Kayıt
5 Ağustos 2008
Mesajlar
5.585
Beğeniler
0
luis-aragones.jpg

Teknik Direktörümüz Luis Aragones, Samandıra Tesisleri`nde bu sabah gerçeklen antrenman sonrası Fatih Demirkol`un sunduğu Teknik Analiz programına katıldı. Hocamızın takımın sezon değerlendirmesini yaptığı programdan fenerbahce.org olarak derlenen açıklamalar şöyle:

Teknik direktörümüz Aragones Konyaspor maçına kadar olan ligin ilk yarısını değerlendirdiği konuşmasında şunları söyledi: "Çok iyi başlayamadığımız bir lig oldu. Sakatlarla girdiğimiz bir ligdi. Fakat daha sonra gelen sonuçlarla ve gelen galibiyetlerle düzelttiğimize, daha iyi bir yola girdiğimize inanıyoruz ve şu an hemen hemen ilk yarıyı bitirdiğimiz şu günlerde gereken yere geldiğimizi düşünüyorum. Şu anda düşünecek olursak Semih gibi bir oyuncudan yoksunuz. Bunu da giderirsek daha iyi oluruz. Şampiyonlar Ligi`ne bakacak olursak evet Şampiyonlar Ligi`nde gereken başarıyı gösteremedik ama tabi Şampiyonlar Ligi çok farklı bir kulvar, farklı bir yarışma. Şöyle düşünebiliriz; akıllara bir maç geliyor; Fenerbahçe- Arsenal maçı…5 yiyip 2 atabildiğimiz bir maçtı. O maçı değerlendirecek olursak; yakaladığımız pozisyonu golle sonuçlandırsaydık belki de galip gelecektik. Şampiyonlar Ligi`nde oyundan ziyade bazı oyun karakterlerinden çok şanslarında bulunması gerekiyor. Biz onları bu sene çok fazla bulamadık."

Teknik direktörümüz sakatlık problemiyle ilgili de şu açıklamaları yaptı: "Şampiyonlar Ligi`ni de kattığımız zaman çok sayıda maç oynuyoruz arka arkaya. Maç oynayan takımlarda doğal olarak sakatlık görülebilir. Oyuncu da zaten insandır, bir makine değildir. O yüzden onunda tabi ki de sıkıntılı dönemleri oluyor. Biz bunu arka arkaya gelen maçlara ve yoğun tempoya bağlayabiliriz"

Hocamız takımın ne kadar başarılı olduğu sorusuna ise şöyle cevap verdi: "Buna altı ay gibi kısa bir zamanda ulaşmak çok mümkün değil. Bizim her zaman oturtmaya çalıştığımız topa sahip olmak topun bizim tarafımızda kalmasını izlemek halen daha bazı pozisyonlarda çok kolay top kayıplarımız oluyor. Benim bir antrenör için her zaman söylediğim bir şey vardır: Ben genelde top bizdeyken rakip kaleyi aramayı seven oyuncuları severim , top rakip takımda olduğu zaman hızlı bir şekilde en mümkün kısa bir sürede topu çalmak için bir uğraş verilmesini isterim. Tabi ki de benim tarzım daha fazla atak futboluna yatkın olduğu için daha fazla pas konularına eğildik. Bu bağlamda; iyileştirmiş olduğumuz yerler var ama daha öğrenmemiz gereken şeyler de var. Özellikle teknik anlamda öğrenmemiz gereken şeyler var. Zaten baktığımız zaman futbolda şöyle bir kural vardır: Teknik olan oyuncu her zaman topu daha fazla isteyen, topa daha fazla yaklaşan, topu seven, pas yapan oyuncudur. Daha fazla tekniği müsahit olmayan oyuncu topla çok pas olayına fazla girmez ama bizim iyileştirdiğimiz yönlerinin dışında hala geliştirmemiz gereken bir çok konu var. Onları düşünüyoruz, böyle değerlendirmek istiyoruz."

Fatih Demirkol`un "Ataklarda Güiza`nın yalnız kaldığını düşünüyor musunuz?" sorusuna ise şöyle cevap verdi: "Tabi ki de bazı durumlarda evet destek görülmediği durumlar oluyor ama bunu Güiza`ya bağlamamakta doğru, çünkü bizim kanatta oynayan oyuncularımız belki forvet arkasında oynayan Alex olsun ikinci bir forvet gibi solda oynayan Uğur, sağda oynayan Colin`le Uğur`a daha fazla destek verme. Onların da farkındayız ve çalışmalarımız da bu yönde. Ama bu bir takım oyunu süreklide ilerdeki oyuncular hep göze battığı içinde diğerlerinin de bir çaba göstermesi arkadaşlarına destek vermesi tabi ki de önemli ama altını çizmemiz gereken başka konuda var ki Türkiye liginin en fazla gol atan ikinci takımıyız biz o yüzden de gol sıkıntısı varmış gibide düşünülmesi çok doğru değil. Guiza`nın tek başına bir problemi değil üç orta sahanın da onun arkasına doğru ona destek vermesi şekilde hareketlenmesi gerekiyor bir golün yaratılabilmesi için…"

Fatih Demirkol`un "Hocamız basın toplantılarında eğer yakaladığımız net pozisyonları değerlendirseydik maçlar çok daha farklı biterdi` diyor, neden doğru tercihler kullanılamıyor bunun sebebi olarak ne görüyor?" sorusunu ise hocamız şöyle yanıtladı "Futbolda böyledir. Daha fazla pozisyon daha fazla gol getirir. Dediğim gibi büyük takımı, güçlü önemli ses getirecek bir takımı hazırlamak için beş altı ay gibi bir süre hiç yeterli bir zaman değildir. 2-3ç senelerden bahsedebiliriz. Gol pozisyonları, goller her zaman bireysel anlamda takım anlamında düşündüğümüz zaman o çaba defanstan başlayarak gelecek, orta sahalarda yapılan üçgen paslarla ileriye giden vuruşlar bunları oturtmak tabi ki de zaman alacak. Halen biz bu zamanları bulmuş değiliz."

"Liderle iki puan fark var ve ligin en çok gol atan ikinci takımı Fenerbahçe. Şu anki tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna teknik direktörümüz şöyle cevap verdi: "Ben genel hatlarıyla geldiğimiz noktadan memnunum. Tabi ki bazı zamanlarda takımdan daha fazlasını beklediğim ama olmadığı zamanlarım da oldu veya onlardan beklediğimden çok daha iyi performans aldığım zamanlar da oldu. Şu an önümüzde iki tane kulvar ve buralardaki şampiyonluk mücadelelerimiz kaldı."

"Basın toplantılarında `Mayıs ayını bekleyin` diyorsunuz." O zamana kadar kafasında nasıl bir senaryo olduğu şeklindeki soruya hocamız; "Bu söylemimde şunu ifade etmek istiyordum. Sezonun bir başlangıcı, ortası ve sonu vardır. Takımın kritiği ve istatistiğini doğru düzgün yapabilmek için sezon sonu konuşmak çok daha akıllıca olur. Bu da Mayıs ayına denk geliyor. O zaman tablo çok daha iyi netleşmiş olacaktır. Şu zamanlarda yapılan birçok kritik aslında gazeteleri satmaya yönelik pazarlama cümleleri oluyor. Daha net konuşmak için sezon sonunu bekleyeceğiz." dedi.

Fatih Demirkol`un hocamızın iki ön libero konusunda ısrarcı olmasının sebebinin bu taktikle iyi olduğumuz için mi yoksa, eldeki kadronun mu bunu gerektirdiği şeklindeki sorusuna ise hocamız; "Bu konuya şu şekilde bakmamız gerekiyor. Tabi ki elimdeki oyuncuların yapısı bu şekilde oynamamızı gerektiriyor ama dörtlü savunmanın önünde oynayan iki ön liberonun da özgürlükleri de mevcut saha içindeyken. 90 dakika içinde zaten çok şey değişiyor. İki pivotumuz zaten sürekli saldırırsa zaten 4`lü savunmamızın önünde kimseyi tutmuyoruz olarak algılanacak. Aynı durum beklerimiz için de geçerli. Bu biraz taktik ağırlıklı metodoloji işidir. Oyuncularım zaten maç içerisinde ne gerekiyorsa o şekilde oynayan adamlardır. Biz aslına bakarsanız iki ön liberoyla da oynamıyoruz. Selçuk ve Josico birlikte oynadığında Selçuk tamamen özgür oynuyor. Defansı kuvvetlendirmek açısından Emre - Josico oynadığı zaman da Emre sürekli geriye giderek kollayan oyuncum oluyor. Bu taktik konusuna basın da çok fazla takılmış durumda. Bütün takımlar bir şablona oturtulmuş gibi gösteriliyor. 4-2-3-1 gibi.. Ama mesela dediğim gibi 2 tane bekim varsa ve onlar sürekli saldırı yapıyorlarsa biz 4`lü savunma yapmıyoruzdur. 3 tane orta sahamız da atak halindelerse biz o zaman 4`lü hücum oynuyoruzdur. Maç içerisinde çok değişken durumlar bunlar. Şablona oturtmak ve sistemden çok fazla konuşmak bence doğru değil. Takım o gün nasıl atak yapmış? Nasıl defans yapmış? Bunları konuşacağız. Bunları yapamadıkları zaman, eksikliklerini konuşuruz.
İspanya Milli Takımı`na baktığımız zaman kanat konusunda çok fazla oyuncu yoktu. Biz oraya bekleri ve orta sahayı sokarak orada o çeşitliliği yaratarak pas trafiğini hızlandırarak iyi bir futbol sergiledik. Bu sistemlere bu nedenle çok saplanmamak lazım. Takımda defensta ve orta sahada o hareketlilik varsa, pas ve hücumlar isabetli oluyorsa, iyi dönüşler de yapılıyorsa her şey daha kolay oluyor. 4-1-3-2 / 4-2-3-1 gibi sistemleri konuşmak bana Japonca gibi geliyor. Anlamsız…" dedi.

Devre arası planını da yaptıklarını söyleyen hocamız, izin dönemiyle ve yeni yılla ilgili de düşüncelerini dile getirdi: "Euro 2008`den sonra çok fazla dinlenme fırsatım olamadı. 4-5 günlüğüne Madrid`e gidip ailemi göreceğim. Sonra İstanbul`a döneceğim. Burada da mini bir kamp dönemi planladık. Oyuncularımız da izinlerini bu periyoda göre planladılar. Örneğin, Carlos ailesiyle birlikte İstanbul`da olacak.
Yeni yılla ilgili çok fazla bir inancım yoktur. Çalıştıkça şansımın açıldığını düşünüyorum. İkinci devrede hep yukarıda olmayı hedefliyoruz. Rakiplerimiz Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor da bizim gibi şampiyonluk mücadelesi verecekler. Her birine çok saygı duyuyorum. Biz de bu maratonda en iyi olmak için çalışacağız. Tabi ki dileğimiz ve gönlümüz iki kulvarda da şampiyon olmaktan yana ancak bunun çok çalışarak gerçekleşeceğinin de farkındayız. Görevimizi yapacağız."
 
Yukarı Alt