Kayıt
17 Eylül 2007
Mesajlar
10.412
Beğeniler
0
Şehir
Homeless

İZMİR'de, başka erkeklerle telefonla konuşurken yakaladığını öne sürdüğü eşi Songül Acar'ı balta ve bıçakla öldürüp, kızları Rabia Acar ve Ebru Acar'ı da yaralayan Tevfik Acar, iki kez ömür boyu hapis ve 20 yıl hapis cezası istemiyle yargılanmaya başlandı. Sanık Tevfik Acar, polis ve savcılık aşamasında cinayeti tüm ayrıntılarıyla anlatırken, mahkemede adını ‘Nur’ diye bildiği Songül Acar'ın Amerikan ajanı olduğunu, askeri bilgileri sızdırdığı gerekçesiyle öldürmesi için dedesi Ali Acar'ın talimat verdiğini söyledi. Duruşma, sanık Acar'ın, akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için ertelendi.
Geçen temmuz ayında meydana gelen olayda, Gültepe Semti'nde oturan Tevfik Acar (47), iddiaya göre, gece telefonla başka erkekle konuşan, 6 çocuk annesi eşi Songül Acar'la tartışmaya başladı. Acar, eşinin, ‘Sen bu işe karışma, ben istediğim kişiyle gürüşürüm’ sözü üzerine cinnet getirdi. Tevfik Acar, eline aldığı balta ve ekmek bıçağıyla önce eşini öldürdü, ardından da kavgayı ayırmaya çalışan, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Anadolu Teknik Lisesi Endüstri ve Meslek Lisesi 9'uncu sınıf öğrencisi kızı Rabia Acar'ı (17) vücudunun çeşitli yerlerinden, diğer kızı Ebru Acar'ı ise sol kolundan yaraladı. Gözleri önünde 2 ablası yaralanan, annesi ise öldürülen Seyfi Gülmez İlköğretim Okulu 8'inci sınıf öğrencisi Emine Acar ise panik içinde sokağa çıkıp komşulardan yardım istedi. Vatandaşların durumu bildirdiği polis, olay yerine geldi. Eve girip korkunç manzarayla karşılaşan polis, teslim olan Tevfik Acar'ı gözaltına alıp olay yerine sağlık ekiplerini çağırdı. Gözaltına alınan Tevfik Acar, sevk edildiği adliyede tutuklandı.
Poliste ve savcılıkta, olayı anlatan Tevfik Acar, “Eşimin başka erkeklerle birlikte olduğundan süphelerim vardı. Gece yarısı kalktığımda cep telefonuyla başka bir erkekle konuşuyordu. Telefondaki kişiye aşk dolu sözcükler söylüyordu. Erkeğe, beni bırakıp birlikte yaşayacaklarını söyledi. Ben de kendisine, ‘Sen nasıl Atatürkçü'sün. Cumhuriyeti savunuyorsun bana’ dedim. Eşim Atatürkçüydü ben ise Atatürk'ü hiç sevmezdim. Kızlarım da Cumhuriyetçiydi. Eşim bana Atatürk'e hakaret etmememi söyledi. Eğer başka erkekle konuştuğunu inkar etseydi orada onları bırakıp gidecektim. Ama bana yalan söyledi. Ne yaptığımı bilmiyordum. Mutfaktan bıçak ile odunluktan balta aldım. Rastgele vurmaya başladım. Araya kızlarım girdi. Onları da yaraladım. Çok pişmanım” dedi.
HAKİM KARŞISINDA FARKLI İFADE
Sanık Tevfik Acar, İzmir 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 2 kez ömür boyu ve 20 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında hakim karşısına çıktı. Duruşmanın başlangıcında, mahkeme başkanı Hakim Turgut Yıldırım, sanığın kimlik bilgilerini sordu. Tevfik Acar ise adının ‘Hazreti Hasan Besni’, babasının adının Tevfik Acar, annesinin ise Zübeyde olduğunu söyledi. Tevfik Acar, ‘Nur’ diye ismini bildiği Songül Acar'ı öldürmesi için dedesi Ali Acar'ın emir verdiğini belirtti. Hakim Yıldırım, sanığa, Tevfik Acar isminin çok yakıştığını bu şekilde hitap etmesi durumunda sakınca olup olmadığını sordu. Sanık Tevfik Acar ise “Ben Tevfik Acar değilim. Sensin Tevfik Acar, ben senin huzuruna geldim mübarek adam. Sen sor ben cevap vereyim. Doğum tarihim 1150. Mesleğim Ağrı'da topçu yüzbaşı. Bekarım, hiç evlenmedim. Çoluk çocuğum yok. ‘Nur’ askeri bilgilerimizi ABD'ye sızdırıyormuş. Üzerime kayıtlı hiçbir şey yok. Sadece Yüzbaşı maaşı alıyorum. Songül Acar diye birini tanımam. Dedem Ali neden buraya gelmedi. Nur'u bir ajan olarak tanırım. Kendisi dedemin yanında çalışıyordu. Dedeme ihanet etti. Ortadan kaldırmamı istedi. Ben de silahla üç dört el ateş edip öldürdüm. Diğer iki kişiyi ben yaralamadım Onları tanımam” dedi. Hakim Turgut Yıldırım, sanığa, polis, savcılık ve mahkemede verdiği ifadelerini kabul edip etmediğini sordu. Sanık, “Burada şimdi verdiğim ifadelerim doğrudur” diye cevap verdi.
Duruşmaya tanık olarak gelen 11 yaşındaki B.A., sanığın babası olduğunu, olayı hiç görmediğini, komşuları tarafından uyandırıldığında sonradan gördüğünü söyledi. Sanık avukatı, müvekilinin cezai ehliyetinin yerinde olup olmadığının tespiti için tam teşekkülü bir sağlık kuruluşuna gönderilmesini talep etti. Sanık Tevfik Acar, buna karşılık, “Ben deli değilim. Kışlada çok rahatım” dedi.
Duruşma, sanık Acar'ın, akli dengesinin yerinde olup olmadığının ve cezai ehliyeti bulunup bulunmadığının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmesine karar verilip, ertelendi.
 
Yukarı Alt