+Dejavu+

Bilgiliyim
Kayıt
6 Mayıs 2008
Mesajlar
1.203
Beğeniler
1

''12 Haziran seçimleri ile ilgili olarak... Biz 4 yıl sonrasını değil, 12 yıl sonrasını, Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünü, yani 2023 yılını hedefleyerek seçimlere gidiyoruz. Ayağı yere basan, gerçekleşebilir hedefleri milletimizin takdirine sunuyor, Türkiye'yi, 2023'te dünyanın en büyük 10 büyük ekonomisinden biri olarak görme vizyonu ile yeni döneme hazırlanıyoruz. Biz bu yola ikbal için çıkmadık. Biz bu yola şahsi hırslarımızı temin için, koltuk ve makam sevdası için çıkmadık. Tüzüğümüzü ve programımızı hazırlarken, bu anlayışla hazırladık. Biz, bu yola yoksulların umudu olarak çıktık, sessiz yığınların sesi olarak, kimsesizlerin kimsesi olarak çıktık. Ayağında çarığı olmayan, üzerinde giyeceği, sofrasında yiyeceği olmayan, kalem tutacak elleri soğuktan tir tir titreyen çocuklar için biz bu yola düştük.''

-''SÖYLEDİKLERİMİZİN TAKLİDİ BAŞLADI''-

Başbakan Erdoğan, şimdi artık, ''elindeki reçete ile ilaçlarını istediği eczaneden alabilen bir Türkiye olduğunu'' söyledi.

Söylediklerinin taklidinin başladığını belirten Erdoğan, ''Biz, 'her doğan sigortalı doğacak' dedik. Sosyal güvencesi ile genel sağlık sigortası ile doğacak ve 18 yaşına kadar devam edecek. Bunu yaşayan bir Türkiye var. Şimdi birileri çıkıp 'biz hayat boyu sigorta' diyor. Önceleri geldiniz, yaptınız mı? Yapmadınız. Niye yalan söylüyorsun? Başaramadınız, yapamadınız. Siz bu ülkede iktidar gördünüz, iktidarlara şöyle böyle de olsa geldiniz, yapamadınız ama biz yaptık'' diye konuştu.

Erdoğan, tek göz evinde yaşayan ailelerin AK Parti iktidarı ile 360 bini sahiplerine teslim edilen ve 10-15-20 yıl vadeyle verilen 480 bin konutun inşasını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

''Tenceresinde, çocukları için su kaynatan anneler... Artık valilerimizin kaymakamlarımızın... Sosyal dayanışma fonundan verilen desteklerle evlerine aş geliyor. Bunu istismar ettiler. 'Devlet sadaka devleti oldu' dediler. Sadaka devletin görevi değil, sadaka bireyin görevidir. Sağ eliyle verdiğini sol eli görmez. O zengine ait bir iştir. Devlet sosyal devlet olarak bunu yapmak zorundadır, biz bunu yaptık. Yani biz bunu, Ömer misali yapmaya gayret ettik. Tam yaptık mı, yapamadık. Biz, şu anda ülkemizin ara sokaklarında... Valilere, kaymakamlara hep bunu söyledim: Valilik makamında oturup kalmayın, dolaşın, gezin, bakın. Nerede, kim fakir, bunları bulun, kimin bacası tütmüyor buna bakın, onların kömürünü, sobasını götürün. Dediler ki 'ben her aileye 600 lira vereceğim.' 'İşte bu dağıttıklarınızın tutarı, o da oradan vereceğim' dedi. Akşam başka, sabah başka. Eğer bu işin hesabını yapacak olursak, bu dağıttıklarımız senin o 600 liranın çok çok üstünde. Çünkü o 600 lira ile bunlar alınamaz. Kaldı ki valilikler ayrıca sosyal güvencesi olmayanlara, mali olarak da belli miktarda parasal yardımı da zaten yapıyor. Bunu da yapıyoruz. Kimi aldatıyorsun ya... Benim halkım bunları görüyor, biliyor.''

-''DUYGULU VEDA-

Başbakan Erdoğan, milletle gönül bağlarını bir an olsun koparmadıklarını kaydetti ve duygulanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Burada hepinize en kalbi şükranlarımı sunarken, şunu tüm kalbimle ifade ediyorum: Bu mübarek yolda bana sizin gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime hamd ediyorum. Yanlışlar, hatalar olabilir. Ben sizlerden razıyım, inanıyorum ki millet sizlerden razıdır. Allah da sizlerden razı olsun diyorum. Bizim dünyamızda, kardeşler arasında hesaplaşma olmaz, helalleşme olur. Eğer üzerimde hakkınız varsa ben sizlere hakkımı helal ediyorum, lütfen sizler de bana ve birbirinize hakkınızı helal edin. Böyle bir yolda ikbal hırsı olamaz, şahsi beklentiler öne çıkarılamaz. Böyle kutlu bir yolda küslüğe, kırgınlığa, dargınlığa asla yer olamaz. Hani üstat diyor ya; 'İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal/ Hamallık ki sonunda, ne rütbe var, ne de mal/ Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan/ Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.' Bu kadro böyle bir misyonla, hissiyatla donanmış bir parti. Hesap günü bizim aklımızdan bir an olsun çıkmadı, çıkmayacak da. Biz, ilklerin olduğu kadar ilkelerin partisiyiz. Partimizin tüzüğüne koyduğumuz o maddeden hareketle, biliyorsunuz son kez aday oluyorum. Sonra ara veriyorum, gerisi Allah kerim. Bu bir bayrak barışıdır, koltuğuna yapışanları kıyasıya eleştirdiğimiz bir noktada biz de onlardan olamayız, onlar gibi davranamayız.

Millete hizmetin sayısız yolu, yöntemi var. Siyaset sadece bu çatı altına girmek değildir. Siyaset, partide yapılır, partinin dışında çeşitli kurum ve kuruluşlarda yapılır. Eğer biz muhafazakar, demokrat bir hareketin mensuplarıysak, bu hareketin çeşitli kurum ve kuruluşlarında da görev yapmamız gerekir. Yani aday olamadığımız andan itibaren eyvallah değil, bir daha ki seçimlere kadar kaybolanlardan olmamalıyız. Aynı şekilde yola devam etmeliyiz. Bunun bir çok yöntemi var. Biz de kenara çekilir, bir yol tutturur ve millete kaldığımız yerden hizmete devam ederiz. Aktif siyasetin mekanı, sadece burası değildir. Buradaki arkadaşlarımla, teşkilatımdaki tüm kardeşlerimle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hizmet üretmenin içinde olacağız. Bu şarkı burada bitmiyor, bu şarkı 12 Haziran'dan itibaren çok daha gür ve ahenkli şekilde ustalık dönemi olarak devam edecek. Ülkeye hizmetlerinizden dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Bir kez daha Allah sizlerden razı olsun diyorum. Daha birlikte yürüyecek nice yolumuz var.''
 
Yukarı Alt