Sabahın yeli, baba ve kavak ağacının üzerine irkilerek uyandı.
Derinden titretti kendini ve çöktü…
Kavalı dişlerinin üzerinde bıraktı.
Uzak yüzyıllardan, ciğerlerinin derinliklerine dek yaş döktü.
Uzak yüzyıllardan, ciğerlerinin derinliklerine dek yaş döktü.
Kavak ağacının altındaki çeşme, kavalın sesi ile mırıldandı.
Yaşlar akıttı melül melül.
Yüreğine ve kederine, sürü ve sürülerine çalıp durdu.
Yüreğine ve kederine, sürü ve sürülerine çalıp durdu.
Bir bülbül kuşu uçtu yuvasından ve Gül’ün kıyısına kondu.
Emzirdi göğsünde tomurcukları, onlarında gönlüne düşürdü kor alevi.
Damla damla aktı ve alevlendi…
Aktıkça aktı, daldı ve alevlendi.
Son damlada sabah beyan oldu.
Kesilince kaval sesi, çeşme çöktü.
Gül’ün seyri altında bülbül can verdi.
Gül’ün seyri altında bülbül can verdi. ,
Yeni bir hayat başladı, sabahın seherinde.
Durulaştı şafak ve görüldü görülmeyen.