Kayıt
2 Mart 2008
Mesajlar
1.640
Beğeniler
0
Şehir
Bir Kulaç Daha Atsam Karadayım...
- Resim Silinmiş.

1048'de Nişabur'da doğan Ömer Hayyam, daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu. Onun “zamanın bütün bilgilerini bildiği” söylenirdi.
"Çadırcı" anlamına gelen soyadını baba mesleğinden alan Hayyam, bu mesleğe yönelmek yerine, mantık, felsefe, matematik, fizik, metafizik, tıp ve astronomi gibi çok farklı ve çeşitli alanlarda öğrenimini sürdürdü.
Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam, günümüze ulaşmayan pek çok kitabının yanısıra, kendisine büyük ün ve saygınlık kazandıran Cebir Risaliyesi'ni ve Rubaiyat'ı kaleme almıştır.
On bölümden oluşan Cebir Risaliyesi'nde kübik denklemleri incelemiş ve bu denklemleri sınıflandırmıştır. Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde olan Ömer Hayyam, denklemlerle ilgili başarılı çalışmalar yapmış, ancak negatif, kesirli ve sanal kökleri görememiştir. Sadece pozitif köklere ulaşmayı başaran Hayyam, ayrıca kübik denklemlerin de bir, en fazla iki kökünü bulabilmiştir. Ayrıca Pascal üçgeni olarak bilinen üçgenle ilgili de bir kitap yazdığı bilinmektedir.
Hayyam, İsfahan'da üç yıl çalışarak kurduğu rasathanede hem gökyüzünü inceler ve bilimsel çalışmalar yapar, hem de hükümdarın özel müneccimi olarak yıldız falına bakardı. 1079 yılında tamamladığı, halk arasında “Ömer Hayyam Takvimi” bugün ise “Celali Takvimi” olarak bilinen takvim için büyük çaba sarf etmiştir. Güneş yılına göre düzenlenen bu takvim 5000 yılda bir gün hata verirken, bugün kullandığımız Gregoryen Takvimi 3330 yılda bir gün hata vermektedir.
Hayyam'ın edebiyat tarihinde yerini almasını sağlayan eseri ise Rubaiyat'dır (Dörtlükler). Hayyam, dörtlüklerinde, aşk, şarap, dünya, insan hayatı, yaşama sevinci, bu geçici dünyanın tadını çıkarmak gerektiği gibi temaları işlemiştir. Kolay anlaşılan, yumuşak ve akıcı bir dille yazdığı şiirlerinde derin bir sezgi, yoğun bir hümanizma, sade ve abartısız bir yaşama anlayışı hakimdir.

Dünyada akla değer veren yok madem,
Bazen aklı az olanın parası çok madem,
Getirin şu şarabı,alsın aklımızı,
Belkide öyle beğenir bizi elalem..


Uğrunda dertlere düştüğüm sevgili,
Bir başkasına tutulmuş o da dertli,
Derdimin dermanı kendi derdinde,
Hekim hasta olunca kime gitmeli.


Yanlız bilgili olmak değil adam olmak;
Vefalı mı değil mi insan, ona bak.
Yücelerin yücesine yükselirsin
Halka verdiğin sözün eri olarak.


Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Allah'dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.


Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı helalı karıştırmam:
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram.


Dünya yıldıramazsın beni ne yapsan;
Ölümden de korkmam, er geç ölür insan.
Ölmemek elimizde değil ki bizim:
İyi yaşamamak beni korkutan.


Ah, Tanrı dünyayı yeniden yarataydı,
Yaratırken de beni yanında tutaydı;
Derdim: Ya benim adımı sil defterinden,
Ya da benim dilediğimce yarat dünyayı.


Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana.
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık:
En boş geçen günün o gündür, inan bana.


Bu uçsuz bucaksız dünya içinde, bil ki,
Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi;
Biri iyinin kötünün aslını bilir,
Öteki ne dünyayı bilir, ne kendini.


Bugün zevk etmek elindeyken zevkine bak
Yarını düşünmen beyhude bir heves
Bir çok kişiden arda kalanlar
Sana da kalmayacak sen de göçüp gideceksin.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Kayıt
6 Şubat 2007
Mesajlar
335.490
Beğeniler
1.636
Şehir
Taksim/IST.
Server
Flora
Takımı
Galatasaray
sene 95te tanıdım eserlerini o gündür bugündür kafam dumanlıyken açar okurum tüm eserlerini ve deli gibi taparım çok manalıdır hepsi.
en kralı bu işte ;
_______________
kim senin yasanı çiğnemedi ki , söyle?
günahsız bir ömrün tadı ne ki, söyle?
yaptığım kötülüğü , kötülükle ödetirsin sen,
sen ile ben arasında ne fark kalır ki, söyle?
_____________
niceleri geldi, neler istediler
sonunda dünyayı bırakıp gittiler
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi
o gidenler de hep senin gibiydiler

yaşamanın sırlarını bileydin
ölümün sırlarını da çözerdin;
bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
yarın, akılsız, neyi bileceksin?
 
Yukarı Alt