- Resim Silinmiş.
Oyun Görselleri
Oyun Bilgileri
Ölüm Yarışı’nı bilir misiniz, orijinal adıyla ‘Death Race’, Jason Statham ve Tyrese Gibson’ın yer aldığı hoş bir filmdi. Cezaevinde bulunan tutuklular, ölümüne bir yarışa dahil oluyordu, ya sonuna kadar hayatta kalıp özgürlüklerine kavuşacaklar, ya da bu uğurda öleceklerdi. Split/Second’ın yapısı bana bu filmi hatırlattı biraz olsun, yine ölümüne bir yarış söz konusu. Tüm dünyanın izlediği bir TV şovundayız, hem hayatta kalmak hem de izleyenlere heyecanlı dakikalar yaşatmak için yarışıyoruz. 12 bölümden oluşan bu kurgulanmış şov, bir yarış oyunu olsa bile senaryonun ve kurgunun kaliteli olabileceğini gösteriyor.
Ölüm Yarışı!
Split/Second’ın diğer yarış oyunlarından farklı olduğunu belirtmiştim, yapmanız gereken tek şey yarışmak değil, aynı anda savaşmak. Tıpkı Flatout’taki gibi, kuralsız kanunsuz bir mücadelenin içindeyiz, zafere giden yolda rakiplere zarar vermek meşru. Giriş videosundan, ana menüden ve müziklerden anlıyoruz bizi nelerin beklediğini ve aksiyona hazırlanıyoruz.
Kullandığınız araçların altında üç aşamadan oluşan ‘powerplay’ barları bulunuyor, bu barları ‘drift’, ‘draft’ yani tampon takibi yaparak ve yüksek yerlerden uçarak doldurabiliyoruz. Her bir aşama bir kez ‘powerplay’ kullanım hakkı veriyor. Barın üçüncü bölmesini de doldurduğunuz zaman daha etkili ve ölümcül tuzakları kullanma şansını yakalıyorsunuz.
Nedir bu ‘powerplay’ler, ona değinelim; yarıştığınız pistlerde birbirinden farklı tuzaklar ve ölüm makineleri bulunuyor. Bunlar yarış esnasında otomatik olarak devreye giriyor ve kim yakınından geçiyorsa o yarışçıyı kısa bir süreliğine devre dışı bırakıyor. Bazen civarda bulunan dükkanlarda bomba patlıyor, bazen yollar zarar görüyor, bazen helikopterler yukarıdan patlayıcı bırakıyor, bazen de çöp kamyonları yola engel bırakıyor. Bunun dışında daha büyük hadiseler de yaşanıyor elbette, vinçler devriliyor, köprüler yıkılıyor, binalar yarış pistinin üzerine devriliyor, kepçeler yoldan geçen araçları avlamaya çalışıyor. Tuzaklara yakalanan yarışçıların araçları hurdaya çıkıyor ve birkaç saniyelik gecikmeyle tekrar yarışa dönüyor.
1 saniyenin bile çok önemli olduğu yarışlarda, birkaç saniyelik gecikme, büyük bir dezavantaj haline dönüşüyor haliyle. Bu nedenle ‘powerplay’ler size önemli bir avantaj sağlıyor, tuzaklara doğru yaklaşan rakiplerinizin üzerinde pp simgesi beliriyor, ‘ctrl’ tuşuna bastığınız anda tuzak devreye giriyor ve etrafındakilere zarar veriyor. Tabii burada zamanlamayı doğru yapmanız gerekiyor, devreye soktuğunuz tuzak rakibinizi ıskalayabilir, hatta size bile zarar verebilir. Ava giderken bir anda av konumunda bulabilirsiniz kendinizi.
Rastgele devreye giren tuzaklar ve elimizde ‘powerplay’ gibi bir silahın olması, Split/Second’ın en keyifli yanını oluşturuyor. Yarışlarda ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor, yarışı güle oynaya lider götürürken bir patlamayla kendinizi gerilerde bulabilir, artık umudunuzu yitirmişken doğru bir pp hamlesiyle zirveye ortak olabilirsiniz. Bu pp’lerin garantisinin olmaması, hatta kendinizi de riske atıyor olmanız, aksiyonu ve heyecanı ikiye katlıyor.
Split/Second’ta Bu Hafta
Yukarıda da dile getirdiğim gibi Split/Second, TV programı şeklinde kurgulanmış. Son dönemin dizi çılgınlığına ayak uydurarak, her bölümden sonra gelecek bölümde neler olacağına dair bir tanıtım yapılıyor. Tanıtımı yapan karizmatik sesli amcamız, hem ‘ Bu haftaki bölümde bla bla’ diye giriş yaparak kurgulanmış izleyicileri ekrana bağlıyor, hem de bizim başımıza gelecek musibetleri gösteriyor.
12 bölümden oluşan sezonda, her bölümde 6 yarış bulunuyor. Bu yarışların bir kısmı kilitli oluyor, bölümü ilk açtığınızda. Yarışlar da, kendi içinde türlere ayrılıyor; ‘Race, Elimination, Detonator, Air Strike ve Survival’. Race, bildiğimiz klasik yarış, en zor tür olarak ‘Elimination’ı gösterebilirim. 8 yarışçının olduğu yarışta, belli bir süre geçtikten sonra sonuncu sırada bulunan eleniyor, daha sonra süre yeniden başlıyor ve bitince yine son sırada bulunan yarışa veda ediyor. Bu şekilde sonuna kadar yarışta kalmayı başaran, zirveye oturuyor.
‘Survival’ modunda patlayıcı varil bırakarak size engel olan tırları tek tek geçmeye çalışıyorsunuz. ‘Detonator’da ise tuzakların olduğu bir pistte tek başınasınız, tek rakibiniz zaman. En iyi zamanı yaparak zirve mücadelesi içine giriyorsunuz. En eğlenceli modlardan biri olan ‘Air Strike’ta rakipleriniz askeri helikopterler. Koca bir haritada onlarla baş başasınız, roketlerinden kurtulup en çok puanı toplamanız gerekiyor. Pistin üzerinde yeşil olan işaretler kırmızıya dönünce, helikopterler oraya kitlenmiş oluyor, roketlerin düşeceği yerden uzak durarak en yüksek puanı toplamalısınız, 3 canınız olduğunu unutmayın tabi.
Yarışları kazandıkça ve yeni bölümler açtıkça, kilitli olan yarışları açıyor veya yeni araçları kullanma şansını yakalıyoruz. Araç isimlerinde de gerçek hayata dair bir belirti göremiyoruz, her şey kurgulanmış. Camaro’ya, Mustang’e ve bunun gibi ünlü arabalara benzetilmiş ancak isimlendirme ve modifiye faktörü var. Mesela bir aracın adı Hanzo GT
Her aracın farklı özellikleri bulunuyor, kimisi çabuk hızlanıyorken, kimisinin maksimum ulaşabileceği hız daha fazla. Bazıları çevik ve kıvrak iken, bazıları biraz daha hantal olmasına rağmen daha güçlü. Mesela kıvrak araçlarla patlamalardan daha rahat kurtulma şansınız var, ancak en ufak bir etkileşimde çok kolay savrulabiliyor ve yoldan çıkabiliyorlar. Güçlü araçlar bu konuda daha dayanıklıyken, ani patlamalarda kaçma şansınız azalıyor bu araçlarla da. Ancak siz siz olun, hangi aracı kullanıyorsanız kullanın, rakibinize çok yakın iken ‘powerplay’e başvurmayın, oldukça riskli bir hareket olur.
Sonuç
Split/Second hakkında az çok fikir sahibi oldunuz, yukarıdakileri okuduktan sonra. Need For Speed’le ne alakası var bu oyunun diyorsunuz, söyleyeyim; NFS 2’de, Hot Pursuit’te iki kişi bir bilgisayarda oynayabiliyorduk hatırlarsanız. Ekran yatay olarak ikiye bölünür, bir yarışçı ekranın üstünde, diğeri altında olur ve kıyasıya yarışırdık. SS’de bu imkanı sunuyor, kardeşinizi veya arkadaşınızı alın yanınıza, hem yarışın hem birbirinizi patlatın. Gerçekten çok zevkli oluyor. Bunun yanında 8 kişiye kadar varan ‘multiplayer’ desteğiyle Split/Second’taki yeteneklerinizi ‘online’ arenada da sergileyebilirsiniz.
Grafiklerin öyle çok şaşalı olduğunu söyleyemem, ancak böyle bir oyun için yeterli kalitede. Fazla görsel hata bulunmuyor, ışıklandırma efektleri gayet başarılı. Patlama efektlerinin de aynı kalitede olduğunu düşünüyorum, ayrıca patlamalardan sonra ekranın kararması, çevrede bulunan nesnelerin zarar görmesi, iyi düşünülmüş bir detay. Pistler ve haritalar, belki de yapımcıların en çok özen gösterdiği kısım, birbirinden farklı pistler bulunuyor ve her birinde farklı farklı tuzaklar var. Bazen limanlarda yarışıyoruz, üstümüze gemi devrilme tehlikesi varken, bazen şehir içinde patlayan binaların arasında kıyasıya mücadele ediyoruz.
Hasar modellemesinin olmaması ise oyunun en büyük eksiği kesinlikle, rakibinize arkadan çarptığınız zaman tamponunda ufak bir çizik bile oluşmuyor. Araçlar ya gıcır gıcır yarışa devam ediyor, ya da düştükleri tuzaktan sonra pert olup yenilenmeyi bekliyorlar. Oyun çıkmadan önce, yayınladığımız videolarda bu oyunda hasar modellemesinin olması gerektiğini söylemiştim, haklıymışım. Bunun yanında kontrollerde bazen sorun yaşayabilirsiniz, oynanabilirlik konusunda biraz eksikleri var yapımın.
Eğer gerçekçi sürüş istiyorsanız, ya da simülasyon severseniz Split/Second’ın adını bile anmayın, gördüğünüz yerde hemen arkanıza dönüp kaçın. Tam anlamıyla ‘arcade’ türünde bir yapım SS, aksiyon ve adrenalin ihtiyacı olanlar için bir numaralı ilaç şuanda. Gerçek hayattan biraz uzaklaşmak, yarışırken bir yarıştan daha fazlasını yaşamak isteyenler için Split/Second başarılı bir oyun olmuş.
Puan: 7.5/10
Ölüm Yarışı!
Split/Second’ın diğer yarış oyunlarından farklı olduğunu belirtmiştim, yapmanız gereken tek şey yarışmak değil, aynı anda savaşmak. Tıpkı Flatout’taki gibi, kuralsız kanunsuz bir mücadelenin içindeyiz, zafere giden yolda rakiplere zarar vermek meşru. Giriş videosundan, ana menüden ve müziklerden anlıyoruz bizi nelerin beklediğini ve aksiyona hazırlanıyoruz.
Kullandığınız araçların altında üç aşamadan oluşan ‘powerplay’ barları bulunuyor, bu barları ‘drift’, ‘draft’ yani tampon takibi yaparak ve yüksek yerlerden uçarak doldurabiliyoruz. Her bir aşama bir kez ‘powerplay’ kullanım hakkı veriyor. Barın üçüncü bölmesini de doldurduğunuz zaman daha etkili ve ölümcül tuzakları kullanma şansını yakalıyorsunuz.
Nedir bu ‘powerplay’ler, ona değinelim; yarıştığınız pistlerde birbirinden farklı tuzaklar ve ölüm makineleri bulunuyor. Bunlar yarış esnasında otomatik olarak devreye giriyor ve kim yakınından geçiyorsa o yarışçıyı kısa bir süreliğine devre dışı bırakıyor. Bazen civarda bulunan dükkanlarda bomba patlıyor, bazen yollar zarar görüyor, bazen helikopterler yukarıdan patlayıcı bırakıyor, bazen de çöp kamyonları yola engel bırakıyor. Bunun dışında daha büyük hadiseler de yaşanıyor elbette, vinçler devriliyor, köprüler yıkılıyor, binalar yarış pistinin üzerine devriliyor, kepçeler yoldan geçen araçları avlamaya çalışıyor. Tuzaklara yakalanan yarışçıların araçları hurdaya çıkıyor ve birkaç saniyelik gecikmeyle tekrar yarışa dönüyor.
1 saniyenin bile çok önemli olduğu yarışlarda, birkaç saniyelik gecikme, büyük bir dezavantaj haline dönüşüyor haliyle. Bu nedenle ‘powerplay’ler size önemli bir avantaj sağlıyor, tuzaklara doğru yaklaşan rakiplerinizin üzerinde pp simgesi beliriyor, ‘ctrl’ tuşuna bastığınız anda tuzak devreye giriyor ve etrafındakilere zarar veriyor. Tabii burada zamanlamayı doğru yapmanız gerekiyor, devreye soktuğunuz tuzak rakibinizi ıskalayabilir, hatta size bile zarar verebilir. Ava giderken bir anda av konumunda bulabilirsiniz kendinizi.
Rastgele devreye giren tuzaklar ve elimizde ‘powerplay’ gibi bir silahın olması, Split/Second’ın en keyifli yanını oluşturuyor. Yarışlarda ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor, yarışı güle oynaya lider götürürken bir patlamayla kendinizi gerilerde bulabilir, artık umudunuzu yitirmişken doğru bir pp hamlesiyle zirveye ortak olabilirsiniz. Bu pp’lerin garantisinin olmaması, hatta kendinizi de riske atıyor olmanız, aksiyonu ve heyecanı ikiye katlıyor.
Split/Second’ta Bu Hafta
Yukarıda da dile getirdiğim gibi Split/Second, TV programı şeklinde kurgulanmış. Son dönemin dizi çılgınlığına ayak uydurarak, her bölümden sonra gelecek bölümde neler olacağına dair bir tanıtım yapılıyor. Tanıtımı yapan karizmatik sesli amcamız, hem ‘ Bu haftaki bölümde bla bla’ diye giriş yaparak kurgulanmış izleyicileri ekrana bağlıyor, hem de bizim başımıza gelecek musibetleri gösteriyor.
12 bölümden oluşan sezonda, her bölümde 6 yarış bulunuyor. Bu yarışların bir kısmı kilitli oluyor, bölümü ilk açtığınızda. Yarışlar da, kendi içinde türlere ayrılıyor; ‘Race, Elimination, Detonator, Air Strike ve Survival’. Race, bildiğimiz klasik yarış, en zor tür olarak ‘Elimination’ı gösterebilirim. 8 yarışçının olduğu yarışta, belli bir süre geçtikten sonra sonuncu sırada bulunan eleniyor, daha sonra süre yeniden başlıyor ve bitince yine son sırada bulunan yarışa veda ediyor. Bu şekilde sonuna kadar yarışta kalmayı başaran, zirveye oturuyor.
‘Survival’ modunda patlayıcı varil bırakarak size engel olan tırları tek tek geçmeye çalışıyorsunuz. ‘Detonator’da ise tuzakların olduğu bir pistte tek başınasınız, tek rakibiniz zaman. En iyi zamanı yaparak zirve mücadelesi içine giriyorsunuz. En eğlenceli modlardan biri olan ‘Air Strike’ta rakipleriniz askeri helikopterler. Koca bir haritada onlarla baş başasınız, roketlerinden kurtulup en çok puanı toplamanız gerekiyor. Pistin üzerinde yeşil olan işaretler kırmızıya dönünce, helikopterler oraya kitlenmiş oluyor, roketlerin düşeceği yerden uzak durarak en yüksek puanı toplamalısınız, 3 canınız olduğunu unutmayın tabi.
Yarışları kazandıkça ve yeni bölümler açtıkça, kilitli olan yarışları açıyor veya yeni araçları kullanma şansını yakalıyoruz. Araç isimlerinde de gerçek hayata dair bir belirti göremiyoruz, her şey kurgulanmış. Camaro’ya, Mustang’e ve bunun gibi ünlü arabalara benzetilmiş ancak isimlendirme ve modifiye faktörü var. Mesela bir aracın adı Hanzo GT
Her aracın farklı özellikleri bulunuyor, kimisi çabuk hızlanıyorken, kimisinin maksimum ulaşabileceği hız daha fazla. Bazıları çevik ve kıvrak iken, bazıları biraz daha hantal olmasına rağmen daha güçlü. Mesela kıvrak araçlarla patlamalardan daha rahat kurtulma şansınız var, ancak en ufak bir etkileşimde çok kolay savrulabiliyor ve yoldan çıkabiliyorlar. Güçlü araçlar bu konuda daha dayanıklıyken, ani patlamalarda kaçma şansınız azalıyor bu araçlarla da. Ancak siz siz olun, hangi aracı kullanıyorsanız kullanın, rakibinize çok yakın iken ‘powerplay’e başvurmayın, oldukça riskli bir hareket olur.
Sonuç
Split/Second hakkında az çok fikir sahibi oldunuz, yukarıdakileri okuduktan sonra. Need For Speed’le ne alakası var bu oyunun diyorsunuz, söyleyeyim; NFS 2’de, Hot Pursuit’te iki kişi bir bilgisayarda oynayabiliyorduk hatırlarsanız. Ekran yatay olarak ikiye bölünür, bir yarışçı ekranın üstünde, diğeri altında olur ve kıyasıya yarışırdık. SS’de bu imkanı sunuyor, kardeşinizi veya arkadaşınızı alın yanınıza, hem yarışın hem birbirinizi patlatın. Gerçekten çok zevkli oluyor. Bunun yanında 8 kişiye kadar varan ‘multiplayer’ desteğiyle Split/Second’taki yeteneklerinizi ‘online’ arenada da sergileyebilirsiniz.
Grafiklerin öyle çok şaşalı olduğunu söyleyemem, ancak böyle bir oyun için yeterli kalitede. Fazla görsel hata bulunmuyor, ışıklandırma efektleri gayet başarılı. Patlama efektlerinin de aynı kalitede olduğunu düşünüyorum, ayrıca patlamalardan sonra ekranın kararması, çevrede bulunan nesnelerin zarar görmesi, iyi düşünülmüş bir detay. Pistler ve haritalar, belki de yapımcıların en çok özen gösterdiği kısım, birbirinden farklı pistler bulunuyor ve her birinde farklı farklı tuzaklar var. Bazen limanlarda yarışıyoruz, üstümüze gemi devrilme tehlikesi varken, bazen şehir içinde patlayan binaların arasında kıyasıya mücadele ediyoruz.
Hasar modellemesinin olmaması ise oyunun en büyük eksiği kesinlikle, rakibinize arkadan çarptığınız zaman tamponunda ufak bir çizik bile oluşmuyor. Araçlar ya gıcır gıcır yarışa devam ediyor, ya da düştükleri tuzaktan sonra pert olup yenilenmeyi bekliyorlar. Oyun çıkmadan önce, yayınladığımız videolarda bu oyunda hasar modellemesinin olması gerektiğini söylemiştim, haklıymışım. Bunun yanında kontrollerde bazen sorun yaşayabilirsiniz, oynanabilirlik konusunda biraz eksikleri var yapımın.
Eğer gerçekçi sürüş istiyorsanız, ya da simülasyon severseniz Split/Second’ın adını bile anmayın, gördüğünüz yerde hemen arkanıza dönüp kaçın. Tam anlamıyla ‘arcade’ türünde bir yapım SS, aksiyon ve adrenalin ihtiyacı olanlar için bir numaralı ilaç şuanda. Gerçek hayattan biraz uzaklaşmak, yarışırken bir yarıştan daha fazlasını yaşamak isteyenler için Split/Second başarılı bir oyun olmuş.
Puan: 7.5/10
Oyun Video
[youtube]Tn6INqP6Cow&feature=player_embedded[/youtube]
Sistem Özellikleri
İşletim Sistemi: Microsoft® Windows® 7 / Vista® SP2 / XP® SP3
İşlemci: 3.0 GHz Intel® Pentium® (Windows® 7 / Vista® / 2.6 GHz Intel® Pentium® (Windows XP®) / 2.0 GHz AMD Athlon™ 64 X2
RAM: 2.5 GB RAM (Windows® 7 / Vista®) / 2.0 GB RAM (Windows XP®)
HDD: 6.5 GB
Ekran Kartı: 256 MB / 3D - Shaders 3.0 (NVIDIA® GeForce® 7600 , ATI Radeon™ X1600)
İşlemci: 3.0 GHz Intel® Pentium® (Windows® 7 / Vista® / 2.6 GHz Intel® Pentium® (Windows XP®) / 2.0 GHz AMD Athlon™ 64 X2
RAM: 2.5 GB RAM (Windows® 7 / Vista®) / 2.0 GB RAM (Windows XP®)
HDD: 6.5 GB
Ekran Kartı: 256 MB / 3D - Shaders 3.0 (NVIDIA® GeForce® 7600 , ATI Radeon™ X1600)
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı:
