- Kayıt
- 21 Temmuz 2008
- Mesajlar
- 16.750
- Beğeniler
- 0
ABD'de Amishler diye bir toplum var. 300 yıldır teknolojiyi kullanmıyorlar, öyle bir inanç, takıntı. F.Bahçe taraftarı içinde de bu gerilikte-gelenekte olanlar maalesef çok. Bu ülkede neden bu kadar çok cinnet geçiren var, biliyorum artık. Bu lastik beyinliler yüzünden! Futbol gelişti, endüstri değişti, beyinlere yeni versiyon yüklenemedi. "Her şeye aç" bazı Fenerbahçe taraftarından bahsediyorum...
Kahvehanelerdeydiler, televizyon başındaydılar, şimdi stada geliyorlar.
Bunların başına "bana göre" eklersem Fenerbahçeli filan da değiller zaten.
Ne oldu bu takım küme filan mı düştü, haberimiz yok?
6'da 6 yaparken bile kötü oynama kredisi hiç mi yok?
34 hafta her hafta iyi mi oynayacak? Hiç kaybetmeyecek mi?
Saracoğlu'nda oksijen yok, sömüren çok ama futbolcular değil!
Ve bir takım bir sezona belki futbol değil ama inanç olarak şık başlamışken...
Geçen sezon Kadıköy zaman zaman "deplasman" derken çok ah çekmedik!
İstanbul B.B maçı öncesi, stat etrafında yine izlenim peşinde bir ben vardı.
50 yıl sonra da böyle olacak..
Kimse beni geyik derisinden koltuklara sokamayacak.
İşte o ben düşünüyorum, duruyorum...
İki genç arkadaş sonra tanıyor sohbet ediyoruz.
Düşüşteki sorun nedir, yargılıyoruz elimizdeki malzemelerle bazı şeyleri.
Kemiğe dayananın "taraftarın bilinçsizliği, taraftarın ters tepmesi" diyorum.
Diyorum içimden "böyle Fenerbahçe taraftarı da var, düşünerek davranan", ah!
İ.B.B. maçı sonrası tablonun tamamında maç öncesi korkular vardı.
Bırakın Daniel Güiza'yı, Kazım Kazım'ın formsuzluğunu, idama meraklıları!
Onun yerine bu girsin, bunlar 11'de olsun diyenler, hakimler...
Her şey o kadar kolay değil işte futbolcuyu kaybetmeyi göze almayacaksın!
Daum bilmiyor sanki oyuncu çıkarmayı, sizden korkuyor sizden...
Sizler Fenerbahçeli değilsiniz!
Futbolcu ıslıklayanlar, yuhalayanlar!
Taş devrinde yaşamıyoruz yahu, azıcık kalenderlik zor mu?
Kazım Kazım sadece bugünün bir örneği...
Aslında oyundan çıkarkan ıslıklanmayacaktı da!
Şeref tribünün önünden fırlayan o para babalı kesim yok mu!
Maç bitmeden sen üzerinde sarı-lacivert çubuklu olanı ıslıklıyorsan...
Sen Fenerbahçeli filan değilsin...
Aziz Yıldırım'ın yerinde olsam sana kombine değil gazete bile satmam.
Kombineni aldın, maça geldin, futbolcun kötü oynadı, kötü mücadele etmedi.
Sen Fenerbahçe'nin sahibi mi sanıyorsun kendini, haddini bileceksin!
Kazım Kazım'a her maçta ortalama 20 top atılıyor.
Yani takımda herkesin eline baktığı isim konumunda çoğu maçta.
Zaten bu yüzden hep en çok konuşulan.
Hepsini gol mü yapacak, gol pozisyonu mu hazırlayacak!
Bu ne biçim bir taraftar arzusudur!
Nasıl bir futbol mantığınız var, nasıl bir açlık, sabırsızlık, anlamıyorum!
Nasıl insanı futboldan soğutma, futbolcuyu oyundan kopartma alışkanlığı!
Yerküre üzerinde performansıyla yuhalanan kaç futbolcu var!
Ki o Kazım Kazım 3-4 hafta önce yerden yere atlıyordu, evet şımarıktı.
Bravo tarihe geçiyorsunuz, takımınızı süper destekleyerek...
Sevgili olacakken, düşman olmak futbolcunuzla, helal olsun!
Sırada kim var?
Yuhalayan 100 kişiye koyun gibi takılan 1000'lik kesime de!
Yuhalayan kesimi susturmayı başaramayan çoğunluk kesime de.
Kazım'ın ciddiyetsiz tavırları eleştirilir ama maçta ya da çıkarken değil.
Fenerbahçeli böyle yapmaz.
Her zaman Fenerbahçeli olanlar böyle yapmazdı.
Bir de şu var, bu tip Fenerbahçeliler;
Her topa nereden çıktığı belli olmayan "Aoaooooghh, ohahhaaaaaaaa" sesleri.
Stattasınız, statta hatırlatalım!
Premier League'de evet bu ses çıkıyor ama güzel hareketlerden sonra...
Sahadaki her futbolcunuzun her pası milimetrik olmalı size göre...
Her dakika 300 atak, 90823 gol pozisyonu yaratmalı takımınız.
Ali yanlış pas verirse sus, Ahmet verdi mi aşağılıkça küfür et!
Her pas gol olmalı, her şut gol olmalı.
Karşıdakiler uzaylı çünkü ne anlar futboldan.
Futbolcuyu öyle bir baskı altına alıyorsunuz ki!
Daha ilk hatasında hem de!
Hepsinde Emir'in "Eline Düştüm" şarkısı, birbirine atıyorlar sorumluluğu...
Fenerbahçe'nin futbolu geri düşüyorsa bu yüzden, futbolcu korkuyor artık!
Her maç "Var mısın Yok Musun" diye tehdit almaktan korkuyor!
Futbol kredisi alamamış, borça sürüklenmiş bir 11, ne yapsın sahada!
Siz Fenerbahçeli filan değilsiniz!
O "Aoaooooghh, ohahhaaaaaaaa" sesleriyle motive etmeye devam edin...
Emin olun sarı-lacivertli çubuklu böyle motive edilir...
Nerede o sağ duyulu büyük Fenerbahçeli kesim, neredesin ah!
Sen tribünde sakin olamıyorsan, futbolcunu iyi-kötü destekleyemiyorsan...
Sahadakinin topa vurma cesareti ne olur?
Ve yineliyorum bu sezon bir şeylere inanmış bir kadro varken...
Kendini Fenerbahçeli sanan magandalar var bir de.
Zaten oyun gergin, hayat gergin, forma gergin, hakem gergin.
Tribüne kavga için gelenler...
En küçük bir şeyde yanındakinin üzerine yürüyenler.
İstanbul B.B maçında dört tribünde de ayrı zamanlarda kavga çıktı!
Her maçta mutlaka bir tribünde bağırışma-kavga olması kabak tadı veriyor.
Stat eşinle dostunla tartıştın stres atma yeri değil unutma...
Stresini atacaksan gidersin sahile bağırırsın...
Sen yanında senin sevgilinin atkısını taşıyan birine nasıl vurabilirsin!
En küçük bir şeyden nasıl onlarca insan birbirinin üzerine yürüyebilir.
Yazıklar olsun sizin sevgi kardeşliğinize, sevgili kardeşliğinize!
Öyle bir hava yansıdıki tribünlerden tribünlere, son haftalarda...
Üç dört hafta bu tribünlere hayran kalmışken oysa.
Çocuğunu alıp gelen o kavgaları görünce ne anlatacak oğluna!..
Maça değil, maçta asarım-keserim yapmaya gelen tribüncüler...
Sakın bana vefadan bahsetmeyin, deplasmanlardan filan değil.
Sizler Fenerbahçeli filan değilsiniz.
Sizin yeriniz tribün değil.
Maç bittikten sonra bile... (Twente maçı...)
Stat boşaldıktan sonra bile olumlu bağıran kesim bu kümeye dahil değil.
Futbolcu olup gelenler, hoca olup gelenler de var.
Yaş ortalaması yüksekti, "abilerim amcalarım böyle yapıyor" oldu.
Gittikçe düşüyor o ortalama, git Football Manager oyna, yap!
Sorsak has Fenerbahçeli onlar...
Sağa atma sola at, sola atma yere yat, yerden kalk....
Onu çıkart bunu sok, bu girsin o dursun, uç, düş, dön, git...
Nerede teknik adamınıza saygı, güven, sevgi?
Bu kadar çok biliyorsan amatörden bir kulüple başlarsın malzemecilikten...
Olursun hoca çıkarsın yönetirsin ne işin var senin tribünde Fenerbahçeli!
Bırak hocana saygı duy, hocanın doğrularını gör, yanlışlarını da...
Eleştireceksen, insan dışı sesler çıkaracaksan,
Maç bitince çıkar ya da dışarıda...
Sahada Fenerbahçe, çubuklun oynuyor, çubuklun oynuyor!
Tepki verilmesi gereken zaman vardır, elbet yok değil.
Fakat bugün mü? Bu ay mı? Sezonun bu bölümünde mi?
Tepkinin biçimi maç devam ederken aşağılıkça mı davranmaktır...
Siz Fenerbahçeli filan değilsiniz, yaptığınız fanatiklik değil, hainlik...
Bir sus maçı izle takımını destekle ne olursa olsun!
"İki dakika sus da adam sansınlar", kim dediyse iyi demiş...
Derbilerde herkes Fenerbahçeli, onları saymıyorum zaten...
Şu G.Saraylı oyunculara yapılan "içten" baskı her maç olsa...
Fenerbahçe Saracoğlu'na gelen bütün takımları emekli etmişti bile...
Fakat nerede! Sizler Fenerbahçeli değilsiniz!
Futbolcuyu, skoru ayırt edenler..
Neredesin efsane G.Antep maçının kahramanları!
Ahmet'i sevenler, Mehmet'i kollayanlar, Hasan'ı ıslıklayanlar...
Birini tribüne çağıranlar, birini çağırmayanlar...
O futbolcuyu hangi psikolojiye soktunuz haberiniz var mı?
Sonra vursun gol olsun hepsi, yok öyle bir şey...
Gerekirse takımın 1-0 da geriye düşecek, 2-0 da, 1-1 de olacak.
Maç gerekirse 0-0 da devam edecek, gerekirse 80'de gol de yiyecek takımın.
Sen "bitti" dersen tribünde sahadaki futbolcu napsın?
Burası bir aile, böyle görmedikçe Fenerbahçeli filan olamazsınız...
Behlül olursunuz, Bihter olursunuz Adnan Bey'i kandırırsınız...
Ne değişti 3 haftada, 3-4 hafta önde Manisa maçı tribünlerinden....
3 hafta kötü futbol, kötü mücadele değil! Bu mu yani!
Futbol size göre ne kadar basit bir oyun yani...
Ürünü alırım, formayı alırım, biletimi alırım...
Fenerbahçe'nin sahibiyim, binicem üstüne vurucam kırbaçı!
Takımını eleştirince kral olduğunu sananlar!
Daum'a, futbolcuya "maç devam ederken" bağıracağına...
Dönüp kendine bağırsana biraz.
Üç kişi bağırsın bak sana ne hale geliyorsun..
Bırakın milyon dolarları alıyorlar, onlar yapacaklar tabi geyiğini...
Onları aldıkları para değil, giydikleri formaya göre değerlendirin; Fenerbahçe!
Güiza İstanbul B.B maçı öncesi tribünlere neden gelmedi düşündünüz mü?
Kazım Kazım'ı Daum geçtiğimiz maç neden çıkarmadı düşündünüz mü?
Amansız olmuş bu taraftar, çıkanı, kötü oynadıysa yiyecek bitirecek...
Takımınızdan futbol bekliyorsanız, oyun istiyorsanız...
Dudaklarınıza hapsedin bazı kirli oyunlarınızı, vatan hainliğinden farkı yok!
Fenerbahçe formasını linç etmek ne zamandır Fenerbahçelilik!
Sizler Fenerbahçeli değilsiniz!
Ayağa sadece takıma, futbolcunuza küfretmek için kalkanlar...
Gökhan Gönül diyor ki; "Taraftar hemen gol bekliyor bu bizim oyunumuzda ikinci bölümü etkiliyor, zorluyor."
Alex diyor ki her seferde sabırla desteklesinler, Emre de diyor, herkes diyor.
Okuduğunu anlamıyor musun Fenerbahçeli olduğunu sanan taraftar!
Öyle bir baskı altına sokuyorsun ki, futbolcular sahada birbirine düşüyor.
Hırs filan değil bu, ateşlemek hiç değil.
Göç etmiş bazılarının beyinleri o statta!
Düşünün bunlar o Fenerbahçeli olduklarını sananlara gidiyor da...
Vefalı kesim, duygusal kesim, aşık kesime olan oluyor.
Ne yazıkki bu kesim o tribünlerde yüzde 50, yüzde 50...
Her zaman Fenerbahçeli olanlara yazık oluyor.
O puro beyinleri engellemiyorlar.
Fenerbahçelilerin, derneklerin, taraftar gruplarının oturup düşünmesi gerek.
Futbolcusuna saldırana, futbolcusunu ayırt edene...
90 dakika içinde tribünlere gerilim verene, kendini sahip sananlara...
Bilinçli olup nasıl sahaya bir şey attırmıyorsa, küfür de ettirmemeli...
Bu saatten sonra tribün eğitimi versinler demiyorum ama...
Fenerbahçe'yi insanlara öğretmek gerektiği kesin...
Fenerbahçeli her zaman Fenerbahçelidir.
Fakat sözüm ona yukarıdakilerden bazılarına ayağı takılanlar...
Sizler Fenerbahçeli değilsiniz...
Fenerbahçe büyüktür, büyük şeyler bekler insanlar, doğrudur...
Beklentilerini bu tip yansıtacaklarsa insanlar, herkese bir Lig TV.
Şimdi "Fenerbahçeli" olanların masaya yumruğunu vurma zamanı...
Stadyuma daimi sahip olduğu sağ duyu-destek-psikolojiyi getirme zamanı...
Muhtemelen zaten o lastik beyinliler bu yazıyı okumaz, okusa da anlamaz.
Görev sizin.
Efsane taraftar yerli yerinde, insanlara onları gösterin.
Futbolcuları iki maç ıslıklayıp...
Ertesi maç çağırmak, sonra yeniden ıslıklamak değil ama...
Daha güzel şeyler!
Gelecek için...
Bu da internet gençlerine; "Pembe gözlüklerle izleyin bu takımı, görmeyin bazı şeyleri" demiyorum. Her şeyden memnuniyetsizlik yaratıp havayı bulandıranların sizler olduğunu görün. Farkınız kalmıyor Pazar gecelerinden...
Sonradan bir not: 55 TL'nin katkıları ve getirdiği insanların futbola bakışları da bir bakıma görülmüştür, teşekkürler...
Sevgiler!
