Kayıt
5 Ekim 2008
Mesajlar
8.382
Beğeniler
0
Ekin tarlaları üzerindeki geniş alanların gece esrarengiz bir biçimde düzleştirilmesiyle oluşan büyük geometrik modellerdir. “Hasat Çemberleri” ya da “Ekin Motifleri” olarak da bilinen bu şekiller bir gecede birdenbire belirmektedirler; kimler ya da hangi güçler tarafından oluşturuldukları görülememiş olsalarda, araştırmalar ve bulgular çok enterasan sonuçlar doğurmaktadır.

Bu gizemli şekiller ilk kez 1980’de, yerel İngiliz gazetesi Wiltshire Times tarafından “Ekin Çemberleri” olarak adlandırılmışlardır. Ekin çemberleri buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç gibi farklı ürünlerin yetiştiği tarlalarda ortaya çıkabildikleri gibi, nadirende olsa sebze ekili alanlarda, ağaçlık bölgelerde, hatta kar üstünde bile görülebilmektedir. Tahıl tarlalarında, genellikle ekinlerin belirli bir boy ve olgunluğa eriştikleri dönem olan Nisan-Eylül ayları arasında ortaya çıkmaktadırlar. Büyüklükleri şekilden şekile farklılık göstermekle beraber, çapları genelde 5 metre ile 220 metre arasında değişmektedir. Büyük oluşumların uzunluğu 280 metreye kadar varmakta, yaklaşık 10.000 metrekarelik bir alanı kaplayabilmektedirler.

İngiltere, özellikle Stonehenge bölgesi ekin çemberlerinin ana vatanı olarak bilinmekteyse de bu gizemli şekillere hemen hemen her ülkede rastlanmaktadır. En çok İngiltere, Almanya, Rusya, Kanada'da görülmektedirler. Bu şekiller ilk ortaya çıkmaya başladıklarında yalnızca basit, simetrik çemberlerden oluşmaktaydılar. Günümüzde ise, matematiksel anlamda kusursuz grafikler olan spiraller gibi pek çok değişik formda ekin çemberleri ortaya çıkmaktadır. Şekiller zamanla geometrik açıdan hem karmaşıklaşmış hem de mükemmelleşmiştir; Ekin çemberleri genelde yay, üçgen ya da daire biçimindedirler, fakat dikdörtgen ve poligon gibi başka biçimlerde oluşumlara da rastlanmaktadır.

Ekin çemberlerinin hemen hepsinde, alt kısımdaki ekinler, merkezden dışa doğru uzanan bir spirale sahiptirler. Çemberlerin kenarları oldukça düzgündür; pergelle çizilmiş izlenimi vermektedirler. Gerçek ekin çemberlerinde ekinler yere yatıktır ve yerden yaklaşık 1 inç yüksekliktedirler. Ekinler kırılmamışlardır ve genelde büyümeye devam ederler. Bu, ekin çemberlerinin insanlar tarafından yapılmamış olduğunun bir başka kanıtıdır, çünkü normalde ekinlerin bu şekilde düzleştirilmesi kopmalarına, kırılmalarına ve hasar görmelerine neden olmaktadır. Çemberlerden bazıları bir sepet gibi örülmüştür, buna rağmen bitkilerin her biri şaşırtıcı bir biçimde doğru yerdedir. Bu şekillerden bazılarında ise ekinler belli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra spiral biçimini almaktadırlar. Bu özellikleri ekin çemberlerini benzersiz kılmaktadır.

Ekin çemberlerinin geçmişi 1670’lere kadar uzanmaktadır, fakat bunların varlığına ilişkin kanıtlar ancak yakın zamanlarda elde edilmeye başlamıştır. Kayıtlara geçen ilk ekin çemberi 1966 yılında, İngiltere’nin Hertfordshire kasabası sakinleri tarafından bulunmuştur. Bu esrarengiz şekiller 1972 yılına kadar bir daha görülmemişlerdir. Ağustos 1972’de, Güney İngiltere’nin Warminister bölgesinde önce bir UFO gözlemlenmiş, ardından da bir buğday tarlasında esrarengiz şekiller belirmiştir. 1972 yılından beri her yıl daha çok sayıda ekin çemberi ortaya çıkmaktadır. 1976 yılında, Langenburg’lü bir çiftçi olan Edwin Fuhr, tarlası üzerinde uçan kubbe şeklinde araçlar görmüştür. O gece tarlayı araştıran Fuhr, burada dört ekin çemberinin oluştuğunu farketmiştir. Bu olayı takip eden üç gün boyunca UFO’lar gözlemlenmeye devam etmiş ve çemberlerin sayısı yediye ulaşmıştır

Ağustos 1981’de araştırmacı Pat Delgado, basın organlarına, Winchester yakınlarındaki Cheesefoot Head’de bir mısır tarlasında birtakım esrarengiz çemberlerin ortaya çıktığını bildirmiş, olay önce İngiltere’de ardından da tüm dünyada büyük yankı uyandırmış ve dikkatler ekin çemberleri bilmecesine çevrilmiştir.

1983 yılında şu anda dünyanın en önde gelen ekin çemberleri araştırmacılarından biri olan İngiliz mühendis Colin Andrews, Ekin Çemberleri Araştırma (CPR)’yi kurmuştur. Andrews ve Delgado, bu oluşumlarla ilgili detaylı araştırmalar yapmaya başlamışlar, çiftçiler ve diğer tanıklarla görüşmüşler, şekillerin çeşitli açılardan fotoğraflarını çekmişler ve elde ettikleri bulguları değerlendirmişlerdir. 1973 yılından 1997 yılına kadar ortaya çıkan ekin çemberlerinin hepsi CPR arşivlerinde kayıtlıdır.

Delgado ve Andrews, 1987 yılında Wiltshire ve Hampshire kentleri yakınlarında 40’a yakın ekin çemberi bulmuşlardır. Bunlar daire, yüzük, eşmerkezli daire biçiminde üçlü ve beşli oluşumlardı. 1987 yılında, ekin çemberleri oluşumları hem sayı bakımından hem de modellerdeki çeşitlilik ve karmaşıklık açısından yeni bir ivme kazanmıştır. Aynı zamanda bu şekillerin esrarengizliği de artmıştır. Çemberlerin içine giren köpekler hastalanmış, turuncu ışıklar yayan cisimler görülmüş, esrarengiz sesler duyulmuştur. Colin Andrews bu çemberlerin birinin içindeyken “statik elektriğin hışırtılı sesini” duyduğunu söylemiştir.

Bu konudaki teorilerden biri de, UFO Olaylarını örtbas etmeye çalışan istihbarat birimlerinin halkı yanlış yönlandirmek için ortaya attıkları; bu oluşumların insanlar tarafından sahtekarlık amaçlı yapıldıkları teorisidir. Fakat bu oluşumlar o kadar gelişmiş ve komplike tasarımlara sahiplerdir ki, bu birdenbire beliren devasa ve kusursuz şekillerin insan yapımı olabileceğini düşünmek imkansızdır. Bunun kanıtlanması için, bu şekillerin bazıları kopye edilmeye çalışılmış, fakat küçük bir daire bile düzgün yapılamamıştır. Şekiller zamanla daha da karmaşıklaşmış; DNA spiralini temsil eden şekillerden, oldukça komplike matematiksel figürlere kadar uzanan bir çeşitlilik göstermiştir. Bu yüzden ekin çemberlerinin sahtekarlık ürünü olduğu teorisi de bu şekillerin oluşumunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Bu konuda en çok destek gören görüş, bu şekillerin dünyamızı ziyaret eden insan dışı zeki varlıklar tarafından yapıldığı görüşüdür.

Ekin çemberlerinin içine giren kişiler, buradayken ya da buradan çıktıktan sonra farklı hisler duyduklarını bildirmişlerdir. Bu kişiler, çemberlerin içindeyken aşırı baş dönmesi ve mide bulantısı yaşadıklarını söylerler. Hatta bazıları bu deneyimin ayaklarını yerden kestiğini söylemektedir. Yeni yüzyıl insanları, ekin çemberlerinin içindeyken kendilerinde iyileştirici güçler hissettiklerini iddia etmektedirler. Bazıları ise ekin çemberlerini bir tür sanat olarak yorumlamakta ve çemberlerin, sanat eserleri gibi derin ve etkileyici anlamlar taşıdıklarına inanmaktadırlar.

Ekin çemberleri sadece insanları değil hayvanları da etkilemektedir; yakın çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar çemberlerin ortaya çıkmasından saatler önce hırçınlaşmaya ve sinirli hareketler yapmaya başlamaktadırlar. Çemberler, aynı zamanda çevrelerindeki elektronik aletlerin bozulmasına neden olmaktadırlar. Çemberlerin üzerinde uçan uçakların içindeki elektronik donanımlar zaman zaman arızalanmaktadır.

Çemberler, ortaya çıktıkları alanı tümüyle etkilemektedir; bir çemberin içindeki ve çevresindeki ekinlerin manyetik yapısı ve yaydığı enerji değişmekte, ürünlerin kromozomları ciddi dönüşümlere uğramaktadır. Manyetik alan değişimleri dolayısıyla bölgede pusulalar çalışmamaktadır. Çemberlerin ortaya çıktığı gecenin sabahı araba aküleri arızalanmakta, Geiger sayaçları bölgede oldukça yüksek oranlarda radyasyon belirlemekte, voltmetreler yüksek seviyede enerji oluşumu tespit etmektedirler. Bu enerji bölgede çok uzun bir süre boyunca, ekinler toplanıp yeni tohumlar ekildikten sonra bile kalmaktadır.

 

Absence

 
Kayıt
29 Aralık 2007
Mesajlar
8.261
Beğeniler
1
İbrahime de dedim aslında bu adam alıştı bu uzaylı muhabbetlerine diye
 
Kayıt
6 Şubat 2007
Mesajlar
335.490
Beğeniler
1.636
Şehir
Taksim/IST.
Server
Flora
Takımı
Galatasaray
Absence demiş ki:
İbrahime de dedim aslında bu adam alıştı bu uzaylı muhabbetlerine diye

puahahahhaa :twisted: :mrgreen:

hele bu ekin tarlalarına gelip resim yapmaları beni gebertiyor gülmekten gel kuzum al beni götür mars'a orada iki üç hatun ver bi takılayayım tatlarına bakayım sonra gelip ben tarlalara bolca işaret çizmezsem adam değilim (alın götürün beni gene diye ahahaha) :D :P

e.von daniken tanrıların arabaları kitabını okumanızı tavsiye ediyorum kütüphanemde mevcuttur ve okunmuştur çok lezzetli bir kitaptır.
 
Kayıt
2 Ekim 2007
Mesajlar
1.964
Beğeniler
0
Şehir
Go To HeLL!
Sitede pekte görmeye alışık olmadığımız derecede ''entelektüel' konular;tebrik ederim.Ancak fazla kafa yormamanı tavsiye ediyorum.Zaman zaman insanların bir konu üzerinde çok düşündüğü merak ettiği olur,ancak saplantı haline getirirsen diğer güzellikleri göremezsin.
 
Kayıt
5 Ekim 2008
Mesajlar
8.382
Beğeniler
0
NighTwaLkeR demiş ki:
Sitede pekte görmeye alışık olmadığımız derecede ''entelektüel' konular;tebrik ederim.Ancak fazla kafa yormamanı tavsiye ediyorum.Zaman zaman insanların bir konu üzerinde çok düşündüğü merak ettiği olur,ancak saplantı haline getirirsen diğer güzellikleri göremezsin.
Yok fazla kafa yormuyorum ama paylaşımlarımı bu konular üzerine yapacağım 8)
berkomu demiş ki:
teşekkürler bu güzel paylaşım için
Görevimiz :beer: :curtain:
Absence demiş ki:
İbrahime de dedim aslında bu adam alıştı bu uzaylı muhabbetlerine diye
:lol: :P
eHia demiş ki:
Takmışsın bro sen bu konuya :D
Yaşadığımız evreni herkes tanısın :thumbsup:
extraloob demiş ki:
Absence demiş ki:
İbrahime de dedim aslında bu adam alıştı bu uzaylı muhabbetlerine diye

puahahahhaa :twisted: :mrgreen:

hele bu ekin tarlalarına gelip resim yapmaları beni gebertiyor gülmekten gel kuzum al beni götür mars'a orada iki üç hatun ver bi takılayayım tatlarına bakayım sonra gelip ben tarlalara bolca işaret çizmezsem adam değilim (alın götürün beni gene diye ahahaha) :D :P

e.von daniken tanrıların arabaları kitabını okumanızı tavsiye ediyorum kütüphanemde mevcuttur ve okunmuştur çok lezzetli bir kitaptır.
Uzay-uzaydaki yaşam fonksiyonları ile ilgili topic açılmasını istediğimde de söylemiştin o kitabı,ama kitap bayağı eski,piyasada yok şu an :popcorn:

Herkese yorumları için teşekkür ederim :muck:
 
Yukarı Alt