Kayıt
6 Şubat 2007
Mesajlar
335.490
Beğeniler
1.636
Şehir
Taksim/IST.
Server
Flora
Takımı
Galatasaray
ÖMER HAYYAM ANISINA [ 04 ARALIK 1131 ]





Gıyaseddin Eb'ul Feth Ömer İbni İbrahim'el Hayyam veya Ömer Hayyam (d. 18 Mayıs 1048 - ö. 4 Aralık 1131) Fars, şair, filozof, matematikçi ve astronom.

Hayyam Nişaburludur. Yaşadığı dönemin ünlü veziri Nizamül-Mülk ve Hasan Sabbah ile aynı medresede zamanın ünlü alimi Muvaffakeddin Abdüllatif ibn el Lübad'dan eğitim görmüş ve hayatı boyunca her ikisi ile de ilişkisini kesmemiştir. Bazı kaynaklar; Hasan Sabbah'ın Rey kentinden olduğu Nizamül-Mülk'ün de yaşça Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'tan büyük olduğunu ve böylece aynı medresede eğitim görmediklerini belirtmektedir. Yine de Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamül-Mülk'ün ilişki içinde olduklarını inkar etmemektedir. (Kaynak: Semerkant-Amin Maalouf)

detaylar ; http://tr.wikipedia.org/wiki/Ömer_Hayyam



ferman sende
ama güzel yaşamak bizde
senden ayığız
bu sarhoş halimizle
sen insan kanı içersin,
biz üzüm kanı...
insaf be sultanım
kötülük hangimizde?


Bugün Hayyam'ın ölüm günü saygıyla anıyoruz :kalp:



Saygılarımızla,
 
Son düzenleme:
Kayıt
20 Nisan 2007
Mesajlar
4.911
Beğeniler
0
Saygıyla anıyoruz..
;
Kim demiş haram nedir bilmez hayyam?
Ben haramı helali karıştırmam
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içilen su bile haram.
 
Kayıt
7 Haziran 2008
Mesajlar
9.732
Beğeniler
98
Şehir
İstanbul
Server
Assos
Takımı
Besiktas
Bugün Hayyam'ın ölüm günü saygıyla anıyoruz :buddha: :kalp:
 
Kayıt
6 Şubat 2007
Mesajlar
335.490
Beğeniler
1.636
Şehir
Taksim/IST.
Server
Flora
Takımı
Galatasaray
Benden Muhammed Mustafa'ya saygı selam
Deyin ki hoş görürse bir şey soracak Hayyam,
Neden yüce efendimizin buyruklarında
Ekşi ayran helal da, güzelim şarap haram..?

Ah Tanrı dünyayı yeniden yarataydı
Yaratırken de beni yanında tutaydı
Derdim, ya benim adımı sil defterinden,
Ya da benim dileğimce yarat dünyayı..

Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna
O şatafatlar altınlar, gümüşler boşuna
Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü
Tek güzel şey iyilik, ötekiler boşuna..

Dün gece şarap arıyordum şehirde,
Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde
Dedim, Ne yaptın da yakıyorlar seni ?
Dedi, Bir kez güleyim dedim çimende..

Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona ?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse yazık,
En boş geçen günün o gündür, inan bana..

Ben kendiliğimden var değilim bu varlığımla
Kendim çıkmış değilim elbet bu karanlık yola
Bir başka varlıktan gelmiş bendeki varlık
Ben dediğin kim ola, nerde ne zaman var ola..?

Ey kör, bu gök bu yıldızlar boştur boş..
Bırakta onu bunu, gönlünü hoş tut hoş..
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın o da boştur boş..

Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sen,
Öldüren de sen, yaşatan da sen,
Ben kötüyüm diyelim kimde kabahat
Beni böyle yaratan değilmisin sen..

Aşk bir beladır Tanrı'dan gelme
Halk neden karşı kor Tanrı emrine
Bize herşeyi yaptıran kendi madem
Kulu sorguya çekmenin alemi ne...

Ben kadehten çekmem artık elimi
Tutmam senin kitabını mimberini
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
Cehennemde senmi yanarsın iyi, benmi..

Sarhoş oldummu aklım azalır
Ayıldımmı sevincim dağılır
Ne sarhoş ne ayık bir hal var ya
En güzeli öyle yaşamaktır...

Ben şarap içiyorum doğrudur
Aklı olanda beni haklı bulur
İçeceğimi biliyordu Tanrı
İçmesem Tanrı yanılmış olur..

Ey kara cübbeli senin gündüzün gece
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere
Onlar Yaratanın sanatı peşindeler
Seninse aklın abdest bozan şeylerde...

Ben olmayınca bu güller bu selviler yok
Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok
Sabahlar akşamlar sevinçler tasalar yok
Ben düşündükçe var dünya ben yok oda yok

Yıkık bir saray bu dünya dedikleri
Gece ve gündüz atlarının durak yeri
Yüz Cemşit'den arda kalmış bir dünya bu
Yüz Behram kendinin sanmış bu gökleri.

Kul olup o güzele birden,
Koptuk her bağdan, her tövbeden
Herkes koyu Müslüman döner
Biz putperest döndük Kabe'den

Meyhanede abdest şarapla alınır ancak
Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek ?
Perdemiz öylesine yırtılmış ki bizim,
Onarılmaz artık ne kadar yamalasak

Gelip de eskiyenler, yeni gelenler
Hepsi gider bugün yarın, birer birer,
Kimselere kalmamış bu eski dünya
Kimi gitti gider, kimi geldi gider

Ben hangi şarapla sarhoş olursam olurum
Ateşe puta neye taparsam taparım,
Herkes bir türlü görmek istiyor beni
Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım

Şarap küpü önüne serdik seccademizi
Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi,
Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
Camide, medresede yiten günlerimizi..

Rintlerin yolunda kendini unut,
Namazın orucun kökünü kurut,
Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit,
Şarap iç, yol kesme, yoksulları tut..

Hayyam, şarap iç, sarhoş olmak ne hoş,
Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş,
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın
Yok say kendini, bak var olmak ne hoş !

Bu dünya kimseye kalmaz bilesin,
Er geç kuyusunu kazar herkesin.
Tut ki Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak değilmisin..?

Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin,
Birinden cennet yapmış, birinden cehennem.
Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun,
Açılsın kapıları bana cennetimin !

Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca,
Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz bana ne ?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca.

Günahlarım çok olmasına çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz değilim,
Cennet cehennem umurumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.

Gül verme istersen diken yeter bize
Işık da vermezsen, ateş yeter bize,
Hırka, tekke, post, most olmasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.

Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.

Felek doğruyu eğriyi tartaydı
Her işine güzel demek kolaydı
Böyle mi yaşardı iyiler dünyada,
Evrenin özü doğruluk olaydı ?

Bayram geldi işimiz iştir bu aralık
Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık
Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi
Oruç gemi ağızlarından çıkar yazık.

Yarım somunun varmı, bir ufak da evin ?
Kimselerin kulu kölesi değilmisin ?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya
Keyfine bak, en hoş dünyası olan sensin..

Tanrı cenette şarap içeceksin der,
Aynı Tanrı şarabı nasıl haram eder ?
Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş,
Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber..

Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin
Tekkede manastırda eremezsin
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin..

Putların, Kabenin istediği, kölelik
Çanların, ezanların dilediği, kölelik
Mihraptı, kiliseydi, tesbihti, salipti
Nedir bu hepsinin özlediği kölelik..

Güçlü olduğuna inandırdın beni
Bol bol da verdin bana vereceklerini
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim
Günahlar mı büyük senin rahmetin mi..?

Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar
Altına baktım çürüyüp toprak olmuşlar
Yokluk ovasında başka ne var ki zaten
Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var.

Hayyam günahın var diye tasalanma
Bunun için dertlere düşmek boşuna
Günah olacak ki Tanrı bağışlasın
Rahmet neye yarar günah olmayınca..

Yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç
Ya da bir kaç kadeh gül renkli şarap iç..
Onu içmem bunu içmem der durursun
Ahmak herif git zıkkımın pekini iç..

Kalk kalk, çalgılara çalgı katalım gitsin
Adımızı kötüye çıkartalım gitsin
Sofuluk şişesini çalalım taşa,
Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin..

Benim yasam artık şarap çalgı, eğlenti,
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti
Nişanlım dünyaya, Ne çeyiz istersin, dedim
Çeyizim senin gamsız yüreğindir dedi..

Seccadeye tapanlar eşek değildir de nedirler ?
Küfelerle riya çamuru yüklenir gezerler
İşin kötüsü, din perdesi arkasında bunlar,
Müslüman geçinirken gavurdan beterdirler..

Barış istemiyorsa Felek, işte savaş,
İster serseri deyin bana ister ayyaş
İşte şarap duruyor ortada kıpkızıl
İçmeyen taşa çalsın başını, işte taş..

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari,
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam
Ben haramı helali karıştırmam
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram..

Meyhanede kendini bilenler bulunur
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur.
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese
Oradan kendini bilip de çıkan hiç yoktur..
Rubailer'den Seçmeler

Yaşamın sırlarını bileydin
Ölümünde sırlarını çözerdin
Bugün aklın var birşey bildiğin yok
Yarın akılsız neyi bileceksin

Varmı dünyada günah işlemeyen söyle
Yaşanırmı hiç günah işlemeden söyle
Bana kötü deyip kötülük edeceksen
Yüce Tanrı ne farkın kalır benden söyle

İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara

Felek ne cömert şu aşağılık insanlara
Han hamam dolap değirmen hep onlara
Kendini satmayana adam demezler
Sen gelde yuh çekme böyle dünyaya

Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler
Binbir derde düşer canlarından bezerler
Öyleyken ne tuhaftır yinede övünür
Onlar gibi olmayana adam demezler

Beni özene bezene yaratan kim, sen
Yolumuda çizmişsin önceden
Madem bana günah işleten sen
Nedir öyleyse o cennet cehennem..

Dünyada akla değer veren yok madem
Aklı az olanın parası çok madem
Getir şarabı alsın aklımızı
Belki bizi böyle beğenir el alem..

Ferman sende ama güzel yaşamak bizde
Senden ayığız biz sarhoş halimizle
Sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
İnsaf be sultanım kötülük hangimizde

Adam olduysan hesap ver kendine
Getirdiğin ne, götüreceğin ne
Şarap içersem ölürüm diyorsun
İçsende öleceksin içmesende

Ben ne camiye yararım ne havraya
Bir başka hamur benimki bir başka maya
Yoksul gavur çirkin ****** gibiyim
Ne din umurumda ne cennet ne dünya

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta kuklalarda biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun sandıktayız hepimiz

Cennete huriler varmış kara gözlü
İçkininde ordaymış en güzeli
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili

Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Banada sapık dinsiz der durursun
Peki ben ne görünüyorsam o'yum
Ya sen ne görünüyorsan o musun

Bir elde kadeh bir elde Kuran
Bir helaldir işimiz bir haram
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz ne tam Müslüman..

Kim görmüş o cenneti cehennemi
Kim gitmişte getirmiş haberini
Kimselerin bilmediği bir dünya
Korkulmaya özlenmeye değermi..

Neredesin, sana başkaldırmışım işte
Karanlık içindeyim ışığın nerede
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliğin kalır bu işte...

Sensiz camide namazda işim ne
Seninle buluşma yerim meyhane
Benim sevmemde böyle yüce Tanrı
İstersen kaldır at cehennemine

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben
Şaşkınlıktan başka birşeyim artmadı yaşarken
Kendi isteğimlede gidiyor değilim şimdi
Niye geldik niye gidiyoruz bilmeden..

Dünya üç beş bilgisizin elinde
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme, eşek eşeği beğenir
Hayır var sana kötü demelerinde..

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz,
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz..
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun sandıktayız hepimiz..

Ramazan ayı bu yılda geldi yine
Vurdu bu kağıyı aklın bileğine
Tanrım şu halka bir gaflet verde bari
Ramazanı Şevval sansınlar bu sene

En büyük söz denen Kuran bile
Arada bir okunur besmeleyle
Kadehte ise öyle bir ayet var ki
Okur insan her zaman her yerde

Aklı olan paraya değer vermez
Ama parasız dünya da çekilmez,
Eli boş menekşe boynunu büker
Gül altın kasede gülmezlik etmez

Bir damla şarap Tus saraylarına bedel
Keykubad'ın Keykavus'un tahtından güzel
Sabaha karşı aşıkların iniltisi
İki yüzlü softanın ezanından güzel

Biz hırkadan sonra küpe gelmişiz
Kıp kızıl şarapla abdest almışız
Medresede kaybettiğimiz ömrü
Meyhanede aramaktır işimiz

Bir nakıştır varlığımız senin çizdiğin
Şaşılası neler nelerle bezediğin
Kendimi düzeltmek benim ne haddime
Beni potadan böyle döken sensin.

Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün
Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün
Sen sorguya çekmeden ben sana soracağım
Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün ?

Bu dünyadan başka dünya yok arama,
Senden benden başka düşünen yok arama !
Vaz geç ötelerden yorma kendini
O var sandığın şey yok mu, o yok arama..!

Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar bu konaklar ?
Ev mi dayanır bu sel yatağına ?
Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar ?

Dünya ne verdi sana, hep dert hep dert,
Güzel canın da bir gün uçar elbet
Torağında yeşillikler bitmeden
Uzan yeşilliğe, gününü gün et.

Gökte bir öküz varmış adı Pervin,
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin..

Ne bilginler geldi, neler buldular
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar..
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı ?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.

Bir sır daha var çözdüklerimizden başka
Bir ışık daha var bu ışıklardan başka
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.

Bir damla şarap ver Çin senin olsun
Bir yudumu bütün dinlerden üstün
Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş
O acıya bütün tatlılar feda olsun..

Varlık yokluk derdini aklından sil,
Bırak öteleri de kendini bil.
Doldur şarabı geniş bir nefes al,
Kaç nefes alacağın belli değil.

Yüce Varlık bize bir bedeb verince
Sevmesini öğretti her şeyden önce
Sonra şu delik deşik yüreğimize
Mana incileri sakladı binlerce..

Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi ?
O gidenler de hep senin gibiydiler..

Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin
Erenlerin dilini de söktüremezsin
İyisi mi al şarabı, cennet et bu dünyayı,
Öbür cennete ya girer ya giremezsin..

İnsan son nefese hazır gerekmiş
Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş
Biz her an şarap ve sevgili ileyiz
Böylece dirilirsek işimiz iş..

Açılmaz kapıları açmanız mı gerek ?
Dünyada insanca yaşamanız mı gerek ?
Bırakın öyleyse iki dünyayı birden
Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek..

Dün özledim de seni coştum birden bire,
Çıktım senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarda yıldızlardan
Gafil dedi, bizde sandığın Tanrı sende..

Bir testi aldım çarşıdan ucuza,
Gizli gizli neler anlattı bana
Bir şahdım dedi, altın kupam vardı
Şimdi neyim, testi oldum şaraba..

Ne yazık pişmiş ekmek çiğlerin elinde,
Ne yazık çeşmeler cimrilerin elinde
O canım Türk güzeli kömür gözleriyle
Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde..

Yaşamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye bırakır, yarını düşünürsün ?
Geçmiş gelecek kuru sevda bütün bunlar
Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün

Gençlik bir kitaptı okuduk bitti,
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin o cıvıl cıvıl kuş ?
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti ?

Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da
Ne kızıl dudakları, ne altın saçları
Atmışın süprüntüler gibi kara toprağa

Biz aşka tapanlarız, Müslüman değil
Cılız karıncalarız, Süleyman değil,
Biz eskiler giyen benzi soluklarız
Pazarda sırma satan bezirgan değil..

Bir rint gördüm, binmiş dünya denen kır ata,
Aldırmıyor dine, İslam'a Şeriat'a,
Ne hak dinliyor ne hakikat, ne marifet
Gelmiş mi böylesi kahraman kainata ?

Seni kuru softaların softası seni
Seni cehenneme kömür olası seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana ?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi ?

Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen

Şarabın adı kötüye çıkmış kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş
Harammış şarap, olsun bana göre hava hoş
Hem bana sorarsan, haram olan her şey hoş..

Tekkede, medresede, manastırda, kilisede
Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede
Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi
Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine

Gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş
Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş
Aklın varsa kadehi bırakma elden
Bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş

Bu çürük temelli kubbede neyiz ki biz..?
Tasta delik arayan karıncalar gibiyiz.
Ne korku ne umut kapılarını bilen
Şaşkın gözü bağlı, avanak öküzleriz..

Şarabım, kasem, sevgilim, bir de çimen
Bırak bana bunları, al cenneti sen.
Cennetmiş, cehennemmiş, kuru laf bunlar
Kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cenetten ?
 

Yukie

 
Kayıt
24 Aralık 2007
Mesajlar
1.566
Beğeniler
0
Şehir
Boş diyarlarda, avare yürüyor olmalıyım
extraloob demiş ki:
Benden Muhammed Mustafa'ya saygı selam
Deyin ki hoş görürse bir şey soracak Hayyam,
Neden yüce efendimizin buyruklarında
Ekşi ayran helal da, güzelim şarap haram..?

Ah Tanrı dünyayı yeniden yarataydı
Yaratırken de beni yanında tutaydı
Derdim, ya benim adımı sil defterinden,
Ya da benim dileğimce yarat dünyayı..

Okunu attı mı ölüm, siperler boşuna
O şatafatlar altınlar, gümüşler boşuna
Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü
Tek güzel şey iyilik, ötekiler boşuna..

Dün gece şarap arıyordum şehirde,
Soluk bir gül gördüm bir ocak önünde
Dedim, Ne yaptın da yakıyorlar seni ?
Dedi, Bir kez güleyim dedim çimende..

Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona ?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana
Bir gününü sevgisiz geçirdinse yazık,
En boş geçen günün o gündür, inan bana..

Ben kendiliğimden var değilim bu varlığımla
Kendim çıkmış değilim elbet bu karanlık yola
Bir başka varlıktan gelmiş bendeki varlık
Ben dediğin kim ola, nerde ne zaman var ola..?

Ey kör, bu gök bu yıldızlar boştur boş..
Bırakta onu bunu, gönlünü hoş tut hoş..
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın o da boştur boş..

Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sen,
Öldüren de sen, yaşatan da sen,
Ben kötüyüm diyelim kimde kabahat
Beni böyle yaratan değilmisin sen..

Aşk bir beladır Tanrı'dan gelme
Halk neden karşı kor Tanrı emrine
Bize herşeyi yaptıran kendi madem
Kulu sorguya çekmenin alemi ne...

Ben kadehten çekmem artık elimi
Tutmam senin kitabını mimberini
Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık
Cehennemde senmi yanarsın iyi, benmi..

Sarhoş oldummu aklım azalır
Ayıldımmı sevincim dağılır
Ne sarhoş ne ayık bir hal var ya
En güzeli öyle yaşamaktır...

Ben şarap içiyorum doğrudur
Aklı olanda beni haklı bulur
İçeceğimi biliyordu Tanrı
İçmesem Tanrı yanılmış olur..

Ey kara cübbeli senin gündüzün gece
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere
Onlar Yaratanın sanatı peşindeler
Seninse aklın abdest bozan şeylerde...

Ben olmayınca bu güller bu selviler yok
Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok
Sabahlar akşamlar sevinçler tasalar yok
Ben düşündükçe var dünya ben yok oda yok

Yıkık bir saray bu dünya dedikleri
Gece ve gündüz atlarının durak yeri
Yüz Cemşit'den arda kalmış bir dünya bu
Yüz Behram kendinin sanmış bu gökleri.

Kul olup o güzele birden,
Koptuk her bağdan, her tövbeden
Herkes koyu Müslüman döner
Biz putperest döndük Kabe'den

Meyhanede abdest şarapla alınır ancak
Mümkün mü kara yazıyı aka çevirmek ?
Perdemiz öylesine yırtılmış ki bizim,
Onarılmaz artık ne kadar yamalasak

Gelip de eskiyenler, yeni gelenler
Hepsi gider bugün yarın, birer birer,
Kimselere kalmamış bu eski dünya
Kimi gitti gider, kimi geldi gider

Ben hangi şarapla sarhoş olursam olurum
Ateşe puta neye taparsam taparım,
Herkes bir türlü görmek istiyor beni
Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım

Şarap küpü önüne serdik seccademizi
Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi,
Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
Camide, medresede yiten günlerimizi..

Rintlerin yolunda kendini unut,
Namazın orucun kökünü kurut,
Öğütlerin iyisini Hayyam'dan işit,
Şarap iç, yol kesme, yoksulları tut..

Hayyam, şarap iç, sarhoş olmak ne hoş,
Sevgilin de varsa, sarılmak ne hoş,
Er geç sonu yokluk madem bu dünyanın
Yok say kendini, bak var olmak ne hoş !

Bu dünya kimseye kalmaz bilesin,
Er geç kuyusunu kazar herkesin.
Tut ki Nuh kadar yaşadın zor bela
Sonunda yok olacak değilmisin..?

Tanrı gülüşünle öfkeni almış senin,
Birinden cennet yapmış, birinden cehennem.
Sen cennetimsin benim, ben senin uslu kulun,
Açılsın kapıları bana cennetimin !

Feleğin çarkı dönmeyecek madem muradımca,
Gökler ha yedi kat olmuş, ha sekiz bana ne ?
Ölüm bütün isteklerimi yok ettikten sonra
Ha dağda kurt yemiş beni, ha mezarda karınca.

Günahlarım çok olmasına çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz değilim,
Cennet cehennem umurumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.

Gül verme istersen diken yeter bize
Işık da vermezsen, ateş yeter bize,
Hırka, tekke, post, most olmasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.

Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır yine de övünür,
Onlar gibi olmayana adam demezler.

Felek doğruyu eğriyi tartaydı
Her işine güzel demek kolaydı
Böyle mi yaşardı iyiler dünyada,
Evrenin özü doğruluk olaydı ?

Bayram geldi işimiz iştir bu aralık
Horoz kanı gibi şarap bollaşır artık
Gel gelelim eşekler de boş gezer şimdi
Oruç gemi ağızlarından çıkar yazık.

Yarım somunun varmı, bir ufak da evin ?
Kimselerin kulu kölesi değilmisin ?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya
Keyfine bak, en hoş dünyası olan sensin..

Tanrı cenette şarap içeceksin der,
Aynı Tanrı şarabı nasıl haram eder ?
Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş,
Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber..

Sevgiyle yuğrulmamışsa yüreğin
Tekkede manastırda eremezsin
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin..

Putların, Kabenin istediği, kölelik
Çanların, ezanların dilediği, kölelik
Mihraptı, kiliseydi, tesbihti, salipti
Nedir bu hepsinin özlediği kölelik..

Güçlü olduğuna inandırdın beni
Bol bol da verdin bana vereceklerini
Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim
Günahlar mı büyük senin rahmetin mi..?

Yerin üstüne baktım, uykuya dalmışlar
Altına baktım çürüyüp toprak olmuşlar
Yokluk ovasında başka ne var ki zaten
Daha gelmemişler var, gelip gitmişler var.

Hayyam günahın var diye tasalanma
Bunun için dertlere düşmek boşuna
Günah olacak ki Tanrı bağışlasın
Rahmet neye yarar günah olmayınca..

Yüreğinde sıkıntı varsa esrar iç
Ya da bir kaç kadeh gül renkli şarap iç..
Onu içmem bunu içmem der durursun
Ahmak herif git zıkkımın pekini iç..

Kalk kalk, çalgılara çalgı katalım gitsin
Adımızı kötüye çıkartalım gitsin
Sofuluk şişesini çalalım taşa,
Seccadeyi bir kadehe satalım gitsin..

Benim yasam artık şarap çalgı, eğlenti,
Dinim dinsizlik, bıraktım her ibadeti
Nişanlım dünyaya, Ne çeyiz istersin, dedim
Çeyizim senin gamsız yüreğindir dedi..

Seccadeye tapanlar eşek değildir de nedirler ?
Küfelerle riya çamuru yüklenir gezerler
İşin kötüsü, din perdesi arkasında bunlar,
Müslüman geçinirken gavurdan beterdirler..

Barış istemiyorsa Felek, işte savaş,
İster serseri deyin bana ister ayyaş
İşte şarap duruyor ortada kıpkızıl
İçmeyen taşa çalsın başını, işte taş..

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari,
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam
Ben haramı helali karıştırmam
Seninle içilen şarap helaldir,
Sensiz içtiğimiz su bile haram..

Meyhanede kendini bilenler bulunur
Bilmeyeni ayırmak da kolay olur.
Yıkılsın bilgisizlik yuvası medrese
Oradan kendini bilip de çıkan hiç yoktur..
Rubailer'den Seçmeler

Yaşamın sırlarını bileydin
Ölümünde sırlarını çözerdin
Bugün aklın var birşey bildiğin yok
Yarın akılsız neyi bileceksin

Varmı dünyada günah işlemeyen söyle
Yaşanırmı hiç günah işlemeden söyle
Bana kötü deyip kötülük edeceksen
Yüce Tanrı ne farkın kalır benden söyle

İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun kaç para
Hırka tespih post seccade güzel
Ama Tanrı kanarmı bunlara

Felek ne cömert şu aşağılık insanlara
Han hamam dolap değirmen hep onlara
Kendini satmayana adam demezler
Sen gelde yuh çekme böyle dünyaya

Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler
Binbir derde düşer canlarından bezerler
Öyleyken ne tuhaftır yinede övünür
Onlar gibi olmayana adam demezler

Beni özene bezene yaratan kim, sen
Yolumuda çizmişsin önceden
Madem bana günah işleten sen
Nedir öyleyse o cennet cehennem..

Dünyada akla değer veren yok madem
Aklı az olanın parası çok madem
Getir şarabı alsın aklımızı
Belki bizi böyle beğenir el alem..

Ferman sende ama güzel yaşamak bizde
Senden ayığız biz sarhoş halimizle
Sen insan kanı içersin biz üzüm kanı
İnsaf be sultanım kötülük hangimizde

Adam olduysan hesap ver kendine
Getirdiğin ne, götüreceğin ne
Şarap içersem ölürüm diyorsun
İçsende öleceksin içmesende

Ben ne camiye yararım ne havraya
Bir başka hamur benimki bir başka maya
Yoksul gavur çirkin ****** gibiyim
Ne din umurumda ne cennet ne dünya

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta kuklalarda biz
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun sandıktayız hepimiz

Cennete huriler varmış kara gözlü
İçkininde ordaymış en güzeli
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
Bak bir yanda şarap bir yanda sevgili

Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Banada sapık dinsiz der durursun
Peki ben ne görünüyorsam o'yum
Ya sen ne görünüyorsan o musun

Bir elde kadeh bir elde Kuran
Bir helaldir işimiz bir haram
Şu yarım yamalak dünyada
Ne tam kafiriz ne tam Müslüman..

Kim görmüş o cenneti cehennemi
Kim gitmişte getirmiş haberini
Kimselerin bilmediği bir dünya
Korkulmaya özlenmeye değermi..

Neredesin, sana başkaldırmışım işte
Karanlık içindeyim ışığın nerede
Cenneti ibadetle kazanacaksam
Senin ne cömertliğin kalır bu işte...

Sensiz camide namazda işim ne
Seninle buluşma yerim meyhane
Benim sevmemde böyle yüce Tanrı
İstersen kaldır at cehennemine

Sen içmiyorsan içenleri kınama bari
Bırak aldatmacayı iki yüzlülükleri
Şarap içmem diye övünüyorsun ama
Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki..

Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben
Şaşkınlıktan başka birşeyim artmadı yaşarken
Kendi isteğimlede gidiyor değilim şimdi
Niye geldik niye gidiyoruz bilmeden..

Dünya üç beş bilgisizin elinde
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme, eşek eşeği beğenir
Hayır var sana kötü demelerinde..

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz,
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz..
Oyuna çıkıyoruz birer ikişer
Bittimi oyun sandıktayız hepimiz..

Ramazan ayı bu yılda geldi yine
Vurdu bu kağıyı aklın bileğine
Tanrım şu halka bir gaflet verde bari
Ramazanı Şevval sansınlar bu sene

En büyük söz denen Kuran bile
Arada bir okunur besmeleyle
Kadehte ise öyle bir ayet var ki
Okur insan her zaman her yerde

Aklı olan paraya değer vermez
Ama parasız dünya da çekilmez,
Eli boş menekşe boynunu büker
Gül altın kasede gülmezlik etmez

Bir damla şarap Tus saraylarına bedel
Keykubad'ın Keykavus'un tahtından güzel
Sabaha karşı aşıkların iniltisi
İki yüzlü softanın ezanından güzel

Biz hırkadan sonra küpe gelmişiz
Kıp kızıl şarapla abdest almışız
Medresede kaybettiğimiz ömrü
Meyhanede aramaktır işimiz

Bir nakıştır varlığımız senin çizdiğin
Şaşılası neler nelerle bezediğin
Kendimi düzeltmek benim ne haddime
Beni potadan böyle döken sensin.

Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün
Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün
Sen sorguya çekmeden ben sana soracağım
Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün ?

Bu dünyadan başka dünya yok arama,
Senden benden başka düşünen yok arama !
Vaz geç ötelerden yorma kendini
O var sandığın şey yok mu, o yok arama..!

Şu dünyada üç beş günlük ömrün var,
Nedir bu dükkanlar bu konaklar ?
Ev mi dayanır bu sel yatağına ?
Bu rüzgarlı yerde mum mu yanar ?

Dünya ne verdi sana, hep dert hep dert,
Güzel canın da bir gün uçar elbet
Torağında yeşillikler bitmeden
Uzan yeşilliğe, gününü gün et.

Gökte bir öküz varmış adı Pervin,
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin..

Ne bilginler geldi, neler buldular
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar..
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı ?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.

Bir sır daha var çözdüklerimizden başka
Bir ışık daha var bu ışıklardan başka
Hiç bir yaptığınla yetinme, geç öteye
Bir şey daha var bütün yapıtlardan başka.

Bir damla şarap ver Çin senin olsun
Bir yudumu bütün dinlerden üstün
Söyle, ne var dünyada şaraptan hoş
O acıya bütün tatlılar feda olsun..

Varlık yokluk derdini aklından sil,
Bırak öteleri de kendini bil.
Doldur şarabı geniş bir nefes al,
Kaç nefes alacağın belli değil.

Yüce Varlık bize bir bedeb verince
Sevmesini öğretti her şeyden önce
Sonra şu delik deşik yüreğimize
Mana incileri sakladı binlerce..

Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi ?
O gidenler de hep senin gibiydiler..

Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin
Erenlerin dilini de söktüremezsin
İyisi mi al şarabı, cennet et bu dünyayı,
Öbür cennete ya girer ya giremezsin..

İnsan son nefese hazır gerekmiş
Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş
Biz her an şarap ve sevgili ileyiz
Böylece dirilirsek işimiz iş..

Açılmaz kapıları açmanız mı gerek ?
Dünyada insanca yaşamanız mı gerek ?
Bırakın öyleyse iki dünyayı birden
Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek..

Dün özledim de seni coştum birden bire,
Çıktım senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarda yıldızlardan
Gafil dedi, bizde sandığın Tanrı sende..

Bir testi aldım çarşıdan ucuza,
Gizli gizli neler anlattı bana
Bir şahdım dedi, altın kupam vardı
Şimdi neyim, testi oldum şaraba..

Ne yazık pişmiş ekmek çiğlerin elinde,
Ne yazık çeşmeler cimrilerin elinde
O canım Türk güzeli kömür gözleriyle
Çaylakların, uğruların, eğrilerin elinde..

Yaşamak elindeyken bugüne bugün,
Ne diye bırakır, yarını düşünürsün ?
Geçmiş gelecek kuru sevda bütün bunlar
Kadrini bilmeğe bak avucundaki ömrün

Gençlik bir kitaptı okuduk bitti,
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin o cıvıl cıvıl kuş ?
Nasıl ne zaman geldi, nasıl gitti ?

Yerleri yapmış, gökleri kurmuşsun ama,
Sensin bunca gönülleri yakıp yıkan da
Ne kızıl dudakları, ne altın saçları
Atmışın süprüntüler gibi kara toprağa

Biz aşka tapanlarız, Müslüman değil
Cılız karıncalarız, Süleyman değil,
Biz eskiler giyen benzi soluklarız
Pazarda sırma satan bezirgan değil..

Bir rint gördüm, binmiş dünya denen kır ata,
Aldırmıyor dine, İslam'a Şeriat'a,
Ne hak dinliyor ne hakikat, ne marifet
Gelmiş mi böylesi kahraman kainata ?

Seni kuru softaların softası seni
Seni cehenneme kömür olası seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana ?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi ?

Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen

Şarabın adı kötüye çıkmış kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bir hoş
Harammış şarap, olsun bana göre hava hoş
Hem bana sorarsan, haram olan her şey hoş..

Tekkede, medresede, manastırda, kilisede
Bir cennet cehennem kaygısıdır sürüp gitmede
Oysa yüce varlığın sırlarına eren kişi
Bunların tohumunu uğratmaz düşüncesine

Gerçeği bilemeyiz madem, ne yapsak boş
Ömür boyu kuşku içinde kalmak mı hoş
Aklın varsa kadehi bırakma elden
Bu karanlıkta ha ayık olmuşsun, ha sarhoş

Bu çürük temelli kubbede neyiz ki biz..?
Tasta delik arayan karıncalar gibiyiz.
Ne korku ne umut kapılarını bilen
Şaşkın gözü bağlı, avanak öküzleriz..

Şarabım, kasem, sevgilim, bir de çimen
Bırak bana bunları, al cenneti sen.
Cennetmiş, cehennemmiş, kuru laf bunlar
Kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cenetten ?
Müthişsin Okan abi... :byes: :thumbsup:
 
Kayıt
6 Şubat 2007
Mesajlar
335.490
Beğeniler
1.636
Şehir
Taksim/IST.
Server
Flora
Takımı
Galatasaray
yukarıda ki satırları harfiyen okuyun harbiden çok cicidir ve etkileyicidir baksanıza mesela şuna ;

Şarabım, kasem, sevgilim, bir de çimen
Bırak bana bunları, al cenneti sen.
Cennetmiş, cehennemmiş, kuru laf bunlar
Kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cenetten ?

üstad yazmış yahu ahahaha :lol: :twisted: :mrgreen:
 
Yukarı Alt