Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
Halkın Mühendis Mimarlarından Halk Bahçeleri

Tarımsal genetik kaynaklarımız olan tohumlar, tekelci tohum şirketleri tarafından patentlenerek, monokültür (tek tip ürünün yetiştirildiği tarım şekli) tarım dayatılmakta, kırsal nüfusun tarım yapamaz hale gelmesinden kaynaklı kırdan şehirlere göç artmaktadır. Toprağını terk eden çiftçi köylü geleneksel tarım bilgisini de geri dönüşü olmayacak şekilde kaybetmektedir. Yerel ve endemik(sadece o bölgede yetişebilen nadir tür) çeşitlerimiz yanlış tarım ve gıda politikaları yüzünden yok olmaktadır. Çok uluslu tohum şirketleri kullandıkları teknikler ile ikinci kez ekildiğinde meyve vermeyen tohumlar üreterek üreticiyi kendilerine bağımlı hale getirmektedirler.


Bitkilerdeki hastalık, zararlı ve yabancı otları yok ederek ekolojik döngüyü tahrip ederek karlarına kar katan zirai ilaç firmaları zehir saçmaktadır. Bilinçsizce ve yüksek dozlarda kullanılan tarım ilaçları bitkiler üzerinde kalıntı meydana getirmekte, tükettiğimiz tarımsal girdiler vasıtasıyla da ilaçlar bizlere geçmektedir.

Daha fazla verim almak için hunharca uygulanan kimyasal gübreler; yer altı su kaynaklarımızı kirletmekte, toprağı uzun vadede verimsiz hale getirmekte, başta insanlar olmak üzere tüm ekoloji üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Sentetik gübre üreten firmalar ise tüm bu olumsuzluklara rağmen katlanarak büyümekte ve karlarını arttırmaktadırlar.

Hayvanlarımız GDO’lu yemler ile beslenmekte, sonuçlarının neye varacağı belli olmayan GDO Teknolojisi üreticiyi GDO üreten çok uluslu tekellere bağımlı hale getirmektedir. Sonuçlarının ne olacağı, nasıl tahribatlara sebep vereceği belli olmayan GDO teknolojisi sermayeye hizmet etmekte, geri bıraktırılmış ülkeler denek olarak kullanılmaktadır.

Asgari 81 günde kesilmesi gereken tavuklar, 45 günde kesilmektedir. Büyük üreticiler, tavukları 45 günde 81 günlük kesim ağırlığına ulaştırmak için yoğun kimyasal ilaç kullanmakta ve kilo alımını teşvik eden GDO’lu yemler ile besleme yapmaktadır.

Halkımız; emperyalizmin maşalığında geliştirilen bu politikalar sonucunda üretilen gıdayı yemek zorunda değiliz. Bizler hayatın her alanında alternatif ürettiğimiz gibi tarım ve gıda alanında da alternatif üretebiliriz. Dünya’da da pek çok örneği olan Halk Bahçelerinde kendi yerel çeşitlerimiz ile ilaçsız, GDO’suz, kimyasal gübresiz gıdalar üretebiliriz. Bu sebeple

kuracağımız Halk Bahçelerinde ilk olarak yazlık ürünler olan domates, biber, patlıcan, kabak, fasulye ve hıyar yetiştireceğiz. Organik sertifikalı tohumlar ile mahallelerimizde kuracağımız alanlarda önce toprağı ıslah edip tarım yapılabilir hale getireceğiz. Sonra tohumlarımızı fideye dönüştürüp, fidelerimizi toprakla buluşturup üretimimize başlayacağız. Temmuz ayında hasadımızı mahalle halkımız ile birlikte yapacağız. Hasat ettiğimiz ürünleri birlikte kuracağımız halk sofralarında pişirip yiyeceğiz. İleriki dönemlerde halk kümesleri kuracak, kendi beslediğimiz tavukların yumurtalarını yiyeceğiz.

Yeni bir mühendislik mimarlık anlayışı yaratmayı hedeflediğimiz çalışmalarımızda başta meslektaşlarımız olmak üzere tüm halkımızı bizimle beraber, kuracağımız Halk Bahçelerinde üretim yapmaya çağırıyoruz. Çünkü halkımız siz, her şeyin en güzeline, en sağlıklısına ve en iyisine layıksınız.

HALK BAHÇELERİ: DÜNYADAN ÖRNEKLER

KÜBA


Ocak 1991′de başlamış Küba’da kent bahçelerinin ekim dikimi. Sovyetler ’in çöküşüyle birlikte ekonomik darboğaza giren Küba’nın bu kıtlıktan çıkışına çare olmuş. “Huertospopulares” yani “Popüler Bahçeler” devlet arazisinin ortaklaşa veya bireylerce ekilip dikilmesiyle gıda sıkıntısını büyük ölçüde gidermiş. Değerlendirilebilecek her alan ekilmiş; balkonlar, verandalar, otoban kenarları, çıkmaz sokaklar, arka bahçeler, boş arsalar, parkların çim alanları… Kent Tarımı için bakanlık dahi kurulmuş Küba’da. Herkesin tarım eğitimi için eğitmenler görevlendirilmiş, ücretsiz kurslar açılmış. Daha önceki çöplükler artık patates, fasulye, salatalık bahçeleri olmuş. Bu bahçeler insanların yeme alışkanlıklarını da değiştirmiş tabii ki, gıda sıkıntısı eskisi kadar büyük bir problem olmamasına rağmen bu bahçelere devam etmiş insanlar. Bu arada kimyasal çok nadiren kullanılıyor kent bahçeciliğinde. 2,2 milyonluk Havana’da, şehirlilerin tükettiği besin maddelerinin % 80 i kent bahçelerinde üretiliyor. Fotoğraflar bu bahçelerden örnekler gösteriyor:

VENEZUELA

Proje başlangıç yılı 2003. Venezuela devlet desteğiyle de 20 bahçıvanlık kooperatifi ve geliri düşük semtlerde 4000 “mikro” bahçesi kuruldu. Her mikro-bahçe, bir metre karelik ahşaptan sığ birer ayaklı “tepsi” dir. Buna türlü “medyum” (çakıl, tarım ürünlerinin işlenmesinden çıkan yan maddeler—kabuk, pirina, vs.) konulur, bitkilere tarımsal besin sıvısı veriliyor. Her bir tepsi, birkaç kez hasat yapılarak yılda 330 baş marul, 16 KL domates veya 16 KL lahana gibi üretim yapabiliyor. Proje sayesinde bugüne kadar (haber, 2004 yılından) bazıları kentteki gökdelenlerin gölgesinde olan Caracas’ta küçük kooperatifler tarafından yürütülen toplam 21 hektarlık kompost-bazlı kent bahçeleri mevcut.

KANADA-MONTREAL

Kentlilerin ve yerel grupların katılımıyla, kentin farklı bölgelerinde oluşturulan 14 eko-bahçe ağını organize ediyorlar. Amaç, kentlilerin temiz toprakla haşır neşir olmaları. Kendi eko-ürünlerini kendi uğraşlarıyla elde ediyor ve ortaklaşa tarımsal faaliyetleri yoluyla, kentli

paylaşımını "doğal ve insani" çerçeveye oturtuyorlar. Montreal'de 2000 yılında yaklaşık 11 bin kentlinin ortak çabalarıyla, onlarca ton ekolojik meyve ve sebze üretilmiş. Bu ürünün yarısı bahçelere emek verenlerin, geri kalan bölümüyse okul, hastane ve yerel organizasyonların mutfaklarında kullanılıyor. Meyve, sebze ve otların çeşidi 150'yi buluyor ve hepsi de orjinal ekolojik tohumlardan ekolojik yolla üretiliyor. Bahçelerde tam anlamıyla bir ekip çalışması yapılıyor. Çalışmalar bir "iş takvimi" oluşturularak eşit paylaşımla yürütülüyor: Toprak bakımı, kompost hazırlanması, gübreleme, bitkilerin bakımı, zararlılarla mücadele, ürünlerin zamanı geldiğinde toplanıp sepetlere ayrılması ve dağıtımı. Kuzey Amerika'da su, yılın önemli bir bölümü soğuk olduğundan bitkilerde şok etkisi yapmasını önlemek için, bahçelerde "sarnıçlar" oluşturularak, suyun ılınması sağlanıyor ve tarımda sulama için, ilkbahar ve sonbaharda bu su kullanılıyor. Ekobahçede zararlılarla mücadele de ekolojik yolla olduğundan, bazı pratik uygulamalar yapılıyor. Örneğin soğan, sarımsak ailesi zararlı böcekleri uzaklaştırmakta başarılılar, bu nedenle sebze, meyve, ot tarhlarının her birine ayrı ayrı soğan, sarımsak ekiliyor.

İSPANYA- VALENSİYA

Valensiya’nın Güney Bahçeleri ve özellikle La Punta Mahallesi'nde 90’ların ortasından beri sürmekte olan bir çatışma devam etmektedir. Tarihsel bahçelere sahip bu mahalle Valensiya Belediye alanına dahil edilmiş ve Valensiya metropolitan alanı ve küresel ekonomiye entegre edilmek üzere büyük kısmı lojistik ve ulaştırma altyapı yatırımlarıyla parçalanmıştır. Bu süreç şehrin etrafındaki diğer [tarımsal] alanlara da uzanmıştır ve tarımın peyzajdan fazlası olduğuna ve Valensiya halkının tarihsel-kültürel kimliğinin bir parçası olduğuna dair muhalif bir hareket buralarda büyümektedir. Bu bahçeler (L’Horta) şehrin geleceğinin garantisi ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesinin kaçınılmaz bir yolu olmakla beraber üzerine çimento dökülmüş her bir avuç tohum bereketin ve zenginliğin sonsuza dek yok olması anlamına gelmektedir. Bu nedenle 90’lardan itibaren L’Horta’nın korunması için kentsel alan olmuş arazilerde kent sakinleriyle tarihsel bahçelerin sorunlarının ilişkilendirilmesi için ‘’Kısa Pazarlama Kanalları’’nın deneyimlerinin etkinleştirilmesi faaliyeti başlamıştır. Bu durum bugün L’Horta’nın (Valensiya bahçeciliğinin en görünür mücadelesi) internet sitesi üzerinden bölgenin ürünlerinin satılmasına değin varmış bir mücadele oluşturmuştur.

İSPANYA- MADRİD

Madrid büyükşehir sınırları içindeki, Asfaltın Altında Tarla Var (Bajo el Asfaltoestá la Huerta - BAH!) girişimi, 2000 yılında 150 kadar genç kamu mülkiyetindeki, bölgesel parklara bağlı bir dizi araziyi, buraların kamu tarafından terkedilmiş olmasına. Kentin büyümesi ve ulaştırma altyapılarının tehdidi altında olmalarına tepki olarak işgal etmiş ve “sürdürülebilir tarım” için ayırmıştır. Bu grup, bölgesel idareye bir proje sunarak arazinin üretime geçmesini talep etmiş ve cevap beklemeden buraları geliştirmeye/dönüştürmeye başlamıştır. Bahsi geçen proje asamblelerce idare edilen tüketim kooperatiflerinin oluşturulması, üretim araçlarının mülkiyeti dahil tüm arazinin müşterek mülkiyette olması, üretim ve tüketim arasında bir ilişkinin kurularak tüketimin üretimden sorumlu olacağı tarımsal bir sistemin geliştirilmesi ve tüm taraflarca bu arazilerin desteklenmesini içermektedir. Üretim, yaşanan yönetimsel zorluklar nedeniyle Tajuña nehri vadisine taşınmak durumunda kalmıştır. Yine de bu deneyim ilerlemekte ve Madrid’de olduğu gibi İspanya’nın tümünde de benzer bir düzine yeni üretim-tüketim ilişkisine model olmaya devam etmektedir.

FRANSA

LongoMaï (provençale lehçesinde "uzun ömürlü olsun" anlamında) laik, kırsal, antikapitalist, alternatif ideolojide bir tarımsal kooperatiftir. 1973 yılında Limans'da (Alpes-de-Haute-Provence, Fransa) kurulmuş olup hala aynı yerde bulunmaktadır. Topluluk, kendi kendini yöneten bir kooperatif olarak işlemektedir. Bütün maddi gelirler paylaşılmaktadır. Topluluğun öz kaynakları hayvancılık, tahıl üretimi ve sınırlı miktarda (sadece yöresel pazar için) sebze meyve üretimidir, odun kesimini de kendileri yapmaktadırlar. İplik fabrikasının enerji kaynağı hidroelektriktir; ısıtma için güneş enerjisi kullanılır. Her birey çalışır, görev değişimi mümkündür, günün programı önceki geceden ya da aynı sabah el kaldırarak oy verme vasıtasıyla karara bağlanır. İşler, uyum ve becerileri gözetilerek oluşturulmuş gruplar arasında bölüşülür. Topluluk 1990'ların sonunda iki büyük çiftlik ve bir mezrada, on beş farklı milliyetten 200 yetişkin ve 100 kadar çocuğu kapsamaktaydı. Topluluk Limans'da 80 hektarı sürülmüş olmak üzere 280-300 ha araziye sahiptir. Su kaynakları nehirdir. Yapı malzemesi olarak ateş tuğla ve yerel taşları kullanırlar. Giyim, kozmetik ürünler ve ham ya da işlenmiş gıda maddelerinin ticaretini dışarıdan yapmaktadırlar.

HALK BAHÇELERİ UYGULAMA TAKVİMİ

1. Arazi Islah Çalışmaları:


Mahallelerimizde bulunan üretim yapmak için belirlediğimiz alanların tarıma uygun olacak şekilde ekilebilir hale dönüştürülmesi gereklidir. Bunun için yapmamız gerekenler:

- Arazideki hafriyatın kaldırılması

- Otların biçilmesi

- Arazinin düzleştirilmesi

- Toprağın bellenmesi

- Arazi sınırlarının hava akışını kesmeyecek şekilde çit ile çevrilmesi

- Uygulama tarihleri : 20 Ocak-20 Mart

2. Tohum Ekimi:

Yetiştiriciliği yapmayı planladığımız domates, biber, hıyar, patlıcan, fasulye, kabak ve patlıcan çeşitlerini tohumdan fideye biz geliştireceğiz. Bunun için mart sonu veya nisan başında tohumların ekimi viyollere(tohum filizlendirmede kullanılan küçük saksılar) yapılmalı. Viyollere ekilen tohumların çimlenebilmesi için uygun bir sıcaklık ve gün ışığı olması gereklidir.

Uygulama tarihi : Mart sonu- Nisan başı

3. Fidelerin Şaşırtılması:

Ortalama 25 cm boya ulaşan fideler viyollerden çıkarılarak toprağa üretim desenine göre ekilmelidir.

Uygulama tarihi: Mayıs

4. Hasat:

Çeşit özelliklerine göre değişmekle birlikte ilk hasat Haziran – Temmuz aylarında başlayacak ve Eylül – Ekim ayına kadar devam edecektir. Hasat el ile sepetlere konacak şekilde yapılacaktır.




 
Yukarı Alt