Kayıt
23 Kasım 2007
Mesajlar
4.067
Beğeniler
1
Şehir
Extrablatt/Antalya




god of war, diablo tarzı oyun seven arkadaşların kesinlikle bitirmesi ve arşivinde bulunması gereken bir oyun.
bn başladıktan sonra 2 günde bitirdim oyunu, god of war tarzı ama onun kadar iyi değil.
oyunun genel hikayesi şöyle;

Cennet ve cehennem arasındaki ebedi savaşın dengeleri onlar. Yüce konseyin en çok güvendiği ilahi varlıklar… Ölüm, Kıtlık, Fetih ve Savaş… Mahşerin Dört Atlısı, Yeni Ahit ve Hıristiyanlık tarihinin önemli figürleridir. Cennet ve cehennem krallıkları arasındaki savaşın yeryüzüne inmesi ve kıyametin erken kopmasıyla suçlanan Savaş, ilahi güçlerinin elinden alınmasıyla dünyada kalıyor ve onu arkadan bıçaklayanın kim olduğunu bulmaya çalışıyor. Darksiders, aksiyon ve maceranın sıkı bir harmanı şeklinde çıkıyor karşımıza. God of War tarzı dinamiklere sahip aksiyonun yanında, yolumuzu bulmaya çalışırken çözmek durumunda kalacağımız kimi kolay, kimi zor bulmacalarla da karşılaşıyoruz. Oyun hem yeraltında, hem de yeryüzünde geçiyor. Yukarıdayken oyun hafiften GTA sosuna batıyor diyebiliriz. Serbestçe dolaşabiliyor ve yolunuza çıkan düşmanlarla kapışıyorsunuz. Oyunun dövüş sistemi Devil May Cry’ı fazlasıyla andırıyor. Kombo bazlı dövüşler, hem estetik görünüyor, hem de oldukça eğlenceli anlar yaşatıyor bizlere. Elbette ki farklı silahlarla, farklı hareketler ve kombolar çıkarabiliyorsunuz. Diğer yandan ilginç bir şekilde Zelda tadı da almanız mümkün. (Zelda: Nintendo’nun ünlü RYO-macera oyunu.) Tıpkı Zelda serisinde olduğu gibi burada da daha önce gidemediğiniz yerlere aldığınız yeni silahlar ya da nesnelerle gidebiliyorsunuz. Silahlar kimi zaman bulmaca çözmeye de yarıyor kısacası. Burada önemli bir detayı itiraf etmek durumundayım: Darksiders’ı ilk oynamaya başlamadan önce oyunun katıksız bir aksiyon oyunu olduğunu düşünmüştüm. Ne var ki oyun beni kesinlikle ters köşeye yatırdı. Darksiders’ın kimi bölümlerinde Valve’ın ünlü oyunu Portal’a rahmet okutacak bulmacalar var. Yolunuzu bulana kadar canınız çıkıyor resmen. Fakat aklınıza kötü, sıkıcı ve insanı bunaltan bulmacalar gelmesin. Biraz uğraşarak neyin ne olduğunu birkaç dakika içinde çözebilirsiniz. Bulmacaların varlığı oyuna can vermiş ve tekdüze bir aksiyon oyunu olmasını engellemiş. Dövüşlerde de aynı durum söz konusu, farklı silahlarla yapılabilen farklı kombolar çeşitliliği sağlarken, farklı düşman tipleri de sizi düşünmeye itiyor. Hangi silahın, hangi düşmana daha etkili olduğunu bulmak başarılı olmak için önemli bir taktik olarak ortaya çıkıyor. Beni ters köşeye yatıran bir diğer unsur ise senaryo anlatımı ve karakter örgüsü oldu. Spoiler verip işin tadını kaçırmak istemiyorum ancak Azrail’in bile, “Çok hatalar yaptım, pişmanım,” diyebildiği uçuk noktalara geliyor oyunun senaryosu. Peki, iyi işlenmiş mi? Eğer ilk kriterimiz merak uyandırmak ve sürükleyicilik ise evet, senaryo kesinlikle sizi sıkmıyor. Oyunun basit bir de tecrübe sistemi bulunuyor. Savaştıkça tecrübe kazanıyor ve belli güçlere, silahlara ancak bu şekilde ulaşabiliyorsunuz. Oyun ilerledikçe zorlaşan bir yapıya sahip. Daha fazla sayıda ve daha güçlü düşmanlarla kapışmak zorunda kalıyorsunuz. Fakat kahramanımız tüm bunlar, göğüslemesini sağlayacak güçlerden ilkin yoksun durumda. Bir diğer deyişle aslında oyunun başında mahrum kaldığınız güçleri, bölümler arasında ilerledikçe geri kazanmaya başlıyorsunuz. Oyunun asıl güzellikleri de güçlerinizi geri kazanmaya başladıktan sonra çıkıyor ortaya.

SÜRÜN ATINIZI İLERİ
Darksiders’ın bir diğer hoş yanıysa haritalarının ne çok büyük, ne de çok küçük olması. Hani, bazı oyunlarda gidecek yer yapacak iş bulamaz ve çabucak tüketirsiniz. Bazılarındaysa oyunun büyüklüğü bezdirir sizi… Darksiders zaman zaman serbest dolaşım imkanı tanımasına rağmen ikisinin arasındaki dengeyi gayet iyi oturtmuş. Senaryo da sürükleyici olunca keyifle oynuyorsunuz. Eh, elinizin altındaki kahraman da Mahşerin Dört Atlısı’ndan biri olan Savaş. Yani, atlı… Savaş, atı ‘Yıkım’ ile beraber ilerleyebiliyor kısacası.

KAOS YİYEN KILIÇ
Atınız ‘yıkım’ yani Ruin’i kullanmak oldukça eğlenceli. Ayrıca oyunda ilerledikçe o da daha iyi bir hale geliyor. Elbette ki dolaşırken dikkat edin gözünüz muhteşem grafik tasarımlara kaymasın. Oyunun öyle ahım şahım grafikleri yok ancak tasarımlar son derece kaliteli. İlahi adaletle yıkılmış olan dünyanın tasviri son derece başarılı.

KIYAMET KOPACAK
Biz oyunu hem PlayStation 3’te, hem de Xbox 360’ta inceleme şansı bulduk. PS3 sürümünde herhangi bir aksaklık gözümüze çarpmazken, X360 sürümünde bazı grafik hataları tespit ettik. Ayrıca yine X360’ta ekran kalabalıklaştığı zaman saniyedeki kare oranında ciddi düşmeler söz konusu olabiliyor. Yine de iki sürüm de gayet eğlenceli bir deneyim sunuyor bizlere. Kesinlikle tavsiyemizdir.

GÜÇLER

Ekranın sağ üzerinde kullanabileceğiniz özel güçleri görebiliyorsunuz. Özel güçlere çok sıkıştığınız anlarda mutlaka başvurun. Elbette ki oyunun ilerleyen bölümlerinde daha yıkıcı güçlere kavuşuyorsunuz.
ÇEVRE

Düşmanlarınızı öldürmek için sadece silahlarınızı değil çevreyi de kullanabiliyorsunuz. Özellikle kalabalık anlarda onları köşeye sıkıştırabilir ya da dar koridorlara atabilirsiniz. Çevreyi kullanmak oldukça önemli…
UÇMAK

İşte en sıkı güçlerinizden biri de bu. Oyunun serbest dolaşıma imkan veren mekanikleri sayesinde haritalar epeyce geniş şekilde tasarlanmış. Bu şekilde gezmekse inanılmaz eğlenceli.
GEZMEK

Oyunun büyük kısmı yeryüzünde geçiyor ancak zaman zaman ilginç mekanları da ziyaret ediyorsunuz. Kullanabileceğiniz birkaç da araç bulunuyor. Diğer taraftan mekan tasarımları da göz alıyor.
DİKKAT

Zaman zaman yer bulmak sıkıntı olabiliyor. Bunun önüne geçmenin en faydalı yolu çok hızlı oynamamak. Önemli olabilecek küçük ayrıntıları kaçırmamak için biraz daha yavaş bir tempoyla oynamanızı öneriyoruz.
OYNANABİLİRLİK
-4YILDIZ-

GRAFİK
-4YILDIZ-

EĞLENCE
-4YILDIZ-

SES – MÜZİK
-4YILDIZ-

YAPIMCI
VIGIL GAMES

DAĞITICI
THQ

PLATFORM
PS3, XBOX 360
ps: oynamanızı şiddetle tavsiye ederim :muck:
 
Yukarı Alt