NiGHTMaRe

Aileden
Kayıt
8 Kasım 2008
Mesajlar
7.529
Beğeniler
0

Galatasaray’ın 4 senelik imza attırdığı Lorik Cana, “İmha edici” lakabını hak eden savaşçı bir orta saha. Liderlik özellikleri, oyun tarzı Lucas Neill’ı andırıyor. Sarı-kırmızılılar sanki Lucas’ın 5 adım önüne bir Neill daha almış gibi. Ayrıca Bu transfer Cana ailesinin ikinci Türkiye deneyimi olacak...
Priştina/Kosova kökenli Lorik Cana’nın 7 yaşında savaştan kaçarak İsviçre’ye yerleşmesi ona bir anlamda avantaj sağlamış. Çok iyi sahalarda, çok iyi bir altyapı sistemiyle eğitim şansı buldu. Arsene Wenger’in İsviçre’ye ilgisinin yükseldiği 2000’lerin başlarında o da Arsenal’le idmana çıkmış ama çalışma izni problemi nedeniyle rotasını Fransa’ya çevirmiş. 3 sezonluk PSG macerası sırasında Arnavutluk Milli Takımı’nı seçmiş, Kosova’nın Kainat Güzeli Krasniqi’yle ilişkisi nedeniyle de ülkesinde bir pop star muamelesi görmeye başlamış.
2005’te Marsilya’ya transferiyle kariyeri de yükselmeye başlıyor, savaşçı/vazgeçmeyen oyun stili ve liderlik vasıflarıyla hem kulübünün hem ulusal takımının kaptanlığına getiriliyor. 7 sezonluk başarılı Ligue 1 macerasının ardından 2009’da nihayet hedefine ulaşıyor, Sunderland’le yaptığı 5,25 milyon sterlinlik sözleşmeyle Premier Lig kapısından giriyor.
Sunderland’de de çok hızlı bir biçimde menajer Steve Bruce’un gözdesi oluyor ve üçüncü kaptanlık bandını burada takıyor. Yerde yaptığı başarılı müdahaleleriyle ünlü, ayarı kaçtığında gördüğü kartlar nedeniyle geçen sezon Premier Lig’in en çok kart gören oyuncusu oluyor (9 sarı, 1 kırmızı kart).
“Le Destructeur” (imha edici) lakaplı oyuncu, belli ki Galatasaray’ın yumuşak orta sahasına sertlik ve enerji getirmek amacıyla alındı. Elano’nun, Arda’nın koşmadıklarını koşacak, kazanmadıkları topları kazanacak. Oyun stili ve kendini takımına adayışı Lucas Neill’i andırıyor, dolayısıyla bu özellikleriyle kısa sürede sarı-kırmızılı taraftarların sevgilisi olması da mümkün.
Neill gibi kaptan vasıfları da var, dolayısıyla Galatasaray, Neill’in 5 adım önüne bir saha içi yönetmen daha almış gibi.
Ulusal takımında sıklıkla, Sunderland’de de zaman zaman stoper oynamışlığı var. Galatasaray’ın gerektiğinde onu savunmanın göbeğine de kaydıracağını düşünüyorum.
Rijkaard muhtemelen o bölgeye daha iyi top kullanan bir oyuncu tercih ederdi, ama Süper Lig’in sertlik düzeyi ve Galatasaray’ın kora kor oyunlardaki düşüşü göz önüne alındığında Cana, ihtiyaç duyulan çapta bir oyuncu gibi gözüküyor.

Babası Türk vatandaşı
Bu transfer Cana ailesinin ikinci Türkiye deneyimi olacak. Lorik’in babası Agim Cana, 1987-88 sezonunda Gençlerbirliği orta sahasında görev yapmıştı. Gençlerbirliği'nden sonra Samsunspor'da da oynayan Agim Cana daha sonra Türk vatandaşlığına geçmiş ve Alim Can adını almıştı.
 
Yukarı Alt