Kayıt
20 Ağustos 2009
Mesajlar
2.458
Beğeniler
0


Atmosfer kontrol sistemi olarak tanımlanan ve meyvelerin depolama ömrünü 1 yıla kadar artıran sistem, Anadolu'da giderek yaygınlaşıyor.

Sistemi Türkiye'de uygulayan ve Nazilli'de örnek bir depo oluşturan Agriata Tarım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Emre Atalay, sistemin meyveciliğin önünü açacağını söyledi.

Nazilli'de deneme çalışmalarının sürdüğü Agriata depolarında açıklamalarda bulunan Atalay, dünyada çok ileri uygulamaları görülen, Türkiye'de de 1970'lı yıllarda denemeleri yapılmasına rağmen yayılma alanı bulamayan atmosfer kontrol sistemlerinin, ülke tarımı için artık bir zorunluluk haline geldiğini söyledi.

Tarım ürünleri üretim ve pazarlaması sektöründe faaliyet gösterirken, yurt dışında yaptığı temaslar sırasında gördüğü sistemle ilgili 2 yıldır yoğun araştırma faaliyeti yürüttüğünü ve bu alanda önde gelen teknolojilerden olan Hollandalı Van Amorengen şirketiyle bir anlaşma imzaladıklarını belirten Atalay, sistemin Türkiye'de uygulanmasının yanında, Türkiye'de yetişen ürünlerin depolanması konusunda AB destekli bir Ar-Ge çalışması başlattıklarını dile getirdi.

Yapılan anlaşma kapsamında, sistemin ilk kez Konya, ardından Çanakkale ve Isparta'daki depolara kurulduğunu, Nazilli'de de tam donanımlı örnek bir depo yaptıklarını ifade etti.

Tarım Bakanlığının sağladığı Kırsal Kalkınma Destek Fonu desteğiyle 1,5 milyon lira maliyetle kurulan 800 metrekare kapalı alana sahip depoda, 2 ön soğutma ve 4 saklama odasının bulunduğunu ifade eden Atalay, bölgede yetişen elma, nar, üzüm, kivi gibi ürünlerin uzun süre depolamasının yapılacağını kaydetti. 500 tonluk saklama kapasitesine sahip deponun oksijen kontrolü nedeniyle yüksek teknolojili makinelerle kontrol edildiğini dile getiren Atalay, bu yıl deneme aşamasında olan deponun gelecek sezondan itibaren tam kapasite çalışacağını, 2-3 yıllık vadede de kapasiteyi artırmayı planladıklarını ifade etti.

Atmosfer kontrollü depoda ürünlerin saklama sürelerinin soğuk hava depolarına göre yaklaşık 2 kata varan oranlarda arttığını belirten Atalay, şu bilgileri verdi:

“Ürüne göre değişen özelliklerde saklama yapmak mümkün. Tarımda bir iki ay fazladan saklama süresi bile büyük avantaj sağlar. Türkiye'de her yıl binlerce ton ürün, bir anda pazara çıkması ve fiyatının düşmesi nedeniyle tüketilemeden çöpe gider. Bundan ne üretici, ne pazarcı, ne de tüketici kazanır. Bu ürünü üretmek için harcanan para ve emek de boşa gider. Ayrıca meyvede fire oranının yüzde 40'lara yaklaştığı biliniyor.

Ülkemizin gıdadaki en büyük sorunu olarak gösterilen israfın önlenmesi için soğuk hava depolarının yaygınlaşması gerekiyor. Tarım Bakanlığının sağladığı desteklerle son 2 yılda sayıları önemli oranda arttı. Ancak ürünün daha fazla saklanması ve dalından koptuğu tazeliğe yakın şekilde korunabilmesi özellikle ihracat pazarları açısından çok önemli. Atmosfer kontrolü bulunan soğuk hava depoları yeni yeni tanınıyor. Ancak 5 yıllık vadede bilinçlenme arttıkça, bu sistemler çok yaygın olarak kullanılacak.”

Bakanlığın depo yatırımlarının yanında atmosfer kontrol sistemlerini de destek kapsamına alması gerektiğini dile getiren Atalay, bu depolama sisteminin meyveciliğin cazip görünmediği bir çok bölgede üreticinin önünü açacağını, tüketicinin önüne yılın her ayında meyve koyma imkanının üreticiye büyük kazanç getireceğini savundu.

Aynı sistemle ürünlerdeki böcek gibi zararlıların ilaç kullanmadan temizlenmesinin de mümkün olduğunu, sistemin ihracatta böcekle mücadele için kullanılan ilaç kalıntısının yarattığı soruna da çözüm yaratabileceğini dile getiren Atalay, Türkiye'de bundan sonra yapılacak tüm depoların atmosfer kontrol sistemiyle inşa edilmesinin, büyük getirileri olacağını kaydetti. Soğutma sistemi olan bir depoya sonradan atmosfer kontrol sistemi de kurulabildiğini bildiren Atalay, atmosfer sistemi kurulum maliyetinin toplam soğuk hava deposu maliyetinin üçte biri kadar olduğunu söyledi.

FUTBOLCULAR İÇİN

Atalay, atmosfer kontrolü sisteminin sportif faaliyetlerde de kullanıldığını belirtti.

Oksijen oranının düştüğü yüksek rakımlı bölgelerde alyuvar üretiminin artması, bunun deniz seviyesine inildiğinde performansı artırması nedeniyle sporcuların kampa girdiğine dikkati çeken Atalay, sistemle istenen oksijen ortamının istenen her yerde sağlanabildiğini dile getirdi.

Avrupa'da aralarında Liverpool, Avusturya Wien takımlarıyla Avusturya ve Hollanda milli takımlarının da bulunduğu bir çok branştan kulübün yüksek irtifa sistemini uyguladığını bildiren Atalay, “Ortamdaki oksijeni kontrol eden bu sistem, futbol kulüplerinin de ilgisini çekti. Bu sistemle kulüplerin yüksek irtifalarda, sporcu dayanıklılığını artırmak için yaptığı kampları kendi tesislerine taşıyabiliyoruz. Tesisler içinde izolasyonlu salonlar, yatak odaları ve çadırlar yaparak 2 bin metre ve üstü irtifadaki oksijen şartlarını sağlayabiliyoruz. Sistem bir çok kulüp tarafından başarıyla uygulanıyor. Tarım sektörünün yanında sistemi Turkcell Süper Lig'de faaliyet gösteren futbol takımlarına da tanıttık. Büyük bir kulübümüze sistemi kurmaya hazırlanıyoruz” diye konuştu
 
Yukarı Alt