Kayıt
10 Nisan 2007
Mesajlar
7.172
Beğeniler
0
Şehir
Paralel evren


Ülke olarak ihale alınabileceğini söyleyen Prof. Dr. Demir, hazırlık yapılmasını istedi .

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yürütülen "büyük hadron çarpıştırıcısı deneyi" kapsamındaki CMS deneyinde görevli İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Durmuş Ali Demir, Türkiye’nin CERN’e üye olması halinde açılan ihalelere Türk firmalarının da girmesinin önünün açılacağını, firmaların buna hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Demir, CERN’de yürütülen büyük hadron çarpıştırıcısı deneyiyle ilgili olarak Türkiye kamuoyunun yeterli ve doğru bilgilendirilemediğini savundu.

Dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarı CERN’in 2. Dünya Savaşı sonrası AB’yi birleştiren bir proje olarak ortaya çıktığını, Avrupa’nın en üst bilim ve teknoloji kurumu haline geldiğini kaydeden Prof. Dr. Demir, 20 üyeli kurumun birisi Türkiye olan 8 gözlemci üyesi bulunduğunu ifade etti.

Demir, CERN’de evreni anlamaya yönelik araştırma ve deneylerin yan ürünlerinin hayatı kolaylaştırıcı birçok buluşu beraberinde getirdiğini, internetin bu deneylerle ortaya çıkan bir buluş olduğunu, kanser tedavisinde kullanılan hadron terapisinin de yine deneylerin yan ürünü olarak bulunan teknolojiler arasında yer aldığını belirtti.

CERN’de yapılan yeni deneylerle yakın bir dönemde büyük toplumsal döngüler yaratacak buluşlar yapılmasının beklendiğini söyleyen Demir, son dönemde büyük hadron çarpıştırıcısı deneyinin de benzer ürünler ortaya çıkaracağına dikkati çekti.

FİZİKÇİLERİN REKABETİ

Prof. Dr. Demir, Çarpıştırıcıdaki ATLAS deneyine Ankara ve Boğaziçi üniversiteleri, CMS deneyine Boğaziçi, Çukurova ve ODTÜ’den grupların katıldığını, İYTE’nin Boğaziçi Üniversitesi üzerinden katıldığı CMS deneyinde Türkiye’den verilen ilk fizik projesini hazırladığını kaydetti.

CMS’deki deney kapsamında dünyada toplam 3 bin 557 fizikçinin yeni kuvvet kanunlarını araştırdığını, bu alanda ülkelerin oluşturduğu grupların büyük rekabet içinde olduğunu ifade eden Demir, deneyde elde edilen verileri analiz ettiklerini, yeni kuvvet kanunlarıyla ilgili bilgileri ortaya koyacak bu analizin sonuçlarını zorlu bir sürecin ardından bilimsel yayın haline getirdiklerini ifade etti.

Gözlemci üye Türkiye’nin deneyde elde edilen analizleri değerlendirebilir durumda olduğunu, bu deneyden öncelikle bilimsel değil teknolojik olarak faydalanma hesapları yapması gerektiğini savunan Demir, şöyle konuştu.

"Deney üyeliğinin Türkiye’ye getireceği yıllık mali bir yük var. Bu yatırımın karşılığını alabileceğimiz ortamı oluşturmamız gerekiyor. Ülkemizde CERN’de yapılan yüksek teknolojideki çalışmalara katkıda bulunacak ve burada elde edilen verilerden faydalanabilecek firmalarımız var mı bunu iyi irdelemek gerekiyor. Türkiye’nin bu büyük deneyden sağlayacağı faydanın artması için firmalarımızın daha ilgili olmasını bekliyoruz. Şu ana kadar Türk firmaları CERN’de sadece küçük inşaat işleri ve bazı parçaların üretiminde yerini alabildi. Türkiye’nin CERN’e üye olması halinde açılan ihalelere Türk firmalarının da girmesinin önü açılacak. Firmalarımızın buna hazırlıklı olması gerekiyor. Üniversitelerin yanı sıra firmaların da CERN ile ilişkileri özendirilmeli ve kolaylaştırılmalıdır."

"ÜNİVERSİTELERDE YENİ BÖLÜMLER AÇILMALI"

CERN deneylerinin sadece fizikçilerin çalışma alanı olarak görülmemesi, elde edilen verilerin teknolojiye daha hızlı uyarlanması için Türkiye’deki mühendis ve kimyagerlerin aktif katılımı gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Demir, üniversitelerde yeni bölümlerin açılmasına da ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Demir, YÖK’e sundukları raporla CERN’den alınacak bilgilerin ülkeye katkısının katlanması için hızlandırıcı teknolojileri mühendisliği, dedektör teknolojileri mühendisliği, bilgi teknolojileri mühendisliği, tıbbi teknolojiler mühendisliği ve fen fakültelerinde bilgi bilimi bölümleri kurulması gerektiğini belirterek, "CERN’deki deneylere katılmak ülkemize bilimsel, teknolojik, ekonomik, kültürel ve politik yararlar sağlayacaktır" dedi.

Büyük hadron çarpıştırıcısı deneyleriyle ilgili haberlerin Türkiye kamuoyunda daha çok magazinel bakış açısıyla ele alındığını öne süren Demir, "Kamuoyuna deneyle ilgili yanlış bilgiler verildi. Magazin ağırlıklı bakış açısı nedeniyle fizikçiler olarak insanların güvenini kaybetmekten korkuyoruz" diye konuştu.


 
Yukarı Alt