yılı sonunda 499.000 idi. protestolu senet sayısındaki artış oranı % 136′dır.

35-en yüksek karşılıksız çek sayısı: karşılıksız çek sayısı 2006 yılında 1.144.740′a yükselmiştir. akp iktidara geldiğinde karşılıksız çek sayısı 743.000 idi. karşılıksız çek sayısındaki artış oranı % 54′dür.

36-en uzun imf denetim ve yönetimindeki dönem: 10 yıl türkiye’nin 1946 da başlayan 60 yıllık sürede imf gözetim ve denetimi altındaki en uzun dönemi 1998-2008 yılları arasındaki 10 yıllık dönemdir. 1980-88 yılları arasındaki en uzun imf gözetim ve denetimindeki süre, akp iktidarında 10 yıla çıkartılmıştır. anap iktidarından sonra tüm iktidar süresini imf gözetim ve denetiminde geçiren tek parti iktidarı akp iktidarı olmuştur. akp hükümeti kendinden önceki ecevit hükümetinin imf ile yaptığı stand-by anlaşmasını aynen uygulamış ve bu anlaşmanın süresi bitiğinde mayıs 2005′de imf ile yeni bir stand-by anlaşması yaparak 2008 yılına kadar ekonominin yönetim ve denetimini imf’ye devretmiştir.

37-en yüksek kısa vadeli dış borçlanma: 44 milyar dolar akp’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda ülkenin toplam kısa vadeli dış borç stoku 16 milyar dolar olup, toplam dış borç stokunun % 14,5′i oranındaydı. 2003-2006 yılları arasında dış borçlanmada ağırlığın kısa vadeli borçlanmaya verilmesi sonucu 2006 yılında kısa vadeli dış borç stoku 44 milyar dolara yükselip toplam dış borç stokunun % 22,7’sine ulaşmıştır.

38-en yüksek özel sektör pozisyon açığı: 45 milyar dolar 2006 yılında özel sektörün dış borç stoku 65 milyar dolara pozisyon açığı da 45 milyar dolara ulaşmıştır. yani özel sektörün elindeki dövizler ile döviz cinsi borçları arasındaki fark 45 milyar dolara yaklaşmıştır. 2002 yılında özel sektör 37 milyar dolar dış borç ve 26 milyar dolar dış pozisyon açığına sahip idi.

39-en yüksek yabancı mevduat: 24 milyar dolar uygulanan yüksek reel faiz ve düşük döviz kuru nedeniyle, türkiye uslular arası sermaye için en cazip ülkelerden biri haline gelmiştir. 2006 yılında yabancıların türkiye’deki bankalarda bulunan mevduatı 24 milyar doları aşmıştır.

40-en fazla açlık sınırı altındaki kişi sayısı: 1.870.000 kişi resmi rakamlara göre 1.870 bin kişi açlık sınırının altındadır. yani aylık 143 milyon liralık gelire sahip değildir.

41-en yüksek yoksulluk sınırı altındaki kişi sayısı: 58.724.000 kişi nüfusun % 82’si aylık 363 milyon liralık gelirin altında olduğu için yoksulluk sınırı altındaki kişi sayısı 58.724 bin kişidir.

42-en düşük yatırım kredileri/toplam kredi oranı: % 5,6 2002 yılı sonunda yatırım kredileri toplam kredi hacminin % 7,7’sini oluşturuyordu. akp iktidarı döneminde bankacılık sektörünün ağırlıklı olarak tüketimi finanse edici kredi kartı ve tüketici kredilerine yönelmeleri sonucu 2006 yılında % 5,6′ya düşmüştür.

43-en düşük kamu personeline bütçeden ayrılan pay: % 21 akp dönemine kamu personeline bütçeden ayrılan pay % 21′e düşmüştür. halbuki ecevit döneminde bile bu oran % 21,1′idi. aynı oran refah-yol hükümeti zamanında % 26′idi.

44-en düşük ihracat/ithalat oranı: % 61 2002 yılı sonunda ihracatın ithalatı karşılama oranı % 70 idi. yani yapılan ithalatın % 70′i ihracat gelirleri ile karşılanmaktaydı. 2006 yılına geldiğinde ihracatın ithalatı karşılama oranı % 61′e düşmüştür.

45-en düşük kamu yatırım/gsmh oranı: % 1,4 kamu yatırımlarının gsmh içindeki payı % 1,4′e inmiştir. halbuki bu oran refah-yol hükümetinde % 2,2′idi.

46-en düşük tarımsal desteklemeler/gsmh: % 0,7 tarımsal desteklemelerin gsmh içindeki payı binde 7 gibi çok düşük bir düzeye inmiştir.

47-en düşük yatırım/bütçe giderleri: % 5 kamu yatırımlarına bütçeden ayrılan pay % 5′e inmiştir. bu oran 1999-2002 yılları arasındaki ecevit hükümeti döneminde bile % 6 oranındaydı. aynı oran refah-yol hükümetinde % 8 idi.

48-en düşük tasarruf düzeyi: % 16,6 akp döneminde vatandaşların satınalma düzeyi ve gelirleri sürekli gerilediği için; tasarrufların gsmh’ye oranı % 16,6′ya düşmüştür. bu oran en düşük tasarruf oranıdır. tasarruf oranının düşmesi, yatırımlara yönelecek kaynakların azalttığı gibi yurtdışına bağımlılığı da artırmıştır. 1999-2002 yılları arasında tasarrufların gsmh’ye oranı yani gsmh’nin tasarruf edilen kısmı % 19,2 idi. refah-yol döneminde tasarrufların gsmh’ye oranı % 21,3 idi.

49-en düşük reel döviz kuru: % 60,2 akp’nin iktidara geldiği kasım 2002 tarihinde dolar kuru 1.650.000 tl idi. 2003-2006 yılları arasında toplam enflasyon % 53 oranında olduğu için, dolar kuru enflasyon kadar artsaydı bile 2006 yılı sonunda dolar kurunun en az 2.524.500 tl olması gerekirdi. halbuki yüksek reel faiz-düşük döviz kurunun teşvik ettiği sıcak para girişi nedeniyle ülkede yapay bir döviz bolluğu oluşmuş ve dolar kuru 2006 yılı sonu itibariyle 1.420.000 tl olarak gerçekleşmiştir. merkez bankası hesaplamalarına göre tüfe bazlı reel efektif döviz kuru kasım 2002′de 123,7 iken 2006 yılı sonu itibariyle 160,2�ye yükselmiştir. yani döviz kuru % 60,2 oranında değer kaybetmiş ve olması gereken değerin % 60,2 oranında altına düşmüştür. bu oran 1980 sonrası en düşük reel döviz kuru oranıdır. reel döviz kurunun bu denli düşük tutulması, ithalatın patlamasına ve dış ticaret açığı ile cari açığın kontrol edilemez düzeylere yükselmesine yol açmıştır.

50-en düşük reel ücretler: % 23 oranında düşüş akp döneminde yaşanan ekonomik büyümeye rağmen ücretler enflasyon kadar artırılmadığı için reel ücretler sürekli gerilemiştir. 2003 ve 2006 yılları arasında kişi başına üretimin % 35 oranında artmasına karşılık, ücretlilerin reel gelirleri % 23 oranında gerilemiştir. enflasyondaki düşüş ve ekonomik büyüme, çalışanların gelirlerini artırmak yerine geriletmiştir.

Evet cidden eskiyi aratmıyo recep ya hatta mükemmel derecede ilerliyoruz :wink1:
 
Kayıt
2 Aralık 2009
Mesajlar
1.442
Beğeniler
0
Şehir
SANA Bİ KORUM
Avenger demiş ki:
Şeker,Un,Ekmek sıraları vardı ama devlet kurumları İsraillilere Amerikalılara satılmıyordu. Kriz vardı ama Kürt açılımı diyip ülkeyi bölmeye çalışan yoktu. Kemerleri sıkıyorduk ama Kürtler açık açık ölen pkk lılar için yas tutamıyorlardı, TVlerin önünde Anayasa paketinin Özerk kürdistan'a zemin hazırladığını söyleyemiyorlardı. Bunlarıda düşünmek gerek. Herşey para-ekonomi değil.

Kurumlar satılmadı. "Özelleştirildi yani devlet istediği zaman el koyabilir. O kadar borca sokmasaydı öncekiler şimdi bunlar olmazdı adam borcu ödemek için napabilir. Akp iktidarı geldiginde kasadaki parayla şimdiki paraya bak.Hayır demekle sorun cözülseydi cözülürdü.Önceden hastanelerde o kadar kuyruk olurdu ki beklemekten hasta olurdu insanlar şimdi gidin bakın var mı öyle bi sorun. Bu adam bunları yaptıda niye bundan öncekiler bunları yapmadı.Paralarını ceplerinden mi veriyorlardı yoksa 2 söz söylemek zor mu geliyodu ?
 

Wax Whine

.NET
Kayıt
9 Eylül 2007
Mesajlar
17.595
Beğeniler
30
Şehir
Bağdat Caddesi / İST.
Server
Aspendos
Takımı
Besiktas
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Avenger demiş ki:
Şeker,Un,Ekmek sıraları vardı ama devlet kurumları İsraillilere Amerikalılara satılmıyordu. Kriz vardı ama Kürt açılımı diyip ülkeyi bölmeye çalışan yoktu. Kemerleri sıkıyorduk ama Kürtler açık açık ölen pkk lılar için yas tutamıyorlardı, TVlerin önünde Anayasa paketinin Özerk kürdistan'a zemin hazırladığını söyleyemiyorlardı. Bunlarıda düşünmek gerek. Herşey para-ekonomi değil.

Kurumlar satılmadı. "Özelleştirildi yani devlet istediği zaman el koyabilir. O kadar borca sokmasaydı öncekiler şimdi bunlar olmazdı adam borcu ödemek için napabilir. Akp iktidarı geldiginde kasadaki parayla şimdiki paraya bak.Hayır demekle sorun cözülseydi cözülürdü.Önceden hastanelerde o kadar kuyruk olurdu ki beklemekten hasta olurdu insanlar şimdi gidin bakın var mı öyle bi sorun. Bu adam bunları yaptıda niye bundan öncekiler bunları yapmadı.Paralarını ceplerinden mi veriyorlardı yoksa 2 söz söylemek zor mu geliyodu ?
öncekiler mi borca soktu? açar bi tarafımı gülerim anca. dış borç kim zamanında tavan yaptı?
hastanelerde neden mi kuyruk yok? insanların hastaneye verecek parası yok :wink1: emekli sandığıydı sskydı onlara ayrıca sıra var
 
Kayıt
19 Ekim 2009
Mesajlar
10.451
Beğeniler
97
Takımı
Galatasaray
bro bırak ya cahile laf anlatmak eşeğin sudan gelmesini beklemek gibi birşey :sfff:
 
Kayıt
22 Temmuz 2008
Mesajlar
5.320
Beğeniler
0
Şehir
İzmir
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Avenger demiş ki:
Şeker,Un,Ekmek sıraları vardı ama devlet kurumları İsraillilere Amerikalılara satılmıyordu. Kriz vardı ama Kürt açılımı diyip ülkeyi bölmeye çalışan yoktu. Kemerleri sıkıyorduk ama Kürtler açık açık ölen pkk lılar için yas tutamıyorlardı, TVlerin önünde Anayasa paketinin Özerk kürdistan'a zemin hazırladığını söyleyemiyorlardı. Bunlarıda düşünmek gerek. Herşey para-ekonomi değil.

Kurumlar satılmadı. "Özelleştirildi yani devlet istediği zaman el koyabilir. O kadar borca sokmasaydı öncekiler şimdi bunlar olmazdı adam borcu ödemek için napabilir. Akp iktidarı geldiginde kasadaki parayla şimdiki paraya bak.Hayır demekle sorun cözülseydi cözülürdü.Önceden hastanelerde o kadar kuyruk olurdu ki beklemekten hasta olurdu insanlar şimdi gidin bakın var mı öyle bi sorun. Bu adam bunları yaptıda niye bundan öncekiler bunları yapmadı.Paralarını ceplerinden mi veriyorlardı yoksa 2 söz söylemek zor mu geliyodu ?
Ya neden bahsediyorsun sen ? Borç ödemek için elindeki herşeyini satacaksa bende olurum başbakan. Satar satar borcumu öderim satar satar hazineye koyarım. Gelmiş kasadaki paraya bak diyorsun. Akp ilk geldiği 4yıllık dönemde bazı iyi işler yaptı. Hastahane-ilaç olayıda bunlardan biri. Ancak bu yaptıkları iyi işler 1elin parmaklarını geçmez. Yada diğer deyişle ülkeye verdiği zararı örtbas edemez.
 

Avasin

 
Kayıt
12 Ocak 2009
Mesajlar
6.431
Beğeniler
5
Şehir
Santa Clara/Küba
Avenger demiş ki:
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Avenger demiş ki:
Şeker,Un,Ekmek sıraları vardı ama devlet kurumları İsraillilere Amerikalılara satılmıyordu. Kriz vardı ama Kürt açılımı diyip ülkeyi bölmeye çalışan yoktu. Kemerleri sıkıyorduk ama Kürtler açık açık ölen pkk lılar için yas tutamıyorlardı, TVlerin önünde Anayasa paketinin Özerk kürdistan'a zemin hazırladığını söyleyemiyorlardı. Bunlarıda düşünmek gerek. Herşey para-ekonomi değil.

Kurumlar satılmadı. "Özelleştirildi yani devlet istediği zaman el koyabilir. O kadar borca sokmasaydı öncekiler şimdi bunlar olmazdı adam borcu ödemek için napabilir. Akp iktidarı geldiginde kasadaki parayla şimdiki paraya bak.Hayır demekle sorun cözülseydi cözülürdü.Önceden hastanelerde o kadar kuyruk olurdu ki beklemekten hasta olurdu insanlar şimdi gidin bakın var mı öyle bi sorun. Bu adam bunları yaptıda niye bundan öncekiler bunları yapmadı.Paralarını ceplerinden mi veriyorlardı yoksa 2 söz söylemek zor mu geliyodu ?
Ya neden bahsediyorsun sen ? Borç ödemek için elindeki herşeyini satacaksa bende olurum başbakan. Satar satar borcumu öderim satar satar hazineye koyarım. Gelmiş kasadaki paraya bak diyorsun. Akp ilk geldiği 4yıllık dönemde bazı iyi işler yaptı. Hastahane-ilaç olayıda bunlardan biri. Ancak bu yaptıkları iyi işler 1elin parmaklarını geçmez. Yada diğer deyişle ülkeye verdiği zararı örtbas edemez.
Bkz:Bu taraftan getirdim diğer taraftan götürürüm meselesi :curtain:
 
Kayıt
2 Aralık 2009
Mesajlar
1.442
Beğeniler
0
Şehir
SANA Bİ KORUM
Nina Ricci demiş ki:
bro bırak ya cahile laf anlatmak eşeğin sudan gelmesini beklemek gibi birşey :sfff:

Sürü psikolojisi dimi gecer gecer makara:


Ps: Halk seciyor halk seciyor hâla usanmıyorsunuz chp-mhp-.vs.vs birleşti gene hayır cıkartamadı bu kadar insan akp'ye bosuna mı oy verdi yani salaklıgından bi siz akıllısınız dimi.


Ps2:Akıl fakir olunca fikir ukala olur.
 
Kayıt
22 Temmuz 2008
Mesajlar
5.320
Beğeniler
0
Şehir
İzmir
_By_DaDaSsS_ demiş ki:
Nina Ricci demiş ki:
bro bırak ya cahile laf anlatmak eşeğin sudan gelmesini beklemek gibi birşey :sfff:

Sürü psikolojisi dimi gecer gecer makara:


Ps: Halk seciyor halk seciyor hâla usanmıyorsunuz chp-mhp-.vs.vs birleşti gene hayır cıkartamadı bu kadar insan akp'ye bosuna mı oy verdi yani salaklıgından bi siz akıllısınız dimi.


Ps2:Akıl fakir olunca fikir ukala olur.
Referandumun AKP ile ne alakası var ? Hayatında AKP'ye oy vermemiş insanlarda verdi Evet hayatında Akpden başkasına oy vermeyende verdi hayır. Ne alakası var AKP'ye oy vermekle anayasa değişikliğini onaylamanın açıklarmısın ?
 

Absence

 
Kayıt
29 Aralık 2007
Mesajlar
8.261
Beğeniler
1
Diyorum ya adam bilmiyor ki akp tek başına aldı zannediyor %58 i ölüleri , boykotu delen bdp oylarını hesaba katmıyor :mrgreen: bbp oylarını kömür makarna oylarını
 
Kayıt
17 Haziran 2010
Mesajlar
4.517
Beğeniler
1
Şehir
Değişken
Birşey daha söyliyeyim anadolu halkım saf,temiz ve cahil olduğu için yarısı işsiz zaten belki bir umut yapılan yardımlar devam eder diye veriyor ama onların duygularını sömüren akp'nin bence en kısa zamanda iktidardan inmesi lazım yerine kimin geleceği ise hiç önemli değil.
 

Avasin

 
Kayıt
12 Ocak 2009
Mesajlar
6.431
Beğeniler
5
Şehir
Santa Clara/Küba
Absence demiş ki:
Diyorum ya adam bilmiyor ki akp tek başına aldı zannediyor %58 i ölüleri , boykotu delen bdp oylarını hesaba katmıyor :mrgreen: bbp oylarını kömür makarna oylarını
bro bizim buradaki akp millet vekili köylülere eğer evet vermezlerse onlara verilecek çiftçi destekleme paralarını keseceğini ve bir daha vermeyeceklerini söyleyerek korkutmuş. E zavallı ne yapsın tek geçim kaynağı o. Onunda kesileceği korkusuyla mecbur kalarak evet veriyor
 
Kayıt
17 Haziran 2010
Mesajlar
4.517
Beğeniler
1
Şehir
Değişken
Avasin demiş ki:
Absence demiş ki:
Diyorum ya adam bilmiyor ki akp tek başına aldı zannediyor %58 i ölüleri , boykotu delen bdp oylarını hesaba katmıyor :mrgreen: bbp oylarını kömür makarna oylarını
bro bizim buradaki akp millet vekili köylülere eğer evet vermezlerse onlara verilecek çiftçi destekleme paralarını keseceğini ve bir daha vermeyeceklerini söyleyerek korkutmuş. E zavallı ne yapsın tek geçim kaynağı o. Onunda kesileceği korkusuyla mecbur kalarak evet veriyor
Herşey ortada hacım zaten yapılan yardımlar,yapılan aldatmacalar,el altından tehdit vs. bunları çoğu kişi bilmiyor bizim amacımızda bilmeyenleri bilgilendirmek ve bu akp yönetimine bir son vermek :beer:
 
Durum
Daha fazla cevap için açık değil.
Yukarı Alt