Mojito

 
Kayıt
3 Kasım 2008
Mesajlar
3.689
Beğeniler
0
Şehir
-----
Ünlü Yale üniversitesi'nde 2000'de yapılan mezuniyet törenine, oracle bilgisayar şirketi'nin kurucusu ve genel müdürü larry ellison davet edilir.

ellison, şaşırtıcı, hatta şok edici bir konuşma yapar. bu konuşma "iyi üniversitelerden mezun olmak ve iyi bir eğitim geçirmiş bulunmak, mutlaka başarılı olmayı gerektiriyor mu?"tartışmasını yeniden alevlendirdi.

işte larry ellison'un sonunu tamamlayamadığı konuşması.

"yale üniversitesi mezunları, daha önce böyle bir konuşma duymadığınız, görmediğiniz için özür dilerim. ama benim için bir şey yapmanızı istiyorum. lütfen, etrafınıza iyi bir bakın. solunuzdaki sınıf arkadaşınıza bir bakın.

sonra sağınızdaki sınıf arkadaşınıza bir bakın. ve simdi şunu kafanıza sokun: "bundan beş yıl sonra, on yıl sonra, hatta otuz yıl sonra, solunuzdaki kişi hiçbir şeyi başaramamış olacak. sağınızdaki kişi de aslında hiçbir şey başaramamış olacak."

ve siz, ortadaki? ne bekliyorsunuz? siz de başaramayacaksınız. başaramayacaksınız. aslında bugün şöyle bir etrafıma baktığımda parlak bir gelecek için yüzlerce umut ışığı göremiyorum. yüzlerce değişik endüstride liderliği ele alacak kişiler de göremiyorum. görebildiğim tek şey, geleceği başarısızlıktan başka bir şey olmayacak yüzlerce insan. o kadar.

sinirlendiniz. bu anlaşılabilir bir şey. ben, lawrence "larry ellison" üniversite terk. kim oluyorum ve bu yetkiyi nereden alıyorum ki, ülkenin en prestijli yüksek öğrenim kurumunun bu yıl ki mezunlarına böyle şeyler söyleyebiliyorum?

bu yetkiyi nereden aldığımı söyleyeyim: çünkü ben, lawrence "larry" ellison, üniversiteyi terk etmişim ve dünyanın en zengin ikinci adamıyım. siz değilsiniz. çünkü bill gates, o da üniversite terk ve dünyanın -şimdilik- en zengin adamı. siz değilsiniz. çünkü paul allen, o da üniversite terk ve dünyanın en zengin üçüncü adamı. siz değilsiniz. başka örnekler de var.

mesela michael dell, o listede 9 numara ve yukarı doğru hızla tırmanıyor. o da üniversite terk. ve siz o listede hâlâ yoksunuz. hımmm... şimdi çok kızdınız. bu da anlaşılabilir. o halde biraz da egolarınızı okşamama izin verin. pek çoğunuz
burada dört ya da beş yıl eğitim gördünüz. önünüzdeki yıllar için epey iyi bir eğitim aldınız, bilmeniz gereken pek çok şeyi öğrendiniz. iyi çalışma alışkanlıkları edindiniz. burada size o önünüzdeki yıllar boyunca yardımcı olacak bir sürü insan tanıdınız, onlarla bağlantı kurdunuz. ve hayat boyunca yanınızdan ayrılmayacak bir kelimeyle güçlü bir ilişkiniz oldu burada.

bunların hepsi güzel şeyler. ama gerçekte, o kurduğunuz arkadaşlık bağlantılarına fena halde ihtiyacınız olacak. o çalışma alışkanlığına ve "terapi"ye de ihtiyaç duyacaksınız hayat boyu. ihtiyacınız olacak, çünkü üniversiteyi terk etmediniz. dolayısıyla asla dünyanın en zengin insanları arasına katılamayacaksınız.

belki de listeye 10 ya da 11. sıradan, microsoft yöneticisi steve ballmer gibi, girebilirsiniz. ama herhalde onun kimin için çalıştığını söylememe gerek yok, değil mi? sadece kayda geçsin diye söylüyorum. o da zaten master sınıfından terk etti. biraz geç kalmış anlayacağınız. son olarak, herhalde bazılarınız ya da umarım bu konuşmadan sonra çoğunuz, kendi kendinize şunu soruyorsunuz: "yapabileceğim bir şey var mı? bir umudum var mı?"

maalesef hayır. çok geç kaldınız. içinize çok şey dolduruldu, siz onlara bakıp çok şey bildiğinizi sanıyorsunuz. artık 19 yaşında değilsiniz. eveeet!... şimdi gerçekten çok kızdınız. bu anlaşılabilir bir şey. belki de şu an, size bir umut ışığı
vermenin, bir çıkış yolu göstermenin tam zamanıdır. hayır, 2000 mezunları size değil. siz kaybettiniz. sizi, yılda 20 bin
dolarlık komik maaş çeklerinizle baş başa bırakıyorum. üstelik o maaş çekinin üstünde sizden birkaç yıl önce okulu terk etmiş birinin imzası olacağını söyleyerek. öğütlerim size değil daha alt sınıfta okuyanlara.

size söylüyorum: hemen ayrılın. daha güçlü söyleyemem: ayrılın. bırakın üniversiteleri. hemen toplayın eşyalarınızı ve fikirlerinizi. ve bir daha geri dönmeyin. terk edin. her şeye yeniden başlayın. size söyleyebileceğim tek şey, o başınızdaki kepler ve kıyafetin sizi aynen şu güvenlik görevlilerinin beni kürsüden aşağı çektiği gibi... aşağı çektiği....."

ve kürsüden indirilir...
Belkide gerçekten çok geç kaldık :byes:
 
Kayıt
21 Mart 2011
Mesajlar
2.106
Beğeniler
0
fake olsada
Yaratıcılık insana doğuştan gelir.Eğer 0'dan milyarder olmak istiyorsan büyük bi azim ve yetenek gerekli.Bu yazıyı yazan arkadaş üniversite terk etmeyi övmüş ama o terk edenlerin hepsi açık açık köşeyi döndükten sonra terk etti.En yakın örneği Zuckerberg.Adam facebook'u kurdu üniversiteyi bıraktı.Çünkü üniversitenin o adama katacağı bişey kalmamıştı.Dediğim gibi doğuştan gelen yetenek ve azim.Eğer böyle olmasaydı milyarder kelimesinin bi anlamı olmazdı.
 

Xperyon

Bilgiliyim
Kayıt
27 Temmuz 2011
Mesajlar
2.547
Beğeniler
0
Şehir
TürkTelekomArena
Adam mikrodalgada büyümüş beyler dağılın hakikaten sonuna kadar okudum tamamen egoist bir insanın düşüncesi bana göre. summer5:
 
Kayıt
8 Kasım 2007
Mesajlar
750
Beğeniler
0
Şehir
Suz
Konuşmayı yapan kişiye göre başarı dünyanın zenginleri arasına girebilmek. Ama bir başkasına göre başarı okulu birincilikle bitirmek bir başkasına göre ÖSS'yi kazanmak bir başkasına göre de belki akşama evine yiyecek bir şeyler götürmektir. Bu nedenle konuşmanın başarı kavramı açısından değerlendirilmesi kişiden kişiye göre değişir.
 
Kayıt
12 Mayıs 2009
Mesajlar
8.225
Beğeniler
0
Azıcık tanıdığı olan birisinin üniversitenin ucuz köle yetiştirmekten başka bir boka yaramadığını anlar.Hele türkiyede ortalama üstü bir üniversitenin herhangi bir bölümünden mezun olan adamın alabileceği para 5 milyar(en iyi ihtimalle) ama kafasını çalıştırıp mekan açmış bir adam o parayı tek gecede harcıyor.Heee zaten o bölüme girip hayallerinden vazgeçmiş adamın kafasını çalıştırması da mümkün değil.
Ayrıca adamın konuşması ego ile ilgili değil aykırı ve yaratıcı düşünme ile ilgili konuşmuş bence he ego da olabilir o da adamın problemi :P
 
Kayıt
17 Eylül 2007
Mesajlar
10.412
Beğeniler
0
Şehir
Homeless
Bu konuşma yalandır. Her ne kadar okumasamda okumanın hiç kimseye hiç bir zaman hiç bir zararı olmaz. Kafası çalışan insan okumasada okumasada birşeyler başarabilir. Ama salak bir insan istediği kadar oksun yine salaktır.
 
Yukarı Alt