Kayıt
12 Mart 2011
Mesajlar
37
Beğeniler
0
DÜZEN

extraloob.com sitesine özel, kendi yazdığım ve yazmakta olacağım bir "web" dizisidir. Her türlü eleştiriye açığım.

Diziyle alakalı bilgiler:
- Dram, Gizem, Suç odaklı bir dizi olacaktır.
- Eskimiş bir mafya düzeninin, itibarını kaybetmesiyle, yaşanan tatsızlıkları ve olayları konu edinecektir.
- Bir sezon 7 bölümden oluşacaktır.
- Okuyucuyu sıkmamak için, akıcı ve kısa yazılmaya çalışılacaktır.
- Senaryo tarzı değil de, hikaye tarzı yapılacaktır. Daha akıcı ve sürükleyici olması için.

1.Sezon ile alakalı bilgiler:
- Sezonun ana konusu mafya içi ilişkiler ve dış bağlantılar olacaktır.
- 7 bölümden oluşacak; sezon finali diğer bölümlerden daha uzun olacaktır.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sezon 1, Bölüm 1: Önce/Sonra

Bitkin adam, koridorda yürüyordu. Soğuk terler ensesini doldurmuştu. Elleri titriyordu. Bugün öleceğini biliyordu. Yapması gerekeni yapacak ve hayata veda edecekti. Akciğer kanseri, sürekli öksürmesine yol açıyordu. Arada nefesi kesiliyor, zor nefes alıyordu. Sürekli terleme ve el titremesi de en büyük sıkıntısıydı. Buna ya 2 ay daha dayanıp, acı çekerek ölecekti, ya da az sonra inandığı şey uğuruna ölecekti. O, ikincisini seçti. Ağrıyan belinin ardındaki silahını çıkardı.

Karşısında iki kapı vardı. Sağdakinin boş olduğunu biliyordu. Soldakine girecekti. Kapının eşiğine kadar gitti. Usulca açtı. İçeriye baktı, aradığı adam içerideydi. Derin bir nefes aldı, son saniyeleri, az sonra öleceğini bilmesi ona korku veriyordu. Ama yapılması gereken yapılmalıydı. Emirler böyleydi, emirlere karşı gelmek; onun yapacağı türden bir şey değildi. Çünkü, emirleri o veriyordu.

İçeri girdi. Ayak sesleri önündeki adamın arkasını dönmesini sağladı. Bitkin herife doğru bakan kurbanın gözleri faltaşı gibi açıldı. Şaşırdığı her halinden belli oluyordu. Ayağa kalktı. Ne yapacağını bilemiyordu. Elindeki silaha baktı. Öleceğini anladı. Korkuyordu. Tüm ihtimalleri düşünmeye başladı. "Çekmecemde silahım var, çeker vururum.", "Ya benden daha hızlıysa?"...

Oysa, karşısındaki adamda hiçbir endişe yoktu, aslında vardı fakat o belli etmemeyi çok iyi beceriyordu, kurbanı gibi değildi. Bir dakika boyunca hiçbir şey söylemeden bakıştılar. Sonunda silahını adamın sağ gözüne nişanladı. Tek yapacağı tetiği çekmekti, ne kadar basit bir işti. Daha önce bunu binlerce kez yapmıştı. Bir daha yapabilirdi. Karşısındakine acımıyordu; eğer ona acırsa bunu yapamayacağını çok iyi biliyordu çünkü. Silahın emniyetini açtı ve konuşmaya başladı.

"Yapılması gereken yapılıyor. Düzeni sağlamak için de yapılması gereken bu."
"Hayır, bak böyle olması gerekmiyor. Anlaşabiliriz bekle, bunu bana nasıl yaparsın sen? Hiç mi vicdanın sızlamıyor? Nasıl bir insansın sen? Lütfen yapma."
"Sus ve onurlu bir şekilde öl."

Bir silah sesi. Yapılması gereken yapıldı. Kurbanın alnına saplanan kurşunun ardından 2 silah sesi daha duyuldu. Kurbanın göğsüne bir kurşun daha. Kurbanda başka kurşun yarası yoktu.

Salih, yere düştü. Şakağından giren kurşun beynini dağıtmıştı.

14 saniye, iki ölü. Düzen sağlandı.

25 Nisan 2006

"Salih, bundan böyle yok. İşleri ben devralıyorum. Bundan sonra emirleri benden alacak; düzeni beraber sağlayacağız."

Beyazlamak üzere olan saçları, Serkan'a güzel bir görünüş veriyordu. Siyah iri gözleri etrafa korku saçıyordu. Kaslı vücudu da bayanların ilgisini çekiyordu. Elindeki yara izi, dehşete düşürüyordu. Eskiler aklına geliyordu Serkan'ın. Eskiden yapılan bir hata. Bir daha asla yapılmayacak olan bir hata.

Bir kadının bağırışı onu düşüncelerinden ayırdı:

"Kocamın cenazesi ne zaman yapılacak?"

Salih'in karısı... Hiç susmamıştı sabahtan beri. Birinin onun icabına bakması gerekiyordu. Kimse yapmıyordu ama bunu. İş başa düştü. Ayağa kalktı ve odadan ayrıldı. Kadının yanına doğru gitti. Kaşlarını çattı, ellerinin gerdi. Kadın ona ters ters bakmaya başladı. Birkaç saniye sonra o bakış; yerini korku dolu gözlere bıraktı. Serkan, kadını iki elinden tuttu ve duvara yapıştırdı. Bağırmaya başladı.

"Kocan artık yok, anla. Cenazesi falan da yapılmayacak. Bir mezarı da olmayacak. Onu bundan sonra kimse hatırlamayacak! Sen dahil! Anladın mı beni?"
"Şerefsiz herif!"

Serkan kadını bıraktı. Etrafına toplanan adamlara baktı. Onlara bağırmaya başladı.

"Bundan sonra Salih'in, BABAMIN adını kimse ağzına almayacak, anladınız mı beni? Eski düzen sona erdi, artık yeni düzen, yeni kurallar var. Bu kuralları ben belirleyeceğim. Düzen, yeni kuralları ile işleyecek. Anlamayan varsa, karşı çıkan varsa, bir adım öne çıksın da göreyim onları."

İçlerinden biri, korkarak da olsa sordu. İçinde kalmasını istemiyordu.

"Salih, onu niye öldürdü?"
"Düzeni sağlamak için."
"Düzen, düzen dediğiniz şey ne? Bir babanın çocuğunu öldürüp, sonra da kendisini öldürmesi mi? Düzen denilen şey bu mu? Düzen denilen şey, kardeşinin ölümünün ardından bir gözyaşı bile dökmeyen adama saygı göstermek mi? Düzen denilen şey buysa, ben eskisinde de, yenisinde de rol almak istemiyorum artık. S*ktirip gidin."

Adam arkasını döndü ve yürümeye başladı. Serkan gayet sakindi. Adam yürümeye devam ediyordu. Birden sırtına 2 kurşun saplandı. Ses yankılanıyordu hala duvarlarda. Adam yere düştü. Hiçkimseden ses çıkmıyordu. Korku, hat safhadaydı.

"Herkes zamanı gelince, düzenin ne olduğunu anlayacak. Eğer düzene karşı çıkan varsa, arkasını dönsün ve yürüsün!"

Kimse yürümedi.

"Güzel, öyleyse, şimdi işimizi yapalım. Mithat, Kaya, Haluk, odama gelin. Diğerleri de ne bok yiyorsa yesin."

Odaya geçtiler, Serkan kapıyı kapattı ve üzerlerine kilitledi. Hemen masasının başına oturdu. Diğerleri de masanın diğer uçlarındaki sandalyelere oturdular. Haluk, 46 yaşında, 10 yıldır Salih'le çalışan bir mühendisti. Salih'in en yakın arkadaşlarındandı. Onun ölümüne belki de en çok o üzülmüştü. Onunla bir sürü anısı olmuş, bütün pis işleri beraber yapmışlardı. Şimdi ise yerini 25 yaşındaki bir çaylak doldurmuştu ve herkese ahkam kesiyordu. Bu durumdan hiç hoşlanmayan Haluk'un, yeni düzeni kendisinin sağlaması gerekliydi. En azından o öyle düşünüyordu. Topluluğun, beyniydi Haluk. Planlar onun tarafından yapılır, onun tarafından kurgulanır ve ona göre hareket edilirdi. Şu ana kadar planlanmayan tek oyun; Salih'in oğlunu ve kendisini öldürmesiydi. Bunu Haluk planlamamıştı.

Kaya, 40 yaşında, Salih'in en yakın arkadaşlarından biri. Haluk'un kardeşi. O da Serkan'ın varlığından hoşnutsuzdu.

Bu duruma, yani Serkan'ın yeni patron olmasına tek sevinen kişi Mithat'tı. Salih'ten hiç hoşlanmamıştı. Serkan'a karşı büyük bir sempatisi vardı ama. Yakın arkadaşlardı üstelik. Yarı patron sayılırdı artık Mithat.

Yani, en azından Mithat öyle düşünüyordu. Serkan konuşmaya başladı:

"Düşmanlarımız artık belli. Kendimize bir harita çizmemiz gerek. Biz bu işi sadistliğimizden yapmıyoruz. Sadece insanları korumak için yapıyoruz. Baba filmini izleyenler bilir. Adaleti onlar sağlardı. Şimdi de biz adaleti sağlıyoruz. Tek fark; biz onlardan daha iyiyiz."
"Bunları zaten biliyoruz Serkan. Yeni gelen öğrenciler değiliz biz. Sadede gel." dedi Haluk.
"Enver Çetinoğlu. Türkiye'nin en büyük uyuşturucu baronu. Tüm sevkiyatlar onun elinden geçiyor. Bu sevkiyatları elimize alıp, bizim kullanmamız gerek."

Herkesin kaşları çatıldı; Serkan ve Mithat hariç.

"Biz asla uyuşturucu işine bulaşmayız, bunu bilmiyor musun?"
"O eskidendi. Babamın aptal prensipleri."

Haluk bu duruma çok sinirlendi. Şu 'bebe'nin icabına bakılması gerekti. Soğukkanlı olmaya çalışıyordu Haluk. Salih bir hiç uğruna ölmüştü. Aklı çok karışıktı Haluk'un.

"Olmaz. Uyuşturucu yok!"
"Sen kimsin Haluk? Kimsin sen bana emir veriyorsun lan?"

Haluk ayağa kalktı.

"Ben hiçkimseyim, hadi, gidiyorum, ayrılıyorum, çek beni de vur." Arkasını dönüp yürümeye başladı. Kaya olanları şaşkınlıkla seyrediyordu. O da Haluk'a hak veriyordu. Ne yapması gerektiğini düşündü. O da ayağa kalktı ve Haluk'un yanına gitti.

"Yeni düzeninin içinde boğulacaksın. Babanın kanına girip, onu öldürttün. Kardeşini öldürttün. Bizi de öldürt hadi. Savaş başladı Serkan."

Haluk bu sözleri söylerken gerçekten çok ciddiydi. Serkan afallamıştı. Haluk ve Kaya odadan çıktıktan sonra elini masaya vurdu. Bütün gücüyle bağırdı.

Haluk ve Kaya, dışarıda duran arabaya bindiler. Birbirlerine baktılar.

"Şimdi ne olacak?"
"Serkan'ı durdurmak için uğraşacağız. Salih'in ve Selim'in kanı yerde kalmayacak. Emin ol."
"Peki düzen?"
"Kendi düzenimizi; kendimiz sağlarız. Artık biz, onlara ait değiliz."

Arabayı çalıştırdı.

Bir patlama sesi.

Etraf alev alev.

Haluk arkasını döndü.

Yanan ev; Salih'in karısının eviydi.

"Yapacağın en büyük hatayı yaptın, Serkan."
 
Kayıt
12 Mart 2011
Mesajlar
37
Beğeniler
0
bu mallıklar yüzünden inci sözlük'ten soğudum. aferin sana iyi iş yaptın. yok özet falan da.
 

Kitty

 
Kayıt
4 Şubat 2010
Mesajlar
1.118
Beğeniler
0
bizi de tanıdıktan sonra katsan süper olur ben böyle şeyleri çok severim:D bnce güzeldi sürükleyici yani emeğe saygı ayrıca lütfen insanlar tatmin olmak için gereken şeyi gereken yerde yapsın
bi pm at yalan rüzgarına çeviririm aklında bulunsun :D
 
Kayıt
12 Mart 2011
Mesajlar
37
Beğeniler
0
Kitty demiş ki:
bizi de tanıdıktan sonra katsan süper olur ben böyle şeyleri çok severim:D bnce güzeldi sürükleyici yani emeğe saygı ayrıca lütfen insanlar tatmin olmak için gereken şeyi gereken yerde yapsın
teşekkür ederim. :kalp:

not: pm'ine 20 mesajım olduktan sonra cevap vereceğim.
 

B7B

rank8
Kayıt
26 Mart 2010
Mesajlar
1.142
Beğeniler
2
Bro önce bir konu belirt makale yap ilgimizi çek soğuk soğuk sunum ile insanın okuyası olmuyor be :kalp:
 

Mopneet

 
Kayıt
23 Haziran 2008
Mesajlar
10.200
Beğeniler
15
Unforgiven demiş ki:
Önce konusunu, sonra kitabı olmasın o? :sfff:
Hocam seni bilmem ama ben alacğaım kitabın satıcısına kitabı anlattırırım.

Dizinin konusunu öğrenebilir miyiz acaba? =p
 

Pro

rank8
Kayıt
24 Ağustos 2008
Mesajlar
2.525
Beğeniler
0
Şehir
Ankara/Okul
Ayıp ediyorsunuz adam üşenmemğş sizler için yazmış sizin yaptıklarınıza bakın.
 

Barzo

 
Kayıt
4 Kasım 2007
Mesajlar
2.015
Beğeniler
58
Pro demiş ki:
Ayıp ediyorsunuz adam üşenmemğş sizler için yazmış sizin yaptıklarınıza bakın.
ayıp yok bro okumaya üşenenler için bir alternatif istiyoruz 2-3 cümlelik kısa bir özet çokmu? :sfff:
 
Kayıt
12 Mart 2011
Mesajlar
37
Beğeniler
0
WoozyBici demiş ki:
Pro demiş ki:
Ayıp ediyorsunuz adam üşenmemğş sizler için yazmış sizin yaptıklarınıza bakın.
ayıp yok bro okumaya üşenenler için bir alternatif istiyoruz 2-3 cümlelik kısa bir özet çokmu? :sfff:
türkiye'nin neden böyle olduğunun en büyük kanıtını veriyorsun bizlere. :))

o zaman kitapların ne manası var? 2-3 cümle yazalım herkes anlasın kitabı.
 

Mopneet

 
Kayıt
23 Haziran 2008
Mesajlar
10.200
Beğeniler
15
Interpreter demiş ki:
WoozyBici demiş ki:
Pro demiş ki:
Ayıp ediyorsunuz adam üşenmemğş sizler için yazmış sizin yaptıklarınıza bakın.
ayıp yok bro okumaya üşenenler için bir alternatif istiyoruz 2-3 cümlelik kısa bir özet çokmu? :sfff:
türkiye'nin neden böyle olduğunun en büyük kanıtını veriyorsun bizlere. :))

o zaman kitapların ne manası var? 2-3 cümle yazalım herkes anlasın kitabı.
Söylediklerin sıkıcı bir şey yazmadığını gösteriyor. Okuyacağım. ^^
 

Windy

 
Kayıt
4 Kasım 2007
Mesajlar
10.865
Beğeniler
3
Şehir
Ataşehir/İstanbul
Bir gün uzun yazı gördüklerinde "özet geç" yazısını yazan herkesi süresiz yollayacağım buralardan. Hiçbir kitabı alırken özetini istemeyin buda kulağınıza küpe olsun. Sonucunu bildiğiniz bir yazının iç gelişmeleri pek umrunuzda olmayacak buda kitaptan soğutacaktır sizi. Tekrarlıyorum,uzun yazı gördüklerinde "özet geç" yazan beyinsiz, 2 satırı okuyamayacak cahil insanlar o konudan uzak dursun. Konuya dönecek olursam vaktim olduğunda okuyacağım sadece bunları dile getirmek için kısa bir vaktim vardı. İyi forumlar.
 
Yukarı Alt