StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
TÜM BİLGİLER AA'dan ALNTIDR Exclamation
Grönland bir zamanlar yemyeşilmiş !
Grönland’daki buz kütlelerinin bir mil altından toplanan DNA örnekleri, bu buzlar diyarının bir zamanlar yeşilliklerle kaplı olduğunu ortaya koydu. Bu da, Grönland’ın Buzul Çağı’nda düşünülenden çok daha sıcak olduğuna işaret ediyor.
NEW YORK - Yapılan DNA testleri, Grönland’ın 450 bin ile 800 bin yıl önce arasındaki bir dönemd oldukça yeşil olduğunu ortaya koydu. Uzmanlar, adanın ladin, çam gibi değişk türde ağaçlardan oluşan bir ormana ve yeşil bir toprak örtüsüne sahip olduğunu, ayrıca adada böceklerin ve kelebeklerin yaşamış olabileceğini belirtiyor.
Bu çalışmanın yöneticisi olan Eske Willerslev, Kopenhag Üniversitesi’nden. Willerslev, özellikle güney Grönland’ın bugün görünenden çok daha farklı bir yer olduğunu bu araştırmayla ortaya çıkardıklarını söylüyor.

Araştırmayı gerçekleştiren bilimadamları, benzer araştırmaların dünyanın Antarktika gibi diğer buz kaplı bölgelerinde de gerçekleştirilebileceğini belirtiyor. İngiltere’deki York Üniversitesi’nden araştırmaya katılan Enrico Cappellini, “Dünyanın yüzde 10’unun kalın buz tabakalarıyla kaplı olduğunu gözönüne alırsak, bu tür teknikler kullanılarak araştırmalar yapılması bize yeni buluşların kapılarını açabilir” diyor.

Uzmanlara göre Grönland’ın kalın buz tabakaları prehistorik DNA’ların korunmasında doğal dondurucu görevi görmüş.


Not : Zaten türçede uydurması Grönland... orjinali GREENLAND....bu ismi vikingler vermişler Adını biz koyacak diiliz ya" - Murat Turker Ankara "Grön" norveççe zaten green, yani yeşil demek. Yani biz uydurmamışız. Grönland = Greenland orjinali de Grönland, Greenland değil.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Yeni bir biyonik el piyasaya çıktı !
ABD’de ellerini kaybedenler için yeni bir biyonik el piyasaya sürüldü. Daha önceki benzerlerinden ayrılan bu yeni ürünle tokalaşılıyor, bankadan para çekiliyor.
İSTANBUL - Normal bir elden beklenen pek çok hareket biyonik elden de sağlanıyor. Yeni üründen en çok Irak ve Afganistan’daki savaşlarda kollarını kaybeden ABD askerlerinin faydalanacağı düşünülüyor.
Irak ve Afganistan’daki çatışmalar sırasında kollarını kaybeden amerikan askerleri için yeni bir umut doğdu.

ABD’de piyasaya sürülen yeni bir biyonek el bu alandaki eksikliği giderecek türden.

Biyonik eli daha önce piyasaya çıkan benzerlerinden ayıran en önemli özellik cisimleri kavrayabilmesi. Bu sayede normal bir elden beklenebilecek pek çok hareket yeni biyonik elden de sağlanıyor.

2005’de Irak’ta bir patlama sonucu sol kolunu kaybeden ABD’li asker Juan Arredondo da yeni üründen memnun olanlardan:
“Doğal hareketleri yaparken; kalem almak, küçük cisimleri kaldırmak gibi parmakları oynatabiliyorum, eli olan biri için bunlar normal ama benim elim yoktu ve şimdi bu hareketleri yapabilen bir el var.”
Biyonik elin fiyatı ise piyasada 65 bin ile 150 bin dolar arasında değişiyor.


Hastanın yapmak istediği hareketi beyin koldaki kas'a sinyal olarak yolluyor, bilgisayar protezdeki algılıyıcılar eşliğinde sinyali algılıyor ve proteze ne yapması gerektiğini belirtiyor.


-Resim Silinmiş.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Uçak yerine uçan daire geliyor
Hava mühendisleri çevreye daha az zarar veren uçaklar tasarlayarak uçuşla ilgili kavramlarda kökten değişimler yaratmayı planlıyor. Bunlardan bir tanesi de geleceğin çevre dostu uçan daireler.
AMSTERDAM - Hollanda’daki Delft Teknoloji Üniversitesi üyesi Etnel Straatsma, kanatları olan silindir bir gövdeden kurtulmak istediğini belirtti. Straatsma’ya göre geleceğin uçağı uçan daire şeklinde olacak. Straatsma ve diğer mühendisler daha hafif maddeler kullanarak çevre dostu pervaneli uçaklara geri dönmek gibi projeler üzerinde de çalışıyor.
Straatsma aynı zamanda, yüzde 50 daha az karbondioksit üreten çevre dostu uçaklar tasarlamayı amaçlayan CleanEra (TemizÇağ) projesinin başkanı. Projenin “greenliner” ögesinin, havayı kirleten unsurların oranını ve sesi azaltan tasarımı ise uçan daire şeklinde.

Delft Üniversitesi’nden Alexander de Haan günümüz uçaklarının ancak yüzde 10-15 daha az karbon emisyonu ve ses üreteceğini, bu rakamın ise her yıl yüzde 5 büyüyen havayolu sanayisiyle yarışamayacağını söylüyor.

Havacılık, yıllık karbondioksit emisyonunun sadece yüzde 2’sinden sorumlu fakat sanayinin çok hızlı büyümesi endişeye neden oluyor. 1999’da yapılan Hükümetlerarası Küresel Isınma Paneli raporuna göre 2050’de hava yolculuğu toplam küresel ısınmanın yüzde 5’inden sorumlu olacak.

Tahminlere göre bir yolcunun hava yolculuğu yaparak neden olduğu karbondioksit emisyonu, aynı mesafeyi arabayla gitmekle eşdeğer.

Modern uçakların çevre dostu olarak ulaşabilecekleri son noktaya geldiklerini belirten Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nden Andreas Handeman, köklü bir değişimin gerekli olduğunu vurguladı. Bu değişim ise yeni maddeler kullanarak ve yeni tasarımlara sahip uçaklar üretmek ya da eski modellere geri dönmek ile gerçekleşebilecek gibi görünüyor.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Kutuplar çalışanların psikolojisini bozuzuyor

Kutup bölgelerinde görev yapan bilim adamlarında, uzun süreli tecrit yüzünden önemli oranda olumsuz psikolojik etkilerin görülebileceği belirtildi.


PARİS - Lancet dergisinde yayımlanan bir araştırmada, düzensiz uyku, zihinsel fonksiyonlardaki azalma, hafıza kaybı, depresyon ve ilişkilerdeki gerilimlerin, kutuplarda görev yapan bilim adamlarının psikolojisini etkileyen başlıca durumlar olduğu belirtildi.
Araştırmada, strese neden olan etkenlerin başında, önemli orandaki fiziki yorgunluk, soğuk hava, zeminin çatlak veya kaygan olması, çok farklı gece gündüz dönemi ve tecridin geldiği kaydedildi.

Öte yandan, özel hayatın olmayışı ve sürekli dedikodunun, özellikle kadın ve erkek arasındaki sosyal ilişkiler üzerinde olumsuz etkileri olduğuna da değinildi.

Bu olumsuz etkilerin, daha çok kutuplardaki görev süresinin ortasında görüldüğü, bu sürenin bitimine doğru genellikle bu insanların durumlarında iyileşme tespit edildiği belirtildi.

Araştırmada, bununla birlikte kutup bölgelerinde görev yapmanın ruhsal duruma olumlu etkilerinin olabileceği kaydedildi ve bilim adamlarının, zor şartlara direnç gösterme, hayranlık uyandırıcı manzara ve grup olarak birlikte yaşamaktan mutlu oldukları da ifade edildi.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Pokerde insanın kıl payı galibiyeti !
İnsan ile bilgisayar arasında yapılan ilk poker turnuvasını, iki profesyonel poker oyuncusu kıl payı kazanabildi.
VANCOUVER - Kanada’nın Vancouver kentinde yapay zeka konusundaki bir bilimsel konferans çerçevesinde yapılan ve dünyanın ilk insan ile makine arasındaki poker turnuvası olarak tanıtılan etkinlikte, dünyanın en iyi poker oyuncularından kabul edilen Los Angeleslı Phil Laak ve Ali İslami, Polaris adlı bilgisayar programı karşısında zor bir yengi aldılar.
Dört oyundan oluşan, bir kez insan, bir kez makinenin kazandığı ve bir oyunun da berabere bittiği uzun 2 günün ardından gece geç saatlere uzayan son bölümde, Laak ve İslami, karşılaşmayı güçlükle de olsa kazanmayı bildi.

30 yaşındaki Ali İslami, uzun karşılaşmanın ardından yaptığı açıklamada, “Bittiğine çok sevindim” diyerek, kariyerinin en zor oyununu oynadığını söyledi.

Profesyonel poker oyuncusu olmadan önce bilgisayar alanında danışmanlık yapan İslami, etten kemikten olmayan rakibine saygısını dile getirerek, “Aslında kazandığımıza şaşırdım. Program öyle iyi ki gelecekte geliştirildiğinde yenmek çok daha zor olacak” diye konuştu.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Satürn halkalarının gizemi çözüldü !
Bilimadamları, Satür gezegeninin etrafındaki büyük halkalar sisteminin yapısını çözme yolunda önemli bir adım attı
LONDRA - Uzmanları, özellikle G halkası olarak adlandırılan halkanın yapısı şaşırttı. G halkası, Satürn’ün etrafındaki halkaların en dışında yer alanı. Halka, gezegenin merkezine 168 bin, en yakındaki uydusuna da 15 bin kilometre uzaklıkta.
Bilimadamları, yakınlarında bu halkayı oluşturan bu toz parçacıklarını bir arada tutacak manyetik alanı olan bir uydu olmadığı için, halkanın dağılması gerektiğini düşünüyordu.

Ancak Cassini uzay aracıyla yapılan gözlemler sonucu, halkanın Satürn’ün en uzaktaki, en büyük uydusu olan Mimas’la etkileşim halinde olduğu ve bu uydunun yarattığı manyetik alanın halkayı bir arada tuttuğu anlaşıldı.

Amerikan Uzay ve Havacılık dairesi NASA, Avrupa Uzay Ajansı ve İtalyan Uzay Ajansı’nın ortak çalışması Cassini-Huygens uydusu sayesinde alınan veriler, bilimadamlarına G halkasıyla ilgili olarak daha önce hiç olmadığı kadar ayrıntılı araştırma imkanı verdi.

Bu veriler G halkasının yapısının diğerlerinden farklı olduğunu ortaya koydu.

Halkanın bütününe eşit olarak dağılan toz parçacıklarının yanı sıra, halkanın yaklaşık altıda birinin, büyüklüğü bir kaç santimetreden, bir kaç metreye kadar değişen buz parçalarından oluştuğu anlaşıldı.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
İngiliz Bilimadamları ozon tabakasının bitkilerin fotosentez kabiliyeti üzerinde etkisi olduğunu buldular.
İngiliz bilim adamları yaptıkları araştırmaya dayanarak bu yüzyıl sonunda hava kirliliğinin Dünyada tekrar bitki yetişmesine engel olacak boyutlara ulaşacağını bildirdiler. Küresel ısınma sonucunda artan karbondioksit oranlarının bitki popülasyonlarınaa geçici de olsa faydalı bir artış sağlıyor olmasına karşın, özellikle ozon tabakası olmak üzere diğer etkilerin sonucunda bitkilerin yapraklarını ve dolayısıyla fotosentez yeteneklerini kaybedeceğini iddia eden ve araştırmayı yapan grubun başında olan Stephen Sitch, ozon tabakasındaki değişimin bitkilerin fotosentez kabiliyeti üzerindeki etkilerinin hafife alınmaması gerektiğini söyledi.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre

Tüm Dünya küresel ısınmaya karşı önlem almaya devam ediyor

Geçtiğimiz günlerde Bilim.org’dan okuduğunuz “Orman Gözetleme” haberlerine bir yenisi daha eklendi. Rusya, 1991’de Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra komşu Çin’e satmak için kaçak yollardan kesilen milyonlarca ağacın bulunduğu, “Dünya’nın akciğerleri” olarak anılan Sibirya ormanlarını uydu ile koruma altına almayı planlıyor.



Rusya orman bakanı Vladimir Kresnov’un açıklamalarına göre izleme işlemleri 2008 ile birlikte başlayacak. Rusya’daki ekolojistler karardan memnun
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
Hidrojen yakıtı ile çalışan deneme amaçlı elektrik santralı, Utsira adasında başladı. Elektrik santralı sadece rüzgar enerjisi ve hidrojenle işliyor
Norveç’in 220 nüfusluk Utsira adası dünya çapında bir ilke imza atması nedeniyle ilk kez bu kadar çok konuğu ağırlıyordu. Şirket temsilcilerini, hükümet görevlilerini ve basını bu küçük adaya çeken yeni elektrik santralıydı.

Norveç, Suudi Arabistan ve Rusya’dan sonra dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olmasına rağmen, Utsira’da ilk kez tek bir damla fosil yakıta ihtiyaç duymayan bir elektrik santrali denenmekte.

Bu bir yerde hidrojen devrinin ilk genel provası sayılabilir. Enercon firması iki rüzgar türbini kurdu. Bunlardan biri adadaki yetmiş konuttan onuna bağlı olan bir elektrik ağını besliyor.

Türbin, rüzgarın şiddetine bağlı olarak gerekli olandan fazla elektrik enerjisı ürettiğinde, bir elektrolizör, artı enerjiyi suyu hidrojen ve oksijene ayırmak için kullanılıyor ve oksijen havaya salınırken, hidrojen basınçlı bir tankta depolanmakta.
Hidrojen depoda

Türbin ender de olsa kriz nedeniyle ya da kasırga sırasında durdurulduğunda depolanmış hidrojen, enerji ihtiyacını karşılamakta. Gerekli olan elektrik enerjisi bir yakıt hücresi ve bir jeneratörle üretilmekte. Bu şekilde yenilenebilir enerji miktarı önemli ölçüde düşmesine rağmen sağlam bir elektrik ağı oluşturulmakta.

Depolanan hidrojenin bir kısmı deniz motoru ve otomobil yakıtı olarak da kullanılabilir. Çevreye daha duyarlı bir enerji üretimi düşünülemez bile. Depolanmış hidrojenin yakılması sırasında sadece su açığa çıkıyor, zararlı maddeler oluşmuyor. Bu tür enerji ekonomisinin hayalini çevreye duyarlı olanlar petrolden sonrasının dünyası için düşlüyorlar.

Türbinlerin altında uzanan beyaz konteynır içindeki tesisin parçalarından çoğu teknik yenilik bile değil. Elektrolizörle hidrojen üretimi yüz yılı aşkın bir süredir uygulanmakta. Gazı, kimyasal elektrikle suya dönüştürerek elektrik ve ısı üreten yakıt hücresi de 1839 yılında bulunmuştu
Durmadan elektrik
Utsira’da yeni olan özellikle de en az görüneni: elektronik ayar tekniği. Bu sistem, türbin ve yakıt hücresiyle elde edilen değişken enerji miktarından, tam tamamına 50 hertzlik ve 230 voltluk gerilimin oluşmasından sorumlu

"Adadaki elektrik ağını rüzgar enerjisine dönüştürme çabaları bugüne kadar hep başarısız olmuştu" diyor Utsira’daki tesisi kuran Enercon mühendisi Rolf Rohden. Problemin patent çözümü şimdi beyaz konteynırlardan birinde işliyor:

Burada dönen 2,5 tonluk bir hız türbini saatte beş kilovatlık enerji depolamakta. Elektrik ağının zayıflaması halinde de hemen elektrik üretebiliyor. Normalde tam otomatik olarak işleyebilecek elektroniğin tümü güvenlik açısından Aurich’teki Enercon santraline bağlı.

Küçük onarım işlerini gelecekte Norveçli mühendisler, büyük problemler ise İsveç veya Almanya’daki çalışanlar giderilecek. Adadaki başlıca sorun iklim. Batı rüzgarları her yere işliyor. Türbin üretimi için ayrılan eski liman şimdiden kötü hava şartlarına kurban gitti. Bu yüzden "Utsira, araştırmalarımız için ideal bir yer" diyor tesisin sahibi olan Norveç’in ikinci büyük enerji kuruluşu Hydro. Burada işlediği taktirde her yerde kurulabilecek.
 

StarkDrache

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
2.956
Beğeniler
0
Şehir
Kuzey Yarım Küre
NASA son yaptığı gözlemlerde dört yıldızlı bir disk yıldız sistemi keşfetti.
NASA’nın Spitzer Uzay Teleskobu, dört yıldızdan oluşan bir disk gözlemledi. Teleskobun kızılötesi alıcıları sayesinde keşfedilen ve HD-98800 adı verilen yıldız sisteminin ortasında bir gezegen olması halinde gezegende gecenin yaşanmayacağını belirten astronomlar, yıldızlardan ikisinin diğer ikisine göre daha parlak göründüğünü belirttiler.
Yıldız sistemi hakkında ayrıntılı bilgi Astrophysical Journal dergisinin önümüzdeki sayısından elde edilebilir.

-Resim Silinmiş.
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Yukarı Alt