AliceCullen
Bilgiliyim
- Kayıt
- 12 Temmuz 2009
- Mesajlar
- 2.283
- Beğeniler
- 0
1-) YASAKÇI-EĞLENCELİAragones döneminde Avusturya’nın Kitzbühel kasabasında yapılan hazırlık kampı baştan sona yasaklarla doluydu. Önce, Zico zamanında yapılan yumurtalı unlu doğum günü kutlamaları yasaklandı. Futbolcular doğum günlerini birlikte kutlayamaz hale geldi. Kimse İspanyol hocadan izin almadan adım bile atamıyordu.
Daum, Almanya’nın Bad Wörishoffen kasabasındaki kampta bu yasakların büyük bölümünü kaldırdı. Futbolcuları lunaparka götürdü, kendi cebinden para verip onlara hediyeler aldı. Tüm futbolculara, üzerlerinde isimlerinin yer aldığı minik kupalar yaptırdı ve bunları doğum günlerinde onlara armağan etmeye başladı.
2-) ACIMASIZ-SEVECEN
Aragones her antrenmandan önce futbolcularıyla saha içinde toplantı yapıp, gazetecilerin gözü önünde onlara hatalarını söylüyor, bariz hatası olanları özellikle bir kenara çekip fırçalayarak adeta suçluyu ilan ediyordu.
Daum da her idmandan önce aynı şekilde toplantı yapıyor. Ancak onun toplantılarında alkış sesleri, parmak şıkırdatmalar ve bonibon şekerlerin sesleri geliyor.
3-) ÖFKELİ-SAHİPLENİCİAragones, tam bir megalomandı. Karşısındakinin ruh halini hiç önemsemezdi. Kaybedilen maçlardan sonra bol bol nasihat verir, çoğu zaman öfkeli bir ses tonuyla konuşurdu.
Daum, antrenman maçlarında yenilen her gol için 30 şınav cezası veriyor. İşin ilginç tarafı bu cezayı kendisine de uyguluyor ve futbolcularıyla birlikte şınav çekiyor. Böylelikle, “Biz bir takımız. Ben de bu takımın parçasıyım” mesajı veriyor.
4-) STATÜKOCU-YARATICIAragones, elindeki futbolcuların yeteneklerini gözardı edip, onları kendi kafasındaki oyun şablonuna uydurmaşa çalışırdı. Kazım, Alex, Volkan Demirel hatta kendi vatandaşları Josico ile Güiza’yı dahi bu yüzden küstürdü.
Daum, her oyuncuyu ayrı değerlendiriyor, yeteneklerine göre görevlendiriyor.
5-) SOĞUK-SICAK
Aragones, Fenerbahçe’de çalıştığı dönemde gazetecilere bir kez olsun “Günaydın” ya da “İyi akşamlar” demedi. Bir kez Kurban Bayramı’nda basın mensuplarının yanına gelerek bayramlarını kutlayınca gazeteciler gözlerine inanamadı. Bir defasında İspanya’dan röportaj yapmak için gelen gazetecileri bile hakaret ederek kovdu. Maçlar dışında hiç basın toplantısı yapmazdı.
Daum her antrenmanda el sallayarak basın mensuplarına “Günaydın”, “Her şey yolunda mı?” diye soruyor. Sık sık basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevaplıyor.
6-) TEK ADAMCI-PAYLAŞIMCI
Aragones, kaptan olarak bir tek Alex’i tanırdı.
Daum, hazırlık döneminde oynanan her maça farklı bir futbolcuyu kaptan çıkarıp, hepsine aynı değeri verdiğini gösterdi ve sorumluluk almalarını sağladı. Ayrıca, idmanlardaki her maç sonrası futbolcular arasında maçın adamını seçtirerek, onu arkadaşlarının omuzlarında taşıtıp alkışlatıyor.
Daum, Almanya’nın Bad Wörishoffen kasabasındaki kampta bu yasakların büyük bölümünü kaldırdı. Futbolcuları lunaparka götürdü, kendi cebinden para verip onlara hediyeler aldı. Tüm futbolculara, üzerlerinde isimlerinin yer aldığı minik kupalar yaptırdı ve bunları doğum günlerinde onlara armağan etmeye başladı.
2-) ACIMASIZ-SEVECEN
Aragones her antrenmandan önce futbolcularıyla saha içinde toplantı yapıp, gazetecilerin gözü önünde onlara hatalarını söylüyor, bariz hatası olanları özellikle bir kenara çekip fırçalayarak adeta suçluyu ilan ediyordu.
Daum da her idmandan önce aynı şekilde toplantı yapıyor. Ancak onun toplantılarında alkış sesleri, parmak şıkırdatmalar ve bonibon şekerlerin sesleri geliyor.
3-) ÖFKELİ-SAHİPLENİCİAragones, tam bir megalomandı. Karşısındakinin ruh halini hiç önemsemezdi. Kaybedilen maçlardan sonra bol bol nasihat verir, çoğu zaman öfkeli bir ses tonuyla konuşurdu.
Daum, antrenman maçlarında yenilen her gol için 30 şınav cezası veriyor. İşin ilginç tarafı bu cezayı kendisine de uyguluyor ve futbolcularıyla birlikte şınav çekiyor. Böylelikle, “Biz bir takımız. Ben de bu takımın parçasıyım” mesajı veriyor.
4-) STATÜKOCU-YARATICIAragones, elindeki futbolcuların yeteneklerini gözardı edip, onları kendi kafasındaki oyun şablonuna uydurmaşa çalışırdı. Kazım, Alex, Volkan Demirel hatta kendi vatandaşları Josico ile Güiza’yı dahi bu yüzden küstürdü.
Daum, her oyuncuyu ayrı değerlendiriyor, yeteneklerine göre görevlendiriyor.
5-) SOĞUK-SICAK
Aragones, Fenerbahçe’de çalıştığı dönemde gazetecilere bir kez olsun “Günaydın” ya da “İyi akşamlar” demedi. Bir kez Kurban Bayramı’nda basın mensuplarının yanına gelerek bayramlarını kutlayınca gazeteciler gözlerine inanamadı. Bir defasında İspanya’dan röportaj yapmak için gelen gazetecileri bile hakaret ederek kovdu. Maçlar dışında hiç basın toplantısı yapmazdı.
Daum her antrenmanda el sallayarak basın mensuplarına “Günaydın”, “Her şey yolunda mı?” diye soruyor. Sık sık basın toplantısı düzenleyerek gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevaplıyor.
6-) TEK ADAMCI-PAYLAŞIMCI
Aragones, kaptan olarak bir tek Alex’i tanırdı.
Daum, hazırlık döneminde oynanan her maça farklı bir futbolcuyu kaptan çıkarıp, hepsine aynı değeri verdiğini gösterdi ve sorumluluk almalarını sağladı. Ayrıca, idmanlardaki her maç sonrası futbolcular arasında maçın adamını seçtirerek, onu arkadaşlarının omuzlarında taşıtıp alkışlatıyor.