- Kayıt
- 6 Şubat 2007
- Mesajlar
- 335.490
- Beğeniler
- 1.636
- Şehir
- Taksim/IST.
- Server
- Flora
- Takımı
- Galatasaray
Pamuk’un yeni romanı Ocak’ta çıkacak
Nobel ödüllü Orhan Pamuk’un yeni romanı Masumiyet Müzesi, Ocak ayında piyasaya çıkacak. Pamuk, üzerinde son rötuşlarını yaptığı yeni romanı hakkında, İtalya’daki haftalık haber dergilerinden L’Espresso’ya konuştu.
Nobel ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk, İtalya’daki haftalık haber dergisi L’Espresso’ya, tamamlamak üzere olduğu yeni romanı Masumiyet Müzesi konusunda bilgi verdi.
Dergi muhabiriyle İtalya’nın sahil beldelerinden Portofino’da konuşan Pamuk, “Buraya gizlice geldim. İyi bir seçim yapmışım. Tepeden görünen manzara harika. Kitabımı yazarken önemli mesafe kaydettim” dedi.
Masumiyet Müzesi adlı romanı üzerinde son rötuşları yapmakta olduğunu anlatan Pamuk, “Masumiyet Müzesi, son rötuşların ardından, Türkiye’de büyük olasılıkla ocak ayında piyasaya çıkacak. İtalya’da da eserlerimi basan Einaudi yayınları tarafından 2008’de yayımlanacak” diye konuştu.
YİNE İSTANBUL’DA GEÇİYOR
Pamuk, yeni romanında hangi sorulara yanıt aradığını da şu ifadelerle özetledi: “Yeni romanım, üzerinde neredeyse 10 yıl düşündüğüm iddialı bir çalışma. Olaylar, 1970’ten günümüze dek uzanan zaman diliminde, yine benim şehrim İstanbul’da geçiyor. Konunun odağında, takıntılı bir aşk ve de dev bir soru var: Gerçekten nedir aşk? Aşık olduğumuzda, içimizde olup biten nedir? Bir adam, kendini bir kıza kaptırdığında ve de ondan karşılık alamadığında kafasından ne tür düşünceler geçmektedir?”
Ele aldığı konunun tüm zamanlara ait bir mesele olduğunu belirten Pamuk, “Bu ebedi soruya ilişkin uzun zamandır kendimi sorgulamayı düşünüyordum. Bu, tüm zamanların erkekleri için geçerli bir mesele. İnsanoğlunu gelecekte de hep ilgilendirmeye devam edecek. Bu, kadın-erkek, herkesle ilintili bir konu. Varlığımızın en temel temalarından biri. İşte bu sonsuz konu üzerinde, son zamanlarda mümkün olduğunca düşünmeye çalıştım” dedi.
“AŞK VE MÜZE ARASINDA BAĞLANTI KURDUM”
Pamuk, aşkı anlattığı romanının başlığında müze kelimesine neden yer verdiğini ise, “Aşk konusuyla müze kelimesi arasında bağlantı kurmak istedim. Konu, bazı şeylerin muhafazasıyla ilgili çünkü. Eşyalar, bizim için neden böylesine değerli? Neden onları elimizde tutmak, mümkünse bir sonraki kuşaklara aktarmak istiyoruz? Bu da bir aşk göstergesi değil mi? İşte bir dizi gözlem, bende müzelerden söz etme ihtiyacı doğurdu. Son dönemde, tüm şehirlerde, gezdiğim tüm ülkelerde, onlarca müze gezdim. Aslında bu, öteden beri zaten yaptığım bir şeydi. Müze düşüncesi bile zaten benim hoşlandığım ve de beni yakından ilgilendiren bir şey. Eşyaların korunduğu bu mekanlara karşı içimde büyük bir tutku var. Yıllar geçtikçe de büyüyen bir tutku bu. Bunu kitaplaştırmam, artık kaçınılmaz oldu” sözleriyle açıkladı
Pamuk, Masumiyet Müzesi’ndeki olaylar zincirinin ana hatları konusunda ise şöyle konuştu: “Olaylar zinciri şöyle gelişiyor: Bir burjuva aileye mensup, orta yaşlı bir adam var. Eğitimi mükemmel, önünde parlak bir gelecek olan bu genç adamın, kendisiyle aynı düzeyde bir eş bulması gerekiyor. Ama yoksul ve güzel bir akrabasına aşık oluyor. Ona kur yapmaya başlıyor. Çok sayıda Türk ailesinde olduğu üzere, kızı görmek için onun ailesinin evini ziyarete gitmeye başlıyor.”
Nobel ödüllü Orhan Pamuk’un yeni romanı Masumiyet Müzesi, Ocak ayında piyasaya çıkacak. Pamuk, üzerinde son rötuşlarını yaptığı yeni romanı hakkında, İtalya’daki haftalık haber dergilerinden L’Espresso’ya konuştu.
Nobel ödüllü Türk yazar Orhan Pamuk, İtalya’daki haftalık haber dergisi L’Espresso’ya, tamamlamak üzere olduğu yeni romanı Masumiyet Müzesi konusunda bilgi verdi.
Dergi muhabiriyle İtalya’nın sahil beldelerinden Portofino’da konuşan Pamuk, “Buraya gizlice geldim. İyi bir seçim yapmışım. Tepeden görünen manzara harika. Kitabımı yazarken önemli mesafe kaydettim” dedi.
Masumiyet Müzesi adlı romanı üzerinde son rötuşları yapmakta olduğunu anlatan Pamuk, “Masumiyet Müzesi, son rötuşların ardından, Türkiye’de büyük olasılıkla ocak ayında piyasaya çıkacak. İtalya’da da eserlerimi basan Einaudi yayınları tarafından 2008’de yayımlanacak” diye konuştu.
YİNE İSTANBUL’DA GEÇİYOR
Pamuk, yeni romanında hangi sorulara yanıt aradığını da şu ifadelerle özetledi: “Yeni romanım, üzerinde neredeyse 10 yıl düşündüğüm iddialı bir çalışma. Olaylar, 1970’ten günümüze dek uzanan zaman diliminde, yine benim şehrim İstanbul’da geçiyor. Konunun odağında, takıntılı bir aşk ve de dev bir soru var: Gerçekten nedir aşk? Aşık olduğumuzda, içimizde olup biten nedir? Bir adam, kendini bir kıza kaptırdığında ve de ondan karşılık alamadığında kafasından ne tür düşünceler geçmektedir?”
Ele aldığı konunun tüm zamanlara ait bir mesele olduğunu belirten Pamuk, “Bu ebedi soruya ilişkin uzun zamandır kendimi sorgulamayı düşünüyordum. Bu, tüm zamanların erkekleri için geçerli bir mesele. İnsanoğlunu gelecekte de hep ilgilendirmeye devam edecek. Bu, kadın-erkek, herkesle ilintili bir konu. Varlığımızın en temel temalarından biri. İşte bu sonsuz konu üzerinde, son zamanlarda mümkün olduğunca düşünmeye çalıştım” dedi.
“AŞK VE MÜZE ARASINDA BAĞLANTI KURDUM”
Pamuk, aşkı anlattığı romanının başlığında müze kelimesine neden yer verdiğini ise, “Aşk konusuyla müze kelimesi arasında bağlantı kurmak istedim. Konu, bazı şeylerin muhafazasıyla ilgili çünkü. Eşyalar, bizim için neden böylesine değerli? Neden onları elimizde tutmak, mümkünse bir sonraki kuşaklara aktarmak istiyoruz? Bu da bir aşk göstergesi değil mi? İşte bir dizi gözlem, bende müzelerden söz etme ihtiyacı doğurdu. Son dönemde, tüm şehirlerde, gezdiğim tüm ülkelerde, onlarca müze gezdim. Aslında bu, öteden beri zaten yaptığım bir şeydi. Müze düşüncesi bile zaten benim hoşlandığım ve de beni yakından ilgilendiren bir şey. Eşyaların korunduğu bu mekanlara karşı içimde büyük bir tutku var. Yıllar geçtikçe de büyüyen bir tutku bu. Bunu kitaplaştırmam, artık kaçınılmaz oldu” sözleriyle açıkladı
Pamuk, Masumiyet Müzesi’ndeki olaylar zincirinin ana hatları konusunda ise şöyle konuştu: “Olaylar zinciri şöyle gelişiyor: Bir burjuva aileye mensup, orta yaşlı bir adam var. Eğitimi mükemmel, önünde parlak bir gelecek olan bu genç adamın, kendisiyle aynı düzeyde bir eş bulması gerekiyor. Ama yoksul ve güzel bir akrabasına aşık oluyor. Ona kur yapmaya başlıyor. Çok sayıda Türk ailesinde olduğu üzere, kızı görmek için onun ailesinin evini ziyarete gitmeye başlıyor.”
