Kayıt
9 Temmuz 2007
Mesajlar
1.467
Beğeniler
0
İnsan beyninin sadece yüzde 2-3 lik kısmını kullanabiliyor.Telekinezinin doğru olduğunu biliyorum.Ama bunun büyük boyutlara kesinlikle ulaşmayacağını da biliyorum.Bir kaşık yamultma pillerin çabuk bitmesi vs vs olabilir ama abartılmaması gerektiğini düşünüyorum.Ayrıca Hiç bir açıklama yapıldan dünyanın gireceği evler ve insan vucuduna etkileri de doğru olamaz.Ya bilim adamları astronoiden ya da biyolojiden anlamıyor. :coffee:
 
Kayıt
9 Temmuz 2007
Mesajlar
1.467
Beğeniler
0
BAkın arkadaşlar şimdi tüm yorumları okuyarak ve mesajı da dikkatli okuyarak size cevap veriyorum.
Biraz uzun olabilir ama okumanızda yara var gerçekten.1. Olay dünyanın karanlığa gömülüp madde-anti madde değişimine girmesi.Eğer böyle bir dönüşüm ve enrji açıa çıkarsa , bu ortaya çıkan enerjiyi depolamak için dünyanın kütlesinin yaklaşık olarak 100 katı SodyumBorHidrat a ihtiyaç duyulacak.Bunu da bulamyacağımıza göre hepimiz nükleer denizaltıların yaklaşık 100 bin katı gücünde radyasyona maaruz kalacağız.Ben size nükeer deniz altında ortaya çıkan bir kaza sonucu gerçekleşen bir olayı anlatayım.Bir Rus denizaltısı adını şuan hatırlamıyorum bir teknik arıza sonucu Nükleer reaktörlerinde radyasyon szıması belirledi.Bu sızma yüzde 10 dan daha düşük bir sızma miktarı idi ve ne kadar tehlikeli olabileceği bilinmiyordu.Tamir için giden insanlar o odadaki havanın menekşe moru rengine döndüğünü ve nefes almanın çok zorlaştığını söylediler ama gene de sızıntı yapan boruları plastik borularla değiştirip gemiye yeniden döndüklerinde nefes alma ve görme problemlerinde hiç bir farklılık olmadığını gördüler.Ve solunum yetersizliğindiğinden öldüler.
İdareten takılan sızma önleyici malzemeler işe yaramdı ve suıyun altındaki yüksek basın nedeniyle bu denizaltı sulara gömüldü.YApılan araştırmalarda ise hiç bir mürettebatın boğularak ölmediği tespit edildi.Yani böyle bir radyasyon etkisinde bile radyayona düşük derecede alışmış vucutlar bile 6-12 saatten fazla dayanamıyorlar.
Bunu sebebi ise radyasyonun direkt en zayıf sinir hücrelerimize etki etmesi.Bu hücrelrin hiçbir şekilde yenilenmediğini de hepimiz biliriz.Yenilenemeyen bir hücre radyasyona maruz kaldığında kanserli bir doku meydana gelir.Ama kanserin ana amacı kontrolsüz çoğalmaktır.Ama bu hücreler çoğalamadığı için aşırı biriken radyasyondan dolayı işlevlerini kaybederler.Yani bu durumda bir insanın yaşaması imkansızdır.Hücrelerin çoğalma şansı olsaydı belki başka yaratıklara dönüşebilir kontrolsüz olarak da olas yaşamımızı sürdürebilirdik.Ama bu şansımız bile yok.
bi 2. olarak eğer foton kuşağı bize yaklaşmakta ise ve 2012 yılına kadar gelecekse bunun etkileri şimdiden görülmeye başlardı çünkü bahsedilen kadar büyük bir foton kütlesinin enerjiye dönüşmesi bizi doğrudan doğruya etkilerdi.
BAkın size mantıklı açıklamalar.Hem düşük & yüksek derecedeki radyasyon insaları olumlu etkileseydi emin olun bilim adamları kendi ırklarını ekstra güçlü mükemmel her yerle bağlantı kurabilen ateş su kırabilen falan filan insanlar haline çoktan getirirdir.Ve hastanelerde röntgen yerlerinde bebeğinizim insan üstü bir varlık olmasını isteyen hamile kadınlar buraya yakın dursun gibi ibareler asılı olurdu.
Neyse yazı kadar uzun oldu ama bu hiçbir şekilde omaz olmayacak da :headbang:
 
Kayıt
25 Haziran 2008
Mesajlar
222
Beğeniler
0
ya başlattırmayın amerikanızdan herşeyi amerika mı yapıyor ?? Yakında yolda giderken ki bazı konuşmalar şöyle olacak

-Kaaaaççç köpeeekkkk
-Hay bu amerika'nın....

-Evet sahin x bey bu konudaki düşünceleriniz nedir?
-Hay bu amerika'nın...

_____________

Tekrar söylüyorum olacak mı olmayacak mı bilemiyoruz. Ama olmazsa insanlık nelere katlanmaya çalışacak kimse anlamıyor...
 
Kayıt
28 Nisan 2007
Mesajlar
1.676
Beğeniler
0
Şehir
Kalbine hapsolmuş.
Sniker demiş ki:
BAkın arkadaşlar şimdi tüm yorumları okuyarak ve mesajı da dikkatli okuyarak size cevap veriyorum.
Biraz uzun olabilir ama okumanızda yara var gerçekten.1. Olay dünyanın karanlığa gömülüp madde-anti madde değişimine girmesi.Eğer böyle bir dönüşüm ve enrji açıa çıkarsa , bu ortaya çıkan enerjiyi depolamak için dünyanın kütlesinin yaklaşık olarak 100 katı SodyumBorHidrat a ihtiyaç duyulacak.Bunu da bulamyacağımıza göre hepimiz nükleer denizaltıların yaklaşık 100 bin katı gücünde radyasyona maaruz kalacağız.Ben size nükeer deniz altında ortaya çıkan bir kaza sonucu gerçekleşen bir olayı anlatayım.Bir Rus denizaltısı adını şuan hatırlamıyorum bir teknik arıza sonucu Nükleer reaktörlerinde radyasyon szıması belirledi.Bu sızma yüzde 10 dan daha düşük bir sızma miktarı idi ve ne kadar tehlikeli olabileceği bilinmiyordu.Tamir için giden insanlar o odadaki havanın menekşe moru rengine döndüğünü ve nefes almanın çok zorlaştığını söylediler ama gene de sızıntı yapan boruları plastik borularla değiştirip gemiye yeniden döndüklerinde nefes alma ve görme problemlerinde hiç bir farklılık olmadığını gördüler.Ve solunum yetersizliğindiğinden öldüler.
İdareten takılan sızma önleyici malzemeler işe yaramdı ve suıyun altındaki yüksek basın nedeniyle bu denizaltı sulara gömüldü.YApılan araştırmalarda ise hiç bir mürettebatın boğularak ölmediği tespit edildi.Yani böyle bir radyasyon etkisinde bile radyayona düşük derecede alışmış vucutlar bile 6-12 saatten fazla dayanamıyorlar.
Bunu sebebi ise radyasyonun direkt en zayıf sinir hücrelerimize etki etmesi.Bu hücrelrin hiçbir şekilde yenilenmediğini de hepimiz biliriz.Yenilenemeyen bir hücre radyasyona maruz kaldığında kanserli bir doku meydana gelir.Ama kanserin ana amacı kontrolsüz çoğalmaktır.Ama bu hücreler çoğalamadığı için aşırı biriken radyasyondan dolayı işlevlerini kaybederler.Yani bu durumda bir insanın yaşaması imkansızdır.Hücrelerin çoğalma şansı olsaydı belki başka yaratıklara dönüşebilir kontrolsüz olarak da olas yaşamımızı sürdürebilirdik.Ama bu şansımız bile yok.
bi 2. olarak eğer foton kuşağı bize yaklaşmakta ise ve 2012 yılına kadar gelecekse bunun etkileri şimdiden görülmeye başlardı çünkü bahsedilen kadar büyük bir foton kütlesinin enerjiye dönüşmesi bizi doğrudan doğruya etkilerdi.
BAkın size mantıklı açıklamalar.Hem düşük & yüksek derecedeki radyasyon insaları olumlu etkileseydi emin olun bilim adamları kendi ırklarını ekstra güçlü mükemmel her yerle bağlantı kurabilen ateş su kırabilen falan filan insanlar haline çoktan getirirdir.Ve hastanelerde röntgen yerlerinde bebeğinizim insan üstü bir varlık olmasını isteyen hamile kadınlar buraya yakın dursun gibi ibareler asılı olurdu.
Neyse yazı kadar uzun oldu ama bu hiçbir şekilde omaz olmayacak da :headbang:
Etkileri şimdiden görülmüyor mu? Sismik dalgalar , hortumlar , erozyon bunlar ne peki?Hepsinin açıklaması verilmiş zaten arkadaşım okumdan yorum yapıp yalanlamayın.Mantıklı her tür açıklama var zaten.
 
Kayıt
9 Temmuz 2007
Mesajlar
1.467
Beğeniler
0
Ghost Spy demiş ki:
Sniker demiş ki:
BAkın arkadaşlar şimdi tüm yorumları okuyarak ve mesajı da dikkatli okuyarak size cevap veriyorum.
Biraz uzun olabilir ama okumanızda yara var gerçekten.1. Olay dünyanın karanlığa gömülüp madde-anti madde değişimine girmesi.Eğer böyle bir dönüşüm ve enrji açıa çıkarsa , bu ortaya çıkan enerjiyi depolamak için dünyanın kütlesinin yaklaşık olarak 100 katı SodyumBorHidrat a ihtiyaç duyulacak.Bunu da bulamyacağımıza göre hepimiz nükleer denizaltıların yaklaşık 100 bin katı gücünde radyasyona maaruz kalacağız.Ben size nükeer deniz altında ortaya çıkan bir kaza sonucu gerçekleşen bir olayı anlatayım.Bir Rus denizaltısı adını şuan hatırlamıyorum bir teknik arıza sonucu Nükleer reaktörlerinde radyasyon szıması belirledi.Bu sızma yüzde 10 dan daha düşük bir sızma miktarı idi ve ne kadar tehlikeli olabileceği bilinmiyordu.Tamir için giden insanlar o odadaki havanın menekşe moru rengine döndüğünü ve nefes almanın çok zorlaştığını söylediler ama gene de sızıntı yapan boruları plastik borularla değiştirip gemiye yeniden döndüklerinde nefes alma ve görme problemlerinde hiç bir farklılık olmadığını gördüler.Ve solunum yetersizliğindiğinden öldüler.
İdareten takılan sızma önleyici malzemeler işe yaramdı ve suıyun altındaki yüksek basın nedeniyle bu denizaltı sulara gömüldü.YApılan araştırmalarda ise hiç bir mürettebatın boğularak ölmediği tespit edildi.Yani böyle bir radyasyon etkisinde bile radyayona düşük derecede alışmış vucutlar bile 6-12 saatten fazla dayanamıyorlar.
Bunu sebebi ise radyasyonun direkt en zayıf sinir hücrelerimize etki etmesi.Bu hücrelrin hiçbir şekilde yenilenmediğini de hepimiz biliriz.Yenilenemeyen bir hücre radyasyona maruz kaldığında kanserli bir doku meydana gelir.Ama kanserin ana amacı kontrolsüz çoğalmaktır.Ama bu hücreler çoğalamadığı için aşırı biriken radyasyondan dolayı işlevlerini kaybederler.Yani bu durumda bir insanın yaşaması imkansızdır.Hücrelerin çoğalma şansı olsaydı belki başka yaratıklara dönüşebilir kontrolsüz olarak da olas yaşamımızı sürdürebilirdik.Ama bu şansımız bile yok.
bi 2. olarak eğer foton kuşağı bize yaklaşmakta ise ve 2012 yılına kadar gelecekse bunun etkileri şimdiden görülmeye başlardı çünkü bahsedilen kadar büyük bir foton kütlesinin enerjiye dönüşmesi bizi doğrudan doğruya etkilerdi.
BAkın size mantıklı açıklamalar.Hem düşük & yüksek derecedeki radyasyon insaları olumlu etkileseydi emin olun bilim adamları kendi ırklarını ekstra güçlü mükemmel her yerle bağlantı kurabilen ateş su kırabilen falan filan insanlar haline çoktan getirirdir.Ve hastanelerde röntgen yerlerinde bebeğinizim insan üstü bir varlık olmasını isteyen hamile kadınlar buraya yakın dursun gibi ibareler asılı olurdu.
Neyse yazı kadar uzun oldu ama bu hiçbir şekilde omaz olmayacak da :headbang:
Etkileri şimdiden görülmüyor mu? Sismik dalgalar , hortumlar , erozyon bunlar ne peki?Hepsinin açıklaması verilmiş zaten arkadaşım okumdan yorum yapıp yalanlamayın.Mantıklı her tür açıklama var zaten.
Güzel kardeşim asıl sen okumadan yorum yapma yukarda okuduğumu yazmakla başladım mesajıma en sinir olduğum şey de bu yaptığınız.Ben bunun deneyini yaptım radyasyonun en küçük dozunun bile size yaptığı etkiyi bilmekten acizsiniz.Ayrıca o dediğin şeyler hep insanların ürünü sana hepsini de açıklayabilirim ama anlayamazsın.
Hortumlar günlük sıcaklık farklarıyla oluşur kardeşim.Frontal yağış tipi dediğimiz yağıştaki gibi sıcak ve soğuk hava birden karşı karşıya gelir,dengesiz basıncında etkisiyle ortada bulunun basınç merkezi etrafında hızla dönmeye başlarlar.Bir gezegen enrji veya çekim kuvvetiyle oluşmaz.
Erozyona gelince bu da küresel ısınma dolayısıyla meydana gelen sıcaklık yani basınç farklarıyla oluşan kuvvetli rüzgarlrın toprağın verimli üst tabasını sürüklemesiyle oluşur.Yani toprak tabakası gezegenin çekim etkisiyle havalanıp uzaya doğru gitmiyor ^^
Sismik dalgalar dünyanın yer kabuğundaki değişikliklerden kaynaklanır.Hareket halindeki tabakalar bu yıllarda birbirleriyle çarpışmaya başladığı için yerin altında böyle küçük çaplı seizmalr oluyor.
Bak güzelim emin ol o copy pastenizden çok çok daha fazla şey biliyorum.Bi iki adamın söylemesiyle olmuyor bu işler malesef.Şuan dünyamızda yaşadığımız tüm kötü bu doğal felaketlerin Nibirunun yaklaşmasından ve foton kuşağından çok çok çok daha mantıklı açıklamaları var.Bu yüzden lütfen bu konuda ısrar etme artık tamam mı?
 
Kayıt
2 Mart 2008
Mesajlar
1.138
Beğeniler
0
Şehir
Pinarbaşi
neden böle şeyler bulunduğumuz yılda olmazki böle bişey nerden duysam hep 2-3 yıl ötemizde olucak deniodu :D
 
Kayıt
2 Mart 2008
Mesajlar
1.138
Beğeniler
0
Şehir
Pinarbaşi
eiReNe demiş ki:
ya başlattırmayın amerikanızdan herşeyi amerika mı yapıyor ?? Yakında yolda giderken ki bazı konuşmalar şöyle olacak

-Kaaaaççç köpeeekkkk
-Hay bu amerika'nın....

-Evet sahin x bey bu konudaki düşünceleriniz nedir?
-Hay bu amerika'nın...

_____________

Tekrar söylüyorum olacak mı olmayacak mı bilemiyoruz. Ama olmazsa insanlık nelere katlanmaya çalışacak kimse anlamıyor...

CİA nin ne için çaliştiğini bilmiomusun ^^
 
Yukarı Alt