Kayıt
20 Mart 2009
Mesajlar
4.533
Beğeniler
0
Konya'da bedensel engelleri nedeniyle belden aşağıları tutmayan ve elleriyle yürüyen Aşure ve Mehmet Ali Güney çifti bilim insanlarını şaşırtıyor.



El-ayak üzerinde yürüme sendromu olarak da bilinen ''Ünertan'' sendromunun görüldüğü Hataylı ailenin genetik şifresini çözen Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üner Tan, Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman ilhan ile birlikte Güney çiftini inceledi.

Aşure (35) ve Mehmet Ali Güney (36) çiftinin yaşantısının gazete ve televizyonlarda yayımlanmasının ardından Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) onursal üyesi Prof. Dr. Üner Tan, çifti incelemek üzere Konya'ya geldi.

Prof. Dr. Tan, yapılan tahliller sonrası Güney çiftinin Ünertan Sendorumu olmadığını, bireyin bu sendorumu taşıması için kolları ve bacaklarının kuvvetli olması gerektiğini söyledi. Çiftin kaslarının iyice eridiğini ve ayaklarını kullanamadığını ifade eden Tan, ''Buna benzer olgularda bireyler çocuk felci geçirdikten sonra bebeklik yaşlarında iğne olduklarını ve bacaklarının tutmadığını söylüyorlar. Ancak bu vaka çok ilginç. Bir denge engeli olunca böyle iki el iki ayakla yürüyorlar. Çocuk felci ve bacakları felç olan milyonlarca insan var. Fakat hiç biri böyle yürümüyor. Elleri ayakları üzerinde yürümüyor. Bunlar dört ayaklı yürüyüşü tercih ediyor'' dedi.

AİLENİN DURUMUNU BİLİMSEL DERGİLERE TAŞIYACAK
Bu durumun nedeninin bilinmediğini vurgulayan Tan, şunları kaydetti:

''Bu sistemde dengesizlik var. Bacaklar tutmuyor. Yürümek için ne yapacak, kişi kendi kendine değişik metotlar yaratacak. İlginç olan ailede, vücuttaki bazı sistemler kendi kendini organize ederek düzenli ve karmaşık bir sistem oluşturmuş. Ailede o yüzden ellerinin yardımıyla yürüyor. Dışarıdan etki olmadan rastlantısal bir sistem oluşturulmuş. Bu nedenle az görülüyor. Bacakları tutmadığı için elleri üzerinde yürümeyi tercih ediyorlar. Hareket sistemi kendi kendine bir düzenleme yaparak karmaşık bir sistemden, yani hiç yürüyemeyen bir sistemden, düzenli bir sistem oluşturmuş ve ellerinin üzerinde yürümeyi geliştirmiş. Buna 'adaptif kendi kendine düzenleme' diyoruz. Adaptif self-organizasyonda, birçok etken birbirleri ile etkileşerek (beyin, genetik, sinirsel devreler, motivasyon, çevre, gibi) yürüme engeline yeni bir çözüm yolu, yürüme şekli oluşturuyor. Bu da Aşure Güney'in ellerinin üzerinde, dizlerinin üzerine basmadan, zıplayarak oluşturduğu, yürüme şeklidir.''

"VÜCUT YENİ BİR YÜRÜME YÖNTEMİ BULMUŞ"
Aşure Güney’in koltuk değnekleriyle yürüyebileceğini dile getiren Tan, ancak genç kadının bu durumu istemediğini, ellerini kullanarak yürümenin kendisine daha kolay geldiğini bildirdi.



Tan, vücudun yeni bir yürüme yöntemi bulduğunu belirterek, ''Bu yürüyüş kendisine doğal geliyor, elleri üzerinde yürümeyi tercih ediyor. Rahatsızlıklarından belirli bir nedenden kaynaklandığını söyleyemeyiz. Çiftte, genetik bozukluklar, çocukluktaki hastalıklar, çevre etkenleri ve beyin bozuklukları var. Bunlar etkileşerek, birçok faktörü birleştiriyor. Nadir görülen bu durumu bilimsel dergilere taşımak istiyorum. Ortopedinin görmesi gerekiyor. Nörolojik olarak yapacak bir şey bulunmuyor. Ortopedi ve fizik tedaviye gitmeleri gerekiyor'' diye konuştu.

Fizyolojik olarak çiftin yürüyemeyeceğini ancak egzersizlerle kasların güçlendirilebileceğini anlatan Tan, bu tür hastalara çocukluktan itibaren egzersiz yapılması gerektiğini, küçükken önlem alınsaydı yürüme imkânlarının olabileceğini sözlerine ekledi.

Güney çifti ise gazetede yayımlanan haberin ardından insanların kendilerine ilgi gösterdiğini, doktorların sağlık durumlarıyla ilgilenmesini ise memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.​
 
Yukarı Alt