Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
  • Güneşten 100 kat büyük yıldızın görkemli patlaması

    Bilim adamları, geçen yıl tanıklık ettikleri şimdiye kadarki en parlak ve şiddetli süpernova (enerjisi biten büyük yıldızların şiddetle patlaması) patlamasına yaptıkları araştırmayla açıklık getirdiler.


    Araştırmalarını saygın İngiliz dergisi Nature'da yayımlayan Amerikalı astronomlar, geçen yıl 18 Eylül'de gözlemlenen, 240 milyon ışık yılı uzakta NGC 1260 galaksisindeki SN2006gy süpernovasının, Güneş'n 50 milyar katı yoğunlukta parlaklığa ulaştığını tespit ederek, yıldızların ölümü konusundaki teoride önemli bir noktayı belirlediler.

    Güneş'ten en az 100 kez daha büyük olan ve şimdiye kadar gözlemlenen süpernovaların 100 katı ışık saçan bu yıldızın en az 6 kez patladığını belirten California Üniversitesi'nden Stan Woosley, oluşturdukları modele göre, Güneş'in 90 ila 130 katı büyük kütleye sahip sıra dışı yıldızlar için böyle bir senaryonun geçerli olduğunu kaydetti.

    Hipernova'nın görkemli patlaması

    Bazı gökbilimciler, bu olaya "hipernova" adının verilmesi gerektiğini savunarak, "Yıldız genleşiyor, ancak bu arada gökcismini patlatmak için yetersiz kalıyor ve patlama süresi uzuyor. Güneş'in 90 ila 130 katı yıldızlar için bir nabız, vurum söz konusu" diye konuşuyorlar.

    Genleşme, radyasyona neden oluyor ve bir büzülme meydana geliyor. Bunun ardından yeni bir genleşmeye neden olan yeni bir sıcaklık ortaya çıkıyor. Sonrasında yıldız 40 güneş hacmine dek daralıyor, demirce zengin çekirdeği eriyor ve bir gama ışını patlamasıyla yaşamı sona eriyor.


    Karşıt Teori


    Bu arada, Amsterdam Üniversitesi'nden Hollandalı astronomlar Simon Portegies Zwart ve Edward van den Heuvel, karşıt teorilerinde, SN2006gy süpernovasının tek bir yıldızdan oluşmadığını savundular.

    Hollandalı astronomlar, buna karşın iki dev gökcisminin çarpışmasının söz konusu olduğunu belirttiler.

    Gökbilimcilerin genel varsayımına göre, başlangıçta yapısı, iyonize madde olan plazma şeklindeki bir süpernovanın parlaklığını yitirmesi haftalar ya da aylar sürebilir.

    Bu süre zarfında yaydığı enerji, güneşin 10 milyar yılda yayacağı enerjiden daha fazladır. Bu patlamalar, maddenin evrende bir noktadan başka noktalara taşınması işine yarar. Patlama sonucunda dağılan yıldız artıklarının, evrenin başka köşelerinde birikerek yeniden yıldızlar ya da yıldız sistemleri oluşturduğu varsayılmaktadır.

    Bu teoriye göre, Güneş, Güneş Sistemi içindeki gezegenler ve bu arada Dünya da çok eski zamanlarda meydana gelmiş bir süpernova patlamasının sonucunda ortaya çıkmış olabilir.
 
Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
  • ODTÜ' den radarla görünmezlik teknolojisi

    ODTÜ'lü araştırmacılar, yerli kaynaklarla, radarda görünmezlik teknolojisinde kullanılabilecek yeni radar soğurucu kaplamalar geliştirdi.


    Yeni malzemeler, gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi askeri araçların radarda görünürlüğünü binde 1'e kadar düşürüyor.

    Hiçbir koşul altında alev almayan suya, tuza, yosuna, sürtünmeye ve darbeye dayanıklı malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta oldukları için uygulandıkları platformlara fazla bir yük getirmiyor.

    Malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler, ülke içinden sağlanabildiğinden yurt dışına bağımlılık gerektirmiyor.

    AA muhabirine bilgi veren ODTÜ Kimya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Toppare, son yıllarda yüksek frekanslı elektronik sistemler ile birlikte telekomünikasyon cihazlarında ileri derecede bir büyüme ve gelişme yaşandığını anımsattı. Bu sistem ve cihazların yaydıkları elektromanyetik dalgaların diğer elektronik cihazların normal çalışma koşullarını bozduğunu anlatan Toppare, “Elektromanyetik dalga soğurucu malzemelerin kullanımı ile elektromanyetik dalgaların soğurulması veya farklı bir yöne yönlendirilmeleri sağlanarak problemler çözümlenebilmektedir” dedi.

    Dalga soğurucu malzemelerin öneminin, askeri alanlarda hedefin radar tarafından tespit edilmesini zorlaştırması ile arttığını ifade eden Toppare, şöyle devam etti:

    “Elektronik harp teknolojisinin oldukça ilerlediği günümüzde, mevcut ve yeni üretilen harp silah ve araçlarının radarda görünmezlik özelliğine sahip olmaması düşünülemez. Dünyada radar soğurucu malzemelerin özellikle askeri platformlarda uygulanmasına dair birçok örnek mevcuttur. Bir ülke için büyük önem arz eden gemi, uçak, helikopter, denizaltı gibi araçların radar tarafından tespit edilme ihtimalini binde 1'e kadar düşüren radar soğurucu kaplamalar, bu noktada kullanılması kaçınılmaz bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır.”

    Askeri amaçlı kullanıldığı ve ülkelerin menfaatlerini yakından ilgilendirdiği için literatürde bu tür malzemelerle ilgili ayrıntılı bilgi bulmanın mümkün olmadığına işaret eden Toppare, erişilebilen malzemelerin ise uygulamada çeşitli nedenlerle yeterli olmadığının görüldüğünü dile getirdi. Piyasada ve literatürde var olan çoğu malzemenin kalınlık ve ağırlıkları nedeniyle uygulamayı imkansız kıldığını anlatan Toppare, şöyle konuştu:

    “Geliştirilen malzeme ilk olarak uygulanacak platformun işlevini etkilemeyecek kadar ince ve hafif olmalıdır. Düşünülmesi gereken diğer bir husus ise geliştirilen malzemenin alev, su, darbe, sürtünme gibi koşullara dayanıklılık göstererek kimyasal özelliğinden ve radar kesit alanı düşürme kapasitesinden kaybetmemesi gerektiğidir. Yine var olan çoğu malzeme sadece radar soğurma özelliği göstermekte olup belirtilen spesifikasyonların hiçbirini taşımamaktadır. Ayrıca bu amaçla üretilen malzemelerin tek bir dalga boyundan ziyade, geniş bir bant aralığında yüksek soğurma sağlaması gerekmektedir. Ancak bilinen malzemelerin çoğu tek bir frekansta yüksek soğurma sağlayıp diğer frekanslarda iş görmemektedir.”


    TÜM PLATFORMLARDA UYGULANABİLEN YENİ GÖRÜNMEZLİK TEKNOLOJİSİ


    Toppare, ODTÜ'de başkanlığını kendisinin yürüttüğü ve araştırma görevlileri Simge Tarkuç ve Funda Özyurt'tan oluşan çalışma grubunun iki yıl süren çalışmaları sonucunda, bu alandaki tüm eksiklikleri ortadan kaldırarak tüm platformlara uygulanması mümkün olan kaplamalar ürettiğini söyledi. Toppare geliştirdikleri kaplama malzemelerle ilgili şu bilgileri verdi:

    “Geliştirdiğimiz malzemeler en fazla 2 milimetre kalınlıkta olup uygulandıkları platformlar üzerine minimum ağırlık katmaktadır. Aynı zamanda bu malzemeler değil ısıya, çıplak aleve dayanaklı olup hiçbir koşul altında alev almamaktadır. Deniz platformları için geliştirilen malzemeler suya, tuza ve yosuna; hava platformları için geliştirilenler ise ayrıca sürtünmeye ve darbeye dayanıklıdır. Bu kaplamaların en önemli özelliği ise geniş bant aralığında (2-18 GHz) yüksek soğurma sağlayıp uygulandığı cismin radar kesit alanını binde 1'e kadar düşürmesidir. Bu 100 metrekarelik bir cismin 0.1 metrekare olarak algılanması demek olup radar tarafından fark edilmesini neredeyse imkansız kılmaktadır. Bütün bunlara ek olarak bu malzemelerin üretimi için gerekli olan tüm girdiler ülke içinden sağlanabilmekte olup yurt dışına bağımlılık gerektirmemektedir.”


    YANMAZLIK ÖZELLİĞİ FARKLI UYGULAMA ALANLARI SUNUYOR


    Malzemelerin üretiminin oldukça basit ve düşük maliyetli olduğunu ifade eden Toppare, geliştirilen bu kaplamanın aleve dayanıklılık özelliğinin de farklı uygulama alanları sunduğunu anlattı.

    Bu malzemelerin yanmazlık özelliği gerektiren uçak kabini, otomobiller, bina içi uygulamalar gibi her türlü platformda plastik kaplama olarak kullanılabileceğini vurgulayan Toppare, şöyle devam etti:

    “Ticari olarak piyasada bulunan malzemeler, alev almamakta ancak erimekte veya kimyasal kompozisyonu alev karşısında değişebilmektedir. Yani alev almayan malzeme ile yanmayan kaplama arasında bir fark bulunmaktadır. Ayrıca malzemenin alevle etkileşiminde toksik gazların çıkmaması, insan sağlığına ve çevreye zarar vermemesi gerekmektedir.

    Tarafımızca geliştirilen bu malzeme bahsedilen nedenlerden ötürü piyasadaki diğer malzemelere alternatif gösterilecek gerekli tüm özelliklere sahiptir.”
 
Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
  • Karada yaşayan balık

    Cift cinsiyetli, 5 santimlik balık metobolizmasını değiştirerek hem suda hem de karada yaşayabiliyor


    Amerikalı bilim adamları gerektiğinde sudan çıkan, hatta ağaçta yaşayan bir balık türü keşfettiler. 5 santim uzunluğundaki “Rivulus marmoratus Poey”isimli balık çekilen sularla birlikte aylarca ağacın dal ve kökleri üzerinde yaşayabiliyor. Çift cinsiyetli balıklar su tekrar yükselince metobolizmalarını yeniden değiştirerek eski yuvasına geri dönüyor. Mangrov ormanlarında yaşayan bu balık biyolojik yapısını geçiçi olarak değiştirdiği için su dışında da soluk alabiliyor.
 
Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
:mrgreen: Bilim ve Teknoloji konularımı buradan takip edebilirsiniz...
 
Kayıt
16 Nisan 2007
Mesajlar
4.158
Beğeniler
11
Şehir
Yeşilpınar
Server
Efes
Takımı
Fenerbahce
Neutral Neutral Neutral Neutral anladınız siz onu... :lolmuch:
 
Yukarı Alt