Kayıt
14 Mayıs 2007
Mesajlar
24.644
Beğeniler
3
Şehir
İstanbul
Atina'da Türk bayramı: 1-3
Galatasaray, gruptaki en güçlü rakibi Panathinaikos karşısında rahat kazandı. Elano, Baros, Elano derken Atina'da fark geldi.



Panathinaikos için Reha Muhtar, "Yunanistan'ın Galatasarayı" der. Ama Yoncalar'ın eski başkanlarından Apostolos Nikolaidis, Birinci Dünya Savaşı sırasında Robert Kolej'de okurken Fenerbahçe forması giymiş. Pana'nın Hollandalı teknik direktörü Henk Ten Cate, Rijkaard'ın eski yardımcısı. Ten Cate, Fenerbahçe'yi elediğinde Macar MTK'nın hocasıydı. Ama bilmeden Fenerbahçe'ye katkısı da olmuş, Pierre Van Hooijdonk'un geçmişte frikiklerini geliştirmesinde en önemli rolü oynamıştı. Rakip, komşudan olunca ne çok akrabalık çıkıyor değil mi?
Ten Cate de Frank Rijkaard gibi Hollanda ekolünün temsilcisi. Bu maçı izlerken Panathinaikos'un total futbol anlayışına da bakmak gerek. Galatasaray'da Arda yedekler arasında. Ama Elano sahada.
Daha güreş deyimiyle el enseler çekilirken Mustafa, son haftalardaki katkılarına bir yenisini ekledi. Topu ayağına alır almaz ışık hızıyla Baros'a aktardı. Çek, sağ kanattan topla rüzgarı kıskandıracak bir depar attı. Topu ortaladığında araya Marinos girdi. Bu yıl Abdi İpekçi Barış Ödülü'ne adaylığı için başvuru yapmayı planladığım Yunan oyuncu, kalecisine, kornere, ileri ya da gökyüzüne vurmak yerine topu Elano'ya uzattı. Brezilyalı, boş kaleye golü attı: 0-1.
Organize olamayan Panathinaikos'un arka tarafı yolgeçen hanından daha konukseverdi. 11'de sağdan Keita ile geldi Galatasaray. Onun aşırtması, kaleciyi geçti ama savunma topu yakaladı. 27'de Mehmet Topal'ın pasında Baros, soldan ceza alanına yaklaştı. Boştu ama auta gönderdi topu. 35'te Kewell soldan geldi. Ortasında Galinovic 2 metrelik boyuyla topu tutamadı. Savunma kornere çeldi. İlk yarıdan tek olumsuz not Emre Güngör'ün sakatlığıydı.
İkinci yarıya Pana'nın baskıyla girmesini bekledi herkes. Ama bu savunma kırılganlığıyla işleri zordu. Total futbolun savunmayı ileride kuran zihniyeti Yunan ekibine fazla geliyordu. Elano'nun 47'de araya bıraktığı topa Baros, tay gibi koştu. Kaleciyi bir güzel çalımladı. Sonrası malum: 0-2.
53'te belki de ilk net Pana pozisyonunda Leto, Karagounis'in sağdan ortasına yakın mesafeden istediği gibi vuramadı. Ardından Ninis'in ceza alanı dışından şutunda Leo Franco iyi yerdeydi. Galatasaray'ın yaşadığı gereksiz panikte Petropoulos, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Vuruşu dışarı gitti.
Paniği bitiren 3. gol oldu. 56'da Elano uzaklardan hem de çok uzaklardan serbest vuruşu gönderdi. Sarriegi'ye çarpan top köşeye gitti: 0-3. 60'ta Petropoulos'un sol çaprazdan şutu direkten geri geldi. 77'de Galatasaray savunması uyuyunca Salpingidis, Karagounis'in pasında kaleciyle karşı karşıya kaldı. Vuruşu ağlarla buluştu: 1-3.
Galatasaray, gruptaki en güçlü rakibine deplasmanda fark attı. Açıkça söylemek gerekirse böyle rahat bir sonuç kimse beklemiyordu. Panathinaikos aynı Galatasaray gibi oynamaya çalışıyor. Yani Hollanda ekolü. Ama artık Euro 2004 günlerinden uzakta bir Karagounis'le, Dünya Kupası 2002'nin çok uzağındaki Gilberto Silva ile bu sistemin yürümesi zor. Artık Galatasaray için grup birinciliği yolu açıldı.

PANATHINAIKOS-GALATASARAY: 1-3
Hakemler:
Paolo Tagliavento, Luca Maggiani, Elenito Di Liberatore (İtalya)
Panathinaikos: Galinovic, Marinos, Sarriegi, Bjarsmyr, Spiropoulos, Katsouranis (50 Ninis), Gilberto, Karagounis, Hristodoulopoulos (50 Petropoulos), Salpingidis, Leto
Galatasaray: Leo Franco, Sabri, Emre Güngör (24 Uğur), Emre Aşık, Hakan, Mustafa, Mehmet, Elano (62 Arda), Keita (72 Barış), Baros, Kewell
Gol: Salpingidis (77)/ Elano (5, 56), Baros (47)
Sarı Kartlar: Sarriegi, Spiropoulos / Emre Aşık, Uğur​
 
Yukarı Alt