StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
-Resim Silinmiş.
Ankara Ticaret Odasının (ATO) hazırladığı “Nükleer Enerjide Acil Durum” konulu raporda, Türkiye için nükleer santralın tercih değil, zorunluluk haline geldiği öne sürüldü.
ANKARA - Rapora göre, 2007 mart ayı itibariyle, dünyada 31 ülkede ticari olarak işletilmekte olan 435 nükleer santral bulunuyor, 30 nükleer santral inşaatı da devam ediyor. İşletilmekte olan nükleer enerji, dünya elektrik talebinin yaklaşık yüzde 16’sını karşılıyor. Türkiye elektriğin yüzde 46,6’sını yerli, yüzde 53,4’ünü ithal kaynaklardan elde ediyor. Türkiye artan talebi karşılamak için her yıl 12-13 milyar kilovat saatlik elektrik üretmek zorunda. Raporda, ülkenin yüzde 70 oranında dışa bağımlılığı da dikkate alındığında nükleer santral kurmanın, tercih değil zorunluluk haline geldiği öne sürüldü...
ATO’nun Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerinden yararlanarak hazırladığı rapora göre, 2007 Mart ayı itibariyle, dünyada 31 ülkede ticari olarak işletilmekte olan 435 nükleer santral bulunuyor.

Hindistan’da 7, Rusya’da 5, Çin’de 5, Bulgaristan’da 2, Tayvan’da 2, Ukrayna’da 2, Arjantin, Finlandiya, İran, Japonya, Kore, Pakistan ve Romanya’da birer adet olmak üzere toplam 30 nükleer santral inşaatı da devam ediyor.

Dünyada işletilmekte olan nükleer santrallerin toplam kapasitesi 368 bin 744 MWe (megavat elektrik gücü). Nükleer enerji, dünya elektrik talebinin yaklaşık yüzde 16’sını karşılıyor. Bir başka ifade ile dünya üzerinde her 6 ampulden biri nükleer enerji ile yanıyor.

Nükleer santral sayısında, ABD başı çekiyor. 103 nükleer santrali bulunan ABD’yi 59 santral ile Fransa izliyor. 55 santral ile Japonya üçüncü, 31 santral ile Rusya dördüncü sırada bulunuyor.

Türkiye’de ise 5 MW ve 250 KW gücünde iki adet araştırma reaktörü bulunuyor. İlkini TAEK ile Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, ikincisini ise İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü işletiyor.

FRANSA’DA ELEKTRİĞİN YÜZDE 78,5’İ NÜKLEERDEN
2005 yılı rakamlarına göre, nükleer santral bulunan ülkelerde nükleer enerjinin elektrik üretimi içindeki payı, Fransa’da yüzde 78,5, Litvanya’da yüzde 69,6, Slovakya’da yüzde 56,1, Belçika’da yüzde 55,6, Ukrayna’da ise yüzde 48,5.

Diğer bazı ülkelerde nükleer enerjinin elektrik üretimi içindeki payı şöyle:
“İsveç’te yüzde 44,9, Kore’de yüzde 44,7, Bulgaristan’da yüzde 44,1, Ermenistan’da yüzde 42,7, Slovenya’da yüzde 42,4, Macaristan’da yüzde 37,2, Finlandiya’da yüzde 32,9, İsviçre’de yüzde 32,1, Almanya’da yüzde 31,1, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 30,5, Japonya’da yüzde 29,3, İngiltere’de yüzde 19,9, İspanya’da yüzde 19,6, ABD’de yüzde 19,3, Rusya’da yüzde 15,8, Kanada’da yüzde 14,6, Romanya’da yüzde 8,6, Arjantin’de yüzde 6,9, Güney Afrika’da yüzde 5,5, Meksika’da yüzde 5, Hollanda’da yüzde 3,9, Hindistan ve Pakistan’da yüzde 2,8, Brezilya’da yüzde 2,5 ve Çin’de yüzde 2.”

Fransa, toplam elektrik üretiminin yüzde 78,5’ini nükleer enerjiden sağlarken, aynı zamanda nükleer enerjiye dayalı bir enerji ihracatçısı konumuna geldi.

TÜRKİYE’NİN ÇEVRESİ NÜKLEER SANTRALLERLE DOLU
Çernobil nükleer santral kazasının da etkisiyle Türkiye’de bazı çevreler nükleer santral yapımına karşı çıkıyor. Oysa, Türkiye’nin etrafı nükleer santraller ile çevrili. Türkiye’ye 16 kilometre uzaklıktaki sınır komşusu Ermenistan’da, Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın standartlarına göre güvenlik açısından son sırayı alan Metsamor Nükleer Santrali bulunuyor.

Bir diğer sınır komşusu Bulgaristan’da ise 2 adet nükleer santral faaliyet gösteriyor. Bulgaristan’da 2 adet, İran’da ise 1 adet nükleer santral yapımı sürüyor.

TÜRKİYE’DE 9 BİN TON URANYUM, 380 BİN TON TORYUM REZERVİ VAR
Nükleer santrallerde ağırlıklı olarak uranyum kullanılıyor. Türkiye’nin 9 bin ton uranyum rezervi bulunuyor. Nükleer hammadde kaynaklarına sahip bölgelerin başında İç Anadolu ve Ege geliyor. Özellikle Manisa-Salihli, Yozgat-Sorgun, Uşak-Fakıllı, Aydın-Demirtepe ve Küçükçavdar sahaları uranyum açısından zengin.

Öte yandan Türkiye, dünyanın ikinci büyük toryum rezervine sahip. Türkiye’nin toplam 380 bin tonluk toryumu bulunuyor. Ekonomik olup olmadığı bugün için sorgulansa bile uranyum ve toryum kaynaklarımızın varlığı gelecekte nükleer enerji kullanımında Türkiye için bir güvence oluşturuyor.

TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK
2006 yılında tüketilen 175,8 milyar kwh elektriğin yüzde 44’ü doğal gazdan, yüzde 25,11’i sudan, yüzde 18,37’si linyitten, yüzde 7,96’sı taş kömüründen, yüzde 3,04’ü fuel oil’den elde edildi. Bir başka ifadeyle 2006’da elektriğin yüzde 46,6’sı yerli, yüzde 53,4’ü ithal kaynaklardan üretildi.

Elektrik talebi yılda ortalama yüzde 8 artan Türkiye, her yıl 12-13 milyar kilovat saatlik elektrik üretimine ihtiyaç duyuyor. Önümüzdeki 15 yıl içinde sadece elektriğe 130 milyar dolarlık yatırım yapılması gerekiyor.

Doğal gazın vanasını büyük ölçüde Rusya elinde tutuyor. Türkiye, 2006 yılında 30,8 milyar metreküp doğal gaz tüketirken, bunun 19,5 milyar metreküpünü (yüzde 64) Rusya’dan, 5,7 milyar metreküpünü İran’dan, 4,2 milyar metreküpünü Cezayir’den, 1,1 milyar metreküpünü Nijerya’dan aldı. Türkiye’de 6,4 milyar metreküplük üretilebilir doğal gaz rezervi bulunurken, 900 bin metreküpü 2006 yılında olmak üzere bugüne kadar toplam 1 milyar metreküp doğal gaz üretildi. 2007 yılında ise 1 milyar 161 milyon metreküp doğal gaz çıkarılması hedefleniyor.

Türkiye enerjide yüzde 70 oranında dışa bağımlı. 2006 yılında enerji ihtiyacını karşılamak için, 28,5 milyon ton petrol, 27,4 milyon ton petrol eşdeğeri doğal gaz, 28,8 milyon ton petrol eşdeğeri kömür ve 9,9 milyon ton petrol eşdeğeri su kullandı.

Rapora göre, Türkiye’nin yüzde 70 oranında dışa bağımlılığı da dikkate alındığında nükleer santral kurmak, tercih değil zorunluluk haline gelmiş bulunuyor.
NÜKLEER ENERJİDE SON DURUM
5654 sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi İle Enerji Satışına İlişkin Yasa Çankaya Köşkü’nden geri döndü. Yasanın üç maddesini veto eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, nükleer santral kurulmasına vize veriyor ancak santrali kuracak şirketin yapısı ve denetimine itiraz ediyor. Türkiye’de nükleer santral yapımıyla Koç, Sabancı, Ciner, Doğuş, Zorlu, Ak Enerji, Tefken, Çalık ve Akkök gibi büyük holdinglerin de içinde bulunduğu 18 yerli grup ilgileniyor. Santral yapımıyla ilgilenen firmalar yasanın çıkmasını bekliyor.

Türkiye, 2020 yılına kadar Sinop ve Akkuyu’da 5 bin megavatlık santral kurmayı hedefliyor. Firmaların tekliflerinin 15 yıl boyunca en ucuz elektriği nasıl tedarik edecekleri kriterine göre alınacağı, özel sektörden uygun teklif gelmemesi durumunda nükleer santrali devletin yapacağı belirtiliyor.

Türkiye bugün nükleer santral kurmaya karar verse bile bu santral ancak 9-10 sene sonra üretime girebilecek. Vakit kaybedilmesi halinde nükleer reaktör verecek ülke bulamama gibi bir durum da bulunuyor.
ATO BAŞKANI AYGÜN
ATO Başkanı Sinan Aygün, dünyada nükleer santrallerden ticari olarak elektrik üretiminin 1950’li yıllarda başladığını hatırlatarak, Türkiye’nin nükleer enerji konusunda “Çernobil sendromu” yaşadığını ve kısır tartışmalarla vakit kaybettiğini iddia etti. Aygün, şunları kaydetti:
“Çernobil sendromu yüzünden nükleer santral kuramadık. Dünya 60 yıl önce nükleer enerjiye yüzünü dönerken, biz sırtımızı döndük. Bugün en yakınımızdaki ülkelerde nükleer santraller bulunuyor. Ayrıca etrafımızda, 2 bine yakın yüzer-gezer nükleer santral var, nükleer denizaltılar var. Gerekli önemler alındığında nükleer enerji güvenli bir enerji türüdür. Türkiye ciddi bir enerji dar boğazı ile karşı karşıya, Önümüzde iki seçenek var. Ya karanlık ya nükleer santral.”

Düşük oranda zenginleştirilmiş 30 ton uranyum ya da 160 ton doğal uranyumun, 1000 MWe gücünde bir nükleer santralin 1 yıllık enerji üretimini karşılayabildiğine işaret eden Aygün, bunun birkaç kamyonun taşıyabileceği kadar küçük bir yük olduğunu söyledi.

Nükleer santralin küresel ısınmaya karşı da en güçlü önlem olduğunu belirten Aygün, nükleer enerjinin, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtlı santrallerin neden olduğu sera gazı salınımının belli bir sınırda tutulmasını sağladığını ifade etti. Aygün, nükleer enerjiden elektrik üretiminin, Türkiye ekonomisinin uzun dönemde, elektrik enerjisi üretimindeki fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenmesini sağlayacağını da sözlerine ekledi.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
A

Anonymous

Guest
kurulsun hep kurulması yanlısı olmuşumdur ayrıca türkiyenin dışa değil , türkiye sömürgelerinin bize bağlı olmasını ummuşumdur
 
Kayıt
15 Mayıs 2007
Mesajlar
7
Beğeniler
0
Konuyu Siyasi oalrk görmeyin derim ben. Sonuçta Nükleer ENerjisz Çokdaha uygun bir enerjidir.
Tercihimdr.
Yapılması gerkir Cool
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Güneş çıksa da serinlesek’ :mrgreen:

Güneş enerjisiyle çalışan, klima vazifesi görecek sistem geliştirilmeye çalışılıyor. Yazın soğutma, kışın ise ısıtma amaçlı kullanılacağı kaydedilen sistemin birkaç yıl içinde geliştirilebileceği belirtiliyor.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsünde (GYTE), güneş enerjisiyle çalışan, klima vazifesi görecek sistemin geliştirilmesine çalışılıyor. Sistemin yaz aylarında soğutma, kış aylarında ise ısıtma amaçlı kullanılacağı belirtildi.
Sistemin birkaç yıl içinde geliştirilebileceği ve elektrikle çalışan klimaların yerini alacağı belirtiliyor.

Proje yöneticisi Mühendislik Fakültesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Ata, Türkiye’de güneş enerjisinin genellikle ısıtma amaçlı kullanıldığını, bu enerjinin soğutma sisteminde kullanımının kendileri dışında 1-2 yerle sınırlı olduğunu söyledi.

Güneş ışınını enerjiye çeviren sistemlerin elektrik sistemleri ve termal ısı sistemleri olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Ata, Türkiye’de elektrik sistemlerinin kullanılmadığını, termal sistemlerin ise yaygın olarak su ısıtma amaçlı kullanıldığını belirtti.
YAZIN SOĞUTACAK, KIŞIN ISITACAK
Ata, güneş enerjisini soğutmada kullanmak amacıyla Almanya’da yerleşik bir firma ile her biri 5 metreye 1.8 metre ebatında 36 kolektörün bulunduğu sistemi enstitünün bahçesine kurduklarını söyledi.

Güneş panellerinin 342 metrekarelik alanı kapladığını, paneller sayesinde güneş enerjisini kullanarak yaklaşık 180 dereceye kadar ısıttıkları suyu makine odasında buharlaştırarak “çiller” denilen cihaz yardımıyla lityum bromürle absorbe edip, 7 derecelik soğuk su elde ettiklerini anlatan Ata, soğuk suyu fanlar yardımıyla klima mantığında olduğu gibi mekanları soğutmada kullanıklarını ifade etti.

Ata, güneş olmaması halinde ise tanklara alınan suyun sıcaklığının 1-1.5 gün muhafaza edilerek soğutmada kullanılabildiğini belirtti.

Projedeki sloganlarının “Güneş çıksa da serinlesek” olduğunu, sistemle yaklaşık 1000 metrekarelik kapalı alanı soğutabileceklerini söyleyen Ata, sistemin kışın ise ısıtma amaçlı kullanılabileceğini kaydetti.

SİSTEMİN EV TİPİ KULLANIMI
Sistemin bilindiğini, ancak geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Ata, hedeflerinin emici tabakaların güneş ışınını emip yansıtmamasını sağlayacak yeni sistemi geliştirmek olduğunu söyledi.
Sistemin ev tipi kullanımının henüz söz konusu olmadığını dile getiren Ata, bunun sıcak su buharını soğutmaya yarayan “çiller” denilen cihazın küçültülememesi ve ihtiyacın yaklaşık 3 katı kapasitede olmasından kaynaklandığını belirti.

“Soğutucu teknolojilerinde küçük ebatta çiller geliştirilirse güneş enerjisiyle çalışan klimalar evlerde de kullanılabilir” diyen Ata, böylesi bir teknolojiyi uzak görmediğini, 3-4 yıl içinde gerçekleşebileceğini kaydetti.

TATİL KÖYLERİNDEKİ SOĞUTMA SİSTEMLERİNE ALTERNATİF
Sistemin sürekli ve güvenilir olmasından dolayı tatil köylerinde kullanılabileceğini ileri süren Ata, sistemin şu anki maliyetinin 300 bin Euro olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Güney illerimizdeki tatil köylerinden talepler var. Kurulum dışında masrafı olmayan sistem sayesinde tatil köylerinde elektrik enerjisinden günlük 150-200 YTL tasarruf sağlanabilecek. Bu sistem sayesinde güneşin en yakıcı olduğu saatlerde daha hızlı sonuç alınabiliyor. Yapacağımız çalışmalarla maliyeti indirmemiz halinde sistemin önümüzdeki yıllarda elektrikle çalışan klimaların yerini alacağını düşünüyorum. Böylece işletmeciler, elektrik enerjisinin yetersiz olduğu tatil köylerinde klimaları çalıştırmak için jeneratör kullanmak zorunda kalmayacak.”


Bunu Türklerin Yapdıgını Görmek Gurur VErici extrabeer


Kusura bakmayın Yanlış Başlık Altına Yazmısm Embarassed
 
Kayıt
31 Temmuz 2007
Mesajlar
484
Beğeniler
0
Dostum ben enerjiyle bizzat yakından ilgileniyorum Türkiyenin nükleer enerji santral kurmasına gerek yok Şu an termik santraller dısında işe yara bişey yok Barajlar yalan dolan boşa yatırım emin olun boşa yatırım
Türkiyenin Rüzgar potansiyeli rüzgardan enerji saglayan ispanya gibi ülkelerin iki ya da 3 katı fazla potansiyele sahip ve ispanyanın almanyanın enerjisini rüzgardan sagladıgı düşünülürse
Türkiyede siyasi oyunların nasıl hüküm sürdüğü görülmektedir. Ama nukleer enerjide boru deil o ayrı bişi bugün fransanın elinde bi bk yoktur nukleer enerji santralleri sayesinde enerjiyi sıfıra indiriyolar Sorun snde ya da bende deil ülkemizde vatanını satan o kadar çok şerefsiz var ki... örnek Kyoto anlaşmasını arastırın... ve onu imzalayan dümdükleri... ne güzel söylemiş ismail türüt vatan satsa bir kişi anında biter işi... bunu yapsak en büyük biziz
 
Kayıt
9 Temmuz 2007
Mesajlar
1.467
Beğeniler
0
Hatırlatırım sana önemli olan vatanı satanın işini bitirmek değil,VATAN SATMAYACAK ADAM GİBİ ADAM YETİŞTİRMEKİTR... :?!!!
 
Kayıt
4 Ekim 2007
Mesajlar
2.262
Beğeniler
3
Şehir
Lise
Bence rüzgar enerji santralleri kurulmalı daha temiz ve çevreye zarara vemiyo.
hem küçücük bir sızıntıda Türkiyenin tamamı zarar görür.Çernobil'deki gibi :lolmuch:
 
Kayıt
25 Nisan 2007
Mesajlar
758
Beğeniler
0
Şehir
sandalyeye yapışmış durumda...
bence yapılması şart ve ayrıca edindiğim bir bilgiye göre bilim ve teknoloji değil ama bunları biliyormuydunuz olarak qeçebilir eski bir türk komutanının suriyede bulunan mezarı türk toprağı olarak sayılıyormuş ve türkiye dışındaki yabancı topraklarda bulunan tek toprak parçasıymış...değerli bir bilgi bana göre..
 

SleepWalkeR

Tanınıyorum
Kayıt
28 Nisan 2007
Mesajlar
450
Beğeniler
0
Şehir
Marseille


Bilmem ne kadar doğru, 1 futbol topu büyüklüğünde kimyasal olarak işlenmiş uranyum madeni new york şehrinin 1 aylık elektrik ihtiyacını karşılıyormuş. türkiyede 9 ton uranyum oldugu yazıyordu !!! 9 ton = 9milyon kilo uranyum. 1 futbol topu büyüklüğünde uranyum en fazla 5 kilo eder heralde xD yani 1.8 milyon aylık üretim. tabi bu new york için.
nükleer santraller bilindiği kadar zararlı değiller, ben bu konuda bir araştırma yapmıştım.
1 nükleer santral normalde yerin altına yapılırmış, yerin üstünde kalan kısmı ise elektriğin dışa verildiği, yönetimin yapıldığı yermiş. yerin altında kalan asıl işlemin yapıldığı yerin etrafına normalde 1 veya 1.5 metre eninde kurşun levha konulurmuş. eğer bir patlama olsa bile radyoaktiflik bu levhayı geçemeziş.(kurşun radyoaktifliği en iyi önleyen , geçireyen madendir.) ayrıca bunun 20 yılda bir yenilenmesi gerekiyormuş.
Rusyada çernobil faciasında bu kurşun plağın olmadığı, santralin bakımının yapılmadığı ve düzgün olarak işletilmediği biliniyor. yani kurallara uygun olarak yapılan bir santral çevreye zarar vermez. bir örnek daha, abd de nükleer santraller çöl ortasına yapılırmış, füze kalkanları ile korunurmuş ve çevresindeki çok büyük bir alana yönetim dışında hiç bir canlının girmesi mümkün deilmiş, girmeye çalışanlarda uyarısız öldürülürmüş.

Yani nükleer enerji tamamen bir ihtiyaç, özellikle temizlik açısından, kaynaklarımızı tüketmeme açısından. petrol ve doğalgaz rezervlerinin çok az kaldığı bu zamanlarda gerekli yatırımı yapamazsak veya yapmazsak ilerde çok ciddi bir enerji ihtiyacına gereksinim duyacağız. herşey elektrikle olsa bir düşünün ne güzel olurdu.
ayrıca nükleer bomba imal etmek için de kullanılıyor, ne kadar kötü olsa da bu bizim gibi bir konumda bulunan bir ülke için bir ihtiyaç.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
realjam demiş ki:


Bilmem ne kadar doğru, 1 futbol topu büyüklüğünde kimyasal olarak işlenmiş uranyum madeni new york şehrinin 1 aylık elektrik ihtiyacını karşılıyormuş. türkiyede 9 ton uranyum oldugu yazıyordu !!! 9 ton = 9milyon kilo uranyum. 1 futbol topu büyüklüğünde uranyum en fazla 5 kilo eder heralde xD yani 1.8 milyon aylık üretim. tabi bu new york için.
nükleer santraller bilindiği kadar zararlı değiller, ben bu konuda bir araştırma yapmıştım.
1 nükleer santral normalde yerin altına yapılırmış, yerin üstünde kalan kısmı ise elektriğin dışa verildiği, yönetimin yapıldığı yermiş. yerin altında kalan asıl işlemin yapıldığı yerin etrafına normalde 1 veya 1.5 metre eninde kurşun levha konulurmuş. eğer bir patlama olsa bile radyoaktiflik bu levhayı geçemeziş.(kurşun radyoaktifliği en iyi önleyen , geçireyen madendir.) ayrıca bunun 20 yılda bir yenilenmesi gerekiyormuş.
Rusyada çernobil faciasında bu kurşun plağın olmadığı, santralin bakımının yapılmadığı ve düzgün olarak işletilmediği biliniyor. yani kurallara uygun olarak yapılan bir santral çevreye zarar vermez. bir örnek daha, abd de nükleer santraller çöl ortasına yapılırmış, füze kalkanları ile korunurmuş ve çevresindeki çok büyük bir alana yönetim dışında hiç bir canlının girmesi mümkün deilmiş, girmeye çalışanlarda uyarısız öldürülürmüş.

Yani nükleer enerji tamamen bir ihtiyaç, özellikle temizlik açısından, kaynaklarımızı tüketmeme açısından. petrol ve doğalgaz rezervlerinin çok az kaldığı bu zamanlarda gerekli yatırımı yapamazsak veya yapmazsak ilerde çok ciddi bir enerji ihtiyacına gereksinim duyacağız. herşey elektrikle olsa bir düşünün ne güzel olurdu.
ayrıca nükleer bomba imal etmek için de kullanılıyor, ne kadar kötü olsa da bu bizim gibi bir konumda bulunan bir ülke için bir ihtiyaç.
Aynen Öyle Ama Tek Sorunu ; Çöpleri.
 

SleepWalkeR

Tanınıyorum
Kayıt
28 Nisan 2007
Mesajlar
450
Beğeniler
0
Şehir
Marseille
StarkDrache demiş ki:
Aynen Öyle Ama Tek Sorunu ; Çöpleri.
çöpünün çıktığını duymadım, ama eminim ki şu anki termik santrallerin çıkardığından çok kirlilik ve çöp çıkarmıyordur.
1 kg uranyumun verdiği enerji yaklaşık 20 ton kömürün yakılmasıyla oluşuyormuş. 20 ton kömür yanınca heralde bi pisliği çıkar ama 1 kg uranyumdan ne çıkar ki :D
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
realjam demiş ki:
StarkDrache demiş ki:
Aynen Öyle Ama Tek Sorunu ; Çöpleri.
çöpünün çıktığını duymadım, ama eminim ki şu anki termik santrallerin çıkardığından çok kirlilik ve çöp çıkarmıyordur.
1 kg uranyumun verdiği enerji yaklaşık 20 ton kömürün yakılmasıyla oluşuyormuş. 20 ton kömür yanınca heralde bi pisliği çıkar ama 1 kg uranyumdan ne çıkar ki :D
Nükleer Atıklar Yok Edilememekte. Bir Dönem Gelişmiş Ülkeler Uzay Boşluğunu Düşündü Fakat Daha Sonralarda Bir Uzay Olayı Sonunda Dünyanın Çekiminden Dolayı Dünyaya Düşmesi Tehlikesiyle Vazgeçildi. Şuan 3.Dünya Ülkelerine Belirli Ücretlerle Atıyorlar Ama Sonrası İçin...
 

SleepWalkeR

Tanınıyorum
Kayıt
28 Nisan 2007
Mesajlar
450
Beğeniler
0
Şehir
Marseille
StarkDrache demiş ki:
Nükleer Atıklar Yok Edilememekte. Bir Dönem Gelişmiş Ülkeler Uzay Boşluğunu Düşündü Fakat Daha Sonralarda Bir Uzay Olayı Sonunda Dünyanın Çekiminden Dolayı Dünyaya Düşmesi Tehlikesiyle Vazgeçildi. Şuan 3.Dünya Ülkelerine Belirli Ücretlerle Atıyorlar Ama Sonrası İçin...
bi kirletmediğimiz uzay kalmıştıi neyseki onu yapmamışız :D
ama iyi fikir uzaya atmak, yani en azından 3. dünya ülkelerine bırakmaktan daha iyidir. dünyaya düşme tehlikesi de tabi kötü bir tehlike .
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
SleepWalkeR demiş ki:
StarkDrache demiş ki:
Nükleer Atıklar Yok Edilememekte. Bir Dönem Gelişmiş Ülkeler Uzay Boşluğunu Düşündü Fakat Daha Sonralarda Bir Uzay Olayı Sonunda Dünyanın Çekiminden Dolayı Dünyaya Düşmesi Tehlikesiyle Vazgeçildi. Şuan 3.Dünya Ülkelerine Belirli Ücretlerle Atıyorlar Ama Sonrası İçin...
bi kirletmediğimiz uzay kalmıştıi neyseki onu yapmamışız :D
ama iyi fikir uzaya atmak, yani en azından 3. dünya ülkelerine bırakmaktan daha iyidir. dünyaya düşme tehlikesi de tabi kötü bir tehlike .
Sonuçta Atabiliceğin Maksimum Uzaklık Belli. Büyük Bir İhtimalle Yine Dünyanın Yörüngesine Giricektir. Ve Olası Bir Felaket Doğurabilir :curtain:
 
Yukarı Alt