Kayıt
25 Nisan 2007
Mesajlar
3.134
Beğeniler
2
Şehir
University
Arkadaslar baslıkdan anlasıldıgı gibi ÖLÜM'le ilgili 10 tane siir gerekiyor.. Yardım ederseniz cok mutlu olurum.. :santa:
 

belirsizzzzz

Aileden
Kayıt
21 Aralık 2007
Mesajlar
7.580
Beğeniler
0
Şehir
Tokyo /Y.t
Buyur extraokk

Ben Kandan Elbise Giydim Hiç Değiştirsinler İstemezdim'

Kendinden birşeyler kattın
Güzelleştirdin ölümü de
Ellerinin içiyle aydınlattın
Ölüm ne demektir anladım

Yer değiştiren ben değildim
Farklılaşan sendin
Sendin bana gelen aynalarla
Sendin bana gelen sendin

Artık ölebilirdim
Bütün İstanbul şahidim
Ben kandan elbiseler giydim
Bundan senin haberin var mı

Sezai Karakoç

-----------------------------------------
Ölümden Korkmuyorum

Bir yanda aşk,
Bir yanda ölüm.
Birini seç dedi...
Ölümü seçtim.
Şaşırdı...
Sana bir şans daha,
Bir kere daha seç dedi...
Yine ölümü seçtim.
Sustu...
Kısık bir sesle sordu,
Neden?
Bir kere ölmek,
Bin defa ölmekten iyidır dedim.
Üzüldü...
Bir yanda ben,
Bir yanda ölüm.
Şimdi seç dedi...
Ölümü seçtim.
Ağladı...
Son şans dedi...
Yine ölümü seçtim.
Hıçkırdı...
Kısık bir sesle sordu,
Neden?
Sevgimi ölesiye vermiştim,
Yaşamıyorumki dedim.
Güldü...
Güldüğünü sordum.
Neden?
Ölümden korkmuyorum,
Artık dedi...


Berkay Kur

----------------------------------
Yavaş Yavaş

İşte geldik gidiyoruz,
Çok şikayet ediyoruz
Dostlara selam diyoruz,
Yol görünür yavaş yavaş

Nice badireler aştık,
Çok yer gördük çok dolaştık
Nihayet sona ulaştık,
Çöl görünür yavaş.

Soyunur sırtlardan kaput,
Sarar bedeni çul çaput,
Bekliyor tahtadan tabut,
Sal görünür yavaş yavaş.

Daha dün oynardık misket,
Bilmem futbol, bilmem basket,
Başımızdan düştü kasket,
Kel görünür yavaş yavaş.

Al tası, tarağı hac et,
Ölümü başına taç et,
Artık doktora ne hacet,
Hal görünür yavaş yavaş.

Her gelen bir gün gidiyor,
Ölüm; “gerçek benim” diyor
Dil ifade edemiyor,
Lal görünür yavaş yavaş,

Adı ölümle anılan,
Hiç gelmeyecek sanılan,
Şol Meleku’l-Mevt denilen,
Kul görünür yavaş yavaş.

Ha durdu duracak yürek,
Dört arşın yer kazmak gerek,
İşte kazma işte kürek,
Bel görünür yavaş yavaş.
14.06.2003 – Cumartesi

Seyit Kılıç
---------------------------------------
ÖLÜM

Ölüm! ...
Dünyadaki her fani elbet ölecektir,
Canlı dünyasının değişmez kaderidir,
Allah Kur’an’ın’da da ölümü bildirir,
Şu dünya denen alemden göçüştür ÖLÜM...

Ölüm! ...
Sağlam kaleler içinde saklansak bile,
En güzel gıdaları alıp yesek bile,
Tıp dünyasını emrimize alsak bile,
Çare yok, her canlıya gelecek ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölümü unutan kalp, paslanmış sayılır,
Dünya benim, ben ölmem diyen yanılmıştır,
Her canlı mutlaka ölüme yakalanmıştır,
İnsan için son değil başlangıçtır ÖLÜM...

Ölüm! ...
Yarın ölecekmiş gibi eceli bekle,
Sen bunu yaparken de dünyadan el çekme,
Dünya için ahiretini de yok etme,
Ahiret dünyasının kapısıdır ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölümü unutan dünyada mutlu olamaz,
Ruhu urba olan beden buna dayanmaz,
Anatomik yapın ki, gün gelir kaldırmaz,
Varlığın kıymetini bilmektir ÖLÜM...

Ölüm! ...
En akıllı kul, ölümü fazla düşünür,
En güçlü kul ölüme hazırlık görür,
Muhammed işte ümmete böyle duyurur,
Son değil bir başlangıç sayılmıştır ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölmek ki; insan için felaket değildir,
Sonra olacağı bilmemek felakettir,
Bunca mezar, bunca mevta da yol gösterir,
Yeni dünyaya geçiş kapısıdır ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölümün bir adına da “Ecel” denilmiş,
Ecelde; tayin edilmiş zaman bilinmiş,
Her canlının sonunu da Allah bilirmiş,
Allah’tan gayrisinin sonu denir ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölüm meleği, ne has kullar canı aldı,
Bu ünlü, bu ünsüz, bu zengin aldırmadı,
Görevi nedeniyle asla suçlanmadı,
Sebeple bilinen dünya sonudur ÖLÜM...

Ölüm! ...
Yaşlı, genç, güzel, çirkin, zengin, fakir demez,
Hakk’ın listesinde kim yazılı bilinmez,
Ecel ki; torpille, rüşvetle engellenmez,
Sala ile ilan edilmektedir ÖLÜM...

Ölüm! ...
Dünyaya gönül bağlayan sevmez ölümü,
Ne çabuk unutur, az önce gördüğünü,
Hakk yolda olanın o gün olur düğünü,
Alimin de, cahilin de yoludur ÖLÜM...

Ölüm! ...
Ölüm için Yunus’um ne güzel demiş,
“Ölenler ruh değil, ten ise hayvan imiş,”
Ruhlar ki; dünyaya imtihan için gelmiş,
Yok oluş değil başlangıç denilir ÖLÜM...

Ölüm! ...
Nasihatler istersen eğer ölüm yeter,
Dünyaya gelen her canlı mutlaka gider,
Akleden kul, Allah’ın sevdiğini sever,
Okunası en güzel kitap denir ÖLÜM...

Ölüm! ...
Cansız bedeni görmedin mi musallada,
O ölmeyecek gibi bakardı dünyada,
Şimdi cansız, hareketsiz yatar orada,
Liste olup sıra beklemeyendir ÖLÜM...

Ölüm! ...
Toprak kabulde arlı-arsız, kirli-kirsiz,
Bağrına basmış hırlı-hırsız, denli-densiz,
Hesaba kimse çıkamayacak deftersiz,
Büyük yere geçiş kapısıdır ÖLÜM...

Kabire azıksız girmek, sığmaz akıla,
Hakk’a asi hayat sürmek yakışmaz kula,
Her canlı doğdu ki, ölecektir Mutlaka,
Aklı selim hayat yaşamalı yiğidim...

Toprağa düşen her tohum yeşermedi mi?
Topraktan gelen tekrar ona dönmedi mi?
Sana mahşerde, dirilme var denmedi mi?
Ölümü son görme başlangıçtır yiğidim...

Her adım, her nefes, idrak edilmeli ki;
Rahatça analiz et gelmişi, geçmişi,
Ölüm alıp gitti, bilemezi bilmişi,
Allah senin ameline bakar yiğidim...

Allah; kulun ibadetine muhtaç değil,
Her ibadet kurtuluş için bunu bil,
Hem Allah, hem de şu kullar içinde sevil,
Bu dünya bir imtihan yeridir yiğidim...

Ölüm son dersen, iyi düşün, iyi bakın,
Bilinmez ölüm, kime uzak kime yakın,
Seninde birden duruverir hayat çarkın,
Anın kıymetini bilmek gerek yiğidim...

Çocuk yaşta ölene de bir yer olmalı,
Yaşam denilen kutsalını yaşamalı,
Erken ölene yoksa, güzel mükafatı,
Bu dünyadan güzel yer olmalı yiğidim...

Tevekkülü mevt ile hazırla kendini,
Tez yapıver Allah’a kulluk görevini,
Seni senden başkası bilmez, bil kendini,
Allah’ın Peygamberi’ de ölmüş yiğidim...

Ölüm var diye, sakın dünyayı terk etme,
Dünya azık yeridir, kimseye zulmetme,
Adın yaşasın yükselsin ilim ve de fende,
Dünya ahiretin tarlasıdır yiğidim...

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan

-----------------------------------------------
Ölüm Kapıyı Çaldı Anne

Ölüm kapıyı çaldı anne
Belki seni özledim
Belki de en çok ölümü.
Ölüm kapıyı çaldı anne,
Şeytan bile terk eyledi beni azabıma
Daha doğumumda ararken baki sevgiyi
Yolumu kaybettim anne.

Senide aramış olabilirim sevgi diye
Hasret’i de,
Ölüm kapıyı çaldı anne.
Ölüm kapıyı çaldı…

Öfkem vuslata hakim şimdi.
Seni de özlemiş olabilirim
Beşik kertmem Hasret’i
Ve hatta ölümü.
En çokta ölümü özlemiş olabilirim anne.

Düş adasına ve düş kırıklıklarına giden gemide
Şimdi sensizim
Doğduğum günü hatırlıyor musun?
Ya da unutalı çok mu oldu?
Çok mu oldu doğduğum günü unutalı anne?

Yalnızlığa giden bir gemide sahipsizim şimdi.
Sahipsizim anne.
Sen de yoksun, Hasret de.
Bir seven bile yok yanıbaşımda anne
Dokunan saçlarıma pamuk elleri ile.

Ölüm kapıyı çaldı…
Nefessiz kalmak nasıl bir şey böyle anne
Soluk alamamak.
Azrail’in ellerine gitmek, gitmek ve dönmek
Ve bir daha gideceğini bildiğin halde.
Ölümün elinden dönmek…

Ölüm kapıyı çaldı,
Ölmek nasıl bir şey anne.
Nefessiz kalmak nasıl bir şey böyle.
Hasret diye çarpan kalbimin susması

Vuslata öfke
Nefretin küllerini yeni bir yangına saklamak
Ölmek değil mi anne?
Ölmek böyle değilse
Ve öfkenin vuslatını beklediğin halde
Ölmek nasıl bir şey anne?

İçimde adı olmayan bir yer acıyor anne
Ölüm kapıyı çaldı Hasret’im hala yok ortada
Gittiler sevdiğini söyleyenler birer ikişer anne
Gittiler hain kediler, gittiler anne…

Masal perisi niye hiç çalmadı kapıyı.?
Neden bu bir rüya uyan ademoğlu demiyor?
Masal perisi neden kabustan uyandırmıyor beni anne?

Bu defa ölmeden yani, birileri beni sevse, yıkılır mı cihan anne
Yıkılır mı cihan sevenin üzerine.

Ölüm kapıyı çaldı anne,
Belki seni özledim
Belki de en çok ölümü.
Hasret’i de özlemiş olabilirim.
İhtimal dahilinde…

Ölüm kapıyı çaldı anne.
Ölüm kapıyı çaldı…
Postacı gibi iki kere…

Ben doğmamış çocuklara don diktim
Yeni umutlar besledim anne
Ölüm gelmeyecek sandım
Zeynep ile top oynamayı vaat ettim anne.

Mutluluk neden hiç çalmadı kapıyı anne
Ya seni özledim, ya hasreti ya da ölümü…
Zeynep’i de özlemiş olabilirim.
İhtimal dahilinde…

Ölüm kapıyı çaldı
Ve bu bir şiir değil yalnızlığa yazılmış,
Sana ya da Hasret'e ya da ölüme hele.
İsyanlara ezgidir anne.
Ben ölümü özledim
Bu ölüme ezgidir artık anne


İbrahim İmer


----------------------------------------
Can Tükenir Azar Azar

ellerini aldın benden
yüreğimde yasın kaldı
söndü gönül fenerlerim
anılarda sesin kaldı

can tükenir azar azar
ölüm menzilini gezer
şu ölümü yazan eller
ayrılığı niye yazar

güzel günler senle gitti
gitti yazım kışım kaldı
esti ayrılık rüzgarı
yaralı bir başım kaldı

can tükenir azar azar
ölüm menzilini gezer
şu ölümü yazan eller
ayrılığı niye yazar

hasretini çeke çeke
yollarında gözüm kaldı
bahar yandı ateşlere
kor içinde sözüm kaldı

can tükenir azar azar
ölüm menzilini gezer
şu ölümü yazan eller
ayrılığı niye yazar

düştüm kara sevdalara
umutlara işim kaldı
gül kurudu fidanında
damla damla yaşım kaldı

Ünal Yıldırım

---------------------------------------------
İlahi Adalet: Ölüm

Ölümü sırlarla donatmış Rabbim
Eceli hayatla gizlemiş Rabbim
Bilinmez ne zaman gelir Azrail
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm

Kimi gençtir hayatına doymamış
Yaşamaktan muradını almamış
Yaz gel ipte orak,tırpan görmemiş
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm

Bazısı yaşamış ömrün baharın
Mürüvvetin görmüş torun torbanın
Kimi gidişinden bezmiş dünyanın
Vadeymiş,yazgıymış,kadermiş ölüm

Devrilir çınarlar dünya yıkılır
Kapanır ocaklar insan çıldırır
Mutlu güne gölge düşer kararır
Vadeymiş,yazgıymış,kadermiş ölüm

Bazısı isterde Azrail gelmez
Dertleri artarda gözyaşı dinmez
Geciken ölümü dostları sevmez
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm

Bazısın ahreti gelmez aklına
Harama,zinaya koşar iştahla
Bakarsın vadesi biter o anda
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm

Torpili anlamaz,rüşveti sevmez
Emiri aldımı dakka geçirtmez
Alimi,cahili ayırtmaz seçmez
Vadeymiş, yazgıymış,kadermiş ölüm

Son görevler musallanın başında
Nasıl yaşadıysa yazar taşında
Dostları var ısa durur safında
Akbaş’ım yazgıymış,kadermiş ölüm

Yaşar Akbaş

-------------------------------------------
Ölüm

'' Her nefis ölümü tadacaktır.''
( Ayet meali)

Ansızın gelir ölüm, çalar kapını.
Sormaz; hazır mısın, değil misin.
Ayırır canı tenden, kuşu kafesinden.
Tatlı canın avuçlarında artık Azrail'in,
Biter fani dünya, başlar ahiret.

Mesut Arslan
--------------------------------
Dünya Fani

Secdeye varınca vakarlı başlar
Gizliden gizliye dökülür yaşlar
Kullukta sultanlık bulur kardeşler
Dünya fani, ölüm gerçek uyanın

Ömür biter insanoğlu durulur
Huzuru mahşerde divan kurulur
Herkesin nefesi tek tek sorulur
Dünya fani, ölüm gerçek uyanın

O gün gelip her şey çok geç olmadan
Yaprak gibi sararıp ta solmadan
Melek-ül mevt kapımızı çalmadan
Dünya fani, ölüm gerçek uyanın

Şah olsan, padişah olsan da boşa
İster bin yıl ömrün olsa, bin yaşa
Sonu ölüm, mutlak baş gelir taşa
Dünya fani, ölüm gerçek uyanın

Ahmediyem şanı yüceler gördüm
Dev görünen aslı cüceler gördüm
Ocağı tütmeyen bacalar gördüm
Dünya fani, ölüm gerçek uyanın

Ahmet Ergin
------------------------------------------
Bir Gün..

Gülme günüme, ey canımın canı
Ölüm gelir bulur seni de bir gün
Sevme desem de, sev yine anı
Anlar zamlanır biter bu sürgün..

Kapat gözlerini küfrün zulmüne
Hak gelir, taht kurar gönlüne bir gün
Sorma hayat nedir, mevt ne, vuslat ne?
Hikmet gelir, fethe durur her yönün..

Güneş doğar elbet bir gün batıdan
Sular kaynar da sele durur bir gün
Gül ve dikeni sorunca Yaradan
Olur gülizara bayram ve düğün...

Aynur Yazıc

-----------------------------------
Sen Yoksan Azrail Dayansın Son Nefesime!

Sahipsiz çelişkiler kuşatır dört bir yanını insanın
Adı konmamış gülüşlerde büyürken aşk
Maraz-ı mevt'tir hayali,ma'dûm sevdalının
Ta'ammüden değildir tâhir gözyaşları,ezberi yasak...
Fürû'dur asırlarcalık acı ile mühürlü dudaklarım
Ukûbat ayrılık rüzgarı,eser dururken serimde
Dur sevgilim, sakın gitme!
Nokta-ı cevvâle dîden,çakılı gözbebeklerime!
Buselerin bevâdih salar,var isen yüreğime
Dilerim sevgili,sen yoksan azrail dayansın son nefesime!

Aylin Ayla Selçukoğlu
-----------------------------------------

Unutma Sakın

Kırma incinen kalpleri viran etme gönülleri
Hakikatten uzaklaşıp unuttuğun ölümü
Zevki sefaya dalıp harama uzattığın elleri
Mevt olup Mevla’ya döneceğini unutma sakın

İçindeki şeytana uyup yeme yetimin hakkını
Sahip olduğun makamın büyüklüğüne bakıp
Alma sakın altta bulunan güçsüzün ahını
Dünyanın dön dünyası olduğunu unutma sakın

Mehmet der cebine doldurduğun akçeyi yeter
Bir lokma ekmeğe muhtaç yoksulu düşün
Bak insanların yüzüne, onlardan et biraz heder
Bir gün kara toprağın altına gireceğini unutma sakın

Hicret Katırcı
 
Kayıt
28 Ekim 2007
Mesajlar
4.285
Beğeniler
0
Şehir
Exqusei in wonderland
öldüm öldüm yine öldüm
neden öldün diye
sorma gülüm
senin aşkından öldüm

şimdi attım kafamdan işine yarasa al kardeş patente başvuracam yarın bu şiir için :lol:
 
Yukarı Alt