Kayıt
23 Şubat 2008
Mesajlar
1.750
Beğeniler
0
Şehir
umdan sana ne :D
SnowFlake demiş ki:
ChrsNYC demiş ki:
Polgara demiş ki:
@ChrsNYC
Başlığı amacından saptırıyor üstüne sözlük yazarı olmana rağmen Türkçeyi de katlediyorsun. Bu sözlü uyarımı dikkate almanı umar iyi forumlar dilerim.
hadi bakalm
kusursuz insan aramaya devam
Şahsınıza yöneltilen eleştirileri kötü algılamak zorunda değilsiniz, üyelerimizi uyarıyorsak onlara yol göstermek, yapıcı olmak içindir.Dikkate alıp almamakta özgürsünüz...
Friendly` demiş ki:
Ee hiç bişey isteyen yok? Biyografi falan isteyen yokmu ya..?
viewtopic.php?f=316&t=76909
kötü olarak algılamıyorum sonuçta bir zihni bileyen şeylerden biride eleştirmek ve eleştirilmek vardır ben bu konu hakkındaki düşüncemi söyledim size kötü veya itici bir yanı geldiyse editleyebilirsiniz...

bu arada frendly bana parapsikoloji denen şeyi detaylı bir şekilde araştırır mısın?
bu aralar fazla karşıma çıkmaya başladı az da olsa ne olduğnu biliorm ama şöyle böyle açıkçası araştırmayada üşeniyorum :mrgreen:
 
Kayıt
24 Kasım 2008
Mesajlar
304
Beğeniler
0

Parapsikoloji nedir?


Parapsikoloji, klinik bulgularla ölçümlenebilen psişik fenomenlerin dışında kalan alan üzerinde araştırma yapan bir bilim dalıdır.

Günümüz Parapsikolojisi, modern psikoloji ve modern tıbbın verileriyle, doğu bilgeliğinin verileri arasında köprü oluşturan bağımsız bir bilim dalıdır.

Bizler, dünya beşeri olarak; genellikle fizik yapımız üzerinde durmuş, ruhsal yanımızı tamamen göz ardı etmişizdir. Oysa, biyolojik yapıda ortaya çıkan her türlü aksak1ık, bugüne kadar göz ardı ettiğimiz ruhsal yapıdan gelmektedir.

İnsan, Ruh ve Madde ikilisinden oluşmuş bir yapıdır. O halde bireyi incelerken, ruhsal yanını da dikkate almak zorundayız. Yüzyıllar boyu gelişen bilim, sadece madde dünyasının uygulamalarını, etkilerini ve özelliklerini incelemekle yetinip, bireyin içsel yapısından sürekli kaçtı. Fakat son 50 yılda bilimin kısırlığı anlaşıldı ve içe dönülmeye başlandı.

İste bu yeni anlayışla yapılan araştırmalar ve deneyler, evrende fizik, kimya ve biyolojinin ortaya koyduğundan başka ilke ve yasaların varlığını da göstermiştir.

Bizler, dışımızdan gelen bilgilerin algılanmasında, yalnızca beş duyu¬muzun araç olduğu fikrine kendimizi alıştırmışızdır. Eğer bu anlayışı günlük, basit yaşam içerisinde değerlendirirsek doğrudur. Fakat, bazı koşullarda bu yeterli olmamaktadır. Yani, bazı algılarımızı başka duyumuzla da yaptığımız oluyor. İste, son yıllarda kuşkulandığımız bu duyumuzun varlığını, bilim kanıtlamış bulunuyor. Bu, 'altıncı duyu' dediğimiz olgudur.

Dış dünyayı algılarken; bilerek ya da bilmeyerek, zaman zaman beş duyumuzdan farklı bir duyumuzu da kullanıyoruz. Hatta bazı nadir kişiler bu duyusunu o derece kontrol a1tında bulundurabiliyor ki, onu istediği zaman istediği amaçlarla kullanabiliyor.

İste, herhangi bir organla çalışmayan, bilinen duyulardan farklı ve insanın dış dünyayı algılama yeteneğine kısaca, Duyular Dışı İdrak (DDİ) ya da Duyular Dışı Algılama (DDA) diyoruz.

Ancak halk arasında bunların tümüne, "altıncı duyu" demek, adet olmuştur. Bugün bu olguyu, "parapsikoloji" adı altında incelemekteyiz. “parapsikoloji” sözcüğü, (para: yanında, ötesinde,psychische: ruh anlamına gelmektedir) Oesterreich tarafından ortaya konmuştur. Ancak, bazı bilgilere göre de, Dr.Rhine'nin hem D.D.I terimini, hem de "parapsikoloji" deyimi ortaya koyduğu söylenmektedir.

Prof.Rhine, 1930'larda başlamak üzere; A.B.D.'de Duke Üniversitesi'nde parapsikoloji okutmuştur. Parapsikoloji, klasik Psikolojinin sınırları ötesinde fenomenleri inceleyen bir araştırma dalıdır.

California'daki J.F.Kennedy Üniversitesi'nin parapsikoloji bölümünün tanımına göre: Parapsikoloji, tüm canlılar ve bunların çevresi arasındaki belirli etkilerin, bilimsel olarak incelenmesidir.

Bu alanda yapılan çalışmalarda hemen herkeste 6-7 ve daha fazla duyuların varlığını ortaya koymuştur. Fakat bunların varlığından pek az kimsenin haberi vardır.

D.D.İ' nin doğasında hem kendiliğindenlik, hem de beklenmediklik vardır. Farkında olsak da olmasak da, doğuştan getirdiğimiz bu yetenek, hayvanlarda da bizde de vardır.

Bunlardan:
- Telepati
- Durugörü
- Duruişiti - Ipnoz
- Psikometri
- Psikokinezi / Telekinezi
- Derma Optik Algılama
- Radyestezi
- Beşeri Aura
- Medyumluk
- Ruhsal Şifa
- Obsesyon
- Beşeri Aura
- Neştersiz ameliyatlar
- Ekminezi
- Nazar
- Poltergeist (eşyaların hareketleri / tekinsizlik)
gibi bazılarını, bundan sonraki yazılarımızda sizlere sunmaya çalışacağız.

Şurası muhakkak ki, günümüzün maddeci bilimi, parapsikolojiye fizik ötesini de bilimsel bir açıklama getirememektedir. Bakış açısı, olaylara yaklaşım anlayışı değişmediği sürece de, bunu başarabileceğini pek sanmıyoruz. Elimizdeki bilgilerle açıklayamadıklarımızı inkar etmek ya da dudak büküp geçmek, gerçekte bilimselliğe de ters düşen bir tutum olmaktadır. Ancak gerçek anlamda özgür düşünceli, bilginin sonsuzluğuna inanan kimselerin yapması gereken; geçmişe dönerek, o zamanın olaylarını, o zaman olağan dışı kabul edilen olayları inceleyerek bir fikre varmaktır.

T.Edison elektrik ampulünü bulduğunda bütün uzmanlar kendisiyle alay etmişlerdi.

Prof. A.Bickerton, aya gitmeyi sersemce bir fikir olarak niteliyordu. Clarke bile, 1947 yılında; dünya insanın Ay' a ayak basması için en erken tarihi, 1978 olarak vermişti.

Ünlü fizikçi Lord Rutterfor, atom enerjisinden yararlanabileceğimizi söyleyen kişilerle alay etmişti.

Galileo, Dünya'nın Güneş çevresinde döndüğünü söylemesi üzerine, engizisyon mahkemesinde yargılanmıştı.

Su sözlere de bakalım:
- Radyonun geleceği yok. (Lord Kevin - İskoçyalı fizik bilgini)
- Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek herşey icat edildi. (C.H.Duell Amerikan patent dairesi başkanı)
- Atlar her zaman kullanılacaktır, oto¬mobil ise ancak geçici bir moda olabilir. (Henry Ford'un kredi talebi üzerine otomotiv sektörünün geleceği üzerine ekspertiz veren bir banka müdürü)
- Uçaklar hoş oyuncaklar, ama askeri değerleri yok. (Maresal F.Foch, 1.Dünya savaşında Fransız Orduları Başko¬mutanı)

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Beşerin yapısında, her nedense, yeniliklere karşı bir tepki, bir tedirginlik vardır.

Tüm bunlara karşın, İngiltere'de ilk Ruhsal (Psişik) Araştırma Derneği kuruldu. Daha sonra Fransa, Amerika ve dünyanın çeşitli yerlerinde bu tür derneklerin kurulduğunu görmekteyiz. Bugün Rusya'da pek çok üniversitede Parapsikoloji bölümleri bulunmakta olup, bu konuda A.B.D.'nin daha ileride olduğu belirtilmektedir.

Halen, Dünya’nın pek çok ülkesinde D.D.İ. ile ilgili araştırmalarını sürdüren ve lisansüstü eğitim sunan pek çok üniversitenin, Parapsikoloji bölümü kürsüsü bulunmaktadır.

Bu bilim yuvalarında, bilimin ortaya çıkardığı en duyarlı cihazlarla, D.D.A. deneyleri, ölçümleri yapılmakta ve bunların hangi yasalara göre ortaya çıktığı araştırılmaktadır. Bu çalışmalara parapsikoloji içinde "psikotronik" çalışmalar da denil¬mektedir. Bu çalışmalar entelektüel bir merak konusu değil, kendi yapımızı bilmeye, tanımaya yönelik çalışmalardır.

Jacques Bergier'in "Gizli Parapsikoloji Savaşı" adlı eserinde, parapsikolojinin uluslararası değerinin ve geleceğinin ne kadar parlak olacağını, gerçek ile gerçeğin arkasındaki olayların önemini kesin çizgilerle vurguladığını görüyoruz.

O halde, ön yargılarımızı bir yana bırakıp, konuyu ciddiyetle araştırmalıyız. Ünlü bilimci Einstein; "Evrenin yaratıcısına olan inanç, bilimsel araştırmaların en asil, en itici gücüdür." demiştir.

Beşeriyet tarihinin en uzak çağlarından bu yana, bireyde bugün "olağandışı" olarak kabul etmek durumuna düştüğümüz bir takım yeteneklerin var olduğunu gösteren kanıtlar mevcuttur. Büyük bir potansiyel oluşturan bu yeteneklerin, bu güçlerin harekete geçirilmesi, tüm düşünce yapımızda bir devrim gerektirecektir. Fakat sonunda da, insan varlığına yepyeni ufuklar açılabilecektir. Bilim adamlarının günümüzde olağanüstü diye nitelendirdikleri söz konusu yeteneklere gösterdikleri büyük ilgi, bunun kanıtıdır (Akupunktur, Bioenerji, şifacılık v.b. gibi).

Olağandışı olayların bilimsel araştırması, A.B.D. 'li bilimci Joseph B.Rhine'la başladı denilebilir. 1920'li yıllarda konuya merak saran Rhine, ömrünün büyük bölümünü, yetenekli kişiler üzerinde yaptığı araştırmalara verdi. Böylelikle, yeni bir bilim dalı olan Parapsikoloji kurulmuş oldu. A.B.D. Bilimler Akademisini Parapsikoloji'yi tanımasıyla, bu yeni bilim dalı hak ettiği yeri almış oldu. Bu şekilde, Rhine'i eleştiren bilim adamları da, daha sonra yanılmış oldukları açıkladılar.

New Yorklu bir bilim adamı olan Hans Halzer, "Bilim sadece, tanınmış, güvenilir araçlarla bilginin toplanmasıdır." diyor. Bununla beraber, araçlar zamanla değişebilir. Geçmişin güvenilir aracı, zamanımızda güvenirliğini yitirmiş olabilir. Ya da gelecekte güvenirliği yitirebilecek olabilir. Bunun tersine, geçmişte kullanılmayan araç ve yöntemler bugün kullanılabilir. Yani, bilimi; yerinden oynamaz, şekli değişmez bir duvar gibi kabul ederek, bu duvara yaslanıp rahatlığı aramak, gerçeğe ters düşer.

Her şey bir değişim halinde olduğu gibi, bilim de bir değişim halindedir. Bu konuda Batı ve Doğu'nun bakış açılarını dile getirmek gerekirse; Batı dış dünyayı, Doğu ise insanın iç dünyası incelemiştir. Kısaca, Batı analizci, Doğu sentezci olmuştur. Batı, olayları ufak parçalara ayırarak incelemeyi ilke edinmiştir. Örneğin: İnsan bedeninde belli bir miktar su, hidrojen, oksijen karbon ve başka elementler bulunduğunu saptamıştır. Bu ilginç görünebilir ancak bu maddeleri bir araya yığmakla insan elde edilemez. Önemli olan, bu maddeler arasındaki ilişki, bağlantı ve örgütlenmedir. Önemli olan, bu parçalardan çok, bunların nasıl olup da bu bütünlüğü oluşturduğudur.

İşte Doğu bunu incelemiş, yani bütünleşmeyi ele almıştır. Özetle söyle söylenebilir: Parapsikoloji alanına giren tüm olayların psikolojik değil, psişik olduğu bir gerçektir. Yani bunlar, beden dışı, ruhsal bir güce, yeteneğe dayanmaktadır
 
Kayıt
24 Kasım 2008
Mesajlar
304
Beğeniler
0
Polgaraaa bana Gece Kuşları Fun Club Kapanış / Açılış Gibi Açılış Kapanış Şeyi Yaparmısın? Lütfen.. :P
 
Kayıt
24 Kasım 2008
Mesajlar
304
Beğeniler
0
RollsRoyce demiş ki:
İnsan düşünen bir hayvan mıdır?

Dinî Cevabını Buldum ;

- Aslında, “hayvan” kelimesi, Arapça’da “canlı/hayat sahibi/ruh sahibi” demektir. “düşünen” kelimesi ise, “akıl-mantık sahibi varlık” anlamına gelir. Bu manada, Aristo mantığında, insana “düşünen hayvan” yani “düşünen ve akıl sahibi olan canlı” denilmiştir.

- Ancak, Kur’an’ın insana verdiği değer açısından konuya baktığımızda, insana “düşünen hayvan” demek, pek de uygun değildir. Çünkü insan, Allah’ın bin bir ismine mazhar, o’nun emir ve yasaklarını yeryüzünde tatbik eden, ahsen-i takvimde-yeryüzü halifesi olarak yaratılan, bütün varlıklardan daha üstün meziyetlerle donatılan bir varlıktır.

Türkçe açıklaması olan “düşünen veya konuşan hayvan” ifadesi, insanı anlatmaktan uzaktır. Çünkü insan, yalnız düşünen bir varlık değil, aynı zamanda tasavvur dünyası geniş, hayal manzarası sonsuz gibi, akıl mekanizmasına sahip, Melek/vahiy vasıtasıyla Allah ile iletişim kurabilen, ilhama mazhar, altıncı his ile farklı bir boyutta olan, denizde, karada, havada gezebilen ve bir açıdan bütün canlılara da nezaret eden bir zabittir. Hedefinde dünya ve ahiret hayatı bulunan insanı, basit bir canlı olarak algılamak elbette isabetli değildir.



Başka bişey bulamadım bulanlar paylaşsın lütfen..
 
Kayıt
30 Aralık 2007
Mesajlar
569
Beğeniler
1
Şehir
AnTaLyA
drotalion demiş ki:
ozy67 demiş ki:
Aga Kafama TakıLdı ...!!! :D

Sence Bu suanki Kriz... KureseL sermayenin bir urunumu Yoksa Ulus-devletlerin KureseL sermayeye actıgı savas sonucu KureseL sermayenin Çöküşümü _?
Eger KureseL sermayenin Cokusu ise Türkiye gibi KureseL sermayenin yanında olan ülkelerin buaradaki Rolü Nedir _?
şimdi dalga geçiyor bu benle diyeceksin ama bunun arka yüzünü anlatayım ben sana:
Unide bir ara bir seminer olmuştu merak edip gitmiştim oradan biliyorum.

Küresel kriz yaşanmakta şu anda...
Petrol yavaş yavaş suyunu çekmekte. Petrol dünya çapında dolar ile satılmakta. Avrupada ise ( yani dünyanın en büyük petrol tüketicisi ) euro ile çalışmakta. Dolar düştü diyoruz HAYIR!!! Dolar düşmedi, olması gereken değere geldi. Tabi durum böyle olunca, euroda değerini kaybetmeyince, amerikanın işine gelmedi. Dolar bundan birkaç ay önce artışa girmişti, o zaman diesel fiyatları 1 L = 1.39€ idi.

Dolar bir anda düşüşe girdi, şu anda 1 L diesel fiyatı : 1,09 - 1,12 € arası değişmekte. Sizce bu amerikanın işine gelirmi, hayır :wink1:

Amerika ne yapıyor tabi, dünyaya verdiği borçları, dünyay olan borçlarını kapatmak için geri çekiyor. E tabi bizim ülkelerde borç aldıkları parayı harcamış olduklarından, verecek para olmuyor. Adam parayı verebilmek için yeni para basıyor, whuuup bir anda paranın değeri yerle bir...
Tabi bu sadece birkaç ülkede olmuyor... Dünya çapında olan birşey. Kim kâr ediyor : kimse!!!

Al sana sadece birkaç kişinin işine gelmeyen birşey yüzünden bütün dünya krize sürüklendi... Uzmanlar 2 sene boyunca bu krizin coşacağını, ve tabana ineceğini söylüyor...

Ayağınızı sıkı alın :wink1:
TESSEKKUR EDERİM... gercekten guzLbi acıklama yapmıssın ancak.. soruma cvp olarak nıtelendıremıyorum cunku sen kureseL sermayi acıklamaya calısmıssın.. KureseL sermayenın kurucularından olan amerıkanın tıcarı polıtakasıdır bu.... !!! yani kureseL sermaye politikası..

yınede TESSEKKUR EDERIM.... Bu konu ustunde baska cvp yazmanıza gerek yok ben buldum cunku ve tezimi hazırlıyrum suan.. SAdce bilgisi olanlardan faydalanmak istemistim... Belki tezın kapagına kaynak ExL.com yazardım :P
:D:D:D:D:D
 
Kayıt
22 Mayıs 2007
Mesajlar
5.015
Beğeniler
0
ozy67 demiş ki:
Aga Kafama TakıLdı ...!!! :D

Sence Bu suanki Kriz... KureseL sermayenin bir urunumu Yoksa Ulus-devletlerin KureseL sermayeye actıgı savas sonucu KureseL sermayenin Çöküşümü _?
Eger KureseL sermayenin Cokusu ise Türkiye gibi KureseL sermayenin yanında olan ülkelerin buaradaki Rolü Nedir _?
Sana bu ikisini örnek alaraktan bunun küresel sermayenin çöküşü olduğunu anlatmaya çalıştım :wink1: aslında sorunun cevabı orada saklı, sadece okuyup anlaman lazım. Yani kimse kimseye savaş açmadı aslında, sadece herkes kendi çıkarını gözetiyor. Gemisini yürüten kaptan demişler atalarımız. Aynı o şekilde.

Yani cevap : küresel sermayenin bir ürünü. Çöken birşey yok. Daha doğrusu doğal çöken birşey yok. oradada dediğim gibi çökme olayı dolaylı yoldan oluyor :wink1:

Umarım bu sefer cevabını almışsındır :wink1:
 
Kayıt
30 Aralık 2007
Mesajlar
569
Beğeniler
1
Şehir
AnTaLyA
benden 1 soru daha
yıne kafama Takıldı _?

Photoshopta Bir resmi Alt fondan kesme, temizleme işi cok zahmetLi.. :twisted:
Acaba bunun bi kısayoL tusu yada yapıstırdıktan sonra duzgun bir sekilde yapıstırma yontemi var mı _?
 
Yukarı Alt