Poker Face

Bilgiliyim
Kayıt
13 Mayıs 2007
Mesajlar
1.269
Beğeniler
0
beyler bu kitapı internetten okucam yardım edermisiniz bulamıyorumda.
 

Spare_

Bilgiliyim
Kayıt
24 Kasım 2008
Mesajlar
2.764
Beğeniler
1
Şehir
^^ T.C / İST ^^
Ben size özetini verebiliyorum şuanda.

KİTAP İNCELEME VE TANITMA PLANI

Eserin adı : Üç Silahşörler
Yazarı : Alexandre Dumas
Günümüz Türkçesine Çevireni: Cevat Satılmış
Boyutu : 19cm. x 13cm.
Sayfa sayısı: 311
Sayfa Tipi: Saman
Basıldığı yer, baskı tarihi ve yayınevi: Nisan 2003 İtalik yayınları
Kaçıncı baskı olduğu: 1. Basım
Türü: Roman
Kitabın Konusu: Üç Silahşörler krala ve kraliçeye bağlı şövalyeler Athos, Pathos, Aramis ve sonradan şövalyeliğe terfi edecek olan kurnaz köylü çocuğu D’artagnan’ın, saray entrikalarına bileklerinin gücü ile cevap vermelerinin ve majestelerinin hizmetini yerine getirmelerinin hikayesidir Kahramanlarımız Kral ve Kraliçe (biraz da sevgilileri) uğruna kılıçlarını konuşturuyor ve hiç çekinmeden hayatlarını ortaya koyuyorlar. Çünkü onlar, şövalyeliğin üç büyük mücevherine sahipler: Cesaret, sadakat, onur!
Kişiler
*D’artagnan:18 yaşında, yüzü uzun esmer; zekasını belli eden fırlak elmacık kemikli, gözleri keskin, burnu sivri ve kıvrık, bedeni yeni yetmelere göre yetişkin, alıngan, cesur, Gaskonyalı bir genç.
*Mösyö de Treville: Korkusuz, dürüst, güvenilir, krala bağlı silahşörlerin komutanı..
*Rochefort: 40-45 yaşlarında, keskin bakışlı, soluk benizli, göze çarpacak kadar iri burunlu, kibar, kardinalin özel hizmetlisi.
*Milady Clarick: 20 yaşlarında, güzel, alımlı bir bayan.
*Kardinal Richelieu: Her olaydan haberi olan, güçlü, o dönemin kardinali.
*Kral 13. Louis: Fransa kralı.
*Porthos: uzun boylu, ürkünç yüzlü, kralın yani Mösyö de Treville’nin silahşörlerinden birisi.
*Aramis: 22-23 yaşlarında, soylu bir yüzü, baygın bakışlı, kara gözlü, papazlığı geri dönmek üzere bırakmış kralın yani Mösyö de Treville’nin silahşörlerinden birisi.
*Athos: soğuk kanlı, gözü pek, kralın yani Mösyö de Treville’nin silahşörlerinden birisi.
*Planchet: D’artagnan’ın uşağı.
*Mösyö Bonacieux: D’artagnan’ın ev sahibi, bayan Bonacieux’un kocası, tuhafiyecilik yapan birisi.
*Madam Bonacieux: kraliçenin hizmetkarı, D’artagnan’ın aşık olduğu kadın.
*Buckingham Dükü Milord:35 yaşlarında, yakışıklı, kibar, zengin, kraliçe’nin yasak aşkı.
*Kraliçe: 26-27 yaşlarında, güzel, yumuşak tenli, Fransa kraliçesi
*Mousqueton: Porthos’un uşağı.
*Bazin: Aramis’in uşağı.
*Grimaud: Athos’un uşağı.
*Lord Winter: Milady’nin kayınbiraderi.
*Kitty: Milady’nin hizmetçisi, romanda D’artagnan’a aşık olan kişi.
*Kont Wardes: Milady’nin sevgilisi,
*Subay Felton: İngiliz subayı

ZAMAN : 17. yüzyılda geçen bu roman tam bir batı klasiği.

MEKAN: Olaylar genelde Fransa’nın başkenti Paris ile İngiltere’nin başkenti Londra’da geçmektedir.

Üslup: Üç Silahşörler, pek çok edebiyat eleştirmeni tarafından küçümsenen bir romandır. Tarihsel gerçeklikten yoksun oluşu, karakterlerinin yüzeyselliği, anlatımının basitliğiyle burun kıvırtmıştır bazılarına. Ama bütün edebiyat tarihinde kaç yazara Dumas kadar heyecanlı hikayeler anlatmak nasip olmuş, kaç yazar okunabilirliğini bugüne dek sürdürebilmiştir? Varsın yüksek edebiyata dahil olmasın, Üç Silahşörler okunmaya değer bir roman.






ESERİN ÖZETİ

D’artagnan Gaskonyalı bir ailenin çocuğudur. 18 yaşında, gözü pek ve akıllı birisi olan D’artagnan babasının çocukluk arkadaşı olan krala bağlı silahşörlerin komutanı Mösyö de Treville’nin yanına gidip silahşör olamak istemektedir. Genç adam babasından aldığı at, 15 gümüş lira ve babasının Mösyö de Teville’ye yazmış olduğu mektupla yola çıkar. Yolda Meung kentinde atıyla dalga geçen bir kişiyle tartışır ve ona kılıç çeker. Kılıcı çekmesiyle birlikte etraftakiler D’artagnan’ın üstüne atlar. D’artagnan’ın kılıcının ikiye bölünmesiyle fazla karşı koyamaz ve dayak yemekten kurtulamaz. Adamsa onun bu çaresiz halini seyreder ve handa yaraları sarılırken hancıyla konuşarak üstünden çıkan mektubu öğrenir. Mektubu alarak ordan uzaklaşır. Bunun üzerine D’artagnan Mösyö de Treville’ye giderek bu durumu anlatır. Ona silahşör olmak istediğini söyler ve yardım etmesini ister. Mösyö de Treville ona yardım edecektir. Yanından aniden ayrılmak zorunda kalır D’artagnan, çünkü Meung’da gördüğü o adamı pencereden görür. Peşinden koşarken bahçede Athos ve Porthos ile çarpışır ve de acelesi olduğu için onlara belirlenen yerde belirlenen saatlerde duello yapmayı önerir. Peşinden koştuğu adamı ise kaybetmiştir. Daha sonra Aramis arkadaşlarıyla konuşurken ayağının altında bir mendil olduğunu görür ve mendili ona uzatır. Aramis mendilin kendisine ait olmadığını söyler. Her ne kadar Gaskonyalı bile olsa bir mendilin boş yere ayak altına alınmadığını bilmemesinden D’artagnan’a kızar. D’artagnan ise bu tartışmadan sonra Athos ve Porthos’tan sonra Aramis ile de bir duello yapacaktır. İlk olarak Athos ile duello yapmak için belirlenen yere belirlenen saatte gider. Orda Athos’un kendisini diğer iki arkadaşıyla birlikte beklemekte olduğunu görür. Athos duelloya şahit olarak arkadaşlarını getirmiştir. Porthos ve Aramis ise şaşkınlıkla bu çocuğun bizimlede duellosu var derler ve o anda D’artagnan’ın hepsiyle duello yapacağı anlaşılır. İlk duello Athos ile yapılmak üzeredir ki kardinalin adamları gelir. Duello yapmanın yasaklandığını gerekçe göstererek onları tutuklamaya çalışırlar. D’artagnan ise bu duelloda dörde karşı üç kişi olan üç silahşörlerin tarafında yer alır ve kardinalin adamları bozguna uğratılır. D’artagnan bu davranışından dolayı üç silahşörler ile sıkı bir dostluk kurar. Ayrıca Kral 13. Louis’in de gözüne girmeyi başarmışlardır. Bir gün D’artagnan’ın kapısı çalınır ve gelen Mösyö Bonacieux’dur. Ev sahibi D’artagnan’a eşinin kaçırıldığını söyleyerek yardım ister. Kaçıran adamı tarif ettiğinde D’artagnan Meung kentinde gördüğü adam olduğunu anlar ve bir taşla iki kuş vurmak için adama yardım eder. Hem kraliçenin yardımcısı olan Madam Bonacieux’u kurtarıp hem de o adamı yakalamak istemektedir. Daha sonra Mösyö Bonacieux’u sorgulamak için kardinal adamı yakalatır. D’artagnan ise evi gözetler ve Madam Bonacieux geldiği sırada onu kardinalin adamlarının elinden kurtarır. Madam Bonacieux’a aşık olmuştur. Ona yardım ederek Buckingham Dükü Milord’un kraliçeyle buluşmasına olanak sağlar. Düke gelen sahte mektup ile dük kraliçeyi görmeye gelmiştir. Dük o görüşmede gerekirse kraliçeyi görmek için Fransa’ya savaş açacağını dile getirmiştir ve de kraliçeden bir anı olarak 12 taşlı elmas kolyeyi alır. Kral ve kardinal dükün Fransa’ya geldiğini ve kolyeyi aldığını öğrenirler. Kardinal kraliçe adına bir balo düzenlenmesini ve kraliçenin baloda kralın hediyesi olan elması takmasını ister. Kraliçe Madam Bonacieux’a bir mektup vererek onu Londra’ya düke götürmesini söyler. Kadın kocasının bu işi yapacağını düşünür. Ancak adamın sorgulandıktan sonra böyle işlere karışmayacağını anlar ve kara kara düşünürken D’artagnan mektubu götürebileceğini söyler. D’artagnan Athos, Porthos ve Aramis ile birlikte yola çıkar ve yolda kardinalin adamları onları engellenmek isterler. Üç silahşörler yolda çeşitli sebeplerle adamlar tarafından engellenir. Ancak D’artagnan mektubu Londra’ya ulaştırır. Mektubu okuyan dük elmasları geri götürmesi için D’artagnan’a verecektir. Dük elmasları teker teker sayar ve irklir çünkü 2 tane taş eksiktir ve bunun kardinalin adamlarının işi olduğunu düşünür. Dük limanları kapatarak savaşa doğru bir adım atar. Eksik elmasları tamamlamak için bir kuyumcu tutar ve 2 gün sonra elmaslar hazırdır. D’artagnan Paris’e dönüp elması kraliçeye ulaştırır. Baloda kardinalin planı alt üst olumuştur. Bu görevi başarıyla tamamlayan D’artagnan Madam Bonacieux’dan aldığı mektupla belirtilen yerde buluşmak üzere yola çıkar. Gittiğinde evin alt üst edildiğini görür. Yandaki kulübede oturan adam olan bitenleri anlatır. D’artagnan ele başlarının her olayda karşısına çıkan Meung’da gördüğü adam olduğunu anlar. Doğru Mösyö de Treville’ye gidip olan biteni anlatır. Daha sonra adamın öğüdüyle arkadaşlarını aramak için Paris’den ayrılır. Ayrılmadan önce arkadaşlarının evlerine gider ve Aramis’in evinde bir mektup bulur ve yanına alır. Porthos’u olayların çıktığı handa bulur. Aramis’i de başka bir handa bulur. Aramis silahşörlüğü bırakmak ve kiliseye geri dönmek istemektedir. D’artagnan ona evinde bulduğu mektubu uzatır. Mektubun sevgilisinden geldiğini gören Aramis onun kendini aldatmadığını anlar. D’artagan a teşekkür eder ve silahşörlüğe devam etme kararını alır. Sıra Athos’u bulmaktadır. D’artagnan Athos’u bulmak için Amiens’teki handa onu bıraktıkları yere gider. Athos’un handa saldırıya uğradıktan sonra kendini hanın kilerine kilitlediği ve hiç çıkmadığını söyleyen hancı tüm yiyecek ve içeçeklerin orda olduğunu ekler. D’artagnan Athos’u ordan çıkarır. Paris’e döndüklerinde kralın sefer için silahşörlere hazırlanmalarını söylediğini öğrenirler. Hazırlıklarını yaparlar. D’artagnan manastırda gördüğü Milady’nin Madam Bonacieux’a ulaşmak ve giz perdesini kaldırmada önemli bir rol üstleneceğini düşünmektedir. Çünkü kadını ilk olarak Paris’e ilk geldiğinde Meung kentindeki olayda o her olayda karşısına çıkan adamla konuştuğunu görmüştür. Milady’nin peşine düşmüş ve onun arabasına yetişerek Milady’nin bir adamla konuştuğunu ve sinirlendiğini görür. Ona yardım edebileceğini söyler. Kadın adamın kardeşi olduğunu ve yardıma gerek olmadığını söyler. Adamın da D’artagnan’a ahmak demesi duello için bir neden olmuştur. Adam ve üç arkadaşıyla beraber kararlaştırılan yerde duello için buluşurlar. D’artagnan ise Athos, Porthos ve Aramis’i yanına alarak gelir. D’artagnan ve arkadaşları dulleo da İngilizlere üstünlük sağlar. D’artagnan adamı kız kardeşinin hatrı için bağışladığından karşısındaki İngiliz Lord Winter onu kardeşi Lady Claric ile yani Milay ile tanıştırır. O günden sonra D’artagnan Milady ile yakınlaşır. Gerçek şudur ki D’artagnan’ın onu sevmesine karşılık kadın D’artagnan’ı sevmiyordur. Kont Wardes’e yazdığı mektupları da evdeki hizmetçi’nin kendisine tutkun olmasından faydalanarak eline geçiren D’artagnan Milady’e olan zaafından dolayı bu gerçeği ona söyler. Milady o saatten sonra sevgi oyunu oynamayı bırakıp bütün sırlarını öğrenen adamı öldürmek için her şeyi yapacaktır. Kardinal seferden önce D’artagnan’ı çağırıp ona kendisinin emrine girmesini önerdiyse de D’artagnan bunu geri çevirir. Kardinal ise ona bundan sonra onun canını korumayacağını ve de dikkat etmesini söyler. D’artagnan ve üç silahşörler birbirleriyle kucaklaşırlar ve sefere çıkarlar. D’artagnan kamp yaptığı yerde 2 kez suikaste uğrar. Bu suikastleri Milady’nin hazırladığını öğrenir. Arkadaşlarıyla uzun günlerden sonra buluşur D’artagnan. D’artagnan’ın Nöbette olduğu bir gün üç silahşörler hana giderken kardinal ile karşılaşır ve onunla beraber hana giderler kardinalin işi kısadır. Kardinal Milady ile gizlice görüşür. Konuşmaları hanın içinden gizlice dinleyen Athos Milady’nin İngiltere’ye giderek dükü ödüreceğini öğrenir. Milady’e bir belge imzalayıp verir kardinal. Bu belgeyle gemiler ile İngiltereye ulaşacaktır. Milady ise bunun karşılığında kardinalden D’artagnan’ı kendisine teslim etmesini ister. Athos daha sonra kadının yanına gider ve mektubu ondan zorla alır. D’artagnan, Aramis ve Porthos’a olup biteni anlatır. Daha sonra bir mektup yazarak Lord Winter’e atarlar. Mektupta Milady’nin haince planı yazar ve dükün bu tehlikeye karşı korunulması gerektiği söylenir. Mektubu D’artagnan’ın uşağı Planchet’e verirler ve ona 16 gün süre tanırlar. 16 gün sonra Planchet cevabı getirir. Cevapta bu uyarıdan dolayı teşekkür edildiği ve gerekenin yapılacağı yazmaktadır. Milady yakalanır ve tutsak olarak tutulur. Bu arada D’artagnan Madam Bonacieux’un bir manastırda tutulduğunu öğrenmiştir. Milady ise kaçmak için askerlerden biri olan subay Felton’u kandırmak, güzelliğiyle onu etkilemek düşüncesindedir. Nitekim bunu da başarır. Felton onun anlattıkları ve güzelliği karşısında daha fazla direnemez ve kadını tutsak edildiği yerden demir parmaklıkları keserek kaçırır. Deniz yoluyla Milady’i Fransa’ya gönderir. Kendisi ise kızın öcünü almak için dükün sarayına gider ve onu bıçaklayarak öldürür. Daha sonra teslim olur. Dük ölürken Milady’in kaçtığını öğrenen Lord Winter içeri girer ve geç kaldığı için çok üzgündür. Dük ölürken Lord Winter ona Paris’ten gelen kraliçenin yazdığı mektubu okur. Mektupta kraliçe savaşın bitmesini ve dükün kendisine dikkat etmesini istemektedir. Dük ölürken kraliçe için sıradan bir ölü olmayacağına sevinir ve gözlerini kapatır. Üç silahşörler ve D’artagnan Paris’e gidip Madam Bonacieux’u kurtarmak için izine çıkmışlardır. Bir hana şarap içmeye gittikleri bir gün D’artagnan yerinden fırlar ve dışardan geçen atlının Meung’ta gördüğü adam olduğunu söyleyerek peşinden gitmek ister. Atlı çoktan uzaklaşmıştır. Ancak şapkasından düşen bir kağıt görünür yerde. Kağıtta “Armertieres” yazıyordur. Bu bir yerin adı olmalıdır diye düşünürler. Milady Fransa’ya geldiğinde Kardinal Richelieu’ye bir mektup yazarak dükün bir daha Fransa’ya ayak basamayacağı ilettir. Ve de Carmelite manastırında kalmakta olduğunu belirttir. Tesadüf eseri Madam Bonacieux’de orda kalmaktadır. Onunla tanıştıktan ve onun D’artagnan’ın sevgilisi olduğunu öğrendikten sonra ona sıcak davranarak kimliğini belli etmez. Onun güvenini kazanır. Sohbetleri sırasında D’artagnan’ın kadına bir mektup yazarak onu almaya geleceği yazıdığını söyler Madam Bonacieux. Milady onu ordan kaçırmak ister. Kaçarken D’artagnan’ın geldiğini gören kadın Madam Bonacieux’a zehir içirerek onu öldürdü. Milady ise Armertieres’e doğru yola koyulmuştur. Aramis, Athos, Porthos ve D’artagnan uşaklarını Armertieres’e giden yollara kadının peşinden yollarlar. Armertieres’e daha sonra gelen Aramis, Athos, Porthos ve Lord Winter küçük bir birlik oluşturmuşlardır ve aralarına Lille celladı da katılmıştır. Kadını Armertieres’in dışında bir kulubede bulurlar. Yargılayarak ölüme mahkum ederler. Kadın esasında bir hırsızdır. Eskiden bir kontla evlenmiştir ki bu kişide Athos’tur. Daha sonra hırsız olduğunu anlayan adını Athos olarak değiştirmiş olan kont onu asmıştır ancak kadın ölmemiş kurtulup kaçmıştır. Gerçekte o güzelliğin arkasında bir şeytan yatmaktadır. Kadın Lille celladı tarafından infaz edilir.
Dört silahşör üç gün sonra Paris’e dönerler ve yine handa içtikleri bir gün bir atlı gelip onları kardinal adına tutukladığını söyler. O kişi D’artagnan’nın Meung’ta gördüğü ve her olayın altından çıkan adamdır. D’artagnan şaşkınlıkla ona kim olduğunu sorar ve kardinalin özel hizmetlisi Rochefort cevabını alır. Kardinalin huzuruna çıkan D’artagnan devlet gizlerini öğrenmek, krallık düşmanlarıyla mektuplaşmak ve başındaki generalin planlarını başarısızlığa uğratmakla suçlanır. D’artagnan ise buna karşılık Milady’nin suçlarını sayar ve Athos’un Milady’den aldığı kardinal’in imzaladığı belgeyi gösterir. Kardinal bunun üzerine tehlikeli suç ortağının ortadan kalkmasının beklide kendisi için iyi olabileceğini düşünür. Bunun üzerine D’artagnan’a teğmenliğe yükselme belgesini verir ve boşlukları doldurmasını ister. D’artagnan bu onura diğer üç arkadaşının daha layık olduğunu düşünmektedir. Ancak arkadaşları D’artagnan’ın bu teklifine karşı çıkarak kendisinin bu işi başarıyla yapacağına inandıklarını söylerler. Savaş bitmiş ve kuşatma altındaki La Rochele kenti geri alınmıştır.
Porthos bayan Coquenad ile evlenir. Aramis uşağı Bazin ile papaz cübbesine kuşanır. Athos bir süre D’artagnan’ın komutasında silahşörlük yaptıktan sonra küçük bir mirasa konduğunu söyleyerek uşağı Grimaud ile birlikte gider.
D’artagnan teğmen olduktan sonra Rochefort ile iyi bir dost olur. Çünkü Rochefort ilk karşılaşmalarında kardinale ondan bahsetmiş olsaydı D’artagnan şu an yaşamıyor olabilirdi. Bu nedenle o aslında D’artagnan’ın dostuydu…
 
Kayıt
3 Ocak 2009
Mesajlar
12.050
Beğeniler
314
Şehir
Белгород
Bu mesaj fenerbahce190752 rumuzlu uyeden alinti yapildi
fenerbahce190752 demiş ki:
Bencede harika pray:

[ Mesaj mobilden gonderildi MobileDevice ] mobile
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
Yukarı Alt