Bu kez Galatasaray üzdü!... Ankara’da beklentilerin gerisinde bir maç çıkarttı. İlk yarı çok kötüydü ikinci yarı biraz toparladı ama nafile! İşin gerçeği şudur;
Ankaraspor, Galatasaray’dan korkmasa yakaladıklarını atabilse Rijkaard’ın oyuncu değiştirmedeki marifetleri de bu maçın kazanılmasına yetmezdi.
Galatasaray bir bütün halinde oynamasını biliyor ama bazı mevkilerdeki yetenek eksiği ve algılama derdi ya da o oyunculardaki futbol karakteri takımın ritmini bozuyor.
Örneğin;
Galatasaray forvetinin iki derdi var;
1-Atom forvetteki dörtlü topu iyi kullanıyor ama yarattığı fırsatları iyi kullanamıyor,
2-Rakip kale önünde kaybettiği topta rakibe derhal basamıyor.
Arda, Elano, Baroş ve Keita topla mükemmeller ama top rakibe geçince (Keita biraz hariç) ötekiler lay lay lom!...
Rijkaard’ın buna mutlaka çare bulması lazım.
Yurt içinde ‘bekle gör politikasıyla’ maçları kazanabiliyorlar. Rakipler son 15’te bayılınca Galatasaray sonuca gidiyor ama dişli bir takım daha maçın başında atı alıp Üsküdar’ı geçerse Galatasaray yaya kalır!
Yurt içinde Galatasaray rakiplerine gücünü ispat ediyor ama yaklaşan Avrupa maçlarında takımın bu problemi aşması gerekiyor.
Keita rüzgarın kanadında gidiyor
Ankaraspor maçı başladı Galatasaray yine oyuna hakim ama netice yok, top kaybı çok. Son maçlarda Baroş hiç yok! Elano var-yok! Arda ayağında çok top tutuyor, Keita ayrı bir eyalet!
Sağda top Keita’ya geldi mi tribünler ayağa kalkıyor ama Keita tek başına oynuyor!...
Abdel Kader kaderi hep zorluyor. Topla buluşması uçması demek...
Bir, iki, üç kişiyi anında geçiyor. Feyk atarak ve de rüzgarın kanadında fuleli adımlarla sıfıra kadar sarkıyor ya ropu kaybediyor ya verdiği pası kimse değerlendiremiyor. Şut girişimleri de karavana!
Ancak;
Galatasaray işin sırrını çözerse bu takım tutulmaz. Şu an için ya yorgunluk var ya bezginlik. Takımın oynama arzusu çok ama yapabilirlik değerleri çok düşük!
Burada rakip Ankaraspor’un da hakkını yememek lazım. İyi bir takım ama futbolun tek tarafını biraz da sert oynuyor. Daha çok savunmada kaldılar.
Rijkaard müdahalede gecikmiyor
Daha 12. dakikada baktı Galatasaray iyi değil Rijkaard hemen kulübeden çıkıp kenara geldi ve yardımcısıyla Arda’ya direktifler vermeğe başladı. Arda sağa Keita sola geçti, Elano’yu kamçıladılar ama ııh!
Ayhan’ın yokluğu çok hissedildi.
Mehmet Topal savunmanın önünde çakılı kaldı hiç ileri gitmedi!
Gitmedi mi gidemedi mi anlamadım! Ama çok etkisiz bir kimlikle oynadı. Kesebildiği topları ya yana ya geriye verdi... Galatasaray Topal’la gerçekten topal bir oyun sergiledi yadırgadım! Umarım Rijkaard tercihi olarak Topal defansij görevlendirilmemiştir. Çünkü hal böyle olunca Mustafa Sarp’ın da etkisi hiç olmadı.
Sahayı ve rakibi paralayan Sarp Ankaraspor karşısında koşu yolu bile bulamadı, eridi, boğuldu gitti...
Frank’ın lüle saçları...
Bir ara Galatasaray’ın ortasınadki Mehmet Topal ve Sarp’la Galatasaray’ın dörtlü forvetinin arasında on metre bir boşluk oluştu ve Ankaraspor; Hürriyet, Adem Koçak, Neca ve Tita’yla oraya yerleşti oyun kitlendi. Bu kilidi, açacak adam topu ileriye doğru taşıyacak Ayhan veya Barış’tı...
Rijkaard’a bir uyarı;
Bunu elli keredir söylüyorum artık sizler de görmeğe başladınız;
Galatasaray; Arda, Keita, Baroş ve Elano ile oynadı mı orta sahası zayıflıyor. Çünkü bu dört isim topu kaybedince rakip savunma rahat oynuyor. Peşlerinden gelen olmayınca meydan rakibe kalıyor.
Galatasaray daha çok didişmeli. Rijkaard da o tip oyuncuları oynatmalı. Barış’ı top kullanma yetisi yok diye beğenmiyor ama Barış oynadı mı Galatasaray rakibi daha çok ısırıyor.
Rijkaard’ın yumuşak karnı burasıdır!
Bu kararı doğru vermesi de her zaman onu zorlayacaktır.
Arda, Keita, Elano, Baroş, Keweel, Nonda, Barış, Aydın, Ayhan ve Mehmet Topal’dan hangi 6’lıyı takıma koyacağı Rijkaard’ın lüle saçlarını dökecektir!
Goller Kewell ve Nonda’dan!
İlk 11’de bu iki isim yok! Hatta ikinci golün nefis pasını veren Aydın da ilk tertipte yok!
Onlar girdi Galatasaray maçı kopardı!
Şimdi bu bir hoca marifeti midir yoksa hatası mıdır?
Tartışılmalı.
Bence Rijkaard ilk 11’le doğruyu yapmıştır.
Onlardan randıman alamayınca beklemeyip daha 57’de Baroş ve Elano’yu alıp Kewell ve Nonda’yı oyuna sürmüş ve semeresini görmüştür.
Aydın da girince Keita çıkmış ve Galatasaray maçı bunlarla 2-0’a getirmiştir. Hem de ilk golü 75’te atarak!...
Burada Kewell’a bir parantez açmak istiyorum;
Bu adam futbolun sihirbazı. Yetenekle akıl bu kadar mı iç içe geçer...
Arda’nın kornerinden gelen topu kafayla, hem de çok güzel zamanlamayla yükselip boynu çevirerek kalenin boşluğuna atması süperdi. Maçı Kewell aldı!
Böyle zekaya can kurban!
İki hareket ve bereket!
Bravo Kewell, ayakta alkış!
Galatasaray genelde takım halinde iyi ama dünkü maç kötüydü...
Yine de şansla değil, rakibi kanırtarak sonuca gitti.
90 dakika yüklenince sonunda Ankaraspor çöktü!
Ancak Avrupa maçları bu kadar kolay olmaz!
Son söz;
Galatasaray için ne yazdıysam Manisaspor karşısındaki Fenerbahçe de aynı dertlerden sorunlu!
Üstelik Fenerbahçe, Galatasaray gibi takım olabilme becerisini de henüz gösteremiyor. Fener’in oyunu birkaç kişi üzerinde dönüyor.
Bazen nasılsa Volkan, Alex, Emre...
Emre için de ayrı bir yazı yazacağım!
Çizmeyi aşıyor.
Yakışmıyor.
Onu yaratanlar, koluna ilk bandı bağlayanlar, tribüne yumruk şova çanak tutanlar Emre’yi bu hale soktu!
Fenerbahçe güçlü Manisaspor karşısında şansıyla galip geldi ama Manisapor’u da kutluyorum.
Yine güzel yazılar yazmış Osman abi
Osman tanburacı İyi yazmıs 
