- Kayıt
- 21 Temmuz 2008
- Mesajlar
- 16.750
- Beğeniler
- 0
- Resim Silinmiş.
- Resim Silinmiş.
Şarkı Sözleri
- Öldürdüm Balıkları -
Merhaba bakkal amca bana iki paket umut ve yağsız yerinden 100 gram mutluluk gerekli
Hayat benimki
Babam dediki yazsın deftere hesabı sürekli
Ayın 15'inde maaşı alınca elbet öderiz demişti
Aslında yalan söylemiş hep kandırmıştı beni annem
Demişti ki seni leylekler getirdi dünyaya çocukken
Bense 7 yaşına kadar bir leyleği baba sanmışken
Bir gece gördüm onları bana kardeş için niyetlenirken
O gün yıkılan hayeller, bugün ayağa kalkmıyor
Bu dünyada leylek yok anne, herkes akbabayı oynuyor
Denize düşen yılana sarılırmış bu böyle biliniyor
Artık o çocuk yüzmeyı öğrendi yılana sarılmıyor
Geçti zaman, söndü gönül, aktı hayat, yoktu sözüm
Kördü gözüm açılmamış çocuktum öyle geçti ömür
Hasret tam zamanlı bir mesai, dert yürür
O çok güvendiğin güzellik seninle birgün ölür
Ve her insan cebinde bir hayat taşır şu hayatta
Benim elimdeyse bir valiz içinde onca suratla
Ben kendimi, kendini bulmaya çalışanların arasında kaybetmekten yoruldum
Yorgunum bu defa
Ve şimdi bana koşmam için bir sebep göster hayatta
Şimdiki sevgiler satılmış ucuz bir reyonda
Az kullanılmış mutluluk yeterdi mutlu olmaya
Hiç bir sevgi yok dünyada orijinal kutusunda
Ve yıllar öncesine dayanan bir hikaye;
Birgün babam eve balık getirmiş,
Akşam misafirler gelince rakının yanında meze olsun diye
Ben daha çocuğum o sıralar ve hala dünya toz pembe gözümde
Neyse...
Poşetten 2-3 tane balık çaldım
Banyoda leğene suyu doldurup balıkları güzelce koydum içine
Uykum gelene kadar da çıkmadım banyodan
Sonra annem elimden tutup beni doğru yatağa götürdü
Yatarken düşünüyordum sabah ilk işim balıklara yem almak olsun diye
Heyecandan uyku tutmuyordu gözümü
Aklımsa hala balıklardaydı
Bildiğin çocuktum işte ve küçük şeyler yetiyordu mutlu olmam için
Sonra sabah oldu gözlerimi açar açmaz banyoya koştum
Bir de baktım ki bütün balıklar ölmüş
İşte o günden sonra hayatımda ne için, kimin için yaşar dediysem
Bütün hepsi öldü...!
VERSE 2
O günden sonra ne bir balık yedim, ne de içtim bir rakı
Yokluğun benim yüz karam olsun, varlığın gönül akı
O gün bir leğene doldurup suyu öldürdüm balıkları
O gün bugündür suyla doldurup boşalttım kovaları
Samsun,
Sürekli yağmur yağan esrarengiz şehir
Her yağdığında yağmur içimden taşardı bir nehir
Ben seni o şehirin sokaklarında bıraktım
Ve kimler aldı seni? Söyle kimler aldı elimden peki?
Kimbilir, belki sen de benim kadar yorgunsun
Belki sende benim kadar şu dünyada çocuktun
Sen de benim gibi bir anne ve bir babadan olmuştun
Ama ben Tanrı'ya, sense bana koca bir ömür borçlusun
Ve Aşk;
Avuçlarımdan kayan bir kum tanesi
Ben ne kadar çok sıkarsam o kadar çabuk biter sevgisi
Gözlerimde kaybolmuş bir çocuk ifadesi
O her bir gördüğü kadını arkadan sanırmış kendi annesi
Hayat derin bir okyanus, ben ortasında bir kayık
Sakin bugün deniz lakin elimde kürekler kayıp
Hayatım boyunca çalıştım söylemezsem olur ayıp
Yandaki eczaneye bir kahve iki çay biri açık
Sen her aynaya bakışında kendinden biraz daha korktun mu?
Her baktığında karşında yabancı birini gördün mü?
Peki sen hiç düştün mü hayatta koşarken? Ben DÜŞ'tüm
Hem de en gerçeğinden bir kabus kadar DÜŞ'tüm
Ben ağlasam gözyaşlarımı tutabilir misin sen elinle?
Sen sesleri görebilir misin solüsyon bir asitle
Ben bu dünyaya dönmeyeceğim artık bıktım sizinle
Alice tam 3 yıldır Christoph Colomb gibi keşifte
Merhaba bakkal amca bana iki paket umut ve yağsız yerinden 100 gram mutluluk gerekli
Hayat benimki
Babam dediki yazsın deftere hesabı sürekli
Ayın 15'inde maaşı alınca elbet öderiz demişti
Aslında yalan söylemiş hep kandırmıştı beni annem
Demişti ki seni leylekler getirdi dünyaya çocukken
Bense 7 yaşına kadar bir leyleği baba sanmışken
Bir gece gördüm onları bana kardeş için niyetlenirken
O gün yıkılan hayeller, bugün ayağa kalkmıyor
Bu dünyada leylek yok anne, herkes akbabayı oynuyor
Denize düşen yılana sarılırmış bu böyle biliniyor
Artık o çocuk yüzmeyı öğrendi yılana sarılmıyor
Geçti zaman, söndü gönül, aktı hayat, yoktu sözüm
Kördü gözüm açılmamış çocuktum öyle geçti ömür
Hasret tam zamanlı bir mesai, dert yürür
O çok güvendiğin güzellik seninle birgün ölür
Ve her insan cebinde bir hayat taşır şu hayatta
Benim elimdeyse bir valiz içinde onca suratla
Ben kendimi, kendini bulmaya çalışanların arasında kaybetmekten yoruldum
Yorgunum bu defa
Ve şimdi bana koşmam için bir sebep göster hayatta
Şimdiki sevgiler satılmış ucuz bir reyonda
Az kullanılmış mutluluk yeterdi mutlu olmaya
Hiç bir sevgi yok dünyada orijinal kutusunda
Ve yıllar öncesine dayanan bir hikaye;
Birgün babam eve balık getirmiş,
Akşam misafirler gelince rakının yanında meze olsun diye
Ben daha çocuğum o sıralar ve hala dünya toz pembe gözümde
Neyse...
Poşetten 2-3 tane balık çaldım
Banyoda leğene suyu doldurup balıkları güzelce koydum içine
Uykum gelene kadar da çıkmadım banyodan
Sonra annem elimden tutup beni doğru yatağa götürdü
Yatarken düşünüyordum sabah ilk işim balıklara yem almak olsun diye
Heyecandan uyku tutmuyordu gözümü
Aklımsa hala balıklardaydı
Bildiğin çocuktum işte ve küçük şeyler yetiyordu mutlu olmam için
Sonra sabah oldu gözlerimi açar açmaz banyoya koştum
Bir de baktım ki bütün balıklar ölmüş
İşte o günden sonra hayatımda ne için, kimin için yaşar dediysem
Bütün hepsi öldü...!
VERSE 2
O günden sonra ne bir balık yedim, ne de içtim bir rakı
Yokluğun benim yüz karam olsun, varlığın gönül akı
O gün bir leğene doldurup suyu öldürdüm balıkları
O gün bugündür suyla doldurup boşalttım kovaları
Samsun,
Sürekli yağmur yağan esrarengiz şehir
Her yağdığında yağmur içimden taşardı bir nehir
Ben seni o şehirin sokaklarında bıraktım
Ve kimler aldı seni? Söyle kimler aldı elimden peki?
Kimbilir, belki sen de benim kadar yorgunsun
Belki sende benim kadar şu dünyada çocuktun
Sen de benim gibi bir anne ve bir babadan olmuştun
Ama ben Tanrı'ya, sense bana koca bir ömür borçlusun
Ve Aşk;
Avuçlarımdan kayan bir kum tanesi
Ben ne kadar çok sıkarsam o kadar çabuk biter sevgisi
Gözlerimde kaybolmuş bir çocuk ifadesi
O her bir gördüğü kadını arkadan sanırmış kendi annesi
Hayat derin bir okyanus, ben ortasında bir kayık
Sakin bugün deniz lakin elimde kürekler kayıp
Hayatım boyunca çalıştım söylemezsem olur ayıp
Yandaki eczaneye bir kahve iki çay biri açık
Sen her aynaya bakışında kendinden biraz daha korktun mu?
Her baktığında karşında yabancı birini gördün mü?
Peki sen hiç düştün mü hayatta koşarken? Ben DÜŞ'tüm
Hem de en gerçeğinden bir kabus kadar DÜŞ'tüm
Ben ağlasam gözyaşlarımı tutabilir misin sen elinle?
Sen sesleri görebilir misin solüsyon bir asitle
Ben bu dünyaya dönmeyeceğim artık bıktım sizinle
Alice tam 3 yıldır Christoph Colomb gibi keşifte
Mutluluk Satırları
VERSE 1
Saat 20:00 bir pazar akşamı
Duyduğum ilk ses annemin bana fısıldadıkları
Hoşgeldin dünyaya sevgili oğlum
Ne sancılar çektirip bana en sonunda doğdun
Sonra kapıda bir adam göründü,dediler bu baban
Öyle bir sarıldı ki bana, hiç aratmadı anam
İşsiz bir adammış doğduğum o yıl babam
Aslında bir işi varmış, ülkeyi kurtaran adam
Malumunuz yıl 85, darbe sonrası
Babamın kenan evren kadar dolu değildi kasası
Biraz dert doluydu yüzü, elinde sigarası
Kısa Samsun içerdi çünkü devrimin markası
Sonra bir eve götürdüler beni, kırık dökük ama
Öyle mutluyduk ki inan istemezdik lüks bina
Evde yaşlı bir kadın babaanne diyorlar adına
Ben hayata merhaba derken o diyordu elveda
İlk yürümeye başladığımda annem vardı yanımda
Koşmayı öğretti babam hayatın maratonunda
Kaç madalya kazandım şeref turnuvasında
Kaç insana şahit oldum yenilirken hırslarına
Her yaşlandığında babam, ben biraz büyüdüm
Her doğum günümde hayatı bir mumla söndürdüm
Ben mutluluk sobasında yanan bir kömürdüm
Köz oldum istemeden, ben aslında yazın üşürdüm
Hayat bir sigara molası kadar kısaydı aslında
Ben izmaritine kadar içtim hayatı şu genç yaşımda
Erkeklik sanırdım içmeyi sigara
Aslında müptela kadar acizmişim bir dumana
Şimdi şöyle bakıyorum da ne çok şey değişmiş
Eskiden dost dediklerim düşmanımla sevişmiş
Onlar şu dünyaya bir çocuk getirmiş
Ve adı kahpelik olsun diye yeminler edilmiş
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
VERSE 2
Mutluluk denen treni oturtamadım hiç bir raya
Kaç defa yükledim huzuru bomboş vagonlara
Ben iyi bir makinist olamadım belki hayatta
Ama kaç yolcun ağırladım gönül istasyonumda
Her biri yol bitmeden, çekipte gitti
Rayların gururunuysa, trenler ezdi
Artık hiç bir yol uzun değildi eskisi gibi
Ve de hiçbir ressam çizemiyordu mutluluğun resmini
Hayatın ağacından kaç yaprak döküldü
Mutluluk denen o fidan hiç yeşermeden söküldü
Hergün içimden bir çocuk toprağa gömüldü
Hayatın radyosunda ses var ama yoktu görüntü
Benim sana bölümümden bana yokluğun kalır
Ben hangi sayıyla çarptıysam seni elde var sıfır
Hangi formül çözer beni? Hangi şık doğrudur?
Aşağıdakilerden hangisi yokluğunda yolcudur?
Benim o giden yolcu, cevabım A şıkkı
Benim bir doğrum senin üç yanlışınla şaşırdı
Bugün kalbimden bir kiracı daha taşındı
Üstelik vermeden kirayı meçhule karıştı
Bense arkasından donuk gözlerle baktım
Her aklıma geldiğinde o, gizlice ağladım
Ben yokluğunu bile kimseyle paylaşamazken
Varlığını başka bir adamla nasıl paylaşırım?
Ben yaşlanırım her yıl en az 10 yaş daha
Kim demiş hayat bir sigara molası kadar kısa?
Kandırmışlar seni, yalan konuşmuşlar sana
Hayat öyle zor bir yol ki varılmaz sona
Benim hayatım rüzgara karşı duran bir uçurtma
Kaç defa hayallerimi bıraktım bulutlara
Ben gözyaşlarımı astım senin boynuna
Her baktığında benim gülen gözlerimi hatırla!
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
VERSE 1
Saat 20:00 bir pazar akşamı
Duyduğum ilk ses annemin bana fısıldadıkları
Hoşgeldin dünyaya sevgili oğlum
Ne sancılar çektirip bana en sonunda doğdun
Sonra kapıda bir adam göründü,dediler bu baban
Öyle bir sarıldı ki bana, hiç aratmadı anam
İşsiz bir adammış doğduğum o yıl babam
Aslında bir işi varmış, ülkeyi kurtaran adam
Malumunuz yıl 85, darbe sonrası
Babamın kenan evren kadar dolu değildi kasası
Biraz dert doluydu yüzü, elinde sigarası
Kısa Samsun içerdi çünkü devrimin markası
Sonra bir eve götürdüler beni, kırık dökük ama
Öyle mutluyduk ki inan istemezdik lüks bina
Evde yaşlı bir kadın babaanne diyorlar adına
Ben hayata merhaba derken o diyordu elveda
İlk yürümeye başladığımda annem vardı yanımda
Koşmayı öğretti babam hayatın maratonunda
Kaç madalya kazandım şeref turnuvasında
Kaç insana şahit oldum yenilirken hırslarına
Her yaşlandığında babam, ben biraz büyüdüm
Her doğum günümde hayatı bir mumla söndürdüm
Ben mutluluk sobasında yanan bir kömürdüm
Köz oldum istemeden, ben aslında yazın üşürdüm
Hayat bir sigara molası kadar kısaydı aslında
Ben izmaritine kadar içtim hayatı şu genç yaşımda
Erkeklik sanırdım içmeyi sigara
Aslında müptela kadar acizmişim bir dumana
Şimdi şöyle bakıyorum da ne çok şey değişmiş
Eskiden dost dediklerim düşmanımla sevişmiş
Onlar şu dünyaya bir çocuk getirmiş
Ve adı kahpelik olsun diye yeminler edilmiş
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
VERSE 2
Mutluluk denen treni oturtamadım hiç bir raya
Kaç defa yükledim huzuru bomboş vagonlara
Ben iyi bir makinist olamadım belki hayatta
Ama kaç yolcun ağırladım gönül istasyonumda
Her biri yol bitmeden, çekipte gitti
Rayların gururunuysa, trenler ezdi
Artık hiç bir yol uzun değildi eskisi gibi
Ve de hiçbir ressam çizemiyordu mutluluğun resmini
Hayatın ağacından kaç yaprak döküldü
Mutluluk denen o fidan hiç yeşermeden söküldü
Hergün içimden bir çocuk toprağa gömüldü
Hayatın radyosunda ses var ama yoktu görüntü
Benim sana bölümümden bana yokluğun kalır
Ben hangi sayıyla çarptıysam seni elde var sıfır
Hangi formül çözer beni? Hangi şık doğrudur?
Aşağıdakilerden hangisi yokluğunda yolcudur?
Benim o giden yolcu, cevabım A şıkkı
Benim bir doğrum senin üç yanlışınla şaşırdı
Bugün kalbimden bir kiracı daha taşındı
Üstelik vermeden kirayı meçhule karıştı
Bense arkasından donuk gözlerle baktım
Her aklıma geldiğinde o, gizlice ağladım
Ben yokluğunu bile kimseyle paylaşamazken
Varlığını başka bir adamla nasıl paylaşırım?
Ben yaşlanırım her yıl en az 10 yaş daha
Kim demiş hayat bir sigara molası kadar kısa?
Kandırmışlar seni, yalan konuşmuşlar sana
Hayat öyle zor bir yol ki varılmaz sona
Benim hayatım rüzgara karşı duran bir uçurtma
Kaç defa hayallerimi bıraktım bulutlara
Ben gözyaşlarımı astım senin boynuna
Her baktığında benim gülen gözlerimi hatırla!
NAKARAT
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Ben bir gönül dilencisi, hayat kaldırımında
Ben bir sokak şairi, mutluluk satırlarında
Beni bulmak istediğin o eski yerde değil,
Bırakıpta gittiğin hayatın arşivlerinde ara
Çünkü yokum artık orda, birisi çaldı beni
Kimisi altın sanıp bozdurdu bütün değerimi
Kimisiyse maskeyle tanıttı kendini
Bense tanıdıkça onları yokettim kendimi
[youtube]58W7Sxzm1Ys&feature=related[/youtube]
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: